Cemerat’a ulaşımda hayata geçirilen uygulamalar ibadetlerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırdı

Rehberlik eden yayınların olduğu ekranlar yürüyen merdivenlerde ve rampalarda bulunuyor.

Mina’daki hacılar. (Fotoğraf: Abdullah el-Falih)
Mina’daki hacılar. (Fotoğraf: Abdullah el-Falih)
TT

Cemerat’a ulaşımda hayata geçirilen uygulamalar ibadetlerin gerçekleştirilmesini kolaylaştırdı

Mina’daki hacılar. (Fotoğraf: Abdullah el-Falih)
Mina’daki hacılar. (Fotoğraf: Abdullah el-Falih)

Hacı kafilelerinin Hac ibadet alanlarından Cemerat’a ulaşımı, herhangi bir sorun yaşanmadan tamamlandı. Cemerat, İslam’ın beşinci şartının yerine getirmek üzere insanların bir araya geldiği en belirgin nokta oldu. Cemerat yapısı, ilgili makamlar tarafından gruplandırma planlarına istinaden, ulaşımın uyum rahat olacağı şekilde yönetildi.
Cemerat Köprüsü aynı anda çok sayıda hacıya hizmet sunmasını sağlayan mühendislik tasarımı sayesinde, hacıların Şeytan Taşlama ibadetini gerçekleştirmesini kolaylaştırdı. Cemerat Köprüsü, milyonlarca hacının konfor ve huzur içinde ibadetlerini yerine getirmesine katkıda bulunmak üzere, 1 milyar 120 milyon dolar maliyeti ile Suudi hükümetinin uyguladığı dev projelerden birini olarak biliniyor ve Mina’nın en önemli projelerinden biri sayılıyor. Saatte 300 bin hacıya hizmet verme kapasitesine sahip olan köprü, 950 metre uzunluğunda ve 80 metre genişliğinde. Köprünün temelleri 12 katı ağırlığına ve ihtiyaç halinde ileride 5 milyon hacıya dayanabilecek şekilde tasarlandı. Köprü, hacıların rahatlığı için tüm destek hizmetlerinin mevcut olduğu beş kattan oluşuyor. Bu hizmetler arasında hacıların nakli için bir yeraltı tüneli de yer alıyor. Burada araçların hareketi yayalardan ayrılmış durumda. Her katın yüksekliği 12 metreden oluşuyor.
Cemaret alanı,  sıcaklığı azaltmak için tenteler ve klimaları, bir dizi yürüyen merdiven, hacıların hareket akışlarını kontrol etme mekanizmaları desteklemek için takip kameralarının yanı sıra modern tesis projesinin dördüncü ve son aşaması çerçevesinde rehberlik, yönlendirme ve bilinçlendirme hizmetleri ile donatıldı.
Aynı zamanda ibadet yerlerine giden yolların yanı sıra ayrı bir odada da özel bir ekip tarafından kontrol edilen hareketli kameralar yerleştirildi. Bu kameralar hacılara hizmet etmek için genel planlara ve ibadetlerdeki hareketlerine uygun olarak, hareketlerini dengeli bir şekilde dağıtmak ve hızını ayarlamak için yayaların hareketlerini takip etmeyi amaçlıyor. Kamera ağı, Müzdelife’nin sonundan Cemarat alanlarına kadar uzanıyor ve Cemerat tesisinin çeşitli katları, rampaları ve çıkışları izleniyor.
Cemerat bölgesinin avlularında rehberlik eden televizyon yayın ekranları, hacıların kaldıkları ve bulundukları yerdeki devasa tabelalar aracılığıyla destek veriyor.
Büyük Cemerat projesi çerçevesinde ibadet yerlerinde bir dizi noktada hacılar için rehberlik ve yönlendirme görevlerini yerine getiren modern adlandırma ve numaralandırma hizmeti de bulunuyor. Ayrıca farklı dillerde ışıklı tabelaları yer alıyor.
Hacıların hareketlerini kolaylaştırmak için Cemerat bölgesi çevresinde birçok sabit ve hareketli merdiven inşa edildi. Bunlardan biri, Mina’daki Rea Sıdki Caddesi ile Kral Abdülaziz Caddesi arasında bulunuyor ve ulaşımı kolaylaştırıyor. Ayrıca hacıların beşinci kata erişimini ve Cemarat’ı çevreleyen meydanlardan geçmeden geri dönmelerine de imkan sağlıyor.
Cemerat Köprüsü 1974 yılında inşa edilmesinden bu yana bir dizi geliştirme çalışmasına tanık oldu. Köprü 40 metre genişletildi. Hacıların inmesi için doğu ve batı yönlerinden iki çıkış açıldı. Ayrıca kuzey ve güney yönlerden üst kattan Şeytan taşlama alanına inen iki rampa inşa edildi.
Köprünin geliştirilmesi, 1978’de Küçük Cemerat karşısındaki köprünün her iki tarafında, ikinci kattan betonarme rampaların eklenmesi ile devam etti.
1982 yılında köprü, Küçük Cemarat’a bağlı olarak genişliğini 20 metre ve uzunluğu 120 metreye ulaşarak bir genişlemeye tanık oldu. 1987 yılında genişliği 80 metreye, uzunluğu 520 metreye ulaştı. Yukarı çıkan rampa 40 metre genişliğe 300 metre uzunluğa geliştirildi. Toplam 57 bin metrekare alana sahip olan köprünün her iki yanına beşer adet servis kulesi inşa edildi. Yönlendirme tabelaları, aydınlatma ve havalandırma sağlandı.
Cemerat Köprüsü daha sonra yeni bir organizasyon ve geliştirme aşamasına girdi. 1995 yılında, köprünün görünümü ile hacıların hareketin temsilini içeren çeşitli aşamalarda bir geliştirme çalışması gerçekleştirildi. 2005 yılında köprü yapısı, dairesel alanların ovale çevrilmesi ve yön tabelalarının modifikasyonu da dahil olmak üzere benzer değişikliklere sahne oldu. Cemerat el-Akabe’de yeni acil çıkışlar açıldı. Hacıları yönlendirmek ve kalabalık olması durumunda uyarmak için bilgi içeren panolarının yerleştirildi. Ekranlar ve yönlendirme panoları doğrudan hacıların kaldığı kamplara bağlandı.
Hacıların sayısı her geçen yıl artarken 2006 yılında köprünün yıkılmasının ardından daha fazla sayıda hacıyı ağırlamak ve şeytan taşlama sürecini ve hacıların hareketlerini kolaylaştırmak için çok katlı yeni bir Cemerat yapısının inşa edilmesine karar verildi.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.