Cinayetleri sosyal medya mı besliyor?

Failler, sosyal medya platformları üzerindeki “anlatıları” ile cinayetleri teşvik ediyor, söz konusu anlatıları ile şöhret ve destek alıyorlar

Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
TT

Cinayetleri sosyal medya mı besliyor?

Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)
Online adlı özel bir radyoda çalışan Mısırlı bir sunucu, Zagazig’deki bir internet kafede takipçileriyle iletişim kuruyor (AFP)

Birleşik Krallık merkezli The Telegraph gazetesi 3 yıl önce, iki camide 51 kişiyi öldüren Avustralyalı Brenton Tarrant’ın düzenlediği katliam saldırısından bahsederken “sosyal medya için tasarlanmış bir suç”tan daha uygun bir tanım bulamamıştı. Zira Tarrant Yeni Zelanda’da başının üstünde bir kamera ile işlediği suçu sosyal medyadaki platformlarında takipçilerine canlı olarak aktarmıştı.
Geçtiğimiz birkaç yıl içinde, sosyal medyanın bazı faillerin suç eylemlerini göstermek, takipçileri harekete geçirmek ve şöhret olmak için kullandıkları araçlardan biri olduğu olaylar sıkça tekrarlanan bir hal aldı. Mısır, yaklaşık iki ay içinde, hiçbir bağlantısı olmayan iki genç kızın neredeyse aynı iki cinayete kurban gitmesi şok yarattı. Söz konusu cinayetlerin en sonuncusu dün, Kahire’nin 80 kilometre kuzeydoğusunda yer alan Şarkiye Vilayetinde Zagazig şehrinde genç bir adamın, kadın meslektaşını halka açık bir noktada 17 bıçak yarasıyla öldürmesi ile gerçekleşti.
Polis tarafından tutuklanan ve şu anda soruşturmaya tabi tutulan zanlı, belki de bıçağını çekerken, WhatsApp uygulamasındaki hesabında, kurbanını öldürmeden önceki tehditleri ve kurban ile ilgili anlatısını yayınladığı bir ‘hikaye’ oluşturmaya gösterdiği özenden daha az özen göstermişti.
Şarkiye’deki olay bu bağlamdaki en son olaydı. Bu olay, Haziran ayında üniversiteden bir sınıf arkadaşının da kurbanı olan artık Mansura’nın Kızı olarak bilinen Naira Eşref olayında da neredeyse aynıydı. Zanlı asılarak idama mahkum edildi ancak dava fail tarafından sunulan temyiz aşamasında bulunuyor. Bu zanlı da kurbanı tehdit etmek için sosyal medya platformlarını kullanmış ve ardından serbest bırakılması için kefalet ödemek üzere kampanyalar düzenleyen kişilerin hesaplarından destek almıştı.
Her halükarda, eş-Şarkiye’deki cinayet, iki suçlu arasında benzer dijital davranışı içeriyordu. Kızı öldürmekle suçlanan zanlının hesabını destekleyen kullanıcılar, sanığın Facebook’taki hesabından suç sahnelerini ortaya çıkaran çok sayıda gönderi yayınladı. Paylaşımlar, sanığın yasal tavsiye vermekle ilgilenen bir grubun sayfasına yazdığı bir yorumu içeriyordu. Sanık yorumunda, bir kişinin romantik bir ilişkiden zarar gördüğünü, ilişkinin maddi olarak onu tükettiğini ve başarısız olmasına neden olduğundan bahsetmişti.
Sosyal medyadaki bazı önde gelen isimler ise, sanığın paylaşmış olduğu, kurbanla çekilmiş ve üzerinde kurbanı öldürme tehdidi bulunan bir fotoğrafı yayınlayarak “Allah’ın emrettiği gibi acele etmeyin. Yemin ederim ki sonunuz yakın” ifadelerine yer verildi. Gönderiler saatler içinde binlerce kez paylaşıldı.
