Ölümcül hastalıkla mücadele eden kadın hava durumu sunma dileğini gerçekleştirdi

Britanyalı Laura Nuttall, Michelle Obama'yla tanışmış ve Kraliyet Donanması'ndaki bir gemiyi komuta etmişti

Laura Nuttall şimdiye kadar iki beyin ameliyatı geçirdi (BBC)
Laura Nuttall şimdiye kadar iki beyin ameliyatı geçirdi (BBC)
TT

Ölümcül hastalıkla mücadele eden kadın hava durumu sunma dileğini gerçekleştirdi

Laura Nuttall şimdiye kadar iki beyin ameliyatı geçirdi (BBC)
Laura Nuttall şimdiye kadar iki beyin ameliyatı geçirdi (BBC)

Ölümcül beyin kanserine yakalanan ve bir yıl ömrü kaldı denen Laura Nuttall, yapılacaklar listesindeki bir dileğini daha gerçekleştirdi.
22 yaşındaki Britanyalı kadın, pazartesi BBC'de hava durumu sundu.

 
2018'de göz testi yaptırınca tedavisi en zor olan beyin tümörü glioblastoam multiformeye yakalandığı belirlenen Nuttall'ın, 8 tümürü daha olduğu belirlenmişti.
Nuttall o tarihten bu yana yapılacaklar listesini tamamlamaya çalışıyor. Eski ABD First Lady'si Michelle Obama'yla tanışan Nuttall, Birleşik Krallık Kraliyet Donanması'ndaki bir gemiyi de komuta etmişti.
BBC'nin yayımladığı görüntülerdeyse Nuttall'ın yayına hazırlandığı ve makyaj yaptırdığı görülüyor.
Nuttall, sunucu Owain Wyn Evans'a "Dört gözle bekliyorum. Sabırsızlanıyorum" diyor.
Sunumu sırasında Birleşik Krallık'a yüksek basınç alanının yöneldiğinden bahseden Nuttall, haftanın ilerleyen zamanlarında yağmur yağabileceğini söyledi.
Nuttall, yayının ardından The Times'a yaptığı açıklamada "Orada durup hava tahmini yapacağımı hiç düşünmemiştim. Aslında son birkaç yılda yaptığım birçok şeyi yapacağımı hiç düşünmemiştim" dedi.
Manchester Üniversitesi'nde siyaset, felsefe ve ekonomi alanlarında eğitim gören Nuttall, geçen hafta mezun olmuştu.
Nuttall ayrıca hastalığı teşhis edildikten sonra glioblastoam multiformeye dair çalışmalar yaptı. Beyin kanserine dair çalışmalar yapan yardım kuruluşu The Brain Tumor Charity'nin elçilisi olan Nuttall, hastalığa dair farkındalık yaratmaya ve yardım çalışmaları için bağış toplamaya çalışıyor.
Independent Türkçe, New York Post, Metro



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research