BMGK’nın Suriye’ye insani yardım mekanizması kararı ve Rusya-ABD çözümünü bekleyen sorular

Rusya'nın Suriye'ye insani yardım tasarısı
Rusya'nın Suriye'ye insani yardım tasarısı
TT

BMGK’nın Suriye’ye insani yardım mekanizması kararı ve Rusya-ABD çözümünü bekleyen sorular

Rusya'nın Suriye'ye insani yardım tasarısı
Rusya'nın Suriye'ye insani yardım tasarısı

Rusya’nın Batı ülkeleri tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) sunulan Suriye'ye sınır ötesi insani yardım mekanizmasının 10 Temmuz Pazar günü dolan görev süresinin uzatılması önerisini veto etmesinin ardından BMGK’nın kararını kurtarmaya yönelik son dakika müzakereleri sürüyor.
BMGK’nın Suriye’ye sınır ötesi insani yardım mekanizması kararı nedir?
BMGK’nın 2014 yılında aldığı bir karar, Ürdün, Irak ve Türkiye’den Suriye’ye açılan dört ayrı sınır kapısından Suriyelilere insani yardım gönderilmesine izin verdi. Suriye'de, bölgede ve dünyada değişen askeri dengelerle birlikte Rusya ve ABD, geçtiğimiz yıl Suriye’ye sınır ötesi insani yardımın tek bir sınır kapısından, Suriye hükümet güçlerinin kontrolü dışında kalan İdlib bölgesinde 2,4 milyondan fazla kişiye sınır ötesi yardım götürülmesini sağlayan Suriye-Türkiye sınırındaki Bab el-Hava Sınır Kapısı’ndan ulaştırılmasına izin veren 2585 sayılı BMGK kararı üzerinde anlaşmaya vardı.

ABD’nin tavizleri neler?
Kararın 2014 yılında yayınlanmasından bu yana Şam ve Moskova, kararı ‘Suriye'nin egemenliğinin ihlali’ olarak değerlendirdi ve eleştirdi. ABD Başkanı Joe Biden, Beyaz Saray’a geldiğinde, insani yardımı yönetimi için bir öncelik haline getirdi.
Başkan Biden ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Haziran 2021 tarihinde İsviçre’nin Cenevre kentinde görüşmelerinin ardından ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin Ortadoğu ve Afrika Direktörü Brett McGurk ve Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Aleksandr Lavrentyev arasında Cenevre’de gizli görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler, Biden yönetiminin Rusya'ya bir takım tavizler vermesiyle sonuçlandı. Bunun sonucunda ortaya koyulan ortak karar tasarısı, Washington'ın danışma gereği duymadığı Batılı ülkelerin başkentlerine yıldırım gibi düştü.
ABD, üç taviz vermişti. Bunlar, sağlık, eğitim ve hijyen alanlarında erken toparlanma projelerinin finanse edilmesinin onaylanması, Suriye'de temas hatlarına yönelik ‘sınır ötesi’ yardımların artırılması ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in erken toparlanma ve sınır ötesi yardım dosyalarındaki ilerlemeye ilişkin raporunun beklenmesi çerçevesinde kararın altı ay daha uzatılmasıydı.
Öte yandan Washington, kararın süresini otomatik olarak altı ay daha uzatmak için Moskova'dan sözlü onay aldı ve Moskova'nın kararı onaylamasıyla bir ‘ivme’ kazandı.

Rusya ve ABD hangi konularda anlaşamıyor?
Kararın geçerlilik süresi, Rusya ile Batı ülkeleri arasında Ukrayna'da bir çatışmanın yaşandığı bir dönemde sona erdi. Moskova, siyasi müzakereleri Suriye kapsamından daha geniş tutmaya çalışsa da Washington, bunu reddetti ve New York'taki BM temsilcisini teknik bir mesele olarak uluslararası çözümü takip etmesi için görevlendirdi.
İki ülke arasındaki anlaşmazlığın nedeni, Washington ve müttefikleri kararın McGurk ve Lavrentyev arasındaki görüşmeler çerçevesinde uzatılmasını beklerken Moskova’nın Suriye’de erken toparlanma ve sınır ötesi insani yardım konularında herhangi bir ilerleme olmamasından duyduğu hayal kırıklığıydı. Rusya, Batılı ülkelerin BM Genel Sekreteri Guterres'in raporunu tartışmayı kabul etmediğini söylerken Washington, Moskova'nın taahhütlerine bağlı kalmadığını ve kararın süresi her uzatıldığında birtakım siyasi tavizler almaya çalıştığını vurguladı.