Temmuz ayında, bilimsel yayınların yapıldığı “Science Direct” tarafından yayınlanan bir anket, sosyal medyanın ‘dolandırıcılık gibi suç eylemleri gerçekleştirmek ve kullanıcıları terör eylemleri gerçekleştirmeye teşvik etmek için bir saldırı aracı olarak kullanılır hale geldiğini’ gösterdi. Anket, sosyal medya operatörlerinin “ifade özgürlüğü ile suç niyetini dile getirme arasında hassas bir denge kurarak, suç işleyen kullanıcıları tespit etmek, hesaplarını kaldırmak ve yasaklamak için sitelerini denetlemelerini” tavsiye etti.
Uzmanlar, şu anda hakim olan suç modelinin, sosyal medyanın suçluların elinde bir araç haline geldiğini gösterdiğine inanıyorlar. Mısır’da sosyal paylaşım siteleri uzman olan Muhammet Fetki’ye göre, bu sitelerin “kasıtlı olmasa da gerçek bir cinayet aracı” haline geldiğini belirtti.
Fethi, Şarku’l Avsat’a sosyal medya siteleri ile ilgili olarak “Kasıtsız olarak şiddet suçlarının yayılmasına katılıyor. Çünkü sosyal platformlar şiddeti kışkırtan kelimeleri tespit etmeye yönelik yapay zeka araçları, Arapça da dahil olmak üzere, İngilizce dışındaki dillerde şiddet içeriklerini belirlemede etkisiz olduğu kanıtlanmış olan takip araçlarıyla sınırlılar. Bu yapay zeka sokak dilini anlamaması sebebiyle şiddeti yayma tuzağına düşüyor” dedi. Fethi, “İletişim platformlarının algoritmalarının ortaya çıkarmaktan ve hemen silmekten bıkmadığı siyasi konuşmalar konusunda ise bunun tam tersi olduğu açıkça görülüyor" ifadelerini sözlerine ekledi.
Dijital medya uzmanına göre, Facebook, Instagram ve WhatsApp olmak üzere üç iletişim platformuyla Meta’nın tek başına kullanıcı sayısı 3 milyara ulaştı. Bu kullanıcıların sadece 51 milyonu Mısır’da bulunuyor. Bu bağlamda, “Kullanıcılar yaklaşık 60 farklı dilde konuşuyor dolayısıyla da yapay zeka araçlarını besleyen insan gücünün, açıkça veya üstü kapalı şekilde nefreti ve şiddeti kışkırtan tüm terimlere hakim olması zor” dedi.
Gözlemcilerin, suçlarda sosyal medya araçlarının “parmak izlerini” izlemesi Arap toplumundaki davalarıyla sınırlı kalmıyor. Zira 4 Temmuz’da ABD’de Highland Park’ta 7 kişiye ateş açan 21 yaşındaki Robert Cremo’nun Siber Davranış Analizi süreci, Cremo’nun internette şiddet içerikli binlerce mesaj, fotoğraf, video ve şarkı paylaştığını gösterdi.
ABD merkezli MPR’a göre, raporlar olağandışı bir şekilde şiddete ilgi duyduğunu ortaya çıkardı.
The Telegraph’a göre, Avustralyalı Brenton Tarrant 2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde bir camide ibadet edenlere ateş açtıktan sonraki itirafları arasında, suçunu dünyaya canlı yayınlamak için kafasına taktığı kameranın ‘en güçlü silahı’ olduğunu belirtmişti.
Sadece bu da değil, İngiliz gazetesi, Twitter ve Reddit kullanıcılarının sanığın ifadesini paylaştıklarını ayrıca saldırıya ilişkin korkunç görüntülerin sosyal ağ platformlarının içerik silme imkanlarını aştığını bildirdi.
Bu hususta, Fethi “Dijital dünyada nefret yaygındır. Sosyal medya platformlarının tek başına şiddeti teşvik ettiğini düşünebiliriz ancak insanlar, Roblox, Twitch ve gizli şiddet içeren diğer platformların yanı sıra eğlence ve oyun platformlarında da suç ve cinsel tacize yol açan içerikleri izliyor” ifadelerini kullandı.



