Ruslar, McDonald's yerine açılan zincirden şikayetçi: "Ekmekler küflü, patates kızartması yok"

Restoran patates stoklarının tükendiğini söylerken, Tarım Bakanlığı "Kıtlık yok" dedi

Restoran, küflenmiş hamburger ekmeklerinin restoranlara nasıl girdiğinin araştırıldığını açıkladı (Kolaj: Reuters/Twitter)
Restoran, küflenmiş hamburger ekmeklerinin restoranlara nasıl girdiğinin araştırıldığını açıkladı (Kolaj: Reuters/Twitter)
TT

Ruslar, McDonald's yerine açılan zincirden şikayetçi: "Ekmekler küflü, patates kızartması yok"

Restoran, küflenmiş hamburger ekmeklerinin restoranlara nasıl girdiğinin araştırıldığını açıkladı (Kolaj: Reuters/Twitter)
Restoran, küflenmiş hamburger ekmeklerinin restoranlara nasıl girdiğinin araştırıldığını açıkladı (Kolaj: Reuters/Twitter)

Ukrayna istilasının ardından Rusya'dan çekilen fast food devi McDonald's'ın yerine açılan restoranlarda müşteriler, patateslerin tükenmesine ve ekmeklerin küflü çıkmasına tepki gösterdi.
Rus haber ajansı TASS'ın aktardığına göre Vkusno i Tochka adlı fast food zinciri, 2021'de patates hasadı kötü olduğu için stokların tükendiğini ve ancak sonbaharda yenilenebileceğini duyurdu.
Öte yandan Rusya Tarım Bakanlığı'nın Telegram'daki paylaşımında patates kıtlığı yaşanmadığı savunuldu.
Bakanlığın gönderisinde, "Rus piyasalarında tüm patates stokları dolu. İşlenmiş ürünler de buna dahil. Yeni hasatlardan toplanan patatesler çoktan gelmeye başladı bile. Bu da kıtlık ihtimalini ortadan kaldırıyor" dendi.
Müşteriler ise Vkusno i Tochka'dan satın aldıkları hamburgerlerin ekmeğinde küf çıkmasından şikayetçi.
İktidar karşıtı çizgisiyle bilinen Rus haber spikeri Kseniya Sobçak, Telegram'daki gönderisinde küflü hamburger ekmeğinin fotoğrafını paylaşarak, "Vkusno, en azından ürün kalitesi bakımından McDonald's'ın standartlarını tutturamıyor gibi" ifadelerini kullandı. Sobçak restoranın sattığı sosların tarihinin geçmiş olduğunu söylediği bir paylaşım daha yaptı.
Benzer şekilde başka sosyal medya kullanıcıları da küflenmiş hamburger ekmeklerinin fotoğraflarını paylaştı.
Restorandan yapılan açıklamadaysa hamburger ekmekleriyle ilgili inceleme başlatıldığı belirtilirken, soslardan bazılarının tarihinin geçtiğinin tespit edildiği ve bunların kaldırıldığı ifade edildi.

ABD'li fast food devi, Rusya'da ilk şubesini 1990'da Sovyetler Birliği döneminde başkent Moskova'da açmıştı.
Birliğin bir yıl sonra dağılmasının ardından zamanla ülkenin farklı yerlerinde faaliyet göstermeye başlayan McDonald's'ın Rusya'da 850 şubesi vardı.
Fakat şirket, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle Ukrayna'ya karşı başlattığı savaşa tepki olarak, mayısta şubelerini kapatma kararı aldığını duyurmuştu.
Rus iş insanı Alexander Govor, aynı ay McDonald's'ın tüm şubelerini satın almış, haziranda Vkusno i Tochka adı altında ayrı bir fast food zinciri açmıştı.
Türkçede "Lezzetli, işte o kadar" anlamına gelen Vkusno i Tochka, yaz sonuna kadar satın aldığı tüm şubeleri açmayı planlıyor.
Independent Türkçe, Business Insider, BBC 



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research