Cezayir'in bağımsızlığının üzerinden 60 yıl geçse de ‘sömürgeciliğin yaraları’ hala sarılamadı

Cezayir'de ülkelerinin bağımsızlığını kutlayan gençlerin 2 Temmuz 1962'de çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Cezayir'de ülkelerinin bağımsızlığını kutlayan gençlerin 2 Temmuz 1962'de çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
TT

Cezayir'in bağımsızlığının üzerinden 60 yıl geçse de ‘sömürgeciliğin yaraları’ hala sarılamadı

Cezayir'de ülkelerinin bağımsızlığını kutlayan gençlerin 2 Temmuz 1962'de çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)
Cezayir'de ülkelerinin bağımsızlığını kutlayan gençlerin 2 Temmuz 1962'de çekilmiş bir fotoğrafı (AFP)

Cezayir, önümüzdeki Salı günü 132 yıllık Fransız sömürgeciliğinin ardından gelen bağımsızlığın 60. yıldönümünü kutlayacak.
18 Mart 1962'de, Cezayir devrimcileri ile Fransız ordusu arasındaki yaklaşık sekiz yıllık savaşın ardından, aynı yıl 5 Temmuz'da Cezayir'in bağımsızlığının ilanının yolunu açan tarihi Evian Anlaşması imzalandı. Bunun üzerine çatışmalar durdu.

Cezayir makamları bağımsızlığın 60. yıldönümü kutlamalarında, özellikle de 33 yıldır ilk kez başkentte büyük bir askeri geçit törenine hazırlanıyor. Cezayir Opera Salonu'nda, Pazartesi günü ‘Cezayir'in bağımsızlığa kadar uzanan kadim tarihini anlatan’ büyük bir sanatsal performans sergilenecek. Etkinliğin öneminin bir göstergesi olarak, özel bir logo tasarlandı ve haftalarca tüm TV kanallarında yayınlandı. Logoda 60 yıldızla süslenmiş bir daire ve ortasında ‘muhteşem bir tarih ve yeni bir dönem’ ibaresi yer aldı.

Cezayir, yüz binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan kanlı bir savaşın ardından yedi buçuk yıl sonra bağımsızlığını kazandı. Fransa, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron döneminde ‘özür dileme’ noktasına gelirken bir dizi sembolik girişimle ulusal hafızayı sakinleştirmeye çalışsa da Cezayir'deki sömürgecilik yaraları bağımsızlığın kazanılmasının üzerinden 60 yıl geçse de iyileşmedi.

Tarihçi Ammar Mohand Ömer "60 yıllık bağımsızlığın ardından tarihin duygularından sıyrılmanın zamanı gelmedi mi?" diye sordu.
Macron, 2017'deki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyası sırasında Cezayir'e yaptığı ziyarette, sömürgeciliğin insanlığa karşı suç olduğunu ifade etmek de dahil olmak üzere, ‘ulusal hafızayı arındırmak’ için birçok girişimde bulundu. Daha sonra, cumhurbaşkanı olarak ilk döneminde, Fransa'nın Cezayirli avukat ve aktivist Ali Boumnijel ve Fransız sömürgecilik karşıtı bilim adamı Maurice Auden'in öldürülmesi olaylarında sorumluluğu kabul etti.

İki ülke arasındaki ilişkiler son aylarda giderek gelişti ve Macron ile Cezayirli mevkidaşı Abdulmecid Tebbun 18 Haziran'da yaptıkları bir telefon görüşmesinde ilişkileri ‘derinleştirme’ konusunda isteklerini dile getirdiler. Nisan ayının sonunda Tebbun, Macron'u yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti ve kendisini Cezayir'i ziyaret etmeye davet etti.
Mohand Ömer­, son aylardaki ciddi krizin ardından normal duruma hızlı dönüşün özellikle Libya'daki bölgesel gerilimlerle bağlantılı olduğuna ve bunun göz ardı edilmemesi veya hafife alınmaması gerektiğine inanıyor.

Muhalefetteki Kültür ve Demokrasi için Birlik Partisi Genel Başkanı Osman Mazuz ise, "Cezayir'deki iktidar rejimi ile Fransa arasındaki ilişkiler, ülkenin bağımsızlığından bu yana krizler ve sahte sükunet tarafından gölgelendi" dedi.



Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
TT

Suriye Cumhurbaşkanı, Sezar Yasası kapsamındaki yaptırımların kaldırılması nedeniyle halkını tebrik etti ve yeniden inşa aşamasının başladığını duyurdu

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (AFP)

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara dün yaptığı açıklamada, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları tamamen kaldırmasını memnuniyetle karşıladığını belirterek, bu adımın yıllar süren savaşın ardından ülkeye yatırımların geri dönmesinin önünü açacağını söyledi.

