Yemen: Şebva’da şiddetli çatışmalardan sonra görece sakinlik hakim

Yemen Başkanlık Konseyi'nin Aden'deki önceki toplantısından bir kare (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi'nin Aden'deki önceki toplantısından bir kare (SABA)
TT

Yemen: Şebva’da şiddetli çatışmalardan sonra görece sakinlik hakim

Yemen Başkanlık Konseyi'nin Aden'deki önceki toplantısından bir kare (SABA)
Yemen Başkanlık Konseyi'nin Aden'deki önceki toplantısından bir kare (SABA)

Yemen’de Çarşamba günü Şebva vilayetinin merkezi olan Atak’ta güvenlik ve askeri güçler arasında yeniden silahlı çatışma yaşandı. Yerel kaynakların düzinelerce ölü ve yaralıdan söz ettiği bir zamanda, Amalika Tugayları ve Şebva Güvenlik Güçleri’nin şehrin kontrolünü sağlamasının ardından göreceli sakinlik hakim oldu.
Şarku'l Avsat'a konuşan yerel kaynaklara göre, çatışmalar Amalika Tugayları ve Şebva Güvenlik Güçleri ile askeri ve güvenlik birimleri arasında yaşandı. Şebva Valisi Ivad el-Avlaki, askeri ve güvenlik birimlerinin liderlerini yerel otoriteye ve Başkanlık Konseyi kararlarına karşı gelmekle suçluyor.
Birkaç gün süren güvenlik gerginliğinin ardından çıkan çatışmalar, meşruiyet yanlısı Yemen caddesinde şoka neden oldu. Siyasi ve askeri aktivistler bu çatışmaların Husi milislerine hizmet ettiğini söylüyor. Aktivistlere göre söz konusu çatışmalar meşruiyet şemsiyesi altındaki güçler ile Başkanlık Konseyi arasında yaşanmamalıydı.
Yemen Başkanlık Konseyi, Şebva vilayetinin merkezi olan Atak’ta güvenlik ve askeri güçler arasında çıkan silahlı çatışmanın kontrol altına alındığını vurgularken, bu olayların "iç cephedeki" yansımaları konusunda uyarıda bulundu.
Resmi kaynaklara göre, Başkanlık Konseyi Şebva’da yaşanan olaylar sebebiyle bir dizi güvenlik görevlisini ve askeri lideri görevden aldı.
Güvenlik güçleri ile askeri birlikler arasında çatışmalara sahne olan kentte, güvenlik güçleri konusunda çıkan anlaşmazlık nedeniyle yaşanan silahlı çatışma çok sayıda askerin ölümüne ve yaralanmasına sebep oldu.
Yemen Başkanlık Konseyi, 30. Zırhlı Tugay Komutanı, Şebva Valiliği Emniyet Genel Müdürü ve Özel Güvenlik Kuvvetleri Komutanı’nı görevden aldı.
Yemen Başkanlık Konseyi kararları söz konusu askeri ve güvenlik birimlerinin komutanları tarafından kabullenilmezken Şebva Valisi Ivad el-Evlaki onların bu yanıtlarını kendi yetkililerine ve Yemen Başkanlık Konseyi yetkililerine karşı bir isyan olarak değerlendirdi.
Bunun üzerine Evlaki Çarşamba günü “isyan” olarak nitelendirdiği şeyi sona erdirmek için Amalika Tugayları ve Şebva Savunma Tugayları yardımıyla bir askeri operasyon başlattı.
Yemen Reform Cemaati Partisi’ne sadık politikacılar ve aktivistler şunları söylüyor: “Kararlar, Şebva’daki askeri ve güvenlik birimlerinde bize sadık olanları hedef aldı. Kararlar partimizi dışlamak niteliğinde geldi.”
Yerel Yemen kaynaklarına göre, savunma ve içişleri bakanları Salı günü durumu normalleştirmek için şehre geldi. Ancak Çarşamba sabahı işler çığırından çıktı. Vali Avlaki yaptığı açıklamada, “isyanı” ortadan kaldırmak için askeri harekatın başladığını duyurdu.
Evlaki, “Valilikte mahalli yönetimin kararlarına karşı yapılan isyan ve acımasız darbe ile mücadelede tüm barışçıl yöntemleri tükettik. Ayrıca Atak şehrini ve tüm valiliği güvenli ve emniyetli bir ülke haline getirmek için her türlü çabayı gösteriyoruz. Ancak bazı gruplar güç ve şiddet kullanmayı, kaos yaratmayı, nifak tohumları ekmeyi, ulusal güvenliği ve istikrarı bozmayı, bu eyalette yürürlükte olan tüm karar ve kanunları çiğnemeyi tercih ediyor. Atak şehri önceki gece boyunca devam eden ve dün (Çarşamba) sabaha kadar süren silah atışlarına tanık oldu. Darbecilerin niyetlerinin en büyük kanıtı olan uluslararası insancıl hukuk tarafından yasaklanan sivil hedef ve tesislere yönelik her türlü silahla yapılan bu atışlar halen devam ediyor. Ama buna izin vermeyeceğiz, çünkü bu darbecilere ve yandaşlarına karşı bir karşı koymadır” dedi.
Vali Evlaki, Şebva'da güvenlik ve istikrarı sağlamak ve vatandaşların can ve mallarını korumak için bir karşı askeri operasyon gerçekleştirildiğini duyurdu.
Şebva Valisi, hukuk devleti dışında hiçbir grup, kişi ya da kuruma yer olmadığını, isyanın ve çok sayıda masum insanın öldürülmesine ve sindirilmesine neden olan başarısız darbenin sorumlularının hepsinden hesap sorulacağını vurguladı.
Saha kaynaklarına göre, valiye bağlı güçler, muhalif güvenlik ve askeri güçlerin etkin olduğu tüm bölgelerde kontrolü ele geçirdi.
Güney Geçiş Konseyi (GGK), valinin kararlarını desteklemek amacıyla yaptığı açıklamada, olayları "ildeki yerel yönetimin liderliğine ve Başkanlık Konseyi kararlarına karşı askeri bir isyan" olarak nitelendirdi.
GGK Sözcüsü Ali el-Kesiri, "kaos ve isyan eylemleri" olarak nitelendirdiği olayları kınadı. Kesiri, Şebva Valisi tarafından açıklanan tüm önlemlere tam destek vereceklerini söyledi. Kesiri darbeye karışanları sorumlu tutmak ve ihanetlerinden ve liderlerine isyanlarından dolayı yargılamak konusunda da destekçi olacaklarını açıkladı.
Olaylar aktivistleri ve parti politikacılarını saf tutmaya sevk ederken; her biri kendi siyasi veya partizan yönelimini temsil ettiğini düşündüğü gücün yanında hizalanıyor.
Yemenli bazı politikacılar olayları “talihsizlik” olarak nitelendirdi ve “Husi projesine hizmeti ettiğini” söyledi.
Birkaç gün önce güvenlik geriliminin başlamasından bu yana ölü ve yaralı sayısıyla ilgili belgelenmiş bir istatistik henüz mevcut değil. Ancak, yerel kaynaklar özellikle Çarşamba günü olmak üzere düzinelerce ölüm kaydedildiğini tahmin ediyor.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.