Pence 2024’te Trump'a karşı başkanlık yarışına girecek mi?

Mike Pence, 2024'te Trump'a karşı aday olup olmayacağına karar vermek için sonbahardaki ara seçimlerin sonuçlarını bekliyor

Pence, Pazartesi günü Chicago Üniversite Kulübü’nde bir konuşma yaptı (AFP)
Pence, Pazartesi günü Chicago Üniversite Kulübü’nde bir konuşma yaptı (AFP)
TT

Pence 2024’te Trump'a karşı başkanlık yarışına girecek mi?

Pence, Pazartesi günü Chicago Üniversite Kulübü’nde bir konuşma yaptı (AFP)
Pence, Pazartesi günü Chicago Üniversite Kulübü’nde bir konuşma yaptı (AFP)

ABD Kongresi’nin 6 Ocak 2021’deki olayları ve Kongre Binası’na (Capitol) yapılan baskını soruşturmakla görevli komisyonu araştırmalarını sürdürürken eski ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence, kendisini bu olayların yansımalarından korumaya çalışıyor gibi görünüyor. Pence, eski Başkan Donald Trump'ın 2020 yılında yapılan başkanlık seçimlerindeki yenilgisini gündemde tutmaya devam etmesine dolaylı bir göndermede bulunarak Cumhuriyetçileri ‘seçim hileleri yerine geleceğe odaklanmaya’ çağırdı.
ABD’nin çeşitli eyaletlerine gerçekleştirdiği ziyaretlere devam eden Pence, Illinois eyaletinde bulunan Chicago Üniversitesi Kulübü’nde destekçilerinden oluşan bir dinleyici kitlesine yaptığı ekonomi konulu bir konuşmada şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıllarda hepimiz çok şey yaşadık. Küresel bir salgın, toplumsal huzursuzluk, bölünmeye yol açan seçimler, başkentte yaşanan trajik bir gün ve ekonomimizi her gün sosyalist refah devletinin uçurumuna iten bir yönetim. Seçimlerin yapılacağı güne kadar ABD’lilerin geleceğine olumlu bakalım. Evet, sadık bir muhalefet olalım. Her gün karşı tarafı sorumlu tutalım. Şimdi ve seçim gününde geleceğe, özgürlüğün geleceğine ve aziz değerlerimize evet demek istiyoruz. Cumhuriyetçi Parti geleceğin partisi olmalı.”
Her ne kadar Pence, 2024’te başkanlığa aday olup olmayacağını açıkça söylemese de ifadeleri o kader gününde yaşadıklarının ayrıntılarını tartışmakla ilgilenen biri olmak yerine, adaylığa oynayan biri olduğunu açıkça gösteriyor.

