Kral Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor

Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
TT

Kral Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, Şarku’l Avsat’a konuştu: Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor

Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)
Prens Halid el-Faysal, bu yılki Hac sezonu öncesinde yapılan hazırlıkları teftiş etti. (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in yardımcısı, Mekke Emiri ve Merkezi Hac Komitesi Başkanı Prens Halid el-Faysal, hacıların karşılanacağı kutsal mekanlarda yapılan hazırlıkları denetledi. Mina'daki Merkez Hac Komitesi toplantısına başkanlık eden Faysal, gösterdikleri özen ve ilgi, aynı zamanda hacılara hizmet etmede sunulan imkanların bolluğu dolayısıyla âkil liderlere teşekkürlerini sundu.
Prens Faysal, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte kendilerinin yapılanlardan emin olmalarına rağmen Suudilerin hacılara hizmet etmedeki rolünü sorgulayanların siyasi amaçlarla hareket ettiklerini vurguladı. “Hacılara hizmet yolundaki bu yüce görevi yerine getirmekle meşgul olduğumuz için bu art niyetli seslere kulak asmıyoruz” vurgusunda bulundu.
41’den fazla devlet kurumu tarafından gerçekleştirilen Hac planlarından bahseden Prens Faysal, her biri 417 yolcu kapasiteli 35 trenin hacıları Mekke ile Cidde arasında taşımak üzere hazırlandığını, her gün gerçekleştirilecek 30 seferin artırılabileceğini belirtti. 790 bin hacının taşınması için 16 bin modern otobüs sağlandığını, Sağlık Bakanlığının Mekke ve kutsal mekanlarda 171 sağlık merkezinin desteklediği 3 bin 700'den fazla yatak kapasiteli 18 hastaneyi, aynı zamanda Cidde ve Taif’teki hastaneler ve sahra hastanelerini de hazır hale getirdiğini kaydetti.
Bu yıl hacılar için yeni özelliklerin yer aldığı bir milyon kartın çıkarılacağı bilgisini veren Prens Faysal, içerisinde kişisel bilgilerin, sağlık bilgilerinin, haca dair verilerin bulunduğu bir barkodun bulunacağını bildirdi. Bu tarz bir uygulamanın düzensiz Hac sürecinin önlenmesine yardımcı olduğunu söyleyen Faysal, güvenlik servislerinin şuana dek sahte Hac kampanyaları ilanı paylaşarak maddi gelir elde etmeye çalışan 30 kişinin tutukladığını bildirdi.

Hac planı
Suudi hükümetinin her Hac mevsiminde hacılara ‘barınma, ulaşım, yemek ve gruplara ayırma’ hususlarında en iyi hizmetleri sunmaya istekli olduğunu vurgulayan Prens Faysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tüm bunlar Allah’ın bu ülkeye bahşettiği, hacılara hizmet etme ayrıcalığından kaynaklanıyor. Bu, eşi benzeri olmayan bir onur. Merkez Hac Komitesi olarak, kutsal topraklara gelenlere hizmette her türlü çabanın gösterilmesi gerektiğini daima vurgulayan Suudi liderliğinin direktiflerini uygulamak için çalışıyoruz.”
Yıl boyunca yapılan heyet toplantılarında Hac planlarının görüşüldüğünü, verilen ve verilecek hizmetlerin değerlendirdiğini aktaran Prens Faysal, “Hacıları memnun etme yolunda hizmetleri geliştirmek ve yükseltmek için kazanımları ve olumlu yönleri artırıyor, gözlemlere yönelik çözümler geliştiriyoruz” dedi. 
Hacılara hizmet etmede var gücüyle çalışan, kadroları ve maddi imkanları bu asil amaç için kullanan 41'den fazla devlet kurumu olduğuna işaret eden Prens Faysal, Mekke’de hacıların barındırılacağı binalar için 2 bin 300'den fazla ruhsat verildiğini, böylece bir buçuk milyon hacının bu yapılarda kalabileceğini ifade etti. Cebel-i Rahme çevresinin yenilenmesi için 200 bin metrekarelik bir alanı kaplayan geliştirme projesi olduğu bilgisini veren Prens Faysal, Cebel-i Rahme ve çevresinin aydınlatılması, otobüs ve ziyaretçi araçları için halka açık otoparkların kurulması, sistemlerin işletim ve bakımı, Cemerat bölgesinin denetlenmesi gibi faaliyetlerin gerçekleştirildiğine dikkat çekti.

