Mısır, su kirliliğinin tehlikeleri konusunda çevre bilincini artırıyor

Mısır'ın Nil Nehri boyunca önceki işgalleri kaldırma çabaları (Mısır Sulama Bakanlığı)
Mısır'ın Nil Nehri boyunca önceki işgalleri kaldırma çabaları (Mısır Sulama Bakanlığı)
TT

Mısır, su kirliliğinin tehlikeleri konusunda çevre bilincini artırıyor

Mısır'ın Nil Nehri boyunca önceki işgalleri kaldırma çabaları (Mısır Sulama Bakanlığı)
Mısır'ın Nil Nehri boyunca önceki işgalleri kaldırma çabaları (Mısır Sulama Bakanlığı)

Mısır'ın su sorunları konusunda farkındalığı artırma çabaları devam ediyor. Mısır'daki Su Kaynakları ve Sulama Bakanlığı, Nil Nehri'ni atıklardan kurtarmak için büyük bir kampanya başlatma karar verdi. Mısır, Etiyopya'nın Nil Nehri'nin ana kolu üzerinde bulunan Nahda Barajı rezervuarını doldurmanın etkisini beklediği bir dönemde, su kaynaklarındaki eksiklikten muzdaripken, ihtiyaçlarının çoğunu karşılamak için Nil sularındaki payına güveniyor.
Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Muhammed Abdulati bugün yaptığı açıklamada, kampanyanın, Nil Nehri'ni kirlilikten ve plastik atıkların yanı sıra sudaki biyolojik çeşitliliği korumayı ve su kirliliği riskleri konusunda çevre bilincini artırmayı amaçladığını söyledi. Abdulati, Nil Nehri'ni temizlemeye yönelik bu büyük kampanyanın Guinness Dünya Rekorlar kitabına gireceğinin beklendiğini kaydetti. Bakan, çok fazla katılımcıyla bunun kilometre bazında dünyanın en uzun temizlik kampanyası olacağını belirtti.
Abdulati, Nil Nehri kampanyasındaki alanların bakanlık tarafından belirleneceğini, hijyen kampanyası için gerekli ekipmanların sağlanacağını ifade ederek, toplanan atıkların düzenli depolama sahalarına ve katı atık geri dönüşüm sahalarına taşınacağını aktardı. Bakan, Kahire, Giza, Kalyubiye, Dekahliye, Dimyat, Garbiyye, El Minufiye, Kafr el Şeyh, Buhayre Beni Suef, Minye, Asyut, Sevhac, Kina, Luksor ve Asuan’ın kampanyaya katılacağını söyledi.
Mısır hükümeti, Nil Nehri üzerindeki tüm faaliyetleri yoğunlaştırıyor. Geçtiğimiz ay Bakanlık, şu ana kadar çeşitli valiliklerde 8,6 milyon metrekarelik bir alana yayılan yaklaşık 60 bin ihlale son verildiğini açıkladı.
Bakanlık tarafından bugün yapılan açıklamada, kampanyanın Nil Nehri boyunca 17 Eylül'de "Dünya Temizlik Günü"nün kutlanmasına denk gelecek şekilde başlatılacağı kaydedildi. Bu, “Beşinci Kahire Su Haftası”nı düzenlemek için devam eden hazırlıklar ve Mısır'ın ev sahipliğinde gerçekleşecek 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27)  yönelik hazırlıklar çerçevesinde yapılıyor.
Mısır, yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırımla 2037 yılına kadar su talebini yönetmek ve karşılamak için bir strateji uygulamaya başladı. Mısır programı, deniz suyunu tuzdan arındırma, üçlü arıtma ile atık su geri dönüşüm tesisleri inşa etmeyi içeriyor. Mısır, 55.5 milyar metreküp olan Nil suyundaki paya yüzde 90 bağımlı.
 



Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.


Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
TT

Lübnan, İsrail'den gelecek büyük çaplı bir saldırı endişesi ile yaşıyor

 İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)
İşgal altındaki Golan Tepeleri'nde, Suriye'nin güneyini gören bir gözetleme noktasında duran İsrail askeri, 25 Mart (AFP)

İsrail’in geniş çaplı bir saldırı hazırlığında olduğu yönündeki iddiaların gölgesinde yaşayan Lübnan’da, Mısır gerilimi düşürmek ve ülkenin İsrail kaynaklı herhangi bir askeri tırmanıştan korunmasını sağlamak amacıyla diplomatik girişimlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Mısır Başbakanı Mustafa Medbuli’nin gelecek hafta Beyrut’u ziyaret etmesi öngörülüyor.

Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Ala Musa, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, “Üzerinde çalıştığımız konu, gerilimin azaltılması ve Lübnan’ın saldırıların şiddetinde herhangi bir artıştan korunmasıdır. Asıl hedef budur. Sürecin, birçok engelin aşılmasında kullanılabilecek bir ivme yaratmak için adım adım ilerlemesi gerekiyor” dedi.

Öte yandan İsrail, diplomatik çabalara sahadaki gerilim ve geniş çaplı savaş tehditleriyle karşılık verdi. İsrail medyası, Lübnan hükümeti ve ordusunun yıl sonuna kadar belirlenen süre içinde Hizbullah’ın silahsızlandırılmasında başarısız olması halinde, İsrail ordusunun Lübnan genelinde Hizbullah hedeflerine yönelik kapsamlı bir saldırı planladığını yazdı.

Aynı zamanda İsrail, Lübnan’ın güneyindeki askeri gerilimi artırdı. İsrail güçleri, sivil müzakerelerin iki hafta önce başlamasından bu yana ilk kez, sınırdan yaklaşık 40 kilometre uzaklıktaki Zahrani bölgesinin de aralarında bulunduğu Litani Nehri’nin kuzeyindeki bölgeleri hedef aldı.


BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
TT

BM raporu: Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri 2017'den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı

İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)
İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Batı Şeria'daki Ma'ale Adumim yerleşiminin genişletilmesine ilişkin bir haritayı gösteriyor (AFP)

AFP'nin dün gördüğü BM Genel Sekreteri'nin raporuna göre, İsrail'in işgal altında bulunan Batı Şeria'daki yerleşim genişlemesi, BM'nin 2017'de izlemeye başlamasından bu yana 2025'te rekor seviyeye ulaştı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği belgede, "İşgal altındaki Batı Şeria'da, Doğu Kudüs de dahil olmak üzere, İsrail yerleşimlerinin devam eden genişlemesini kınıyorum. Bu durum gerilimleri körüklemeye, Filistinlilerin topraklarına erişimini engellemeye ve bağımsız, demokratik, bütünleşik ve tam egemen bir Filistin devletinin kurulma olasılığını tehdit etmeye devam ediyor" ifadelerini kullandı.

İsrail'in 1967'de işgal edip ilhak ettiği Doğu Kudüs'te yaklaşık üç milyon Filistinli yaşıyor; bunların yanı sıra Birleşmiş Milletler'in uluslararası hukuka göre yasadışı saydığı yerleşim yerlerinde de yaklaşık 500 bin İsrailli bulunuyor.

Batı Şeria'daki yerleşim faaliyetleri hem sağcı hem de solcu çeşitli İsrail hükümetleri döneminde devam etmiştir.

Bu yerleşim faaliyetleri, özellikle 7 Ekim 2013'te Hamas'ın güney İsrail'de gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırının ardından Gazze'de savaşın başlamasından bu yana, mevcut hükümetin döneminde önemli ölçüde yoğunlaştı.