Prens Muhammed bin Selman, Kral 2. Abdullah ile görüştü 

Veliaht Prens’in Kahire ziyaretinde, Mısır ve Suudi Arabistan arasındaki ittifakın derinleştirilmesi kararlaştırıldı  

Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı karşıladı. (SPA) 
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı karşıladı. (SPA) 
TT

Prens Muhammed bin Selman, Kral 2. Abdullah ile görüştü 

Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı karşıladı. (SPA) 
Ürdün Kralı 2. Abdullah, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı karşıladı. (SPA) 

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mısır ve Türkiye’yi de kapsayan bölgesel yurtdışı turu çerçevesinde Ürdün’ü ziyaret etti. Ürdün Kralı 2. Abdullah, Muhammed bin Selman’ı Kraliçe Aliye Havalimanı’nda karşıladı. Başkent Amman’da Hüseyniye Sarayı’nda iki lider arasında gerçekleşen görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel konular da ele alındı. Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz'in selamlarını ileten Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Ürdün ile ilişkileri güçlendirmek istediklerini söyledi. Muhammed bin Selman’ın Ürdün ziyareti, Suudi Arabistan’ın bölge ve Arap ülkeleriyle ilişkileri derinleştirerek güçlendirmesi stratejisi kapsamında gerçekleştirildi.  
Muhammed bin Selman dün salı günü Mısır’daki resmi ziyaretini tamamlayarak Ürdün’e geçmişti. Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ı Kahire Havalimanı’ndan uğurlayanlar arasındaydı. Muhammed bin Selman beraberindeki üst düzey heyetle Kahire’de resmi törenle karşılandı. İttihadiye Sarayı’nda iki ülkenin yetkililerinin katıldığı toplantının ardından, Muhammed bin Selman ve Cumhurbaşkanı Sisi ikili görüşme gerçekleştirdi. Toplantılarda iki ülkenin stratejik ilişkilerini geliştirme yolları ele alındı, İslam dünyası ve Arap dünyasıyla ilgili konular masaya yatırıldı. Bölgenin güvenlik ve istikrarını konu alan dosyalar tartışıldı, Arap ülkelerinin ortak hareket etmesine odaklanılarak, terörle mücadele konularına değinildi. Arap ve Müslüman ülkelerin yararına olacak ortak bir vizyonla, güvenlik, istikrar, kalkınma ve barışı sağlamayı amaçlayan derin ve köklü stratejik ortaklık çerçevesinde, ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası siyasi konular tartışıldı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Mısır'a yaptığı ziyaretin “İki kardeş ülke arasındaki seçkin ilişkilerin pekiştirilmesi ve Mısır’la gerçekleştirilen yoğun istişare ve koordinasyon hızının devam ettirilmesi’’ çerçevesinde gerçekleştiğini vurguladı. Bu ziyaretin, iki ülke arasındaki sağlam stratejik ittifakı daha da güçlendirmesini umduğunu ifade etti.  
İki ülke arasındaki koordinasyon ve istişarenin sürdürülmesinin önemine vurgu yapan Veliaht Prens, Arap aleminin karşılaştığı zorlukların ve sorunların aşılabilmesi, ayrıca Arap ülkelerindeki istikrarı hedef alan dış müdahalelerle mücadele edilebilmesi için koordinasyon ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirtti. Muhammed bin Selman, Mısır’ın bölgedeki güvenlik ve istikrarın sağlanmasındaki kritik rolüne övgüde bulundu.  
Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi görüşmeyle ilgili şu açıklamada bulundu: ‘’Cumhurbaşkanı Sisi ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın görüşmesinde, ikili ilişkilerin birçok yönünün geliştirilmesi yönünde hemfikir olundu. Özellikle ekonomi ve yatırım alanlarına odaklanıldı. Mevcut gereksinimler ışığında karşılıklı olarak yatırım fırsatları ve ortak projeler değerlendirildi. Görüşmede bölgesel ve uluslararası arenadaki birçok dosya ele alındı. Bölge ülkelerini ve halklarını tehdit eden tehlikelere karşı ortak çabaların güçlendirilmesinde görüş birliği oluştu. Ayrıca Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde gerçekleşecek olan ve Körfez İşbirliği Konseyi ile Irak, Mısır, Ürdün ve ABD’nin katılım sağlayacağı zirvenin önemi vurgulandı.’’  
Veliaht Prens Muhammed bin Selman Kahire’den ayrıldıktan sonra bir mesaj göndererek Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’ye misafirperverliği için teşekkür etti. Veliaht Prens mesajında,   
