Suudi Arabistan geçtiğimiz günlerde mantık, fıkıh usulü ve tefsir alanında akademik metodun geliştirilmesinde önemli bir isim olan Şeyh Abdullah eş-Şenkîtî’yi andı. İslam dünyasında tanınan bir isim olan eş-Şenkiti, tefsir, dilbilimi ve hukuk alanında da otorite kabul edilen isimler arasında. İlim hayatı benzeri görülmemiş eserlerle dolu olan eş-Şenkiti, düzenlenen programla onurlandırıldı. Birçok ülkede talebesi olan eş-Şenkiti, önemli makamlarda görev yapan birçok talebe yetiştirdi. Eş-Şenkiti’den ders alan veya onun ilmi ve fikri eserlerini okuyan, hocalardan ve ilim adamlarından bazıları onu ilimde, Kur’an’da ve dil alanında öncü olarak görmüş, hatta onu Şeyhülislam İbni Teymiye’ye benzetmişlerdir.
Suudi Arabistan’ın kurucusu Kral Abdulaziz, ülkesinin birleşmesinin ardından, hac farizası için Suudi Arabistan’a gelen bazı ilim adamlarına Suudi Arabistan vatandaşlığı verdi. Bu kişilerden birisi de 80 yıl önce ülkesi Moritanya’dan hac için Suudi Arabistan’a gelen, ardından da Medine’ye yerleşen Şeyh eş-Şenkiti’ydi. Medine’ye yerleştikten 4 yıl sonra sonra, Peygamber şehrindeki Daru’l-Ulum’da ders vermeye başlayan Şeyh eş-Şenkîtî, daha sonra başkent Riyad'a taşınarak, Bilim Enstitüsü ve İslami İlimler ve Arap Dili Yüksek Okulları’nda görev yaptı. Suudi Arabistan'da yaptığı çalışmalar sonrası, Şeyh eş-Şenkîtî’nin yıldızı parladı ve büyük bir üne kavuştu. Medine İslam Üniversitesi'nde görev alan Şeyh eş-Şenkiti, Müslüman Dünya Birliği konseyinin kurucu üyesi ve Suudi Arabistan Kıdemli Alimler Konseyi üyesi oldu.
Birkaç gün önce ünü Suudi Arabistan’ı aşan, İslâm dünyasının önde gelen çağdaş alimlerinden kabul edilen merhum Şeyh eş-Şenkîtî, yapılan anma töreniyle bir kez daha onurlandırıldı.
Medine Emiri Prens Faysal bin Selman bin Abdulaziz, şeyhin adını şehrin ana caddelerinden birisine verdi. Ayrıca, Abdullah eş-Şenkîtî adında bir ilim merkezi açıldı. Medine’nin üst düzey alimlerinin ve ileri gelenlerinin katılımıyla 15 Haziran Çarşamba günü Şeyhi anma töreni düzenlendi. Medine Emiri, Medine’nin şeriat, kültür ve muhtelif alanlardaki ilmi sembollerinden bir olan ilim ehlini onurlandırmak için bu anma töreninin düzenlendiğini ifade etti.
Anma töreninde yaptığı konuşmada Prens Faysal bin Selman, Kurucu Kral Abdulaziz’in, hac görevini eda etmesinin ardından ülkesinde kalmasını istediği tefsir alimi Şeyh eş-Şenkîtî’nin ilim dolu hayatına övgüde bulundu. Suudi Arabistan’ın önde gelen alimlerinin ondan ilim tahsil ettiklerine, gerek Medine İslam Üniversitesi’ndeki derslerinden gerekse Mescid-i Nebi’deki derslerine katılanlara büyük etkisinin bulunduğuna işaret etti. Ayrıca, bu vesileyle açılan ilim merkezi aracılığıyla Şeyh hakkında daha fazla çalışma ve bilimsel tez yazılması çağrısında bulunarak, eş-Şenkiti’nin mantık ve fıkıh ilkelerinde akademik müfredatın geliştirilmesindeki rolüne değindi.
Şeyh Abdullah Muhammed Emin eş-Şenkîti, 1946'da Hac ibadeti için Suudi Arabistan'a geldi. Kral Abdulaziz ona Suudi Arabistan vatandaşlığı verdi ve 1950'de Medine'deki Daru’l-Ulum'da göreve başladı. Daha sonra Bilim Enstitüsünde, İslami ilimler ve Arap Dili Okulları’nda ders vermek üzere 1952'de Riyad'a taşındı. Şeyh, Müslüman Dünya Birliği'nin kurucu konseyinin üyesi olarak görev yaptı. 1961'de de Medine İslam Üniversitesi'nin ilk hocalarından biri oldu. Daha sonra Üniversite Konseyi üyeliğine, ardından Kıdemli Alimler Konseyi üyeliğine atandı.