Rusya'nın dört talebi
Norveç ve İrlanda, Suriye'ye sınır ötesi insani yardım mekanizmasının görev süresinin bir yıl uzatılmasına yönelik tasarıyı BMGK’ya sundular. Moskova, tasarıya karşı veto hakkını kullandı ve dört talebinin olduğu kendi karar tasarısını sundu. Bu taleplerin birincisi, kararın süresinin sadece altı ay uzatılması, ikincisi, erken toparlanma sürecinde finanse edilmesi gereken projelere elektrik dosyasının da eklenmesi (Rusya’nın tasarısında elektrik kelimesi en az iki kez geçiyor), üçüncüsü, başta erken toparlanma ve sınır ötesi insani yardımlar olmak üzere BMGK kararının uygulanması için bir izleme mekanizmasının oluşturulması ve dördüncüsü, karar süresinin uzatılmasının BM Genel Sekreteri'nin fiili ilerlemeye ilişkin raporu uyarınca yeni bir uluslararası karar alınmasıydı.
Rusya ve ABD arasında uzlaşı söz konusu mu?
Rusya, Batı Ülkelerinin sunduğu tasarıya karşı veto hakkını kullanıldıktan ve kendi tasarısının da yeterli oyu alamamasının ardından özellikle BMGK’nın Hindistan ve BAE de dahil olmak üzere on daimi olmayan üyesinin çekimser oy kullanması sonrası, üye ülkelerin elinde sadece iki seçenek kalıyor. Ya ne Moskova'nın ne de Washington'ın istediği bir durum olan herhangi bir karar almaktan kaçınacaklar ya da iki tasarı arasında bir uzlaşıya varılmasını sağlayacaklar.
Batı ülkeleri, kararın süresinin altı ay sonra yeniden müzakere sürecine girmemesi için bir yıl uzatılması karşılığında elektrik dosyasını ele almayı ve izleme mekanizmasını devreye sokmayı kabul etmenin yeni büyük tavizler vermeleri anlamına geleceğini düşünüyorlar.
Washington, Suriye şehirlerini karanlıktan kurtarmak ve altyapıyı desteklemek için elektrik dosyasının ele alınmasına ihtiyaç duyan Moskova ve Şam'ın, Batı ülkeleri tarafından uygulanan yaptırımlardan uzak bir şekilde Ürdün üzerinden elektrik ağları projelerini desteklemek için kararın süresinin uzatılmasına ilişkin bir anlaşmayı kabul edeceklerine inanıyor.
Moskova ise Batı ülkelerinin kurumlarına güvenmekte güçlük çekiyor ve bu yüzden kararın süresinin altı ay sonra yeniden müzakere edilmesini istiyor. Batı ülkelerinin de, kararın uzatılmaması halinde Suriye’ye sınır ötesi insani yardım dosyasını Suriye'nin kuzeyine teslim ederek Türkiye'yi güçlendirmek ve Türkiye’nin göç ve terör kaygıları nedeniyle Suriye'de daha fazla kaosa yol açmak istemedikleri iddia ediliyor.
Kararın süresinin bir süreliğine uzatılması konusunda uzlaşıya varılabilir. Kararın süresi, önce dokuz ay, ardından üç ay daha uzatılması ya da altı ay uzatılması ve sonraki altı ay için bir prosedür oluşturulması hakkında konuşuluyor.
Tüm hafta sonu ve Kurban Bayramı boyunca, Arap ve yabancı diplomatlar, milyonlarca Suriyeliyi ve yerinden edilmiş kişiyi doğrudan etkileyecek bir karar alınması beklentisiyle son dakika diplomasisi yürüttüler.



Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
TT

Netanyahu: İsrail'in esirleri kurtarabilmesi için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerekiyor

Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)
Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat Mülteci Kampı’na bırakılan havadan yardımların ardından kuma karışmış baklagilleri toplayan Filistinli bir kadın (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nde tutulan esirleri kurtarmak için Hamas'ı tamamen yenilgiye uğratması gerektiğini vurguladı. Bu açıklama, İsrail medyasında ordunun Gazze Şeridi'nin tamamını işgal edebileceğine dair haberlerin yayınlanmasının ardından geldi. Netanyahu, bir askeri eğitim tesisini ziyaretinde şunları söyledi: “Gazze Şeridi'ndeki düşmanı yenilgiye uğratmak, tüm esirlerimizi kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak için gerekli.”

Netanyahu bugün, Gazze Şeridi'nde devam eden savaş için yeni bir plan sunmak üzere bir güvenlik toplantısı düzenleyecek. Bu plan, Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesini içerebilir. Öte yandan İsrail, kuşatma altında harap olmuş Gazze Şeridi’ne ticari malların kısmen girişine izin verdi.

yuıo
İsrail ordusuna ait bir araç, İsrail'in Gazze Şeridi ile olan güney sınırında hareket ediyor. (AFP)

Netanyahu'nun Kudüs'te güvenlik yetkilileriyle bir araya gelerek yeni talimatlar vermesi bekleniyor. Bu toplantı, Gazze Şeridi'nde tutulan esirlerin acılarına dikkat çekmek için New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi toplantısıyla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek.

İsrail Kanal 12 televizyonu, Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ve Savunma Bakanı ile bir araya geleceğini bildirdi. Kanal, Netanyahu'nun ofisindeki üst düzey yetkililerin, açıklanacak kararlar arasında Gazze Şeridi'nin tamamen işgal edilmesinin de yer alacağını söylediğini aktardı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN’dan aktardığına göre Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin tamamını kontrol etmesini istiyor.

Haberde, “Başbakanla görüşen bazı hükümet üyeleri, Netanyahu'nun esirlerin tutulduğu bölgeleri de kapsayacak şekilde savaşı genişletmeye karar verdiğini doğruladı” denildi.

Maariv ise “Karar verildi. Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etmek üzereyiz” diye yazdı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz bugün, “Gazze Şeridi'nde Hamas'ı yenmek ve esirlerin geri dönmesi için gerekli koşulları sağlamak, savaşın iki ana hedefi. Bunları gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

sdfrgtyh
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta gıda yardımı almak için kamyonlara binen Filistinliler (Reuters)

Medyada tartışılan plan, Gazze Şeridi'ndeki Hamas hükümetinin öfkeli tepkisine neden oldu. Hükümet, ateşkes görüşmeleri konusundaki tutumunu değiştirmeyeceğini vurguladı.

Hamas Siyasi Büro Üyesi Husam Bedran AFP’ye yaptığı açıklamada, “Top işgalcilerin ve ABD'nin sahasında. Ne yazık ki ABD işgali desteklemeye devam ediyor. Bu da ateşkes ve esir takası anlaşmasına varılmasını fiilen geciktiriyor” dedi.

Baskılar

22 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güney sınırına düzenlediği saldırının ardından başlayan 22 aylık çatışmanın ardından Netanyahu, birçok cephede baskı altında.

İsrail'de, Gazze Şeridi'nde kalan 49 esirin aileleri, onların geri getirilmesi için ateşkes talep ediyor.

Uluslararası alanda ise insani yardım kuruluşları, ‘kitlesel açlık’ tehdidi altındaki Filistinlilere gıda yardımının ulaştırılması için baskı yapıyor. Batılı başkentler ise ABD ve İsrail'in şiddetli muhalefetine rağmen Filistin devletini tanıma planlarını açıkladı.

Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonundaki müttefikleri, savaşı, Gazze Şeridi'ni işgal etmek ve Batı Şeria üzerindeki kontrolünü sıkılaştırmak için kullanmaya çalışıyor.