“Sayın Başkan bize ve heyetimize gösterdiğiniz ilgi ve misafirperverliğiniz için teşekkür ederiz. Sizinle yaptığımız görüşmeler son derece verimli geçti ve ülkelerimiz arasındaki seçkin, kardeşçe ilişkilerin sağlamlığını bir kez daha kanıtladı. Haremeyn hizmetçisi Kral Selman bin Abdulaziz ve sizin liderliğinizde, ülkelerimiz arasında her alanda işbirliğinin derinleştirilmesi yönünde karşılıklı güçlü bir arzu bulunuyor. İkili ilişkilerimizin güçlendirilmesi, halklarımızın ve ülkelerimizin çıkarınadır. Ayrıca bölgedeki güvenlik ve istikrarın güçlendirilmesi için de son derece önemlidir’’ ifadelerini kullandı.  
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın Mısır ziyaretinin, iki ülke arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi, iki ülkenin ve Arap ülkelerinin karşılaştığı zorluklarla mücadele edilmesinde yakın koordinasyonun arttırılması için oldukça önemli fırsatlar barındırdığını söyledi. El Arabiya televizyonuna açıklamada bulunan Samih Şukri, "Mısır ve Suudi Arabistan arasında güçlü bir koordinasyon var, iki ülke de bölgedeki sorunların aşılması noktasında ortak çaba sarf ediyor. Bu ziyaretle ikili ilişkilerin, iki ülke halklarının arzu ettiği seviyeye çıkarılması ve ortak politikalar belirlenmesine odaklanıldı. Bölgede istikrarın sağlanması herkesin çıkarınadır. Suudi Arabistan ile Mısır arasındaki ilişki, iki ülkenin halkalarının ortak çıkarına olacak şekilde gelişim ve kalkınmanın sağlanmasını hedefliyor. Krallık ve Mısır’ın politikaları da bu yönde şekilleniyor’’ dedi. 
Yemen'in Mısır ve Suudi Arabistan için öncelikli bir ülke olduğunu vurgulayan Şükri, Mısır’ın ‘insani mülahazalarla’ Kahire ve Sana arasında uçuşların başlatılmasını kararlaştırdığını ve Birleşmiş Milletler’in insani yardım çabalarını desteklediklerini ifade etti.  
Mısır cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır’ın, Körfez ülkelerinin güvenliğini, ulusal güvenliğinin bir parçası olarak gördüğünü belirterek, bölgeyi istikrarsızlaştırmaya yönelik her türlü girişim ve uygulamayı reddettiğini kaydetti. Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Bessam Radi, Cumhurbaşkanı Sisi'nin görüşmede "Suudi liderliği ile istişare ve koordinasyonun güçlendirilmesine yönelik arzusunu ve istekliliğini’’ vurguladığını belirterek, Mısır ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin stratejik ve tarihi olduğunu, ortak geleceğe yönelik siyasi iradenin de bunu gösterdiğini ifade etti.  
Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Kahire ziyaretine ilişkin dün yayınlanan ortak bildiride, ‘’İki ülke köklü tarihi ilişkilerini gözden geçirmiş, aralarındaki işbirliği ve koordinasyonun, iki ülke halklarının çıkarlarını dikkate alacak bir şekilde her alanda arttırılması ve güçlendirilmesinde hemfikir olunmuştur. Görüşmede bölgedeki ve dünyadaki son gelişmeler tartışılmış, ortak ilgi alanına giren bölgesel ve uluslararası meselelerde, kader birliği uyarınca birlikte hareket edilmesine odaklanılmıştır’’ denildi.  
 Suudi Arabistan ve Mısır, aralarındaki, ekonomik, yatırım ve ticaret ortaklığını güçlendirmeyi ve iki ülke arasındaki ticaret hacmini arttırmayı kararlaştırdı. Suudi 2030 Vizyonu ve Mısır 2030 Vizyonu çerçevesinde ekonomik entegrasyonun sağlanması, yatırım işbirliğinin arttırılması ve her iki ülkenin özel sektörleri arasındaki ortaklıkların teşvik edilmesi üzerinde duruldu. Görüşmelerde, Mısır ile Suudi Arabistan arasında, yatırım ve ticaret alanlarında yaklaşık 8 milyar dolar değerinde 14 anlaşma imzalandı. Ayrıca Suudi Arabistan’ın Mısır’da 30 milyar dolar değerinde yatırım projelerine öncülük etme niyetinde olduğu öne çıktı. Mısır ve Suudi Arabistanlı yetkililer, iki ülke arasındaki ticaret hacminin artmasını ve yatırım kararlarını memnuniyetle karşıladı. İki ülkedeki yatırım hacminin arttırılması için çaba göstereceklerini kaydeden yetkililer, yatırımların önündeki bürokratik engellerin aşılması için de çalışılacağını kaydetti. İki ülke arasında, özel sektördeki ortaklıkların güçlendirilmesi, yenilenebilir enerji, petrol, altyapı ve siber güvenlik de dahil olmak üzere bir dizi hayati sektördeki yatırımların arttırılması kararlaştırıldı. Taraflar ayrıca, iklim, çevre ve denizlerin korunması konularında işbirliği ve koordinasyonun güçlendirilmesi, özellikle tarım alanında iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttırılması hususunda anlaştı. Suudi Arabistan tarafı, Mısır hükümeti tarafından yürütülen ekonomik reformları övdü ve iki kardeş halk için istikrar ve refahın sağlanmasını amaçlayan, ekonomik işbirliğini geliştirme konusundaki istekliliğini teyit etti.  
