Rukban kampında su krizi!

Yarım günlerini alan uzun yolculuğun ardından, sıcak havada 20 litre suya ulaşan Hasan ve Muhammed’in yüzleri mutlu görünüyor (Mağavir es-Sevra)
Yarım günlerini alan uzun yolculuğun ardından, sıcak havada 20 litre suya ulaşan Hasan ve Muhammed’in yüzleri mutlu görünüyor (Mağavir es-Sevra)
TT

Rukban kampında su krizi!

Yarım günlerini alan uzun yolculuğun ardından, sıcak havada 20 litre suya ulaşan Hasan ve Muhammed’in yüzleri mutlu görünüyor (Mağavir es-Sevra)
Yarım günlerini alan uzun yolculuğun ardından, sıcak havada 20 litre suya ulaşan Hasan ve Muhammed’in yüzleri mutlu görünüyor (Mağavir es-Sevra)

Yaz mevsimine girilmesinden bu yana, Rukban kampındaki yaklaşık 8 bin 500 yerinden edilmiş kişi su kıtlığı nedeniyle trajik bir durumda yaşıyor. Söz konusu durum, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından pompalanan su miktarının azaltılmasının ardından geldi. Su konusundaki sıkıntı, sıcaklıkların 45 dereceyi aştığı çöl bölgesindeki sıcaklıkların gölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin acılarını artırdı.
UNICEF yaklaşık 5 yıl önce kampa 13 kilometre uzaklıkta, Ürdün topraklarında bulunan ve analiz istasyonu ile donatılmış bir kuyu kazarak kampa su ulaştırmıştı, ancak 2022 yılının yaz mevsiminin başlamasıyla birlikte organizasyon, pompalanan su miktarlarını azaltmaya başladı. Kampa ulaşan su miktarı önceden de, su ihtiyacının sadece yüzde 70’ini karşılıyordu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) ile konuşmasında, A.Ş “Suriye-Ürdün-Irak sınırı üçgeninde yakın bir alanda bulunan Rukban kampındaki yerinden edilmiş kişilerin karşılaştığı en zor zorluklardan biri su temini haline geldi. İnsanlar ailelerine su sağlamak için sabahın erken saatlerinde güne başlıyor. Kamptaki her aileden iki kişi, içme ve kullanma suyunu “galonlar” ve küçük arabalarla taşımaya odaklandı” dedi. Rukban kampında yerinden edilenlerden biri olan A.M ise SOHR’a “Kampta yerinden edilen insanlara su taşıma mekanizmasının zayıf olması sonucunda taşınan sular kirli olabilir zira sarnıçlar ve variller temiz değil.  Bu durum çocuklar başta olmak üzere yerinden edilenler arasında ishal gibi salgınlarına neden olabilir” açıklamasında bulundu.
Kampın yöneticilerinden birisi olan A.A “Suya ihtiyacımızın olması, aile için uyanma çağrısıdır. Gerekli su ile geri dönmek için sabah 06.00’dan öğleden sonra 13.00’e kadar su temin edilen yere gidiyorum. Geri geldiğimde, ailem çok mutlu oluyor. Bu, Rukban kampı sakinlerinin acılarından biri” ifadelerini kullandı.
SOHR cuma günü, kampta yaşayan yerinden edilmiş bir ailenin 6 aylık bir bebeğinin yüksek ateş ve ilaç eksikliği nedeniyle hayatını kaybettiğini tespit etti. Bebeğin babasının bahsettiğine göre, bebek ishaldi ve ateşi yüksekti. Ailesi, ıslatılmış kompresler kullanarak ateşini düşürmeye çalışsalar da başaramadı. Babası bebeği kamptan çıkaramadığını zira sürücülerin ondan 800 dolar istediğini belirtti.
Yakındaki et-Tanf üsündeki Mağavir es-Sevra Ordusu perşembe ve cuma günler Twitter üzerinden, yerinden edilmiş insanlara su dağıtılması için Rukban kampına 12 su tankı gönderdiğini belirtti. Mağavir es-Sevra, hastalara yardım etmek üzere Rukban kampında açtıkları kliniğinin resimlerini de yayınladı. Ancak kamp sakinlerinin su ihtiyaçları hala büyük bir oranda aynı kalıyor.
Rukban kampı, Ürdün ve Irak sınırının yakınında Suriye Çölü’ndeki “55’inci Bölge”de bulunuyor. Kamp 2014 yılında kuruldu ve şu anda Rakka, Humus ve Deyrizor gibi çeşitli Suriye bölgelerinden Suriye rejim güçleri ve DEAŞ’ı destekleyen milislerin çıkardığı savaşlar sırasında yerinden edilen yaklaşık 8 bin 500 yerinden edilmiş insanı barındırıyor. Kamp, Ürdün’ün yerinden edilenler karşısında sınırlarını kapatması ve Suriye rejiminin sakinleri yatıştırmak ve bölgelerine dönmeye zorlamak ve gençlerini askere alıp kendi güçleri yanında savaşmasını sağlamak için kasıtlı olarak kuşatması nedeniyle birkaç yıldır boğucu bir kuşatma altında yaşıyor. Sosyal medya aktivistleri son zamanlarda, rejim ve İranlı milislerin uyguladığı kuşatma altında kamp sakinlerinin yaşadığı zor koşullarını gösteren resimler ve yazılar paylaşarak, Rukban kampı sakinlerinin yaşadığı acılara dikkat çekmek ve gıda ve su da dahil olmak üzere gerekli yardımın sağlanması için uluslararası toplumun dikkatini çekmek amacıyla, “Rukban Kampını Kurtar” etiketi taşıyan bir interaktif bir kampanya başlattılar.



Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

Katz: Suriye'deki silahlı gruplar Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

Times of Israel'in haberine göre, İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, dün Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi'nde yaptığı toplantıda, Suriye'de Golan Tepeleri'ni işgal etmeyi düşünen silahlı grupların bulunduğunu söyledi.

Katz, İsrail'in Şam ile bir güvenlik anlaşmasına veya normalleşmeye ulaşma yolunda olmadığını ve ülke içindeki Suriye güçlerinin veya çeşitli milislerin İsrail yerleşimlerine saldırmaya çalışabileceği veya Suriye Dürzi toplumunu yeniden tehdit edebileceği senaryolara hazırlandığını sözlerine ekledi.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığı habere göre Husilerin Golan Tepeleri'ne kara harekâtı düzenlemeyi düşündükleri belirtildi.

İsrail güçleri ise Beşşar Esed rejiminin Aralık 2014'te devrilmesinden bu yana Güney Suriye'de dokuz noktaya konuşlandı. Bunların çoğu, iki ülke sınırında Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölge içinde yer alıyor. Bu noktalardan ikisi Hermon Dağı'nın Suriye tarafında bulunuyor.

İsrail, İsrail yerleşimlerini korumak ve Lübnan Hizbullahı veya diğer İran destekli milisler de dahil olmak üzere düşman güçlerin eline geçmesi durumunda tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak için Suriye topraklarının 15 kilometreye kadar uzanan bölgelerinde faaliyet gösterdiğini açıkladı.

Golan Tepeleri, Suriye'nin güneybatı köşesinde, Şam'ın 60 kilometre batısında yer almakta ve yaklaşık bin 860 kilometrekarelik bir alanı kaplamaktadır.

İsrail, Haziran 1967'deki "Haziran Gerilemesi" olarak bilinen savaş sırasında Golan Tepeleri'nin yaklaşık bin 250 kilometrekarelik bir alanını işgal etti ve ardından 1981'de fiilen ilhak etti; ancak bu hamle Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadı ve burası işgal edilmiş Suriye toprağı olarak görülmeye devam edildi.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.


BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
TT

BM: İsrail–Hizbullah ateşkesi kırılgan, belirsizlik devam ediyor

İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)
İsrail askerleri, Güney Lübnan'daki Mays el-Cebel köyünde yıkılmış evler arasında hareket ediyor (EPA)

Birleşmiş Milletler’in Lübnan Özel Koordinatörü Jeanine Hennis-Plasschaert, Perşembe günü yaptığı açıklamada, hükümetin aldığı önemli kararlar ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmiş varlığına rağmen ülkenin güneyindeki belirsizlik ortamının devam ettiğini belirtti. Hennis-Plasschaert, bu iki unsurun “normalleşme yolunda temel bir zemin oluşturduğunu” söyledi.

Hennis-Plasschaert, “Birçok Lübnanlı için çatışma düşük yoğunlukla da olsa sürüyor. Mevcut durum devam ettiği sürece, düşmanlıkların yeniden tırmanma ihtimali ortadan kalkmış değil” ifadelerini kullandı.

BM yetkilisi, mevcut fırsatın değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Diyalog ve müzakereler tüm sorunları çözemeyebilir; ancak taraflar arasında karşılıklı anlayışın oluşmasına katkı sağlar ve en önemlisi, istenen güvenlik ve istikrara giden yolu açar” dedi.

İsrail ile Hizbullah arasında geçen yıl Kasım ayında, Gazze’deki savaşın yol açtığı bir yılı aşkın karşılıklı bombardımanın ardından ABD arabuluculuğunda ateşkes sağlanmıştı. Ancak İsrail, anlaşmaya rağmen Güney Lübnan’daki bazı noktalarda varlığını sürdürürken, ülkenin güneyi ve doğusuna yönelik saldırılarına devam ediyor.