Demokratlarla mücadeleye odaklanın!
Tıpkı Trump tarafından desteklenen adaylara karşı son seçim savaşlarında savaşan birçok Cumhuriyetçi gibi Pence'in de Demokrat Başkan Biden’ın yönetimine karşı eleştirilere odaklanması, Cumhuriyetçi tabanı Trump'ın sloganlarından ona karşı olduğunu bile belli etmeden uzaklaştırma girişimidir.
Jeb Bush'un 2016 yılındaki başkanlık seçimleri kampanyasında çalışan Cumhuriyetçi stratejist David Kuchel, New York Times gazetesine yaptığı değerlendirmede, “Demokratlar ve basın, 6 Ocak'ta doğru şeyi yaptığından dolayı onu (Pence) övdükçe Trump’ı destekleyen bazı kişiler onun parti liderine olan sadakatini o kadar sorgulayacak. Yaslanabileceği hiçbir olumlu yanı yok” yorumunda bulundu.
Buna karşın Pence’in eski danışmanı Greg Jacob, Cumhuriyetçilerin Demokratlara karşı büyük bir zafer kazanmasının beklendiği ara seçimlere işaret ederek, “(Pence’in) Söyleyecek daha net şeyleri olsaydı, sonbahara kadar söylemeyebilirdi” dedi.
2020’deki başkanlık seçimlerinden bu yana Trump ile aralarındaki gerginliğini göstermemeye devam eden Pence, ekonomik krizin baş gösterdiği ve popülaritesinin gerilediği bir ortamda, ülkedeki mevcut durumdan en iyi şekilde yararlanmaya çalışarak ve Trump'ın açık sözlü bir rakibi olma çabasına girmeden ip üstündeki yürüyüşünü sürdürüyor.
Kahraman mı yoksa muhafazakarlığın güncellenmiş bir versiyonu mu?
Pence, bazı Demokratlar için Amerikan demokrasisinin derinden etkilendiği bir dönemde 2020 seçimlerini iptal etmek için Trump’ın baskı kampanyasına direnen bir kahramanken hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat partiden Trump karşıtı büyük bir seçmen kitlesine göre eski patronuna karşı çıkarak sonunda doğru olanı yapan, ancak geçmişte yaptığı ihlalleri isteyerek ya da görmezden gelerek yıllarca Trump’ı savunduktan sonra bunu yapmak için çok geç kalmış olan biri.
Trump’ın tabanı ise zayıf ve başkanlıktan vazgeçmiş durumda. Ancak Cumhuriyetçi Partiden bazı sesler, Trump dönemine ve Pence'in yükselişine son verme arzularını da gizlemiyorlar.
Pence’in Chicago Üniversitesi Kulübü’ndeki konuşması sırasında, Cumhuriyetçi Parti'nin Illinois eyaleti Hancock İl başkanı Kathy Sparrow, “Başkan Pence!" diye bağırdı. Fakat Pence bunu duymazdan geldi. Sparrow, devam ederek “Trump üzerine düşeni yaptı ve Pence'in öne çıkıp yarışa katılma zamanı geldi” dedi.
Trump’a karşı çıkan Cumhuriyetçi birçok danışman ve uzman, Pence’in büyük saygı gördüğü evanjelik tabandan umutlu. Evanjeliklerin Trump'a verdiği destek, 2016 yılındaki başkanlık seçimleri sırasında Trump’ın eğlence dünyasından gelen biri olarak kendisine karşı duyulan korkuları yatıştırmasına yardımcı olmada büyük bir rol oynadı.
Bununla birlikte Demokratların birçoğu, sağduyusu ve sadakati ile tanınan ve sonuna kadar Trump’ın yanından ayrılmayan Pence'i özellikle bir sonraki başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den aday olabileceğinden ötürü övme fikrine karşı direniyor. Pence’i Trump’ın başkanlığı sırasında patlak veren görevden tecrit edilmesine yönelik ilk girişim de dahil olmak üzere en büyük tartışmalardan bazılarında Trump'a yakın ve tereddütsüz bir şekilde bağlı olmakla ve 6 Ocak'ta seçimlerin resmi sonuçlarının açıklanmasından birkaç dakika öncesine kadar görüşlerini kamuoyuna açıklamamakla suçluyorlar.
Eski ABD Başkanı Barack Obama'nın kıdemli danışmanlarından David Axelrod, Mike Pence’in seçimden birkaç ay öncesine ve seçimden haftalar sonrasına kadar Trump'ın hiçbir dayanağı olmadığını söylediği seçim planlarına katıldığını ve kesinlikle karşı çıkmadığını belirterek, “Ama sonunda, büyük bir baskıya direndiği ve kelimenin tam anlamıyla hayatını demokrasimiz için tehlikeye attığı kritik anı hatırlayacağız. Bunun için aldığı tüm övgüleri hak ediyor” değerlendirmesinde bulundu.



Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia
TT

Gazze Şeridi'nde ateşkesin ardından geçici uluslararası bir yönetimin kurulması

Görsel: Axel Rangel Garcia
Görsel: Axel Rangel Garcia

James Jeffrey

ABD Başkanı Joe Biden'ın 31 Mayıs'ta İsrail'in yeni ateşkes planını onaylaması, Gazze'deki savaşın tüm dinamiğini değiştirdi. O tarihten bu yana yapılan yorumların çoğu, İsrail'in Gazze Şeridi’ne yönelik stratejisinde algılanan değişimden ziyade Hamas Hareketi’nin kısa süre önce açıkladığı yanıta ve önerinin ayrıntılarına yönelikti. Biden tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve kalıcı ateşkes yapılmasını öngören teklif, 'ertesi gün' için kapsamlı bir planlama yapılması ihtiyacını daha da belirgin hale getirdi. Ancak ertesi gün ile ilgili ne İsrail'de ne de Washington'da henüz detaylı bir planlama yapılmış değil.