Suudi Arabistan ile Mısır arasındaki görüşmelerde ayrıca, Mısır’ın Şarm eş-Şeyh şehrinde düzenlenecek olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) eşzamanlı olarak, Yeşil Ortadoğu Zirvesi ve Yeşil Suudi Arabistan Girişimi toplantılarının düzenlenmesi kararlaştırıldı. Mısır ve Suudi Arabistan, sağlık ve eğitim alanlarındaki işbirliğinin arttırılmasına da karar verdi. Taraflar, Birleşmiş Milletler’in salgınla mücadele çabalarını desteklemek, sağlık sektörlerindeki mevcut sorunların giderilmesinde ve muhtemel tehditlerin aşılmasında birlikte hareket etme hususunda anlaştı. Ayrıca yüksek öğretim ve araştırma geliştirme projelerindeki işbirliği seviyesinin yükseltilmesi, her iki ülkedeki üniversite ve araştırma merkezlerinin ortak projeler geliştirmesinin teşvik edilmesi kararlaştırıldı. Taraflar turizm alanında işbirliğinin, iki ülkedeki turizm hareketinin geliştirilmesinin yanı sıra potansiyel turizm rotalarının araştırılması ve her iki ülkenin turizm sektörünün güçlendirilmesi konusunda da anlaşma sağladı. Ayrıca iki ülke arasındaki kültürel etkileşimin bir üst seviyeye çıkarılması ve müşterek kültürel faaliyetlerin düzenlenmesi kararlaştırıldı.  
Suudi Arabistan ve Mısır siyasi alanda, her iki ülkenin güvenlik ve istikrarını sağlama noktasında, tüm siyasi meselelerde işbirliğini geliştirme konusundaki kararlılıklarını ifade etti. Bölgesel ve uluslararası gelişmelere dair ortak çıkarlar nazarından koordinasyon ve istişarelerin arttırılması kararlaştırıldı. Heyetler arası görüşmelerde Filistin meselesi de ele alındı. Taraflar İsrail-Filistin anlaşmazlığının adil ve kapsamlı bir çözüme kavuşturulması hususunda hemfikir olduklarını beyan etti. İsrail-Filistin barışının sağlanması ve iki devletli çözüm temelinde müzakerelerin yeniden başlatılması için gerçek ve etkili girişimlerde bulunulmasının gereği üzerinde duruldu. Bu bağlamda, Filistin halkının haklarının korunması için, ilgili uluslararası kararların ve Arap Barışım Girişimi’nin uygulanarak, başkenti Doğu Kudüs olan 1967 sınırları uyarınca kurulacak bağımsız bir Filistin devletinin desteklenmesi kararlaştırıldı.  
Taraflar Yemen’de kapsamlı bir siyasi çözüme ulaşılması noktasında, Birleşmiş Milletler’in ve bölge ülkelerinin girişimlerini desteklediklerini bir kez daha teyit etti. Körfez Girişimi ve mekanizmalarının uygulanması için çaba gösterilmesi üzerinde hemfikir olundu. Mısır tarafı, Suudi Arabistan’ın Yemenliler arasında uzlaşı sağlanması ve ateşkes sağlanması yönündeki çabalarını övdü, ayrıca Yemen’e yapılan insani yardımlarından ve bu yardımları kolaylaştırma rolünden de övgüyle söz etti. Taraflar, istikrar ve güvenliğin sağlanması amaçlı görevlerini etkili bir şekilde yerine getirebilmesi için Yemen Başkanlık Konseyi’ni desteklemeye devam edeceklerini vurguladı. Birleşmiş Milletler’in Yemen’de ateşkes sağlamasını son derece olumlu bir adım olarak niteleyerek, ateşkes süresinin uzatılmasını memnuniyetle karşıladılar. Suudi Arabistanlı yetkililer, Mısırlı meslektaşlarına, Birleşmiş Milletler ve Yemen hükümetinin talebiyle, Kahire-Sana arasında insani yardımların sağlanabilmesi için uçuşları yeniden başlatması dolayısıyla teşekkür etti. Taraflar bir kez daha Husilerin Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile Yemen’deki siyasilere yönelik saldırıları ve ulusal uzlaşı çabalarını engellemelerini şiddetle kınadı.  
Suudi Arabistan ve Mısır, Iraklı tarafların bir an önce kapsayıcı bir hükümet kurmada başarılı olması yönündeki dileklerini dile getirdi. Oluşturulacak yeni hükümetin, kardeş Irak halkının özlemlerini karşılaması, güvenlik ve istikrarı sağlayarak terör örgütleriyle mücadelede başarılı olması temenni edildi. Yeni hükümetin Irak’ı, kardeş Arap ülkeleriyle ilişkilerinde yeni ufuklara taşımasını umduklarını ifade eden taraflar, Arap halklarının kardeş olduğunu ve kaderlerinin birbirine bağlı olduğunu vurguladı. Taraflar, Sudan’daki geçiş sürecinin başarılı olması için bu ülkeye sağladıkları desteği sürdüreceklerini belirterek, Sudan’daki tüm tarafların diyalog içinde olmasının önemine işaret ettiler. Suudi Arabistan ve Mısır, Lübnan’ın güvenlik ve istikrarına ve toprak bütünlüğünün korunmasının önemine vurgu yaptı. Lübnan’ın Arap kimliğinin korunmasının önemine değinen taraflar, ülkedeki krizin aşılması için gerekli reformların uygulanması çağrısında bulundu. Taraflar, Lübnan’ın bölgenin istikrarını sarsan terör örgütlerinin ve uyuşturucu ticaretinin geçiş rotası olmaması gerektiğine de dikkat çekti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi Kahire’de görüştü. (SPA)  

