Soğukkanlı hayvanları araştırmak insan ömrünü uzatacak sırları ortaya çıkarabilir

Araştırmacılar, bu canlılardaki yaşlanma biçiminin insanlarda veya diğer hayvanlarda görülenlere benzemediğini söylüyor

Dünyanın en yaşlı kara hayvanı Jonathan, 190 yaşında (AFP)
Dünyanın en yaşlı kara hayvanı Jonathan, 190 yaşında (AFP)
TT

Soğukkanlı hayvanları araştırmak insan ömrünü uzatacak sırları ortaya çıkarabilir

Dünyanın en yaşlı kara hayvanı Jonathan, 190 yaşında (AFP)
Dünyanın en yaşlı kara hayvanı Jonathan, 190 yaşında (AFP)

The Independent'ta yer alan habere göre insanlarda uzun ömürlülüğün sırlarını çözebilecek yeni bir araştırmaya göre, birçok kaplumbağa ve kara kaplumbağası türü yaşlanmayı yavaşlatan ve hatta tamamen durduran biyolojik mekanizmalara sahip.
Perşembe günü Science akademik dergisinde yayımlanan araştırmada, akvaryumlar ve hayvanat bahçelerinde yaşayan kaplumbağalar ve kara kaplumbağaları arasında biyolojik yaşlanma (fiziksel ve işlevsel özelliklerin yavaş yavaş bozulma süreci) işaretleri incelendi.
Kaplumbağalar, amfibiler, yılanlar, timsahlar ve kara kaplumbağaları dahil 107 yaban hayvanı popülasyonundan 77 türe yönelik uzun vadeli saha çalışmalarından elde edilen verileri de içeren analizde, uluslararası bir bilim insanları ekibi, bu soğukkanlı canlılardaki yaşlanma biçiminin insanlarda veya diğer hayvanlarda görülenlere benzemediğini tespit etti.
Araştırmacılar incelenen canlıların çoğunun daha yavaş yaşlandığını ve bazı durumlarda biyolojik yaşlanmalarının göz ardı edilebilir olduğunu söyledi.
Bilim insanları, çalışmada analiz edilen 52 türün dörtte üçünün olağanüstü yavaşlıkta biyolojik yaşlanma gösterdiğini belirtirken, görünüşe göre yüzde 80'inin modern insanlardan daha yavaş yaşlandığını söyledi.
Çalışmaya dahil olmayan gerontologlar Steven Austad ve Caleb Finch, keşifle ilgili yazdıkları yorumda "[Bu] varyasyonun doğasını araştırarak, insanlarda yaşlanma hakkında yeni bir şeyler öğrenilebilir" diyor.

Bilim insanları bazı türlerin vahşi doğaya kıyasla daha iyi hayat şartlarına sahip hayvanat bahçeleri ve akvaryumlarda yaşamanın sonucu olarak yaşlanma hızını yavaşlatma kabiliyetine sahip olduğunu söylüyor.
Biyolojide bazı teoriler biyolojik yaşlanmanın cinsel olgunluğa erişilince başladığını tahmin ediyor. Bu, organizmanın hücreleri ve dokularındaki hasarları onarmak için ayırdığı enerjiyle, genleri sonraki nesillere aktarılsın diye üremeye ayırdığı enerji arasındaki bir takas.
Araştırmacılar bu takas dolayısıyla cinsel olgunluğa ulaşan bireylerin büyümeyi kaçınılmaz olarak kestiğini ve biyolojik yaşlanma deneyimlemeye başladığı düşünüyor. Bu tahmin, özellikle memeliler ve kuşlar olmak üzere birkaç türde teyit edildi.
Bilim insanları kaplumbağalar, kara kaplumbağaları ve cinsel olgunluğa eriştikten sonra büyümeye devam eden diğer canlıların, hücresel hasarları onarmak için enerji ayırmaya devam edip biyolojik yaşlanmanın zararlı etkilerini hafifletme ve hatta sıfıra indirme kabiliyetine sahip olabileceğini belirtiyor.
Fakat araştırmacılar, göz ardı edilebilir biyolojik yaşlanma gösterseler de bu canlıların ölümsüz olmadığını ekliyor.
Ölüm ihtimalleri yaşla birlikte artmasa da halen sıfırdan yüksek olduğunu söylüyorlar.
İnsanlar son yüzyılda uzun ömürlülük bakımından eşsiz ilerlemeler kaydetse de bilim insanları iyileştirilmiş hayat koşullarının insanlarda ve diğer primatlarda yaşlanma hızını değiştirmediğini ifade ediyor.
Bu türlerde çevredeki değişiklikler büyük oranda bebek ve çocuk ölümü oranlarıyla av olmak ve ekstrem koşullar gibi yaştan bağımsız ölüm sebepleri üzerinde etkili oluyor.
 



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news