Birkaç aydır, düşünce kuruluşları ve medyadan meslektaşlarla birlikte Gazze'de savaş sonrası uluslararası bir yapının oluşturulmasına ilişkin bir plan üzerinde çalışıyorum. Bu plan, yerel yetkililer belirli düzenlemeler altında yeni bir hükümet ve hem Gazzelilere hem de İsraillilere barış getirecek umut verici bir güvenlik yapısı kurmadan önce, Gazze'nin yeniden ayağa kalkmasına yardımcı olunması gerektiğine dikkati çekmeyi amaçlıyor. Geçtiğimiz mayıs ayında Wilson Centre Forumu'nda tartışılan ve resmi internet sitesinde yer alan plan, İsrailli ve Amerikalı hükümet yetkilileri ve çeşitli Arap taraflarla görüşülerek hazırlandı. Planın göze çarpan unsurlarına geçmeden önce İsrail'in ateşkes önerisinde nelerin yeni olduğuna ve bu planın buna nasıl uyduğuna bir göz atalım.

İsrail, ateşkesle ilgili düşüncesinin detaylarını şimdiye kadar kamuoyuna açıklamadı. Bu yüzden (dört buçuk sayfa olduğu söylenen) teklifin yapısal çerçevesini anlamamız için Başkan Biden'ın açıklamalarını ve İsrail'in farklı ve bazen de çelişkili tepkilerini masaya yatırmalıyız. İsrail'in öncelikle, müzakerelerin başarılı olması halinde, teklifin ikinci aşamasının sonunda İsrail Savunma Kuvvetlerinin Gazze'den tamamen çekilmesini kabul ettiği açıkça görülüyor.

Plan, ilk etapta Gazze'yi yönetecek çok uluslu bir idarenin kurulmasını ve bu idarenin Uluslararası Temas Grubu’na rapor vermesine odaklanıyor.

İkinci olarak, İsrail, Gazze Şeridi için daha sonra gelecek üçüncü aşamada kapsamlı bir yeniden inşa planını kabul etmeye hazır görünüyor. Bu önemli bir gelişme, zira Başkan Biden'ın da kabul ettiği üzere İsrail'de bazıları halen Gazze Şeridi'nin İsrail’in yarı kalıcı işgali altında olmasını bekliyor. Üstelik, herhangi bir büyük yeniden inşa planı, güvenlik kaygıları, birçok kilit öneme sahip sınır kapısını kontrol etmesi ve su, elektrik, iletişim gibi temel hizmetleri sağlaması göz önünde bulundurulduğunda İsrail'in desteğinin alınması gerekiyor. Senatör Lindsey Graham da İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinin hemen ardından 9 Haziran'da Face the Nation adlı televizyon programında, İsrail'in ateşkes önerisi doğrultusunda Gazze'nin yeniden inşasına ve yönetimine ilişkin bir planı olduğunu ifade etmişti. Bu, edindiğim başka bilgilerle de tutarlı.

Geliştirdiğimiz plan, 11 Haziran'da ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından açıklanan ve Arap devletlerinin ‘Gazze'nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında rol oynayacağı geçici bir güvenlik oluşumu ile idari yapı oluşturmasını’ öneren ABD yönetiminin görüşüyle de oldukça uyumlu.

Çok uluslu bir idari yapı

Planımız ilk etapta Gazze'yi yönetecek ve belirli bir ülke veya bölgedeki barış ve güvenlik krizini yönetmek amacıyla uluslararası aktörlerin çabalarını koordine etmek için özel amaçlarla kurulmuş gayri resmi ve daimî olmayan uluslararası bir organ olan Uluslararası Temas Grubu'na (ICG) rapor verecek, çok uluslu bir idari yapı kurulmasını öngörüyor. Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır, önde gelen diğer Arap ülkeleri ve G7 üyesi ülkeler tarafından ortaklaşa hazırlanan uluslararası bir tüzük çerçevesinde kurulacaktır. Filistin Yönetimi ile istişare için bir mekanizmaya sahip olacak ve mümkünse, 10 Mayıs’taki ateşkes kararını takiben BMGK’da alınacak bir kararla desteklenecektir. İsrail'in önerisinin ikinci aşaması için ateşkes müzakerelerinde başka hukuki temeller de atılabilir.

Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Çok uluslu yönetim, üst düzey bir temsilci tarafından yönetilecek ve ICG’ye katılan ülkelerin yanı sıra, diğer ülkelerden gelen bağışlarla finanse edilecek. Finans, güvenlik, ulaşım, bakanlıklarla koordinasyon, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için özel ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Kapsamlı yönetim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.