Şara, sosyal medya platformu X üzerinden yayımladığı ve bu platformdaki ilk paylaşımı olan görüntülü mesajında, “Bugün Allah’ın izniyle, ardından sizlerin 14 yıl süren çabası ve sabrı sayesinde Suriye yaptırımsız ilk gününe uyanıyor” ifadesini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump’a teşekkür eden Şara, “Suriye halkının çağrısına yanıt veren ABD Başkanı Donald Trump’a, Suriye halkının fedakârlıklarını takdir eden ve yaptırımların kaldırılması yönündeki talebine olumlu yaklaşan Kongre üyelerine özel teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

Şara, konuşmasında, “Suriye devrimi sürecinde fedakârlık yapan ve sabreden herkese, kimyasal silahlara maruz kalanlara, ülkesini terk etmek zorunda kalanlara, denizlerde hayatını kaybedenlere ve bu toprakları kanlarıyla sulayan şehitlere teşekkür ediyorum. Bu büyük zafer, Suriye üzerindeki kısıtlamaların tamamen kaldırılmasıyla taçlandı” ifadelerine yer verdi.

Şara ayrıca, Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani’ye de teşekkür etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı daha önce yaptığı açıklamada, yaptırımların kaldırılmasını ‘yeniden inşa ve kalkınma sürecine giriş kapısı’ olarak nitelendirmiş, ülke içinde ve dışında yaşayan tüm Suriyelileri ulusal toparlanma çabalarına katkı sunmaya çağırmıştı.

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan ve Türkiye’den gelen talepler doğrultusunda Suriye’ye yönelik yaptırımların uygulanmasını iki kez askıya almıştı. Ancak Şera, yaptırımların ABD’deki hukuki sonuçlarından çekinen yatırımcıların Suriye’den uzak durmasını önlemek amacıyla, bu yaptırımların tamamen sona erdirilmesi için çaba göstermişti.

ABD Kongresi, çarşamba günü, Beşşar Esed döneminde Sezar Yasası kapsamında uygulamaya konulan yaptırımların nihai olarak kaldırılmasını onayladı.


Rubio: Hamas silahsızlandırılmadıkça Gazze'de barış olmayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
TT

Rubio: Hamas silahsızlandırılmadıkça Gazze'de barış olmayacak

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington'da düzenlediği basın toplantısında konuşuyor (Reuters)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio dün yaptığı açıklamada, Hamas'ın silahsızlandırılması gerçekleşmeden Gazze Şeridi'nde "barışın" mümkün olmayacağını belirtti.

Gazetecilere yaptığı açıklamada, “Eğer (Hamas) gelecekte İsrail'i tehdit edebilir veya ona saldırabilirse, barış olmayacak ve iki veya üç yıl içinde yeni bir savaş çıkacağına inanan kimseyi Gazze'ye yatırım yapmaya ikna etmek mümkün olmayacak… Bu nedenle, silahsızlanma son derece önemlidir” ifadelerini kullandı.

Rubio, İsrail ile Hamas arasındaki savaş nedeniyle harap olmuş Gazze Şeridi için planlanan uluslararası istikrar gücüne ülkelerin asker göndereceğine olan güvenini dile getirdi. "Bu konuda tüm taraflarca kabul edilebilir ve istikrar gücüne katılmaya hazır birçok ülke olduğuna çok eminim" dedi.

Öte yandan Washington'un Lübnan ve İsrail yetkilileri arasındaki görüşmelerin güçlü bir Lübnan hükümetinin kurulmasına ve Hizbullah'ın silahsızlandırılmasına yol açacağı umudunu dile getirdi.

Rubio, "Lübnan ve İsrail yetkilileri arasındaki görüşmelerin, çatışmanın tırmanmasını önleyecek bir çerçeve ve ileriye dönük bir yol haritası oluşturmasını umuyoruz" şeklinde konuştu.


UNIFIL: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair herhangi bir belirti yok

Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
TT

UNIFIL: Güney Lübnan'da Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair herhangi bir belirti yok

Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)
Sınır kasabası Mays el-Cebel'de bulunan UNIFIL'deki Nepal taburundan askerler (EPA)

Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü (UNIFIL), İsrail ile Kasım 2024'te yürürlüğe giren ateşkesin ardından Hizbullah'ın yeniden silahlandığına dair hiçbir kanıt bulamadığını açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın DPA'dan aktardığına göre UNIFIL sözcüsü Candice Ardell dün yaptığı açıklamada, "Geçen yıl ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana, Güney Lübnan'da ülkeye yeni silahların girdiğine, devlet dışı aktörler tarafından yeni askeri altyapı inşa edildiğine veya devlet dışı aktörler tarafından askeri hareketlilik olduğuna dair herhangi bir kanıt görmedik" ifadelerini kullandı.

Durumu izlemek için barış güçlerinin her gün sahada olduğunu söyleyen Ardell, UNIFIL personelinin, açık çatışmaların başlamasından önce ve sonra, Güney Lübnan'daki operasyon bölgesinde Hizbullah da dahil olmak üzere devlet dışı aktörlerin faaliyetlerini gözlemlediğini ve raporladığını ifade etti.

Durumun güneyde hâlâ kırılgan olduğunu, ancak barış gücü mensuplarının, bölgenin geçen yıl yaşadığı çatışmanın ardından yeniden tesis edilen istikrarı pekiştirmek için çabalarını sürdürdüğünü belirtti.