Oxford araştırması: Bilgisayar oyunu oynama süresiyle sağlık arasında ilişki yok

Çin, bağımlılık yarattığı gerekçesiyle 18 yaşından küçüklerin video oyunu oynama sürelerini kısıtlamıştı

Son dönemde e-sporun rağbet görmesiyle özellikle çevrimiçi oyunlar her geçen gün popülerleşiyor (AFP)
Son dönemde e-sporun rağbet görmesiyle özellikle çevrimiçi oyunlar her geçen gün popülerleşiyor (AFP)
TT

Oxford araştırması: Bilgisayar oyunu oynama süresiyle sağlık arasında ilişki yok

Son dönemde e-sporun rağbet görmesiyle özellikle çevrimiçi oyunlar her geçen gün popülerleşiyor (AFP)
Son dönemde e-sporun rağbet görmesiyle özellikle çevrimiçi oyunlar her geçen gün popülerleşiyor (AFP)

Birleşik Krallık'ta Oxford Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada, video oyunu oynama süresiyle sağlık arasında "fark edilemeyecek kadar az" ilişki olduğu tespit edildi.
Üniversiteye bağlı Oxford İnternet Enstitüsü'nün düzenlediği çalışmaya 38 bin 935 oyuncu katıldı.
Araştırmada, katılımcılardan oyun oynamak için harcadıkları süreyle bağlantılı olarak sağlıklarındaki değişimleri değerlendirmeleri istendi. Sağlık durumu, yaşamdan keyif alma ve mutluluk, üzüntü ve öfke gibi farklı duyguları yaşama seviyeleriyle ölçüldü.
Teknoloji ve oyun alanındaki Sony, Microsoft ve Nintendo gibi büyük şirketler, oyunculardan izin alarak araştırmacılarla talep edilen verileri paylaştı.
Çalışmada 6 hafta boyunca Animal Crossing: New Horizons, Apex, Legends, Eve Online, Forza Horizon 4, Gran Turismo Sport ve The Crew 2 oyunlarını oynayan katılımcılar takip edildi. Araştırmacılar, iki haftada bir oyuncularla iletişime geçerek veri topladı.
Araştırmacılardan Andrew K. Przybylski, "Çalışmamızda, video oyunu oynamakla sağlık arasında bir ilişki olduğuna işaret eden neredeyse hiçbir kanıt bulunamadı" dedi.
Çalışmada, "Sonuçlar, video oyunları için harcanan zamanın iyi olma hali üzerindeki etkisinin muhtemelen sübjektif olarak fark edilemeyecek kadar az seviyede ve neredeyse sıfırdan farksız olduğunu gösteriyor" ifadelerine yer verildi.
Video oyunlarının bağımlılık yarattığına ve oyuncuların sağlığına zararlı olduğuna ilişkin farklı eleştiriler yapılmıştı.
Geçen yıl Çin'de, 18 yaşından küçük çocukların çevrimiçi oyunları sadece 1 saatle sınırlı olarak cuma, cumartesi ve pazar günleri oynamalarına karar verilmişti.
Öte yandan mevcut çalışmada varılan sonuçlar, yine Oxford Üniversitesi tarafından 2020'de düzenlenen araştırmanın bulgularından farklı.
İki yıl önceki araştırmada, video oyunları başında uzun süre geçiren kişilerin daha mutlu olduğunun tespit edildiği belirtilmişti.
Independent Türkçe, BBC, AFP



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research