Suriye meselesine de değinen taraflar, Suriye krizinin, kardeş Suriye halkının özlemlerini gerçekleştirecek bir şekilde, ülkenin toprak bütünlüğünün korunarak çözüme kavuşturulmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Taraflar Suriye’de demografik yapıyı değiştirecek, güvenlik ve istikrarı sarsacak dış müdahalelerin son bulması gerektiğine dikkat çekerek, Birleşmiş Milletler Suriye özel temsilcisinin girişimlerini desteklediklerini kaydetti. Suudi Arabistan ve Mısır, Libya’nın toprak bütünlüğünün, güvenlik ve istikrarının korunması gerektiğini teyit ederek, Libyalıların dış müdahalelerden bağımsız olarak kendi aralarında bir uzlaşı sağlamalarının önemine değindi. Libya’da bir an önce parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimi olması gerektiğini ifade eden taraflar, Libyalılara birlik olmaları çağrısında bulundu. Suudi Arabistan tarafı, Mısır’ın Libya’daki anayasal süreçle ilgili çabalarını övdü. Libya’daki kurumların rolünü desteklemenin önemini vurgulayan taraflar, bu bağlamda, seçilmiş yasama organı olması nedeniyle Libya Temsilciler Meclisi'nin ulusal çabalarını ve meşru kararlarını desteklediklerini ifade etti. Taraflar ayrıca BM Güvenlik Konseyi’nin 2570 ve 2571 sayılı kararları uyarınca, istisnasız ve erteleme olmaksızın, Libya’daki tüm yabancı güçlerin ve paralı askerlerin belirli bir takvim çerçevesinde ülkeyi terk etmesi gerektiğini belirtti. Libya’daki 5+5 Ortak Askeri Komite’nin çabalarını öven taraflar, ülkedeki ateşkesin korunmasının önemini vurguladı.  
 Suudi Arabistan ve Mısır, İran'ın nükleer faaliyetlerinin barışçıl bir çerçevede tutulması ve nükleer silah edinmesini önlemeye yönelik uluslararası çabaları desteklediklerini teyit etti. Taraflar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın rolünün güçlendirilmesi ve nükleer silahların yayılmasının önlenmesinin önemi üzerinde hemfikir olduklarını bildirdi. Ortadoğu’nun kitlesel imha silahlarından arındırılması gerektiğini vurgulayan taraflar, İran’ı, iyi komşuluk ilişkileri bağlamında, Arap ülkelerinin iç işlerine müdahil olmaması konusunda uyardı. Taraflar, Arap ülkelerinin, İran’ı silahlı milisleri desteklememesi, barış ve istikrarı baltalamaması ve deniz ticaretini aksatmaması yönündeki uyarılarını desteklediklerini teyit ettiler. Mısır ve Etiyopya arasındaki Rönesans Barajı kriziyle ilgili, Suudi Arabistan, Mısır’ın su güvenliğini tamamıyla desteklediğini vurguladı. Suudi Arabistan Etiyopya’yı Rönesans Barajı’yla ilgili tek taraflı kararlar almaması konusunda uyardı, Mısır ve Sudan ile iletişimde kalarak ortak karar almasını ve bağlayıcı bir anlaşmaya imza atmasını tavsiye etti. Suudi Arabistan, Mısır’ı ulusal güvenliğini sağlama amaçlı tüm kararlarında destekleyeceğini vurguladı. Mısır tarafı da Suudi Arabistan’ın ulusal güvenliğini sağlama hususundaki önlem ve eylemlerini desteklediğini belirterek, iki ülkenin güvenliğinin bölünmez bir bütün olduğunun altını çizdi. Taraflar iki ülke arasında güvenlik alanlarındaki işbirliğinin ve koordinasyon düzeyinin arttırılmasını kararlaştırdı. Taraflar ayrıca terörizm ve terör finansmanıyla ortak mücadelenin sürdürülmesi hususunda anlaştı.



Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
TT

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli, Suudi Arabistan ile finansal teknoloji, yeşil finans, yapay zeka, uzay ve siber güvenlik alanlarındaki ortaklıkları en üst düzeye çıkarmak için yoğun çabaların sürdüğünü açıkladı.

Mainelli geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısına katılımı sırasında Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Birlikte çalışarak, finansal hizmetler sektörünü güçlendirmek ve yeşil dönüşümün sunduğu muazzam fırsatları ortaya çıkarmak için sürdürülebilir finans alanındaki uzmanlık ve yenilikleri paylaşabilir ve kullanabiliriz” şeklinde konuştu.

Riyad'da ülkesinin delegasyonuna liderlik eden Mainelli, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

İngiltere, Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı

Mainelli, “İki krallık önemli ticaret ortaklarıdır; Birleşik Krallık 17,4 milyar sterlin (82 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağıdır. Bu arada Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), 65 milyar Sterlin (305 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Birleşik Krallık'ın dördüncü büyük ticaret ortağıdır. Suudi Arabistan'ın Birleşik Krallık'taki yatırımlarının değerinin 65 milyar sterlin (305 milyar riyal) olduğu tahmin ediliyor” ifadelerini kullandı.

Mainelli sözlerini şöyle sürdürdü: “KİK ile Birleşik Krallık arasında devam etmekte olan serbest ticaret müzakerelerini memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun mesleki, ticari ve finansal sektörlerde pazara erişim konusunda hızlı ilerleme çağrısında bulunan Birleşik Krallık-KİK Ortak Ticaret ve Yatırım İncelemesi’nin tavsiyelerine uymasını umuyoruz.”

Mainelli, geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısının önemi ve temiz enerji konusunda ikili, bölgesel ve küresel iş birliği için yeni fırsatlar konusunda ise “Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısı, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 çerçevesinde ekonomisini petrol ve doğalgazdan uzaklaştırarak çeşitlendirme konusunda kaydettiği olağanüstü ilerlemeyi sergilemesi için bir fırsattı” dedi.

Mainelli sözlerine şöyle devam etti: “Suudi Arabistan'ın geleceğine derinlemesine bakması harika ve ben bunu alkışlıyorum. Suudi Arabistan'ın hidrojen teknolojisinin yanı sıra biyoloji ve sağlık alanında da büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.”

‘Vizyon 2030'un en iyi yanının Suudi halkı için iyi entelektüel işler yaratmak olduğunu ve bunun 40 milyonluk bir ülkenin neleri başarabileceğine dair yüce bir vizyon sunduğunu’ vurgulayan Mainelli, Birleşik Krallık Londra'nın finansal teknoloji, yeşil finans ve sigorta alanlarındaki deneyiminden ötürü, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un çeşitlendirilmiş bir ekonomi, finansal katılım ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için tercih edilen doğal ortak olduğunu belirtti.

Mainelli, “Birleşik Krallık'ın finansal ve profesyonel hizmetlerden sorumlu uluslararası elçisi olarak, Suudi Arabistan'ın yeni ortaya çıkan finansal teknoloji ve yeşil finans gruplarının yanı sıra yapay zeka ve uzay şirketleriyle görüşmek üzere buradayım. Ayrıca, başta sigorta, bankacılık, dijital, yeşil finans, siber güvenlik ve finansal teknoloji olmak üzere finansal hizmetlerde Suudi Arabistan ile ortaklığımızı en iyi şekilde nasıl derinleştirebileceğimizi tartışmak üzere maliye ve yatırım bakanlarıyla ikili görüşmeler yapacağım” ifadelerini kullandı.

Riyad ve Londra arasında eşleştirme

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Londra ve Riyad arasındaki eşleştirme (twinning) süreci ve mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

Mainelli, “Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan'dan politika yapıcılar, sektör liderleri ve finans profesyonellerinin yanı sıra uluslararası katılımcılar da dahil olmak üzere 200 kadar üst düzey katılımcıyı bir araya getirecek. Zirve, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanacak” şeklinde konuştu.

Mainelli'ye göre yaklaşan zirve, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'da ana hatlarıyla belirtilen sürdürülebilir altyapı hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için becerilerini, ürünlerini, uzmanlıklarını ve sermayelerini sunma konusunda daha fazla Birleşik Krallık finans ve profesyonel firmasını proaktif ortaklar olmaya teşvik edecek. Zirve ayrıca, iki ülke arasında anlamlı, uzun vadeli ortaklıklar ve iş birliği kurmanın önemini vurgulayacak.

Mainelli'ye göre zirvenin konuları arasında, sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi ve yeşil dönüşümün teşvik edilmesinde İngiltere-Suudi Arabistan iş birliğinin unsurları ve önemi, sürdürülebilir altyapının finansmanı, yatırım açığını kapatmanın yolları ve kamu-özel sektör ortaklıklarının rolü yer alıyor.

