Süveyş Kanalı, tarihinin en yüksek aylık gelirini kazandıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/3795991/s%C3%BCvey%C5%9F-kanal%C4%B1-tarihinin-en-y%C3%BCksek-ayl%C4%B1k-gelirini-kazand%C4%B1
Süveyş Kanalı, tarihinin en yüksek aylık gelirini kazandı
Süveyş Kanalı Otoritesi’ne bağlı deniz sahası. (Süveyş Kanalı Otoritesi Resmi Sayfası)
Mısır’daki Süveyş Kanalı İdaresi, temmuz ayında 704 milyon dolar ile tarihinin en yüksek aylık gelirini kaydettiğini duyurdu.
Mısır Süveyş Kanalı İdaresi Başkanı Korgeneral Usame Rabi kanalın geçen ayki seyir istatistiklerine ilişkin yaptığı açıklamasında şunlrı söyledi:
“2 bin 103 gemiye ulaşarak kanal tarihindeki en yüksek aylık geçiş oranına ulaşıldı ve yeni bir rekor kırıldı. Kanal tarihinin en yüksek aylık net yükü ise 125,1 milyon tona ulaştı. Bu da gelirlerindeki artışa yansıdı ve 704 milyon dolar ile kanal tarihinin en yüksek aylık gelir kaydedildi. Temmuz ayındaki seyir hareketi, geçen yılın aynı ayında bin 670 geminin geçişine kıyasla, her iki yönden 2 bin 103 geminin geçişine tanık oldu. Böylece 433 gemi farkla, yüzde 25,9 artış kaydedildi. Toplam net yük, geçen yılın aynı dönemindeki 105,8 milyon tona kıyasla yüzde 18,2 artış, yani 19,3 milyon ton farkla 125,1 milyon tona ulaştı. Süveyş Kanalı’nın 2022 Temmuz ayındaki gelirleri, geçen yılın aynı ayındaki 531,8 milyon dolara kıyasla, yüzde 32,4 artışla, yani 172,2 milyon dolarlık farkla 704 milyon dolar olarak kayda geçti.”
Rabi, Temmuz 2022’de seyir raporlarının, geçen yılın aynı ayına kıyasla çeşitli türdeki gemilerin geçiş oranlarında önemli bir artış olduğunu gösterdiğine işaret etti. Geçiş yapan petrol tankerlerinin sayısının yüzde 60,2 artarak 153 milyon dolar ile şimdiye kadarki en yüksek aylık petrol tanker gelirine ulaştığını vurguladı.
Rabi ayrıca LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) tankerlerinin sayısının yüzde 31 oranında artarak kanal tarihinde LNG tankerlerinin en yüksek aylık geliri olarak 52 milyon dolara ulaştığını vurguladı. Dökme gemiler yüzde 21 artarak 121 milyon dolar ile kanal tarihindeki dökme yük gemiler için en yüksek aylık gelirini elde etti. Dökme yük gemileri geçişleri yüzde 21 artarak 121 milyon dolar ile kanalın dökme gemi geçişindeki en yüksek aylık geliri sağladı. Kanaldan geçen konteyner gemilerinin transit oranları yüzde 8,8 artarak 314 milyon dolar ile kanal tarihinin ikinci en yüksek aylık gelirine ulaştı.
Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Temmuz ayı seyir istatistikleri, 29 Temmuz’da, kanal tarihindeki en yüksek günlük geliri ve ikinci en yüksek günlük net yükü kaydetti. Söz konusu tarihte Süveyş Kanalı’nın iki yönünden toplam 85 gemi geçti ve günlük toplam net yük 5,6 milyon tona ulaştı. Ayrıca 31,8 milyon dolar ile kanal tarihinin en yüksek günlük geliri elde edildi.”
İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5155386-i%CC%87srail-i%CC%87ran-%C3%A7at%C4%B1%C5%9Fmas%C4%B1-k%C3%BCresel-ekonomiyi-nas%C4%B1l-tehdit-ediyor
İsrail-İran çatışması küresel ekonomiyi nasıl tehdit ediyor?
