İslam ümmetinin güvenine layık bir şahsiyet: Muhammed el-İsa

Yüksek Alimler Konseyi üyesi ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el- İsa
Yüksek Alimler Konseyi üyesi ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el- İsa
TT

İslam ümmetinin güvenine layık bir şahsiyet: Muhammed el-İsa

Yüksek Alimler Konseyi üyesi ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el- İsa
Yüksek Alimler Konseyi üyesi ve Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el- İsa

Muhammed Ali el-Hüseyni (Arap İslam Konseyi Genel Sekreteri)
Hac mevsimi, çeşitli ırkların, ulusların ve halkların bir araya geldiği milletler üstü bir karaktere bürünen en önemli ve sıra dışı dini münasebetin gerçekleştiği zaman dilimidir. Hac farizası İslam dinin yüceliğinin ve azametinin bir kanıtıdır. Hanif İslam dininin ana rükünlerinden ve şartlarından olan Hac ibadetini yerine getirmek için her yıl farklı ırklardan ve milletlerden insanlar Kabe’nin etrafına toplanır. Suudi Arabistan Krallığı uzun yıllar ve çağlar boyunca, Beytullah’ı ziyaret eden hacıları ağırlamak ve hac ibadetinin kolay ve en güzel bir şekilde ifa edilmesi için tüm fırsatları sağlamak noktasında üzerine düşeni yapmış ve bu konudaki yetkinliğini kanıtlamıştır.
Hac Mevsimi, yukarıda anlatılanlara ek olarak, İslami, ilahi, evrensel bir kongre mesabesindedir. 
Arafat bir ‘tanışma’ yeridir. Hacılar Arefe gününde Arafat’ta durarak, bu kutsal topraklar üzerine namaz kılar, dua eder ve aynı zamanda bu kutsal münasebet vesilesiyle, Hac ibadeti ile ilgili direktifleri dinler ve ümmetin sorunlarını tartışır. Şüphesiz milyarlarca Müslüman’ı temsil eden Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Muhammed bin Abdulkerim el-İsa, bu münasebette Arafat’ta İslam ümmetine seslenmeye en layık olan kişilerdendir. Şeyh İsa ve Dünya İslam Birliği, milyarlarca Müslümanın işleriyle ilgilenmekte, sorunlarını tespit ederek çözüm yolları aramaktadır. Hadim el-Haremeyn Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz’in, Dünya İslam Birliği Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el-İsa’yı bu yıl Arafat’ta imamlık yapması ve hutbe irad etmesi için görevlendirmesi, son derece yerinde bir seçim ve doğru bir karardır. Çünkü aşırılıktan uzak ‘vasati alim’ profili ile Şeyh Muhammed bin Abdulkerim, bu son derece önemli görevi yerine getirmek için en münasip kişidir.
Şeyh Muhammed Abdulkerim ilmiyle, deneyimiyle, İslam’a ve İslam ümmetinin çıkarlarına hizmet eden değerli görüşleriyle tanınan bir şahsiyettir. Şeyh Muhammed Abdulkerim İsa, İslam'a ve Müslümanlara hizmet etmek ve hak dini en iyi şekilde tanıtmak için dünyanın dört bir yanına seyahatler düzenlemiştir. Ayrıca Mekke Vesikası’nın teşekkülünde büyük bir rol oynamış, Mekke Bildirgesi’nin, her mezhepten bin 200 İslam alimi tarafından imzalanmasına katkı sunmuştur. Mekke Bildirgesi, İslam'ın ‘sevgi ve barışa davet eden, ötekini tanımaya çağıran, nefreti ve savaşları reddeden ve bunlara karşı duran mutedil bir din olduğunu’ dünyaya kanıtlayan küresel bir bildiri mesabesindedir. Bu bildirge, İslam’a ve Müslümanlara, aşırılık ve terörizm suçlamalarını iliştirmek isteyen tüm şüpheli önerileri ortadan kaldırmış, İslam’ın ve Müslümanların, şiddet ve terör olgusunu kesin bir biçimde reddettiğini göz önüne sermiştir.  
Dr. Muhammed el-İsa, ilmi melekeleri, berrak zihni ve gücünü İslam dininden alan etkileyici fikirleri ile İslam'ın ve Müslümanların meselelerini savunma kararlılığı açısından son derece önemli bir şahsiyettir. Dr. İsa gece gündüz durmaksızın, İslam dininin sadece Müslümanlara değil tüm insanlığın iyiliği için geldiğini kanıtlamak için çabalamaktadır. Dr. Muhammed İsa’nın tevcihleriyle Dünya İslam Birliği’nin küresel çaptaki faaliyetleri de bunu açıkça ispat etmektedir. Hakkını teslim etmek babından şunu söylemeliyiz; Sayın Şeyh Muhammed el-İsa, İslam aleminin içinden geçtiği çok kritik bir tarihsel aşamada üzerine düşen vazifeyi layıkıyla yerine getirmiş, İslam’a ve Müslümanlara atfedilen yapay ve şüpheli tanımlamaları ve suçlamaları çürütmeyi başarmıştır. Böylelikle tüm İslam ümmetinin güvenini hak ettiğini göstermiştir.  



Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
TT

Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)

Suudi Arabistan ekonomisi, 2025’in üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4,8’lik reel büyüme kaydetti. Bu büyüme, ülkenin olumlu ekonomik performansının devam ettiğini gösterirken, petrol dışı faaliyetlerin ana itici güç olduğu gözlendi. Mevsimsel olarak düzeltilmiş reel gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,4 arttı.

Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu’nun (GASTAT) nihai verilerine göre, yıllık büyüme oranı, ekim ayında açıklanan ön tahminlerdeki yüzde 5’lik seviyenin biraz altında kaldı. Buna rağmen 2025’in en hızlı büyümesi olarak kayda geçti.

Yıllık toplam büyümeye en büyük katkıyı, 2,4 puan ile petrol dışı faaliyetler sağladı; bu oran, toplam yüzde 4,8’lik büyümenin yüzde 50’sini oluşturuyor. Petrol faaliyetlerinin katkısı ise 2 puan oldu. GASTAT, petrol dışı faaliyetler için büyüme tahminini yüzde 4,5’ten yüzde 4,3’e düşürürken, petrol faaliyetleri büyüme tahminini ise yüzde 8,2’den yüzde 8,3’e yükseltti.

Büyümede, ağustos sonunda OPEC+ ittifakının gönüllü üretim kesintilerinin sona ermesinin ardından petrol üretimindeki kademeli artışın etkisi oldu. Suudi Arabistan, eylül ayından itibaren günlük 547 bin varil artışla üretimini yükseltti ve kasım ayında buna ek olarak günlük 137 bin varil artış gerçekleştirdi.

Bunun yanı sıra, kamu faaliyetleri ve ürünler üzerinden alınan net vergiler de büyümeye her biri 0,2 puanlık sınırlı katkı sağladı.

Mevsimsel düzeltmelerle (çeyreklik bazda) bakıldığında, petrol ve petrol dışı faaliyetler sırasıyla büyümeye 0,8 ve 0,3 puanlık katkı sağladı.

Faaliyet türlerine göre performansa bakıldığında, tüm ekonomik faaliyetler yıllık bazda pozitif büyüme kaydetti. Üçüncü çeyrekte en hızlı büyüyen sektör, yıllık yüzde 11,9 ve çeyreklik yüzde 3,9 artışla petrol rafinajı oldu. Bunu, ham petrol ve doğalgaz faaliyetleri izledi; bu sektörler yıllık yüzde 7,3, çeyreklik yüzde 3,2 büyüme gösterdi. Elektrik, gaz ve su faaliyetleri ise yıllık yüzde 6,4, çeyreklik yüzde 1 oranında büyüme kaydetti.

Harcamaların bileşenlerine gelince, yıllık ve çeyreklik karşılaştırmalarda farklılıklar gözlendi. Özel nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 2,6 artarken, çeyreklik bazda yüzde 0,6 geriledi. Buna karşın, devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 3,1 düşerken, çeyreklik bazda yüzde 1,4 arttı.

Toplam sabit sermaye oluşumu yıllık bazda yüzde 0,7 azaldı; ancak çeyreklik bazda güçlü bir artışla yüzde 6,2 yükseldi. Bu durum, üçüncü çeyrekte yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe kıyasla arttığını gösteriyor.

Dış ticarette ise performans, ihracattaki güçlü artışla desteklendi. İhracat yıllık yüzde 18,4, çeyreklik yüzde 7,5 yükseldi ve Suudi ürünlerine yönelik dış talebin güçlü olduğunu ortaya koydu. İthalat ise yıllık yüzde 4,3 artarken, çeyreklik bazda yüzde 1,2 azaldı.


Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Danışmanı ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Krallığın bugün bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde çeşitli alanlarda kaydettiği niteliksel atılımları vurguladı.

26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Riyad'da düzenlenen Fortune Global Forum'un açılış konuşmasında er-Reşid, kadınların işgücü piyasasına katılımının yüzde 37'ye ulaşarak 2030 için belirlenen hedefi aştığını açıkladı. Öte yandan, turizm sektörü geçen yıl 100 milyon ziyaretçi hedefi açıklanmışken, 120 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Er-Reşid, yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük 50 şehir ekonomisi arasında yer alan Riyad şehrinin, Suudilerin hırsını ve zorlu bir ortamda inşa etme yeteneğini somutlaştırdığını belirtti. Er-Reşid, “Başarılar, Suudi halkını karakterize eden hırs, sabır ve sınırsız iyimserlik sayesinde elde edildi” ifadesini kullandı.

Er-Reşid, Vizyon 2030'un uygulanmasının tüm sektörleri kapsayan kesin performans göstergelerine dayandığını belirtti. Suudi Arabistan’ın, çeşitli bölgelerdeki erkek ve kadınların ortak çabalarıyla, küresel yetenekleri çekerek ve uluslararası ortaklıkları güçlendirerek binden fazla girişim başlattığını ve bunların yüzde 85'inin plana göre ilerlediğini kaydetti.

Suudi Arabistan’ın iş birliği ve yatırımı artırmak için dünyaya kollarını açtığını vurgulayan er-Reşid, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Buradayız, hazırız. Yeteneklerimizi artıracak ve bilgimizi derinleştirecek yeni ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor. Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.


İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.