Yetim alimin bakımını kardeşleri üstlendi
Şenkîtî 17 Şubat 1905 (H: 1325) tarihinde Moritanya’da dünyaya geldi. Yetim olarak büyüyen alimin bakımını kardeşleri üstlendi. Evinde Kur’an, siret, edebiyat ve tarih öğrendi. Evi onun ilk okuluydu. Daha sonra ülkesindeki bazı hocalardan ilim tahsil etti ve icazet aldı. Eş-Şenkiti, zekası, inceliği, çalışkanlığı ve prestijiyle tanınırdı. İlim tahsilinde gayretle çalışan eş-Şenkiti, Moritanya âlimlerinden biri oldu ve ülkesinde kadı olarak görev yaptı. Böylelikle Şeyh, ülkesinin yöneticileri ve halkı nezdinde güvenilir bir kişi haline geldi.
Merhum Şenkîtî’nin ilmi hayatı, özellikle tefsir, dil ve fıkıh alanlarında Medine’nin en önemli alimlerinden birisi haline gelmesini sağladı. Öğrencilerinden Şeyh Abdullah Ahmed Kadiri yaptığı açıklamada, “Duyguları kuvvetli idi, ayetlerle içi içe idi. Gördüğü kimseye ayetleri tefsir eder, düşündürür, ayetler karşısındaki şaşkınlığını, korkusunu ve sevincini gösterirdi. Ayetlerdeki anlamlara göre farkında olmadan ellerini hareket ettirir, oturduğu yerde hareket ederdi. Bulunduğu yerden karşısındaki öğrencilerin yanına geçinceye kadar hareketlerine devam ederdi. Hasta olduğu halde sınıfa gelir, boğazındaki rahatsızlığa rağmen zorla da olsa konuşmaya çalışırdı. Konuşmaya başladıktan bir süre sonra anlatmakta olduğu derslerle kendini kaptırır ve hasta olduğunu unutur gibi bir hale gelirdi. Önemli alimlerden merhum Şeyh Abdulaziz bin Baz, Şeyh İbni Useymin, Şeyh Bek Ebû Zeyd, Şeyh Abdullah el-Ğadyan gibi isimler onun öğrencileriydi” dedi. Edvau’l-Beyan fi İydahi’l-Kur’ân Bi’l-Kur’an, el-Mesalih el-Mürsele, el-Esma ve’s-Sıfat, Naklen ve Aklen, Menhec et-Teşrii’l-İslâmî ve Hikmetihi, Defu İyhamu’l-İdrab an Ayati’l-Kitab, el-Ehadis en-Nebveyi fi Fedail Muaviye b. Ebi Süfyan isimli kitapları başta olmak üzere Şeyh Muhammed Emin Şenkîtî’ye ait kitapları içeren elektronik kütüphane projesi başlatıldı. Kur'an ilimlerinin yenilenmesinde ve tefsirinde eş-Şenkiti’nin tefsir yaklaşımını ve ilme olan etkisini ele alan onlarca bilimsel tez yazıldı.
Ondan sonra gelenler veya kendisinden ilim öğrenen öğrencileri konumunun yüceliği ve ilminin üstünlüğünü dile getirirken, Suudi Arabistan Müftüsü merhum Muhammed b. İbrahim daha önce Şeyh hakkında şunları söylemişti:
“Tepeden tırnağa ilimle dolu biridir. İlimde, Kur’an’da, dilde ve Arap şiirinde üstattır.”
Merhum Abdulaziz bin Baz ise daha önce Şeyh hakkında şu ifadeleri kullandı:
“Tefsir dersinde Şeyhin sözünü işiten kimse ilminin genişliğinden, konuya hakimiyetinden, fesahat ve belağatından dolayı hayrete düşer ve dinleyen kimse ondan bıkmazdı.”
Muhaddis Nasıruddin Elbani ise onu şeyhülislam İbni Teymiye’ye benzetir ve şöyle der:
“Onun gibi birçok ilmi bir arada olan kimseyi görmedim.”
Şeyh Bekir Ebû Zeyd ise şöyle diyor:
“Şayet günümüzde bir kimsenin şeyhülislam olarak isimlendirilmesi gerekseydi o buna layık olurdu. Dünyaya değer vermezdi. Öyleki para birimlerinin bir kısmını dahi bilmezdi.”
Oğlu Abdullah bin Muhammed el-Emin, eş-Şenkîtî için şöyle diyor.
“Hafıza üzerinde olumsuz etkisi olduğu gerekçesiyle narenciye ürünlerini yememizi yasaklamıştı.”
Şeyh Şenkîtî, 10 Ocak 1974 tarihinde hac ibadetini eda ettikten sonra Mekke’de vefat etti. Mescid-i Münevvere’de cenaze namazı kılındı ve el-Mualla kabristanına defnedildi.