Tokyo Menkul Kıymetler Borsası'nda Nikkei 225 endeksini gösteren elektronik panonun önünden geçen bir kadın (AFP)
Ortadoğu'da İsrail ile İran arasındaki çatışma şiddetlenirken, dünya bu gerilimin olası ekonomik yansımaları konusunda endişe duyuyor. Bu hayati bölgede yaşananlar sadece çatışan ülkeleri değil, aynı zamanda birkaç kilit kanal aracılığıyla tüm küresel ekonomiyi etkiliyor; finansal ve ticari istikrarı tehdit ediyor.
Tahran'da İsrail hava saldırılarının hedef aldığı bir binanın enkazında çalışan arama-kurtarma ekipleri (AFP)
İsrail-İran çatışmasının küresel ekonomi üzerindeki temel etkileri neler?
* Enerji fiyatları... Enflasyonu ateşleyecek bir kıvılcım
Ortadoğu küresel enerjinin can damarıdır ve petrol ve gaz tedarikinin büyük bir kısmı Hürmüz Boğazı gibi hayati önem taşıyan su yollarından geçmektedir. İster petrol tesislerine doğrudan saldırılar isterse seyrüsefere yönelik tehditler yoluyla olsun, bu kaynakların kesintiye uğraması kaçınılmaz olarak petrol ve gaz fiyatlarında bir artışa yol açacaktır. İran, dünya petrolünün yaklaşık yüzde 3'ünü ve gazının yüzde 7'sini üreterek küresel enerji piyasasında önemli bir oyuncu konumunda.
Tacoma'daki American Oil and Refining Company (EPA)
Enerji fiyatlarındaki bu artış bölgeyle sınırlı kalmayacak, doğrudan küresel enflasyona dönüşerek tüm mal ve hizmetleri etkileyecek. Küresel olarak artan üretim ve nakliye maliyetleri, merkez bankalarının enflasyonu kontrol altına almak için daha uzun süre yüksek faiz oranlarını sürdürmesini zorlaştıracak ve bu küresel ekonomik büyümenin yavaşlamasına yol açacak.
* Tedarik zinciri kesintisi: Ticaret darboğazı
Küresel tedarik zincirleri büyük ölçüde Ortadoğu'daki hayati deniz yollarına dayanır ve herhangi bir aksama dalga etkisi yaratır:
Hürmüz Boğazı ve Kızıldeniz'e yönelik tehdit: Hürmüz Boğazı, dünya ham petrolünün yaklaşık yüzde 20'sinin geçtiği hayati bir tıkanma noktasıdır. Bu boğazı kapatmaya yönelik herhangi bir tehdit, hatta boğazdaki gemilere yönelik tehditler, nakliye şirketlerini gemilerini Afrika'daki Ümit Burnu çevresine yönlendirmeye zorlayacaktır. Bu yönlendirme basit bir değişiklik olmayıp, nakliye sürelerinde ve maliyetlerinde büyük bir artış anlamına gelmekte, malların varışını geciktirmekte ve son tüketiciye ulaşma fiyatlarını yükseltmektedir. Daha yüksek navlun sigortası primleri şirketler üzerindeki mali yükü artırmakta ve bu da genel maliyetlere yansımaktadır.
Bu transferler limanlar ve küresel dağıtım ağları üzerinde büyük lojistik zorluklar yaratır. Bu da belirli malların kıtlığına ve temel bileşenlerin endüstrilere tesliminde gecikmelere yol açarak küresel üretim zincirlerini sekteye uğratabilir.
Hürmüz Boğazı'ndan geçen bir petrol tankeri (Reuters)
Analiz firması Kpler tarafından yayınlanan verilere göre, geçen hafta İsrail'in İran'a yönelik saldırılarının ardından navlun oranları yükseldi. Arap Körfezi'nden Çin'e giden tanker navlunlarının cuma günü yüzde 24 artarak varil başına 1,67 dolara yükseldiği belirtildi. VLCC (Çok Büyük Ham Petrol Taşıyıcısı) navlunlarındaki artış yıl başından bu yana görülen en büyük günlük hareketi yansıtıyor ve bölgede algılanan risk düzeyini vurguluyor.