Trump'ın Özel Kalem Müdürünün Beyaz Saray'daki ofisinde bazı belgeleri yaktığı iddia edildi

Mark Meadows (AA)
Mark Meadows (AA)
TT

Trump'ın Özel Kalem Müdürünün Beyaz Saray'daki ofisinde bazı belgeleri yaktığı iddia edildi

Mark Meadows (AA)
Mark Meadows (AA)

Kongre baskını soruşturmasında işbirliğini kabul eden Trump'ın Özel Kalem Müdürü Mark Meadows'un yardımcısı Cassidy Hutchinson'ın soruşturmaya ilişkin bugün yayımlanması beklenen "Enough" (Yeter) isimli kitabındaki yeni iddialar ortaya çıktı.

Kitapta, Özel Kalem Müdürü Meadows'un Aralık 2020'nin ortalarından itibaren neredeyse her sabah ofisinde ateş yaktığını ifade eden Hutchinson, Meadowns'un elindeki belgeleri bu ateşe attığına ve yandıklarından emin olmak istediğine defalarca şahit olduğunu aktardı.

Hutchinson, yakılan belgelerin içeriğinin ne olduğunu bilmediğini ancak bu durumun, ofis çalışanlarının orijinal belgelerin saklanmasını ve ulusal arşive göndermesini gerektiren başkanlık kayıtlarına ilişkin federal yasa gereği bazı sorunlara yol açtığını belirtti.

Trump'ın eski avukatı ve eski New Yok Belediye Başkanı Rudy Giuliani'nin seçimi iptal etmek için bir yığın belgeyi kendisine gösterdiğini ifade eden Hutchinson, ardından Giuliani tarafından cinsel tacize uğradığını da iddialarına ekledi.

Hakkındaki taciz iddialarını yalanlayan Giuliani, iddiaların tamamen asılsız ve saçma olduğunu ifade etti.

Hutchinson işbirliğini kabul etmişti

Eski ABD Başkanı Donald Trump ve ekibinin, 2020 Başkanlık seçimleri sonuçlarını bozma girişimlerini soruşturan Georgia eyaleti savcıları, Trump'ın Beyaz Saray'daki özel kalemi Mark Meadows'un yardımcısı Cassidy Hutchinson’ı işbirliğine ikna etmişti.

Soruşturma çerçevesinde savcılarca, eski Beyaz Saray çalışanı Hutchinson’un işbirliği güvence altına alınmıştı.

Meadows’un yardımcısı olan Hutchinson'un, Georgia savcılarına 2020 Başkanlık seçimleri ile ilgili Beyaz Saray’da tanık olduklarına ve özellikle konu Georgia’ya geldiğinde atılan adımlara ilişkin bilgiler sunabileceği aktarılmıştı.

Cassidy Hutchinson, 6 Ocak 2021 Kongre baskınını soruşturan Temsilciler Meclisi'nin 6 Ocak Komitesine de 29 Haziran'da ifade veren önemli isimlerden biri olmuştu.


New York'ta 11 Eylül saldırılarıyla bağlantılı hastalıklardan ölen itfaiyeci sayısı 343'e çıktı

(AA)
(AA)
TT

New York'ta 11 Eylül saldırılarıyla bağlantılı hastalıklardan ölen itfaiyeci sayısı 343'e çıktı

(AA)
(AA)

New York Şehri İtfaiye Komiseri Laura Kavanagh, yaptığı açıklamada, teşkilata bağlı 2 kişinin daha kanser ve akciğer rahatsızlığından öldüğünü duyurdu.

Kavanagh, son iki ölümle 11 Eylül'le bağlantılı hastalıklardan hayatını kaybedenlerin sayısının, saldırı günü ölen 343 itfaiyeci sayısına ulaştığını kaydetti.

Her iki hastalığın da saldırı sonrası "Dünya Ticaret Merkezi sahasında kurtarma ve iyileştirme çalışmalarında harcanan zamanın bir sonucu" olduğunu savunan Kavanagh, "Bu ölümlerle dikkate değer bir dönüm noktasına ulaştık" ifadesini kullandı.

Kavanagh, 11 Eylül 2001'den bu yana 3 bin 500'ü kanser olmak üzere teşkilata bağlı 11 bin acil müdahale çalışanının saldırı kaynaklı hastalıklarla mücadele ettiğini vurguladı.

İkiz Kuleler çöktükten sonra, havaya yayılan toz bulutlarındaki asbest gibi zehirli kimyasal maddeler, başta alanda görev yapan acil müdahale ekiplerinde olmak üzere çevrede yaşayanlarda sağlık sorunlarına yol açmıştı.


FBI, baskında el koyduğu kasalardaki malları geri vermemekle itham ediliyor

(AA)
(AA)
TT

FBI, baskında el koyduğu kasalardaki malları geri vermemekle itham ediliyor

(AA)
(AA)

Fox News'un haberine göre, kiralık kasa hizmeti sunan "U.S. Private Vaults" isimli firmaya uyuşturucu ticaretinden edinilen parayı akladığı gerekçesiyle Mart 2021'de FBI tarafından baskın düzenlendi.