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi'nde yenilikçi finansman modellerinin yanı sıra mega projeler ve akıllı şehir planlaması açısından kentleşme ve sürdürülebilir şehirlerin geliştirilmesi ile yeşil teknolojilerin yaygınlaştırılması ve inovasyonun teşvik edilmesi çerçevesinde yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji girişimlerinin de ele alınacağını kaydetti.

Mainelli sözlerini şöyle noktaladı: “Suudi Arabistan, ekonomik çeşitlendirme planı ve Vizyon 2030 ile ekonomik dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Sürdürülebilir finans alanında küresel bir lider olan Birleşik Krallık ile birlikte zirvenin çözümler üreteceğinden ve dünyanın geri kalanının faydalanabileceği bir model oluşturacağından eminim.”


Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman, Devlet Bakanı, Savunma Bakanı ve Burkina Faso Gazileri Tümgeneral Kasım Coulibaly ile görüştü. Dün (Pazar) yapılan görümede iki taraf arasındaki ilişkilerin gözden geçirmesinin ardından askeri ve savunma alanlarında iş birliği anlaşmaları yapıldı.

Prens Halid bin Salman'ın, Tümgeneral Kasım Coulibaly'yi Riyad'daki bir kütüphanede kabulü sırasında yaptığı görüşmelerde, bölgesel ve uluslararası alandaki durumla ilgili gelişmeler ve bu konuda yapılan çalışmalar ele alındı.

Toplantıya Suudi tarafından Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdul Rahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Fayyad Al Ruveyli, İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Beyani ve Savunma Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Hişam bin Abdulaziz bin Saif katıldı.

Burkino Faso tarafında ise Savunma Bakanlığı Askeri ve Savunma İşbirliği Genel Müdürü Tuğgeneral Kapoor Jean-Baptiste, Burkina Faso Kraliyet Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Traore çok sayıda üst düzey yetkili hazır bulundu.


Suudi Dışişleri Bakanı, Gambiya'daki İslam Zirvesi Konferansında Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı, Gambiya'daki İslam Zirvesi Konferansında Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, İslam Zirvesi Konferansı'nın "Sürdürülebilir Kalkınma İçin Diyalog Sırasında Birlik ve Dayanışmayı Teşvik Etme" başlıklı toplantısına katılmak ve Krallığın on beşinci oturuma katılan heyetine başkanlık etmek üzere bugün (Cumartesi) Gambiya'nın başkenti Banjul'a geldi.

Dışişleri Bakanı, ülke liderleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin temsilcileriyle, Filistin meselesi ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeler başta olmak üzere İslam ülkelerini ilgilendiren pek çok konuyu görüşecek. Dışişleri Bakanı, Krallığın 14. oturum başkanlığının ardından, zirvenin gerçekleştirilecek 15. oturumunun başkanlığını Gambiya'ya devredecek.


Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı
TT

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Suudi Arabistan’daki Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi Genel Sekreteri Dr. Kutub Mustafa Sano yaptığı açıklamada, söz konusu bildirinin, şer'i hukukun genel ilkeleri çerçevesinde ele alınan evrensel içtihat kurallarıyla desteklendiğini ifade etti. Sano bildirinin, zararı oluşmadan önce ve oluştuktan sonra defetmenin gerekliliğini öngören, zararı önlemeyi menfaat sağlamaya önceleyen, genel zararı önlemek için özel zarara katlanmayı öngören ve bundan kaynaklanan sonuçları dikkate alan hikmetli ve hukuki bir bildiri olduğunu ifade etti. Söz konusu bildirinin aynı zamanda doğru olan hususta yöneticiye itaat etmenin gerekliliğine, ona karşı gelmenin haramlığına, yüce şeriatın korumak ve tesis etmek için geldiği beş zorunlu menfaati (din, nesil, can, mal ve akıl) dikkate aldığına işaret eden Sano, bunları ihlal eden ya da bozan her şeyi ortadan kaldırmanın zorunluluğunu dile getirdi. Sano, “Bu çağda hac izini alınmamasından kaynaklanan ciddi zararlar ve çoklu riskler söz konusudur” dedi.

SPA'da yer alan habere göre Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, üyeleri ve uzmanlarıyla birlikte bu bildiriyi tamamen desteklediğini ve tüm Müslümanları burada yer alan hükme, yani ilgili makamlardan izin almadan hacca gitmenin kabul edilemezliğine uymaya çağırdıklarını vurguladı. İslam dünyasında önde gelen alimlerin, imamların ve vaizlerin bu bildiriyi yayması gerektiğini dile getiren Akademi, elden ele dolaştırarak Müslümanların bu bildiriye uymaya teşvik edilmesinin herkesin üzerine düşen bir görev olduğunu kaydetti. Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi aynı zamanda, bu bildiriyi ihlal etmenin hukuki sonuçlarından ve failinin günahından da söz edilmesini istedi.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi ayrıca, Suudi Arabistan'a, hükümetine ve halkına; İki Kutsal Cami’ye gösterdikleri büyük özen, itina ve hizmetlerin yanı sıra, hacılar, umreciler ve ziyaretçiler de dahil olmak üzere İki Kutsal Cami’ye giden misafirlere sağladığı büyük olanaklar için en içten teşekkürlerini sundu.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi, adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
TT

Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Arap ortaklarıyla savaş sonrası Gazze'deki durumu görüşmeyi amaçlayan geniş bir Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün (Pazartesi) Suudi Arabistan'a geldi.