Kpler'deki analistler, deniz savaşı risk primi şu ana kadar değişmemiş olsa da, aşırı istikrarsızlık devam ettikçe navlun oranlarının daha da yükselmesini bekliyor.
* Çalkantılı gökyüzü
Mevcut çatışma ortamı, hava sahasının kapanmasının ardından yolcularını ve mürettebatını korumak için acil önlemler almak zorunda kalan küresel havayolu şirketlerini uçuşlarını yeniden yönlendirmeye ya da iptal etmeye zorladı. Bu da yolcular için büyük aksaklıklara ve zorlukla toparlanan seyahat ve turizm sektörü üzerinde doğrudan bir etkiye neden oldu. Bu durum, daha fazla yakıt tüketimi gerektiren daha uzun rotalar nedeniyle operasyonel maliyetlerde artışa yol açarak bilet fiyatlarına yansıyabilir ve özellikle ekonomik zorluklarla mücadele eden şirketler üzerinde ek mali baskı yaratabilir.
Tel Aviv yakınlarındaki Ben Gurion Havalimanı'nda boş bir giden yolcu salonu (EPA)
* Finansal piyasalar ve yatırımcı güveni: Volatilitenin dehşeti
Jeopolitik gerilimler finans piyasaları için bir kâbustur. Çatışmalar arttıkça yatırımcılar altın ve ABD doları gibi güvenli varlıklara yönelir, bu da borsalarda ve para birimlerinde keskin dalgalanmalara neden olur. ‘Güvenli limana sığınma’ aynı zamanda bölgeden sermaye kaçışına yol açarak bölgesel sermaye piyasalarını zayıflatabilir ve doğrudan yabancı yatırımları azaltabilir. Ülkelerin kredi itibarları da kötüleşerek borçlanma maliyetlerini artırabilir ve bütçelerine yük getirebilir.
* Yavaşlayan ekonomik büyüme: Resesyon hayaleti
Yüksek enflasyon, yüksek navlun maliyetleri ve düşük yatırımcı güveninin bir araya gelmesi, küresel ekonomik büyümede yavaşlama için bir reçetedir. Çatışmanın uzun sürmesi ve yayılması, özellikle de tedarik zincirlerinin tamamen kesintiye uğraması ve enerji fiyatlarının görülmemiş seviyelere ulaşması halinde, dünyayı bir durgunluğa, hatta bir depresyona itebilir. Bölgesel istikrara ve yakıt fiyatlarına büyük ölçüde bağlı olan turizm ve havacılık gibi sektörler bu durumdan ilk etkilenenler arasında yer alacaktır.
Almanya'nın DAX endeksi Frankfurt Borsası'nda düştü. (Reuters)
* Güvenlik harcamaları: Bütçeler üzerinde bir yük
Riskler arttıkça, bölgedeki ve dünyadaki hükümetler kendilerini savunma ve güvenlik harcamalarını arttırmak zorunda bulabilirler. Kaynakların üretken yatırımlardan güvenlik harcamalarına kayması, hükümet bütçeleri üzerinde ek bir baskı oluşturarak temel hizmetleri ve kalkınma planlarını etkileyebilir.
* Merkez bankaları altınla korunuyor
Jeopolitik gerilimler ve belirsizlik, dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarını, kriz zamanlarında rezervlerin değerini koruyan güvenli bir liman olarak altın rezervlerini önemli ölçüde artırmaya itiyor. Bu eğilim son üç yılda önemli ölçüde arttı ve Dünya Altın Konseyi önümüzdeki beş yıl içinde daha fazla merkez bankasının altın varlıklarını dolar aleyhine arttırmasını bekliyor.
Sonuç olarak, İsrail-İran anlaşmazlığı küresel ekonomik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu sadece bölgesel bir anlaşmazlık değil, küresel ekonominin gölüne atılabilecek ve iç içe dalgalara neden olabilecek bir taştır. Bakalım uluslararası toplum bu gerilimi kontrol altına alabilecek ve dünyayı bunun yıkıcı ekonomik sonuçlarından koruyabilecek mi?