Irak yargısı elektronik ödeme şirketlerinin sözleşmeleriyle ilgili hukuki önlemler alıyor

Irak yargısı İştar Kapısı’yla ilgili 600 milyon dolar ‘skandalının’ ardından elektronik ödeme şirketlerinin sözleşmeleriyle ilgili hukuki önlemler alıyor.

Irak yargısı elektronik ödeme şirketlerinin sözleşmeleriyle ilgili hukuki önlemler alıyor
TT

Irak yargısı elektronik ödeme şirketlerinin sözleşmeleriyle ilgili hukuki önlemler alıyor

Irak yargısı elektronik ödeme şirketlerinin sözleşmeleriyle ilgili hukuki önlemler alıyor

Irak Yüksek Yargı Konseyi dün (çarşamba) El-Karh Soruşturma Mahkemesi’nin elektronik ödeme şirketleriyle yapılan sözleşmelerle ilgili hukuki tedbirler aldığını bildirdi. Bu açıklama, yargının Ulusal İştar Kapısı Şirketi’nin El-Karh Mahkemesi’ne açtığı davada Er-Rafideyn Bankası ile arasındaki ceza koşulu sözleşmesine istinaden şirketin lehine hüküm vererek, Rafideyn Bankası’na 600 milyon dolar para cezası vermesinin ardından geldi. Ulusal İştar Kapısı Şirketi daha sonra bu davadan kazandığı 600 milyon dolardan feragat etti.
Konsey’in açıklamasında, “Şeffaflık Otoritesi’nin davalarına bakan El-Karh Soruşturma Mahkemesi Şeffaflık Otoritesi, Mali Denetleme Bürosu ve Merkez Bankası ile koordineli bir şekilde Er-Rafideyn Bankası, Er-Reşid Bankası, Sanayi Bankası ve Irak Ticaret Bankası ile elektronik ödeme şirketleri arasındaki sözleşmelerle ilgili hukuki tedbirler aldı” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, “Söz konusu Mahkeme, Mali Denetleme Bürosu’nun İştar Kapısı Şirketi ile yapılan sözleşmeye ilişkin mütalaasına aykırı hareket ettikleri için Er-Rafideyn Bankası Genel Müdürü, Banka Yönetim Kurulu Müdürü ve sözleşmeleri analiz eden komitenin müdürünü ifade vermeye çağırdı” denildi.
İştar Kapısı Şirketi, davadan kazandığı 600 milyon dolardan resmen feragat etse de bu davanın yankıları hâlâ geniş bir halk kitlesi tarafından dikkatle takip ediliyor. Zira otomatik ödeme hizmetleri alanında hizmet veren bir şirket tarafından bir devlet bankasına dayatılan, içeriği muğlak ve yüksek tutarlı sözleşmedeki ceza koşulu dikkat çekiyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's Haziran ayında Irak’ta hakkında büyük gürültü koparılan İştar Kapısı Şirketi Müdürü’nün sahibi olduğu ve Irak Merkez Bankası’ndaki döviz ihalesi üzerinde mutlak kontrolü bulunan üç bankanın kredi notunu düşürdü. Şirket müdürünün, mali işlemlerini kolaylaştıran etkili siyasi aktörlerle bağlantısı olduğu iddiasının yanı sıra, sahip olduğu banka ve şirketlerin iş ve para dünyasında rekor sürede yükselmesi Irak’ta sürekli konuşulan meseleler arasında yer alıyor
İştar Kapısı Şirketi Avukatı, başkent Bağdat’ın Er-Risafe yakasında ticari davalara bakan Asliye Mahkemesi’nin hâkimi huzurunda (bir önceki mahkeme kararıyla kazanılan) 600 milyon dolardan resmen feragat etti.
Şirket önceki gün Er-Rafideyn Bankası Müdürü’ne, Banka’ya verilen para cezasından feragat etmek istediğini ifade eden bir mektup gönderdi. Mektupta, “Sosyal medya sitelerinde politikacılar arasında polemiklerin yapıldığı son iki gün içinde her iki siyasi tarafın da (Koordinasyon Çerçevesi ve Sadr Hareketi) suçu diğerine attığı net bir şekilde görülmeye başlandı. Bu, bizi koruyan veya destekleyen hiçbir siyasi tarafın olmadığının kanıtıdır” ifadeleri kullanıldı.
Mektupta, Koordinasyon Çerçevesi ve Sadr Hareketi’ne yakın çevrelerin, İştar Kapısı Şirketi Müdürü ve sahibi Ali Gulam’a destek konusunda karşılıklı olarak birbirlerini suçladıkları, şirketin döviz ihalesi üzerinde hegemonya kurma sürecinin kolaylaştırılması konusunda birbirlerini sorumlu tuttukları ve ayrıca bazı çevrelerin de hükümet yetkililerini suçladıklarına işaret edildi.
Irak Maliye Bakanı Ali Abdulemir Allavi, pazar günü patlak veren büyük mali “skandalın” ardından Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ile bir araya geldi. Görüşmede, “Özel sektördeki şirketlerle imzalanan sözleşmelerdeki hukuki problemlerin ve yargının hataları düzelme rolünün ele alındığı” belirtildi. Ayrıca Er-Rafideyn Bankası, İştar Kapısı şirketiyle ceza koşulunu imzalayan eski banka müdürünün görevden alınmasının ardından konu hakkında inceleme başlattı ve meseleyi Şeffaflık Otoritesi’ne taşıdı.
Para ve ekonomi uzmanlarına göre, İştar Kapısı Şirketi ve Er-Rafideyn Bankası arasındaki söz konusu anlaşma Mart 2021’de imzalandı. Yani 2020 yılında Merkez Bankası tarafından İştar Kapısı Şirketi’ne ruhsat verilmesinden birkaç ay sonra. Şark’ul Avsat’ın edindiği bilgiye göre alanın uzmanları, 2020 yılı içerisinde şirketlere ruhsat verilmesinin durdurulmasına rağmen, Merkez Bankası’nın böyle bir karar vererek açık bir biçimde hukuka aykırı hareket ettiğini belirtiyor. İştar Kapısı Şirketi sahibinin, Irak Merkez Bankası’ndaki döviz ihalelerinde kontrolü elinde tutan Şarkul Avsat, ALQabedh Islamic Bank ve Al Ansari Islamic Bank isimli üç bankanın sahibi olduğu biliniyor.



Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
TT

Stockholm ve Şam, hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacak

İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)
İsveç Göç ve İltica Bakanı Johan Forssell (Arşiv- AP)

İsveç Göç Bakanı Johan Forssell, bugün yaptığı açıklamada, Stockholm ve Şam'ın, İsveç'te işlenen suçlardan hüküm giymiş Suriyelilerin sınır dışı edilmesini artırmak için iş birliği yapacağını duyurdu. Bu, Stockholm'ün Suriye'ye yaptığı yardımların bir kısmını dağıtmaya devam edebilmesi için koyduğu bir koşuldu.

Forssell, İsveç kamu yayın kuruluşu SR'de yaptığı açıklamada, söz konusu kişilerin "İsveç'te bulunan ve orada suç işlemiş Suriye vatandaşı kişiler olduğunu ve sınır dışı edilmeleri gerektiğini, ancak bunun çeşitli nedenlerle bazen çok zor olduğunu" belirtti.

Forssell ve Uluslararası Kalkınma Bakanı Benjamin Dossa, bu hafta Suriye'yi ziyaret ederek Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara ile görüştü. Bu, İsveçli bakanların 2011'den bu yana Şam'a yaptığı ilk ziyaretti.

2015 yılında savaştan kaçan birçok Suriyeliye İsveç'te sığınma hakkı tanıyan büyük göçmen akınının ardından, ardışık sol ve sağ hükümetler sığınma kurallarını sıkılaştırdı.

Forssell, "İsveç'in en önemli önceliklerinden biri konusunda iş birliği yapmayı kabul ettik," diyerek, "İsveç'e gelenlerin büyük çoğunluğu dürüst ve yasalara saygılı, ancak suç işleyenler de var" ifadeleriini kullandı.

Forssell, "Bu insanları sınır dışı edebilmeliyiz; İsveç'te onlara yer yok" dedi.

İsveç kalkınma yardımlarını düzenleyen ve artık göçü azaltmayı ve sınır dışı işlemlerini hızlandırmayı da içeren yeni ilkeye işaret etti; bu iki hükümet önceliği var.