7 Ekim’deki Hamas saldırısında çoğu sivil olmak üzere bin 219 kişi öldü. O zamandan beri İsrail, BM tarafından güvenilir olarak kabul edilen Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre çoğu sivil olmak üzere en az 61 bin 20 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan bir askeri harekatla karşılık verdi.

Savaşın hedefleri

Netanyahu dün yaptığı açıklamada, İsrail'in savaş hedeflerinin halen ‘düşmanı yenmek, esirleri kurtarmak ve Gazze Şeridi'nin artık İsrail için bir tehdit oluşturmamasını sağlamak’ olduğunu vurguladı.

Bu açıklamaları, aralarında eski istihbarat teşkilatı başkanlarının da bulunduğu 550 eski İsrail güvenlik yetkilisinin, ABD Başkanı Donald Trump'a Netanyahu'ya baskı yapması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmesi çağrısında bulunmasının ardından geldi.

Bu yetkililer Trump'a hitaben yazdıkları açık mektupta şu ifadeleri kullandılar: “Mesleki görüşümüz, Hamas'ın artık İsrail için stratejik bir tehdit oluşturmadığı yönündedir... Tüm askeri hedefleri gerçekleştirdik ve bu savaş artık adil değil... İsrail'in güvenliğini ve kimliğini kaybetmesine yol açıyor.”

Öte yandan esir aileleri yaptıkları açıklamada, “22 aydır kamuoyuna, askeri baskı ve yoğun çatışmaların esirleri geri getireceği söylendi... Gerçek şu ki, savaşın genişlemesi esirlerin hayatını tehlikeye atıyor… Onlar zaten doğrudan ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Netanyahu, İsrail'i ve esirleri yıkıma sürüklüyor” ifadeleri yer aldı.

Temel gıda maddeleri

İsrail Savunma Bakanlığına bağlı Filistin Topraklarındaki Hükümet Aktiviteleri Koordinasyon Birimi (COGAT) bugün, İsrail'in Gazze Şeridi'ne ticari malların girişine kısmen izin vereceğini ve böylece bölgenin BM ve diğer uluslararası kuruluşların sağladığı insani yardıma olan bağımlılığını azaltacağını duyurdu.

COGAT tarafından yapılan açıklamada, “Mekanizmanın oluşturulması kapsamında, savunma kurumu, çeşitli kriterlere uymak ve sıkı güvenlik denetimlerinden geçmek şartıyla sınırlı sayıda yerel tüccarı kabul etti” denildi.

İsrail, mart ayı başından itibaren Gazze Şeridi'ne abluka uyguladıktan sonra mayıs ayında ablukayı kısmen hafifleteceğini duyurdu ve Washington ile koordineli olarak, uluslararası kuruluşların eleştirilerine maruz kalan tartışmalı Gazze İnsani Yardım Vakfı aracılığıyla yardım dağıtım sistemi kurdu. Son dönemde Gazze Şeridi'nde insani kriz ve temel ihtiyaç maddelerinin eksikliği daha da kötüleşti.

Geçen ay yardım konvoyları ve havadan yardım atma operasyonları yeniden başladı. Ancak BM, bölgeye giren gıda miktarının kıtlığı önlemek için yeterli olmadığını düşünüyor.

COGAT'ın açıklamasında, teslim edilecek malların ödemesinin denetimli banka havalesi yoluyla yapılacağı, sevkiyatların ise ‘Hamas'ın müdahalesini önlemek’ için Gazze Şeridi'ne girmeden önce İsrail ordusu tarafından denetleneceği belirtildi.

Yeni mekanizma kapsamında izin verilen malların temel gıda maddeleri, meyve ve sebzeler, bebek maması ve sağlık ürünlerini içereceği belirtildi.

COGAT, dün 300'den fazla yardım kamyonunun Gazze Şeridi'ne girdiğini ve ‘şu anda dağıtılmayı beklediğini’ duyurdu. Ayrıca bölgeye, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Ürdün, Almanya, Kanada ve Belçika ile iş birliği içinde 120 yardım paketi bırakıldı.