İnsanların ataları milyonlarca yıl önce kaplumbağaları yeryüzünden silmiş olabilir

Birçok kaplumbağa türü bugün hâlâ yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

İnsanların ataları milyonlarca yıl önce kaplumbağaları yeryüzünden silmiş olabilir

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Kaplumbağalar, dinozorlar çağından beri var olan, gezegendeki en eski canlılardan biri.
Fakat yeni bir çalışma, modern insanların ataları evrim ağacında görünmeye başladığında, bu kadim hayvan grubunun yok olmaya başlamış olabileceğini öne sürdü.
The Independent'ın haberine göre araştırmanın yazarları, kaplumbağaların son birkaç milyon yıldır daha yüksek oranda yok olduğunu tespit etti. Henüz değerlendirme sürecinden geçmemiş çalışma, söz konusu yok oluşların zamanlarına ve konumlarına dayanarak, bunların büyük olasılıkla ilk insanların gelişiyle bağlantılı olabileceği sonucuna vardı.
Araştırmacılar dünyanın dört bir yanından kaplumbağaların fosil kayıtlarını inceleyerek, birçok türün soyunun tükeniyor gibi göründüğü dönemlere dikkat çekti.
İlk yok oluş dalgası dinozorlar hâlâ hayattayken gerçekleşti ve ikincisi ise yaklaşık 70 milyon yıl önce dinozorların (kuşlar hariç) soyunun tükenmesiyle hemen hemen aynı zamanda yaşandı.
Daha sonra uzun bir süre kaplumbağalar gelişti, bazı türler gelip gitse de soy tükenme oranı genellikle daha düşüktü. Fakat yaklaşık 5 milyon yıl önce, birçok kaplumbağa türünün nesli yeniden tükenmeye başladı.
Bu yok oluşların örüntüsü, araştırmacıların modern insanların atalarından kaynaklanmış olabileceği tahmininde bulunmalarına neden oldu. Örneğin yok oluş zirvesi Avrasya ve Afrika'daki kaplumbağalarla başladı ki bu noktada ilk insanlar henüz Amerika'ya ulaşmamıştı.
Bu yok oluş aynı zamanda tatlı suda yaşayanlara kıyasla karada yaşayan kaplumbağalarla daha sınırlı kaldı. Araştırmacılar, tatlı su türlerini avlamanın daha zor olabileceğini belirtti.
Bu çalışma, son birkaç milyon yıldaki yok oluşların ardındaki itici güce ilişkin bilimsel tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Bazı bilim insanları, yünlü mamutlar gibi pek çok başka kadim hayvanın neslinin de insanlar yüzünden tükendiğini öne sürüyor.
Diğerleri ise Dünya'nın iklimindeki (günümüzdeki iklim kriziyle ilgisi olmayan) doğal değişimlerin mamut gibi türlerin sonunu getirdiğini savunuyor.
Her iki durumda da, günümüzde pek çok tür, hem doğrudan insan etkisinden hem de kimilerinin "6. büyük yok oluş" diye adlandırdığı iklim krizinin sonuçlarından dolayı yok olma tehdidiyle karşı karşıya.
Buna kaplumbağalar da dahil. 2020'de yapılan bir araştırma, bugün yaşayan yüzlerce farklı kaplumbağa türünün yarısından fazlasının yok olma tehdidiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.
Günümüzde tehdit altında olan kaplumbağalar arasında Birleşik Devletler ve Meksika'daki kuru çöllere özgü çöl kaplumbağası ve Güneydoğu Asya'dan bir tatlı su türü olan Malezya dev kaplumbağası gibi çeşitli türler yer alıyor.
Her iki tür de, yok olma riskinin önde gelen analistlerinden biri olan Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği tarafından en yüksek risk seviyesi olan "kritik tehlikede" listesine alındı.



İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
TT

İlk insanların beslenme sırları, 300 bin yıllık ahşap aletlerle birlikte gün yüzüne çıktı

(Liu ve ekip arkadaşları/Science)
(Liu ve ekip arkadaşları/Science)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Çin'in güneybatısında keşfedilen 300 bin yıllık nadir ahşap aletler, bölgedeki ilk insanların büyük ölçüde kök ve yumrular gibi yeraltı bitkileriyle beslendiğini gösteriyor.

Hakemli dergi Science'da perşembe günü yayımlanan bulgular, Doğu Asya'daki erken insan atalarının gelişmiş bilişsel becerilerine, yaşantılarına, beslenme biçimlerine ve çevrelerine ışık tutuyor.

Yunnan eyaletinin Jiangchuan bölgesinde yer alan göl kıyısındaki Gantangqing arkeolojik kazı alanında, oksijenden yoksun kil tortularda ahşap aletlerin korunması sayesinde bu nadir buluntu elde edildi.

Araştırmacılar tortularda yaklaşık bin organik kalıntı da buldu.

Ortaya çıkarılan kalıntıları gelişmiş teknikler kullanarak tarihlendiren bilim insanları, aletlerin 250 bin ila 350 bin yıllık olduğunu tespit etti.

Bilim insanları, çeşitli biçim ve işlevlere sahip "son derece nadir" ahşap aletlerin yaklaşık 300 bin yıllık katmanlardan çıkarıldığını söylüyor.

Bugüne kadar bu döneme ait, biri Avrupa'da diğeri Afrika'da olmak üzere ahşap alet içeren sadece iki keşif yapılmıştı.
 

Görsel kaldırıldı.

Gantangqing'deki ahşap aletler (Liu ve ekip arkadaşları/Science)


Yeni keşfedilen çubuklardan ikisi, İtalya'nın Poggetti Vecchi bölgesinde bulunan 171 bin yıllık aletlere benzerlik gösteriyor.

Kanca biçimli benzersiz 4 aletin daha ortaya çıkarıldığını belirten bilim insanları, bunların muhtemelen kökleri kesmek için kullanıldığını söylüyor.

Ayrıca araştırmacıların ahşap aletlerin üzerinde kasıtlı cilalama ve kazıma izleri, kenarlarındaysa toprak kalıntıları saptaması, bunların kök ve yumrular gibi yeraltı bitkilerini kazmak için kullanıldığına işaret ediyor.

Bilim insanları, "Ahşap aletler arasında kazma çubukları ve küçük, eksiksiz, elle tutulan sivri uçlu aletler var" diye yazıyor.

Bilim insanları bu bulgulara dayanarak insanların Doğu Asya'daki atalarının muhtemelen bitki temelli bir beslenme biçimi izlediğinden şüphelenirken, bölgede çam fıstığı, fındık, kivi meyvesi ve su yumrularına dair kanıtlar tespit edildi.

Buna karşılık Avrupa ve Afrika'da saptanan ahşap aletler av aletleri, mızraklar ve mızrak uçlarıydı.

Çalışmanın ortak yazarı arkeolog Bo Li şöyle diyor:

Bu keşif, erken insan adaptasyonuna ilişkin önceki varsayımlara meydan okuyor. Çağdaş Avrupa yerleşimleri (Almanya'daki Schöningen gibi) büyük memelileri avlamaya odaklanırken, Gantangqing subtropik bölgelerde bitki temelli, eşsiz bir hayatta kalma stratejisini ortaya koyuyor.

Dr. Li, "Ahşap aletlerin çeşitliliği ve karmaşıklığı da arkeolojik kayıtlardaki önemli bir boşluğu dolduruyor, çünkü 100 bin yıldan daha eski ahşap aletler Afrika ve Batı Avrasya dışında son derece nadir görülüyor" ifadelerini kullanıyor.

Keşif, ahşap aletleri kullanan erken insanların dünya genelinde çok daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Ayrıca farklı ortamlarda yaşayan tarih öncesi kültürlerin yerel olarak işlerine yarayacak aletler geliştirdiğine de işaret ediyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/news