Baskında firmanın 1400 müşterisinin kasasına el koyan FBI, operasyonun ardından suçla bağlantısı olmayan müşteriler Don Mellein ve Jeni Pearsons'un mallarının tutulacağını beyan etti.

Bunun üzerine Pearsons Adalet Enstitüsü, Mellein da avukatı aracılığıyla yasal süreç başlattı.

Mahkeme, davacıları haklı bularak malların iadesine hükmetti ancak Mellein yaklaşık 86 milyon dolar değerindeki altınlarının, Pearsons da 20 bin dolar değerindeki gümüşü ile 2 bin dolarlık nakdinin geri verilmediğini iddia etti.

Mellein, Ağustos 2021'de mallarının iadesi için yasal süreç başlattığını, aylar sonra altınlarının yarısından azının geri verildiğini, kalanların iadesi amacıyla FBI'ın kendisinden davayı feshetmesini ve dilekçe yazmasını talep ettiğini ileri sürdü.

Adalet Enstitüsü, Mellein'ın dilekçesine FBI'ın Mart 2023'te soruşturma sonucu süreçte usulsüzlük yapıldığına dair kanıt bulunamadığı cevabını verdiğini aktardı.

Baskın sırasında FBI'ın operasyonu kayda almayı ve el konulan malları listelemeyi ihmal ettiğini belirten Adalet Enstitüsü, listelerde kasa içeriklerinin "bir miktar para" gibi ifadelerle tutulduğunu kaydetti.

Adalet Enstitüsü, başlattığı yasal süreç sonucu Mellein ve Pearsons'un mallarının iadesinin yanı sıra benzer süreçlerden mağdur olan diğer sivillerin de mallarının iadesini sağlamayı hedeflediğini açıkladı.

Değerli mallarını saklamak isteyenlere kasa kiralayan ve merkezi Beverly Hills'te yer alan "U.S. Private Vaults" firmasının kapısına 2021'deki operasyon sonrası kilit vurulmuş, soruşturmanın ardından firma sahipleri suçlu bulunmuştu.


ABD’de cinayete teşebbüs suçundan aranan kişi 32 yıl sonra yakalandı

ABD’de cinayete teşebbüs suçundan aranan kişi 32 yıl sonra yakalandı
TT

ABD’de cinayete teşebbüs suçundan aranan kişi 32 yıl sonra yakalandı

ABD’de cinayete teşebbüs suçundan aranan kişi 32 yıl sonra yakalandı

Federal Soruşturma Bürosu (FBI), 1991’de cinayete teşebbüsten yargılandığı dava devam ederken kaçan 63 yaşındaki Greg Lawson'ın Meksika'da yakalandığını açıkladı.

Lawson, yakalanmasının ardından ABD’ye getirilerek tutuklandı.

FBI, sosyal medya platformu X'te, Lawson'ın yetkililer tarafından havaalanında eşlik edildiği bir videoyu da paylaştı.

Lawson, 1991’de jürinin, cinayete teşebbüs suçuyla ilgili mahkumiyet kararını açıklaması için mahkeme salonuna geri dönerken kaçmıştı.


ABD'de Senatör Menendez, 400 bin dolar değerinde külçe altını rüşvet almakla suçlanıyor

(AA)
(AA)
TT

ABD'de Senatör Menendez, 400 bin dolar değerinde külçe altını rüşvet almakla suçlanıyor

(AA)
(AA)

NBC New York'un haberine göre, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve ABD Vergi Dairesinden (IRS) müfettişler, bankacılık suçlarından davası süren emlak devi ve eski banka yöneticisi Fred Daibes'ten Adalet Bakanlığından bağlantılarını kullanmak karşılığında rüşvet almakla suçlanan Menendez'i soruşturuyor.

New Jersey eyaleti Senatörü Menendez'in, yaklaşık 400 bin dolar değerinde külçe altını eşi Nadine Arslanian aracılığıyla kabul ettiği öne sürülen soruşturma kapsamında Manhattan'daki federal yüksek jüri de tanıkların ifadelerini dinledi.