Çadırların geliştirilmesi
İlgili makamların tüm Hac sürecinin daha gelişmiş bir düzeyde gerçekleştirilmesi yönünde çalıştığına değinen Prens Faysal, Mina'daki ibadet mekanlarının Mekke ve Kutsal Mekanlar Kraliyet Komisyonu gözetiminde geliştirilmesi projesinin de bu kapsamda geldiğini, buranın yarım milyon metrekarelik bir alana kurulu olduğunu ve mevcut ibadet alanlarının yüzde 20’sini içerdiğini ifade etti. Ayrıca Arafat'ta altyapı geliştirme çalışmalarının henüz ilk aşamasında olduğunu, bu projelerin önümüzdeki birkaç yıl içinde tamamlanacağını da sözlerine ekledi.

Hizmetler
Mekke’de ve ibadet yapılan alanlarda elektrik enerjisinin 3 milyar riyali aşacak değerde artırılmasına yönelik projelerin hayata geçirildiğini aktaran Prens Faysal, Zilhicce ayında yaklaşık 20 milyon metreküp suyun pompalanmasının hedeflendiğini belirtti. Aynı zamanda en az 7 bin 400 destekli işçi çalıştıran 28 servis merkezinin 65 binden fazla ekipmanla donatıldığını kaydetti.  

Hacılar ve sağlık önlemleri
Bu yıl yurtiçinden 150 bin, yurt dışından da 850 bin hacının karşılanacağını hatırlatan Prens Faysal, İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin her bir ülkenin payını her milyon kişi için bin hacı olarak belirlediğini aktardı. Koronavirüs salgınının Hac mevsimini iki yıl üst üste kısıtlamasının ardından bu yılki hacı sayısındaki artışın hacıların güvenlik ve emniyetlerini sağlama yönünde sağlık önerileri ve ülkelere verilen kotalara dayandırıldığını vurguladı.  
Küresel sağlık durumunu izleyen özel komitelerin varlığına işaret eden Mekke Emiri Faysal, bu komitelerin pandeminin ya da herhangi bir hastalığın yansımalarını incelemek, hacıların güvenliğini sağlamak için mekanizmalar ve önleyici tedbirler almakla görevli olduklarını ifade etti. Nitekim Suudi Arabistan Krallığı’nın bilgeliği sayesinde bu salgın hastalıklarla baş etme konusundaki üstün yeteneğini kanıtladığına işaret eden  Faysal, koronavirüs pandemisinin birçok etkinliğin askıya alınmasına neden olduğunu ancak Hac sürecine hiçbir zaman ara verilmediğini vurguladı. “Müslümanlar Allah’a şükür ki iki yıl içerisinde herhangi bir salgın hastalık kaydedilmeden ibadetlerini gerçekleştirdiler” ifadelerini kullandı.

Mekke yolu girişimi
Mekke yolu girişiimi, başta hacıların Hac ibadetlerini yerine getirmesi için uygun bir iklim yaratılması olmak üzere birçok amaç için ortaya atıldı. Şarku’l Avsat’ın bu girişimden faydalanan ülkelere dair sorusunu yanıtlayan Prens Faysal, “Beytullah misafirlerine en iyi hizmetin verilmesini amaçlayan bu girişime her yıl yeni ülkeler ekleniyor” dedi.
Söz konusu hizmetlerin Krallığa giriş prosedürlerinin tamamlanması, buraya vardıklarında özel bir salonda karşılanmaları ve havaalanında beklemeden ikamet yerlerine transfer edilmeleri yoluyla sunulduğunu belirten Prens Faysal şu an beş ülkenin bu hizmetlerden faydalandığını ancak bu sayının artırılacağını kaydetti.

Teknoloji
Suudi Arabistan Hac sürecinin teknoloji ile pekiştirilmesi yönünde yoğun bir çaba sarf ettiğini belirten Prens Faysal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Teknolojiyi misafirlerimize hizmet etme yönünde yıllar önce kullanmaya başladık. Hacıların Krallığa girişlerinden Allah’ın izniyle buradan selametle çıkışlarına kadar tüm süreçlerde teknoloji hakim. Bu konuda öne çıkan çalışmalardan biri de hacılara verilen akıllı kartlar. Yıllar önce başlatılan bu girişim, sürekli olarak geliştirilmekte, hacıların ülkeden ayrılıncaya dek yolculuklarını düzenlemeye katkıda bulunmaktadır.”
Hacıların kaldıkları çadırlar, ulaşım saatleri ve toplanma yerleri hakkında bilgiler içeren bu kartların kalabalıkları organize etmeye ve yönetmeye yardımcı olduğunu belirten Prens Faysal, bu yıl içerisinde barkodların bulunduğu yeni özelliklere sahip bir milyon kartın daha çıkarılacağını ifade etti. Aynı zamanda görevlilere de hacılarla iletişim kurmalarına, onlara rehberlik etmelerine, olaylarla başa çıkmalarına, hacıların verilerini güncellemelerine imkan sağlayacak hızlı müdahale özelliğine sahip kartların dağıtılacağını kaydetti.