Reuters'in haberine göre ziyaret aynı zamanda, Gazze'de kötüleşen insani durumun iyileştirilmesi için ABD Başkanı Joe Biden'ın talep ettiği somut adımları atması konusunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya baskı yapmayı da amaçlıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığından üst düzey bir yetkili, Blinken'in üst düzey Suudi yetkililerle Riyad'da görüşmesinin beklendiğini belirtti. Blinken ayrıca savaş sonrası Gazze Şeridi'nin yönetim şekli hakkında daha fazla müzakerelerde bulunmak üzere Katar, Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün dışişleri bakanları ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirecek.


Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir
TT

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Kıdemli Âlimler Konseyi: İzin almadan hacca gitmek caiz değildir

Suudi Arabistan'daki Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğunun ve kutsal beldelere gidenlerin bunu yerine getirme taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu açıkladı. Konsey, şeriatın, maslahatları iyileştirmek, çoğaltmak, kötülükleri önlemek ve azaltmak için geldiğini teyit etti. Vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını belirten Konsey, bunu yapanın günahkâr olduğunu, vize almaya gücü yetmeyenin de hacca güç yetiremeyen kimse kategorisinde değerlendirileceğini ifade etti.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından dün (Cuma) yapılan açıklamada, İçişleri Bakanlığı, Hac ve Umre Bakanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi İşlerinden Sorumlu Genel Başkanlığı temsilcilerinin vizenin olmaması durumunda karşılaşılacak zorluklar ve risklerle ilgili olarak sundukları bilgilere yer verildi.

Konsey, Hac vizesi alma zorunluluğunun, İslam şeriatının insanların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak ve onları zorluklardan kurtarmak için öngördüğü şeylere dayandığını belirtti. Hac izni alma zorunluluğunun, hacılardan oluşan bu büyük kalabalığın huzur ve güven içinde ibadetlerini yerine getirmesini sağlayacak şekilde düzenlenmesi amacıyla getirildiğini ifade eden Konsey, bunun Şer'i delil ve kurallarla belirlenen geçerli bir yasal amaç olduğunu belirtti.

Kıdemli Âlimler Konseyi, Hac vizesi alma zorunluluğu ve kutsal mekanları ziyaret edenlerin bunu yapma taahhüdünün şeriatın gerektirdiği maslahata uygun olduğunu belirtti. Zira Hac organizasyonuyla ilgilenen devlet kurumları, izin verilen hacı sayısına göre güvenlik, sağlık, konaklama, iaşe ve diğer hizmetler de dahil olmak üzere çeşitli yönleriyle hac sezonunun planını yapıyor. Hacıların sayısı izin verilene uygun olduğunda, hacılara sağlanan hizmetlerin kalitesinin de artacağını ifade eden Konsey, böylece hacıların büyük zarar görmelerinin önleneceği, ölüme yol açan kalabalık ve izdiham risklerinin azalacağını belirtti.

Hac için vize alma zorunluluğunun yöneticiye itaat etmek olduğunu belirten Kıdemli Âlimler Konseyi, vize alma zorunluluğuna uyulmaması durumunda hacıların güvenliğini ve sağlığını etkileyen büyük zararlar ve çoklu riskler hakkında bilgilendirildiğini belirtti. Konsey’e göre bu durum şu hususu açıklığa kavuşturuyor: İzinsiz hac yapmak, sadece bundan kaynaklanan zararla sınırlı değildir. Hacı kendisi de zarar görse, bu zarar sisteme bağlı kalan diğer hacıları da kapsar. İhmalkârlıkla verilen zararın küçük günahtan daha büyük günah olduğu şeriatta belirtilmiştir.

Bu noktada Konsey, vize almadan hacca gitmenin caiz olmadığını, bunu yapanların günahkâr sayıldığını, çünkü sadece kamu yararını sağlamak için verilen yöneticinin emrini ihlal ettiğini yineledi.

Kıdemli Âlimler Konseyi tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Tüm Müslümanlara Yüce Allah'tan korkmalarını söylüyoruz. Özellikle Allah'ın evini haccetmek isteyenlere, bu büyük ibadeti yerine getirirken Allah'tan korkmalarını, haclarını korumalarını, bu ibadeti güvenlik, kolaylık ve huzur içinde yerine getirmelerini sağlamak için çıkarılan yönetmelik ve talimatlara uymalarını tavsiye ediyoruz.”