NBC Hukuk Analisti Danny Cevallos, federal yasalar çerçevesinde, Menendez'in yetkilerini kullanma vaadiyle rüşveti kabul ettiği kanıtlandığı durumda suçlu bulunacağını belirtti.

Menendez'e rüşveti verdiği iddia edilen Daibes'in, eski başkanı olduğu "Mariner’s Bank"tan 1,8 milyon dolar borç hakkındaki davanın hükmünün 2022'de üç kez ertelendiği vurgulanıyor.

Menendez, hakkındaki rüşvet soruşturması başladıktan sonra, külçe altınların ailesine 2020'de verildiğini açıklamıştı.

Ayrıca senatöre karşı yürütülen soruşturmalar arasında, sektörde tecrübesi olmamasına karşın ABD genelindeki helal sertifikasyonunu üstlenen Mısır merkezli startup firması "IS EG Halal"den ihaleyi kazanması karşılığında rüşvet alması da bulunuyor.


New York'taki bir bankanın arkasındaki çöpte insan bacağı bulundu

Temsili (Unsplah)
Temsili (Unsplah)
TT

New York'taki bir bankanın arkasındaki çöpte insan bacağı bulundu

Temsili (Unsplah)
Temsili (Unsplah)

New York'ta bir bankanın civarındaki çöp konteynırından aşağı sarkan insan bacağı bulunmasının ardından soruşturma başlatıldı.

New York Post'un haberine göre, kopmuş vücut parçası çarşamba günü Queens'teki TD Bank'ın civarındaki kırmızı çöp konteynırından dışarı sarkarken görüldü.

New York Polis Teşkilatı (NYPD) memurları, bankanın temizlikçilerinden birinin çöpü dışarı çıkarması ve onu fark etmesi üzerine saat 6.30 sularında Hillcrest'teki 164. Cadde ve Union Yolu'ndaki olay yerine çağrıldı.

İnternetteki doğrulanmamış haberlere göre, çöp toplama periyotları arasında 9 güne kadar çöp kutusunda kalmış olması muhtemel bacağın üzerinde kurtçuklar vardı.

NYPD, uzvun 11 Eylül'de atılmış olabileceği yönündeki haberleri araştırırken yerel ev ve işyeri sahiplerinden olay yerinden güvenlik kamerası görüntülerini göndermelerini istedi.

Bankaya yakın bir komşu olan Amir Bedawi, ABC News'e şunları söyledi:

[Onu] görmeden önce cesedin kokusunu alabiliyordunuz.

Yakınlardaki bir şantiyede çalışan inşaat işçilerinin kokuyu aldıklarını ve korkunç keşiften önce polise şikayette bulunduklarını da sözlerine ekledi.

Bedawi yakındaki bir evden çekilmiş, bir kişinin bacağın bulunduğu konteynıra doğru bir çöp bidonunu taşıdığını gösteren bir video izlediğini de iddia etti.

Görüntülerle ilgili, "Birisi çöp konteynırının yanına bırakıyormuş gibi [görünüyordu]" dedi.

Uzvun bulunduğu çöp konteynırı polis şeridiyle çevrildi (Citizen/New York Post)
Uzvun bulunduğu çöp konteynırı polis şeridiyle çevrildi (Citizen/New York Post)

Yakınlardaki bir başka sakin Maksim Dlugunovich, ABC News'e şöyle konuştu:

Cesedin atıldığı yerde mavi bir geri dönüşüm kutusu gördüm, açıktı ve içinden bir şeyler sarkıyordu, biraz çöp ve bir ayakkabı vardı.

NYPD'den yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

20 Eylül 2023 Çarşamba günü, saat 6.33 sularında polis, 107. Polis Bölgesi sınırlarındaki TD Bank Otoparkı'nda, 164. Cadde & Union Yolu civarında bir 911 çağrısına yanıt verdi. Memurlar olay yerine vardıklarında bir geri dönüşüm kutusunda insan vücuduna ait olduğu anlaşılan bir parça fark etti.

Soruşturma sürüyor ve Adli Tıp ölüm nedenini belirleyecek.

TD Bank olayla ilgili henüz yorum yapmadı.