Varış ve ayrılış
Havalimanında gelen hacıları ağırlamak üzere belirlenen salonların varışta misafirleri ağırlayacak şekilde genişletilerek 34 adet klimalı salona dönüştürüldüğünü, seyahat işlemlerinin tamamlanması yönünde 498 platformun sağlandığını belirten Prens Faysal, ayrıca 116 otobüs durağının hacıların kutsal mekanlara iletilmesi için hazır olduğunu ifade etti.
Yetkili makamların hacıların varış ve ayrılışları, gruplara ayrılmaları yönünde zaman çizelgeleri hazırladığını söyleyen Prens Faysal, bu yıl Hac ve Umre şirketleri ile Sivil Havacılık Otoritesi arasında, hacıların bavullarının teslim alınması yönünde koordinasyon kurulacağını ifade etti. Bavulların Mekke’de teslim alınacağı salonların seyahat işlemlerinin hızlandırılması için kurulduğunu da ekledi.

Hacıların kutsal mekanlara aktarılması
Hacıların kutsal mekanlara aktarılması için kullanılacak ulaşım araçları konusunda da açıklamalarda bulunan Prens Faysal, Cidde ile Mekke şehri arasında kalan Harameyn Hızlı Treni'nin sunduğu hizmetlere dikkat çekti. Her biri 417 yolcu kapasiteli 35 trenin hacıları Mekke ile Cidde arasında taşımak üzere hazırlandığını, her gün gerçekleştirilecek 30 seferin artırılabileceğini aktaran Prens Faysal, el-Meşair el-Mukaddese Metro Hattı’nın 210 bin hacıyı taşıyacağından, aynı zamanda 16 bin modern otobüs ile 790 bin hacının taşınabileceğinden bahsetti. Hacıların Mescid-i Haram'da beş vakit namaz kılabilmeleri için Mekke’de 9 istasyonun hazır edildiğini, Zilhicce’nin 10 ve 11. günlerinde Mina eteklerindeki beş bölgeden Mescid-i Haram’a götürülmeleri yönünde planların yapıldığını da sözlerine ekledi.

Sahte kampanyalar
İlgili makamların sahte kampanyalar düzenleyerek hacıları kandırmaya çalışan taraflara darbe indirdiğini vurgulayan Prens Faysal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Haccı manipüle edenlere ve bu yöndeki dolandırıcılara müsamaha etmiyoruz. Bu kapsamda güvenlik yetkilileri, Hac yapmak isteyenleri dolandırmaya çalışan tarafları takip ediyor. Bu faaliyetlerin sınırlanması kapsamında Hac Bakanlığı, farz olan Hac ibadetlerini gerçekleştirmek isteyenler için internet platformunu ve Eatmarna uygulamasını tahsis etti. Hacı adayları böylece lisanslı şirketlerden kendilerine uygun olanları seçebiliyor. Şuana dek sahte Hac kampanyaları ilanı paylaşarak maddi gelir elde etmeye çalışan 30 ihlalci güvenlik çabaları kapsamında tutukladı.”

Şüpheler
Prens Faysal, her yıl Hac mevsiminde Suudi Arabistan’ın Hac hizmetlerindeki rolünü sorgulayan, aynı cümleleri her seferinde tekrarlayanlar konusunda ise şunları söyledi:
“Bu seslerin her yıl duyulması şaşırtıcı değil. Suudi Arabistan’ın Hac sürecindeki rolünü hafife alan kötü niyetli taraflar siyasi iç güdülerle hareket ediyor. Krallığın çabalarını gölgede bırakmak, hacılara ve umrecilere verilen hizmeti küçümsemek isteyenler aslında bu kapsamda sarf edilen çabaların derecesini çok iyi biliyorlar. Tüm sektörler verilen hizmetleri geliştirme yönünde durmak bilmeden çalışıyor. Hiçbir şey bizi bundan alıkoyamaz. Daha önce de söylediğim gibi; ev sahipliğimiz Allah’ın bu ülkenin liderlerine bahşettiği bir şereftir. O nedenle bizler bu seslere kulak asmıyoruz. Zira söz konusu yüce görevimizi yerine getirmekle ve bu kapsamda her türlü imkanı sağlamakla meşgulüz.”



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.