İklim krizi nedeniyle işini bırakan pilot konuştu

Todd Smith, havacılık sektörünün karbon ayak izi nedeniyle pilotluğu bıraktı (Safe-Landing)
Todd Smith, havacılık sektörünün karbon ayak izi nedeniyle pilotluğu bıraktı (Safe-Landing)
TT

İklim krizi nedeniyle işini bırakan pilot konuştu

Todd Smith, havacılık sektörünün karbon ayak izi nedeniyle pilotluğu bıraktı (Safe-Landing)
Todd Smith, havacılık sektörünün karbon ayak izi nedeniyle pilotluğu bıraktı (Safe-Landing)

The Independent'ta yer alan habere göre eski bir pilot, uçuşların iklime verdiği hasarı öğrendikten sonra havacılık sektöründen ayrılışını anlattı.
Londra'dan Todd Smith, 2018'de bir bağırsak iltihabı yüzünden geçici olarak işi bırakmadan önce üç yıl boyunca tatilcileri Avrupa'nın dört bir yanına uçurmuştu.
Bir doktor ona et yemeyi bırakmasını öğütledi ve Smith bitkisel beslenmeyi kabul etti, ardından bu değişim onu hayvancılığın çevreyi nasıl etkilediğini araştırmaya itti.
Konuya merak saran eski elektrikçi, iklim bilimini ve tüm küresel karbon salımının yüzde 2'sinden fazlasına yol açan uçak yolculuğunun karbon ayak izini araştırmaya başladı ve meslektaşlarıyla endişeleri hakkında konuşmaya çalıştı.
Alman haber sitesi DW'ye konuşan Smith şunları söyledi:
"Tüm bu adaletsizlik beni çok şaşırttı. Özellikle de bu salımların yarısına nüfusun sadece yüzde 1'inin sebep olması. O dönem tüm bu berbat yorumların hedefinde Greta Thunberg vardı. Bence sektör onu gerçekten tehdit olarak görüyordu. Sözlerini icraata döküyordu."

Smith ayrıca endişelerini paylaşan diğer havacılık çalışanlarıyla birlikte, sektör öncülerine "iklim bilimine uymaları ve tehlikeli büyümeyi reddetmeleri" için baskı yapmak adına Safe-Landing adlı bir örgüt kurdu.
Smith, "Kalan karbon bütçemizle, hava trafiğini geçmişte yaptığımız gibi 15 yılda bir ikiye katlamaya devam edemeyiz. Sektörde uzun vadeli bir gelecek sağlamayı hedefliyorsak havacılık çalışanlarının daha az uçmamız gerektiğini anlamalarını sağlamak istiyoruz" ifadelerini kullandı.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research