Independent Türkçe


ABD'de "Haritalar"ın yıkık köprüye yönlendirmesi sonucu ölen sürücünün ailesinden Google'a dava

(AA)
(AA)
TT

ABD'de "Haritalar"ın yıkık köprüye yönlendirmesi sonucu ölen sürücünün ailesinden Google'a dava

(AA)
(AA)

Kuzey Carolina'nın Hickory bölgesinde 2022 yılında motosiklet sürücüsü Philip Paxson bir bölümü yıkılmış köprüden geçerken düşerek suda boğuldu.

Paxson'ın ailesi, 2013 yılında yıkılan köprüye dair verileri "Haritalar" uygulamasında güncellemeyerek kazaya sebebiyet verdiği gerekçesiyle Google'a dava açtı.

Wake County'de dava dilekçesini mahkemeye sunan Paxson'ın ailesinin avukatları, konuya dair yaptıkları açıklamada "Yollara aşina değildi. Google Haritalar'a güvendi. Kendisini eşi ve kızlarına götürmesini ummuştu" ifadesini kullandı.

Dava dosyasında, bölge halkının 2013'de Google'a, yıkılan köprüye dair güncelleme yapılması yönünde defalarca başvuruda bulunduğu da vurgulandı.

Öte yandan, yıkık köprünün etrafındaki bariyerlerin de kaldırıldığı kaydediliyor.

Google'dan bir sözcü ise iddiaların incelendiğini açıklarken ailenin acısını paylaştıklarını belirtti.


Trump, tekrar seçilmesi halinde seyahat yasaklarını genişleteceğini açıkladı

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
TT

Trump, tekrar seçilmesi halinde seyahat yasaklarını genişleteceğini açıkladı

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)

ABD basınındaki haberlere göre, Trump, Iowa eyaletinin Dubuque kentinde düzenlenen mitingde konuştu.

Başkan Joe Biden'ın göçmen politikalarını "ulusu yıkan bir felaket" olarak nitelendiren Trump, tekrar başkan seçilmesi durumunda "Eisenhower Modeli"ni benimseyerek "ABD tarihindeki en büyük sınır dışı operasyonunu" düzenleyeceğini söyledi.

Trump, Meksika sınırında bazı federal kolluk kuvvetlerinin görevlendireceğini ve uyuşturucu satıcısı, çete ya da kartel üyesi olduğu bilinen veya şüphesi taşıyan tüm kişilerin sınır dışı edileceğini kaydetti.

Başkanlığı döneminde ülkenin göçmen politikalarını "yakala ve bırak"tan "gözaltı ve sınır dışı" etmeye çevirdiğini ifade eden Trump, seyahat yasağının tekrar getirileceğini ve yasak kapsamındaki ülke sayısının arttırılacağını, "komünist ve Marksistlerin" ABD'ye girişinin önüne geçeceğini kaydetti.

Trump, göreve geldikten bir hafta sonra 27 Ocak 2017'de İran, Suriye, Libya, Yemen, Somali, Çad ve Kuzey Kore'ye seyahat yasağı getirmişti.

Biden ise göreve geldiği ilk hafta imzalanan kararnameyle Trump'ın bazı Müslüman ülkelere yönelik söz konusu seyahat yasağını kaldırmıştı.


Joe Biden'ın evinin yakınında silahlı bir protestocu görüldü

Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
TT

Joe Biden'ın evinin yakınında silahlı bir protestocu görüldü

Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)
Joe Biden, Ağustos 2023'te Delaware'in Rehoboth şehrinde tatil yapıyor (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın Delaware'in Wilmington şehrindeki evinin yakınlarında pazar günü, kılıfında silah taşıdığı anlaşılan biri görüldü.

Biden'a eşlik eden gazetecilerin ortak haberinde olay yerindeki bir muhabir "neon sarısı ve turuncu güvenlik yeleği, haki renk kargo şort, ten rengi bot ve çorap giyen" adamın "yolda Biden'ın evine doğru" yürüdüğünü anlattı. Muhabire göre, kimliği belirlenemeyen kişinin belindeki kılıfta bir silah olduğu anlaşılıyor.

Adamın elinde tuttuğu pankartta Biden ailesinin işlediği söylenen suçlara yönelik Cumhuriyetçi Parti'nin devam eden soruşturmasıyla ilgili mesajlar yer alıyordu. Cumhuriyetçi Parti'nin pek çok üyesi bu soruşturmayı, zayıf kanıtlara dayanarak sonuca atlamakla eleştiriyor.