ABD ve ICG üyesi ülkeler, Hamas sonrası güvenlikle ilgili sorumlulukları üstlenecek sivil polis ve jandarma güçleri (sivil halk arasında konuşlu hafif silah kolluk kuvveti) eğitilene kadar güvenlik devriyeleri gerçekleştirmek için çok uluslu yönetime bağlı çok uluslu bir polis gücü oluşturacaklar. Aralarında az sayıda da olsa ABD'li sivil ve askeri yetkili de yer alacak. Ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde, özel güvenlik düzenlemeleri üzerinde yeniden çalışılması gerekiyor.

Bu yapı aynı zamanda Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, istikrarın sağlanması, kalkınma, yeniden inşa ve diğer her türlü yardımın erişiminde yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirme, koordine etme ve birleştirme yeteneğine de sahip olacak.

Merkezi kontrol

Güvenlik, yeniden yapılanma ve diğer uluslararası destek türlerinin ateşkese uyulmasıyla bağlantılı olmasını sağlamak için merkezi kontrol gerekiyor. Bosna deneyiminden çıkarılan bir ders olarak geçici idari yapının, halk ya da yerel yetkililer güvenliği engellerse yahut radikalleşmenin önlenmesi ve uzun vadeli istikrar için gerekenlerin yapılmasına engel olursa diye, yeniden yapılanma ve diğer hizmetlerin sağlanması için (Dayton Anlaşmalarında öngörüldüğü üzere) resmi yetkiye sahip olması gerekiyor.

Hiçbir uluslararası polis teşkilatı ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Son olarak plan, bunların her biri ve yukarıda belirtilen diğer çeşitli gündemler için ayrıntılı eylemler içeriyor. Bunlar modüler bir temelde düzenlenmiştir ve Gazze için planlamaya dahil olan hükümetler unsurları seçmekte özgürdür.

Bu planla (ya da Gazze'ye yönelik neredeyse tüm diğer planlarla) ilgili akla birtakım sorunlar gelebilir. Bunların başında, Biden yönetiminin ‘sahada Amerikan askeri bulunmayacağı’ açıklaması açısından başta askeri personel olmak üzere ABD’li personelin Gazze’deki varlığı yer alıyor. Ancak bazen Başkan tarafından yapılan açıklamaların yerine getirilmesi gerekir. ABD'nin halihazırda Gazze kıyısında inşa ettiği yüzer iskelede konuşlanmış askerleri var. Washington'ın yaklaşık 25 ülkede konuşlandırılmış askeri birlikleri bulunuyor. Bu birliklerden bazıları son zamanlarda sahillerde ya da suda saldırıya uğradı. Hiçbir uluslararası polis teşkilatı, ABD'nin desteği ya da en azından ABD’nin sahada kısmen varlığı olmadan güvenliği etkin bir şekilde sağlayamaz.

Yönetim ve Hamas

İkinci konu ise Filistin Yönetimi'nin rolü. Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, yerel hizmetlerin finanse edilmesi ve seyahat belgelerinin verilmesi de dahil olmak üzere Filistin Yönetimi'nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle çok uluslu yönetimin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi'nin Gazze Şeridi’nin yönetimindeki rolüyle ilgili olarak tüm taraflar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecektir.

Siyasi bir çözüm, Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir.

Üçüncü konu, Hamas'ın geleceğidir. Planın kendisi Gazze'de kalan Hamas üyelerinin rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu planın ne de Gazze'de yönetim, güvenlik ve yeniden yapılanmaya yönelik başka herhangi bir planın, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas'ın etkin bir şekilde kontrolü elinde tutması halinde başarılı olamayacağını söyleyebiliriz. İsrail Başbakanı Netanyahu, Başkan Biden’ın İsrail'in önerisini tartışmasına cevaben, bu öneri altında bile Hamas'ın yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aynı şekilde Başkan Biden da ‘Gazze'nin Hamas'ın iktidarda olmadığı daha güzel günler göreceğinin’ altını çizdi. Siyasi bir çözüm,- Başkan Biden'ın atıfta bulunduğu ateşkes çerçevesinde - Hamas'ın geleceğini ve yükümlülüklerini de içerebilir. Tüm bunlar İsrail'in teklifinin ikinci aşamasının müzakerelerinde ele alınacaktır.

Bu aşamada yukarıda belirtilen hususlar, Gazze Şeridi’nde savaşın ertesi günü için geçici çözüm kapsamında en ciddi olan konulardır. Gazze’deki savaşın, bölgenin güvenliğine yönelik oluşturduğu olağanüstü tehdit, sadece Gazze ve İsrail vatandaşları için değil tüm bölge halkları için daha iyi bir gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve büyük riskler almasını gerektiriyor.

*Bu yazı Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.