"İsveç çıkarlarımız tehlikede... Kalkınma yardımı sağladığımızda, bu ülkelerin bizimle iş birliği yapmalarını ve vatandaşlarını, özellikle de İsveç'te suç işleyenleri geri almalarını bekliyoruz. Benzer adımlar atılmazsa, kalkınma yardımı sağlamayacağız" dedi.

İki bakan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunu eş-Şara ile genel olarak görüştü. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre ülkelerine dönmek isteyen Suriyelilere, seyahat masrafları ve diğer lojistik giderlerini karşılamak üzere mali yardım alma hakkı tanınıyor.


Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
TT

Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü toplantısında: Rus silahlarının etkili olduğu kanıtlandı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nün (KGAÖ) genişletilmiş zirve toplantısı öncesinde Kremlin sözcüsü Dmitriy Peskov'u dinliyor, (EPA)

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) haberine göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) toplantısında Rus silahlarının etkinliği hakkında konuştu.

Rus haber ajansı Interfax'ın aktardığına göre Putin, bugün Kırgızistan'da düzenlenen askeri ittifak toplantısında, "Gerçek muharebe operasyonlarında etkili olduğu kanıtlanmış modern Rus silahları ve teknolojisiyle birleşik silahlı kuvvetleri donatmak için geniş çaplı bir program başlatmayı öneriyoruz" dedi.

Rusya, Ukrayna'ya karşı yürüttüğü savaşta düzenli olarak yeni silah sistemleri test ediyor.

Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te konuşan Putin, hava ve savunma kabiliyetlerine odaklanan ortak askeri tatbikatların planlandığını söyledi.

 KGAÖ, Rusya'nın hakim olduğu bir askeri ittifaktır.

Şu anda eski Sovyet cumhuriyetleri olan Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Belarus'u kapsamaktadır.

Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesindeki anlaşmazlıkta Azerbaycan'a yenilmesinin ardından Rusya ile gerginliğin artması üzerine Şubat 2024'te ittifak üyeliğini dondurdu.


İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)
TT

İsrail Savunma Bakanı Katz: Suriye’deki silahlı gruplar Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşünüyor

Golan Tepeleri (Reuters)
Golan Tepeleri (Reuters)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, Knesset Dışişleri ve Savunma Komitesi toplantısında yaptığı açıklamada, Suriye’deki bazı silahlı grupların Golan Tepeleri’ni ele geçirmeyi düşündüğünü söyledi. Şarku’l Avsat’ın Times of Israel’den aktardığına göre Katz, İsrail’in Şam ile güvenlik anlaşması ya da normalleşme yolunda olmadığını belirterek, Suriye ordusu ya da ülkedeki farklı milislerin İsrail yerleşimlerine saldırma veya Suriye’deki Dürzi toplumunu yeniden tehdit etme ihtimaline karşı hazırlık yapıldığını ifade etti.

Katz, Husilerin de Golan Tepeleri’ne yönelik olası bir kara harekâtını değerlendirdiğini söyledi.

Öte yandan, İsrail güçleri Aralık 2024’te Beşşar Esad rejiminin çöküşünün ardından Suriye’nin güneyinde dokuz noktada konuşlandı. Bu noktaların büyük bölümü, iki ülke arasındaki sınırda Birleşmiş Milletler tarafından izlenen tampon bölgede yer alırken, konuşlanma alanları arasında Cebel Hermon’un (Şeyh Dağı) Suriye tarafındaki iki nokta da bulunuyor.

İsrail, bu birliklerin İsrail yerleşimlerini korumak ve düşman unsurların eline geçtiğinde tehdit oluşturabilecek silahları güvence altına almak amacıyla Suriye topraklarında yaklaşık 15 kilometre derinliğe kadar faaliyet yürüttüğünü açıkladı. Bu potansiyel tehdit unsurları arasında Lübnan Hizbullahı ile İran destekli diğer milis gruplar da yer alıyor.

Suriye’nin güneybatısında bulunan Golan Tepeleri, başkent Şam’ın yaklaşık 60 kilometre batısında yer alıyor ve toplamda 1.860 kilometrekarelik bir alanı kaplıyor. İsrail, Haziran 1967 Savaşı sırasında bölgenin yaklaşık 1.250 kilometrekarelik kısmını işgal etmiş, 1981’de ise fiilen ilhak etmişti. Ancak bu ilhak, bölgeyi hâlen işgal altındaki Suriye toprağı olarak kabul eden Birleşmiş Milletler tarafından tanınmıyor.