Muhabirlere göre adamın elindeki pankartta "Bidenlar suçlu, 20 paravan şirket mi?! Dizüstü bilgisayar nerede? Büyük adam için yüzde 10" yazıyordu.

Bu kişiden bölgeyi terk etmesinin istenip istenmediğiyse henüz belli değil: Bir Gizli Servis aracı, bölgede olduğu sırada adamı "takip ederken" görülse de daha sonra Biden, Beyaz Saray konvoyuyla konutundan ayrılırken adam yolda tek başına yürürken tespit edildi.

Biden ve ailesi, ailesinin Wilmington'daki konutuna ya da Delaware'in Rehoboth bölgesine düzenli hafta sonu gezileri yapıyor; bu sakin sahil şehri Washington DC'ye havayoluyla kısacık bir mesafede bulunuyor ve ABD Başkanı bu bölgede toplum içine çıktığında genellikle büyük kalabalıklar toplanmıyor. Aile bu hafta sonu Wilmington'daydı ve Biden da cumartesi günü bir kilise ayinine katıldı.

Independent Türkçe


Ekmek almak için kimlik gerektiğini söyleyen Trump alay konusu oldu

(AP)
(AP)
TT

Ekmek almak için kimlik gerektiğini söyleyen Trump alay konusu oldu

(AP)
(AP)

Trump bunu daha önce de söylemişti, yine söyledi.

Birleşik Devletler'in eski ve muhtemelen sıradaki başkanı, gerçekten bir somun ekmek satın almak için kimlik gerektiğine mi inanıyor?

Seçimlerde seçmenlere kimlik tespiti yapılması gerektiğinden bahseden Donald Trump cuma akşamı, ABD'nin Georgia eyaletindeki Fulton County'de sabıka fotoğrafının çekilmesiyle ilgili espri yaptı.

Washington DC'de düzenlenen Amerika İçin Endişeli Kadınlar (Concerned Women for America) Ulusal Zirvesi'nde konuşan Trump, 2020 başkanlık seçimlerini kazandığı yalanlarını tekrarladı ve seçmen kimliğinin tespitine yönelik yasanın kabul edilmesi çağrısında bulundu.

Trump "Bir somun ekmek almak için kimliğinizi kullanıyorsunuz" dedi.

Bir somun ekmek almak için kimliğinizi kullanıyorsunuz. Her şeyiniz var.

Bu bir mübalağa olabilir (ki bu durumda ifade biçimi üzerinde çalışması gerekebilir) ama konuşmalarında zaman zaman yer alan evle ilgili anekdotlar repertuarına bulaşık makinesi, çamaşır makinesi, ampul ve tuvaletleri de dahil eden Trump daha önce de bu sözleri ortaya atmıştı.

Her seferinde Trump'ın bu tür sözleri alay bombardımanına tutuluyor.

MSNBC sunucusu Medhi Hasan, "Trump bunu bir süredir söylüyor ve hepimiz geçiştiriyoruz" diye tweet attı.

Kendisini halkın popülist adamı ilan eden ABD'nin eski ve muhtemelen sıradaki başkanı, 'bir somun ekmek almak' için kimliğe ihtiyacımız olduğunu düşünüyor. Kendisi hiç ekmek satın aldı mı? Bir markete hiç ayak bastı mı??

Gazeteci Helen Kennedy ise alaycı bir şekilde "Fırında deli gibi güvenlik kuyrukları var" diye yazdı.

Kennedy "Joe Biden market alışverişinde kimlik gösterilmesi gerektiğini sandığını söyleseydi, bunu anlata anlata bitiremezlerdi" diye ekledi.

Mike Sington da "Trump işte bu kadar hayal dünyasında yaşıyor ve gerçeklikten uzak" diye tweet attı.

The Chicago Tribune'un eski editörü Mark Jacob ise şöyle ekledi:

Trump 5 yıl önce market alışverişi yapmak için kimliğe ihtiyaç duyduğumuzu söylemişti. Geniş çapta alay konusu olmuştu. Fakat sıradan kişilerin sözümona kahramanı hâlâ bir somun ekmek almak için kimlik gerektiğini iddia ediyor.

Eğer Trump münazaralardan birine katılmaya cesaret ederse belki de bu konu Cumhuriyetçilerin önseçim münazaralarında ele alınabilir.

Independent Türkçe