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı sahte hac şirketlerine karşı uyardı: Hac vizesi olmadan hac ibadeti yapılamaz

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı'ndan resmi bir kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek isteyenleri, 2024 yılı için bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla reklamını yapan sahte Hac kampanyalarına kanmamaları konusunda uyardı. Kaynak, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Kaynak ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.

Kaynak, Hac ve Umre Bakanlığı’nın sosyal ağlarda cazip fiyatlarla hac organize ettiğini iddia eden sahte hesapların yanı sıra, şirket ve kampanya reklamlarını da izlediğini belirtti. Bu tür kampanya ve şirketlerle karşı dikkatli olunması çağrısında bulundu.

Bu bağlamda Hac ve Umre Bakanlığı, Irak Hac ve Umre Bakanlığı'nın Irak makamlarıyla iş birliği içerisinde ticari hac turu düzenleyen 25'ten fazla sahte şirketin faaliyetlerinin durdurulması için gösterdiği çabaları takdirle karşıladı. Ayrıca bu yasadışı olguyla mücadelede tüm ülkeler tarafından sarf edilen çabaları da övdü.

Daha önce yaptığı açıklamada Umre, turizm, çalışma, aile ziyareti, transit geçiş ve diğer vize türlerinin sahibine Hac ibadetini yerine getirme niteliği kazandırmadığını belirten Bakanlık, herkesi Hac ibadetini organize eden resmi makamlar tarafından yürütülen yönetmelik ve kanunlara uymaya, hayali şirket ve ofislere kanmamaya çağırdı.

Bakanlık söz konusu sahte şirket ve kampanyaların reklamlarını sürekli olarak takip ediyor. Bunlarla mücadele etmek, raporlamaya katkıda bulunmak ve izinsiz hac olgusunu azaltmak için çalışmak üzere herkesten iş birliği yapmasını bekleyen Bakanlık, internet sitesi ve çeşitli sosyal ağlardaki kanalları aracılığıyla herkesi resmi bilgi edinmeye davet ediyor.


20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
TT

20'nci Suudi yardım uçağı Ukrayna halkına ulaştı

Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)
Suudi yardımı Ukrayna sınırı yakınındaki Polonya havaalanına akmaya devam ediyor (SPA)

Polonya'nın Ukrayna sınırına yakın Rzeszow Havalimanı'na gönderilen Suudi yardımı, Polonya sınırından Ukrayna'ya gönderiliyor.

Kral Salman Yardım Merkezi (KSRelief) tarafından gönderilen 20'nci Suudi yardım uçağı, Krallığın Ukrayna halkına yaptığı yardım kapsamında elektrikli aletlerin de bulunduğu toplam 50 ton yük taşıyan 20'nci Suudi yardım uçağı dün (Salı) havalimanına ulaştı.

Bu yardım, dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi ve yaşadıkları çeşitli kriz ve sıkıntılardan etkilenen insanların, yanında olduğu bilinen Suudi Arabistan'ın tarihi rolü çerçevesinde gerçekleşiyor.


Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
TT

Kral Selman: Bayram şefkat, sevgi ve hoşgörünün anlamlarını bünyesinde barındırır

Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)
Kral Selman bin Abdülaziz (Şarku'l Avsat)

İki Kutsal Caminin Bekçisi Kral Salman bin Abdülaziz, "karşılıklı sevgi, şefkat, sevgi ve hoşgörü anlamlarının somutlaştığı" Ramazan Bayramı münasebetiyle vatandaşları, sakinleri ve dünyanın her yerindeki Müslümanları tebrik etti.

Kral Selman, Ramazan Bayramı vesileyle yaptığı konuşmada, Allah'ın Suudi Arabistan'a, söz birliği bereketi, safların birliği, İki Kutsal Camiye ve onların hacılarına, Umre yapanlara ve ziyaretçilerine hizmet etme şerefi de dahil olmak üzere birçok nimet bahşettiğini söyledi. Kurucu Kral Abdulaziz bin Abdul Rahman'ın Allah ona rahmet etsin- yoluna devam eden oğulları, kendisinden sonra bu mübarek ülkenin hükümdarlarıdır.

Mübarek Ramazan ayında milyonlarca hacıya kolaylık ve rahatlıkla umre ibadetlerini yapabilme imkanını veren Allah'a hamdolsun. Onun sayesinde ve daha sonra devlet kurumlarının Allah'ın misafirlerine hizmet etmek, ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştırmak için gösterdikleri sürekli çabalarla, Allah'tan bizden ve onlardan hayırlı amelleri kabul etmesini niyaz ediyoruz.

İki Kutsal Caminin Sorumlusu konuşmasına şöyle devam etti: "Bu yıl Ramazan Bayramı'nı karşılarken, Filistin halkına yönelik saldırıların durdurulmasının, güvenli insani yardım koridorlarının sağlanmasının ve tüm ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlayarak acılarına son verilmesinin, bağımsız devletlerini kurmak ve güvenlik içinde yaşamak da dahil olmak üzere meşru haklarının verilmesi gerekliliğini teyit ediyoruz.”