Münih Katliamı anıtını ziyaret eden İsrailli sporculara Nazi selamı veren güvenlik görevlisi yakalandı

19 yaşındaki görevli tüm Avrupa Şampiyonaları'ndan men edildi

Almanya, Münih Katliamı'nın 50. yıldönümü olan 5 Eylül'de anma etkinliği düzenleyecek (AFP)
Almanya, Münih Katliamı'nın 50. yıldönümü olan 5 Eylül'de anma etkinliği düzenleyecek (AFP)
TT

Münih Katliamı anıtını ziyaret eden İsrailli sporculara Nazi selamı veren güvenlik görevlisi yakalandı

Almanya, Münih Katliamı'nın 50. yıldönümü olan 5 Eylül'de anma etkinliği düzenleyecek (AFP)
Almanya, Münih Katliamı'nın 50. yıldönümü olan 5 Eylül'de anma etkinliği düzenleyecek (AFP)

Almanya'da İsrailli sporcular geçerken Nazi selamı veren güvenlik görevlisi yakalandı.
Alman polisinin çarşamba günü yaptığı açıklamada, olayın 2022 Avrupa Şampiyonaları'nda mücadele eden 16 İsrailli sporcunun, Münih'teki Olimpik Park'a düzenlediği ziyaret sırasında gerçekleştiği belirtildi.
Kimliği paylaşılmayan 19 yaşındaki güvenlik görevlisinin, salı akşamı Münih Katliamı'nı ziyaret etmek isteyen sporcuların geçişi sırasında Nazi selamı verdiği ifade edildi.
Açıklamada, sporculara eşlik eden polislerin Nazi selamını gördüğünde güvenlik görevlisini olay yerinde gözaltına aldığı, atletlerinse selamı fark etmediği belirtildi.
Hakkında şikayet dosyası açılan ve tüm Avrupa Şampiyonaları etkinliklerinden men edilen görevlinin, daha sonra serbest bırakıldığı ifade edildi.

Münih Katliamı
Filistinli Kara Eylül örgütünden 8 kişi, 5 Eylül 1972'de Münih'te düzenlenen Yaz Olimpiyatları sırasında 11 İsrailli sporcuyu rehin almıştı. İki sporcuyu öldüren saldırganlar, İsrail hapishanelerinde tutulan 234 Filistinli mahkumun ve dönemin Batı Almanyası'ndaki radikal sol örgüt Kızıl Ordu Fraksiyonu'nun kurucularından Andreas Baader ve Ulrike Meinhof'un serbest bırakılmasını talep etmişti.
Batı Almanya polisinin düzenlediği kurtarma operasyonu sırasında tüm rehineler hayatını kaybederken, bir polis ve 5 militan da öldürülmüştü.
Nazi selamı olayının Münih Katliamı'nın 50. yıldönümü yaklaşırken yaşanması da dikkat çekti.

"Holokost benzetmesi"
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın salı günü Berlin'de Almanya Başbakanı Olaf Scholz'la düzenlediği ortak basın toplantısında katliama dair yorumu tepki toplamıştı.
Abbas, katliamdaki Filistinli militanlar adına İsrail ve Almanya'dan özür dileyip dilemeyeceği sorulduğunda, buna doğrudan yanıt vermek yerine İsrail'in 1947'den beri Filistinlileri öldürdüğünü söylemişti.


ABD'li yönetmen Steven Spielberg, 2005 yapımı Münich'de katliamda yaşananları anlatmıştı (MUBİ)

Filisintli lider, "İsrail 1947'den bugüne, 50 Filistin köyünde 50 katliam, 50 Holokost işledi" ifadelerini kullanmıştı.
Kamuoyundan gelen tepkilerin ardından Filistin'den yapılan açıklamada, Abbas'ın "Holokost'un modern insanlık tarihinde işlenmiş en vahşi suç olduğunu vurguladığı" ifade edilmişti.
Almanya ise katliamda öldürülenlerin ailelerine 4,5 milyon euro tazminat öderken, ailelerse tazminatın yeterli olmadığını, hükümetin olayla ilgili arşivleri açıp halktan özür dilemesi gerektiğini savunarak, anma törenini boykot edeceklerini duyurmuştu.
Independent Türkçe, Times of Israel, I24 News 



Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
TT

Maduro, Trump ile "dostça" bir görüşme gerçekleştirdiğini doğruladı

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro (AP)

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, iki ülke arasındaki krizin ardından ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile "dostça" bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini doğruladı.

Maduro, devlet televizyonunda yaptığı açıklamada, "Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile görüştüm," dedi. "Görüşmenin saygılı, hatta dostça olduğunu söyleyebilirim." Maduro, "Daha da ileri gideceğim... Eğer bu davet, eyaletler arası, ülkeler arası saygılı bir diyaloğa doğru adımlar attığımız anlamına geliyorsa, diyaloğa ve diplomasiye hoş geldiniz, çünkü her zaman barış için çabalayacağız" ifadelerini kullandı.

Trump, pazar günü basında geniş yer bulan telefon görüşmesinin gerçekleştiğini kabul etti. Air Force One'dan konuşan ABD Başkanı, "İyi ya da kötü geçtiğini söyleyemem. Sadece bir telefon görüşmesiydi" dedi. Bu görüşme, ABD'nin Karayipler'de önemli bir askeri yığınak yapması, uyuşturucu kaçakçılığı yaptığından şüphelenilen gemilere hava saldırıları düzenlemesi ve Venezuela topraklarına yönelik olası saldırılar konusunda uyarılarda bulunmasıyla, Venezuela üzerindeki baskısını artırdığı bir dönemde gerçekleşti.

Maduro dün, "Yaklaşık on gün önce Beyaz Saray'dan Miraflores Sarayı'nı aradılar ve Başkan Donald Trump ile bir telefon görüşmesi yaptım. Tüm dünya bunu konuştu" dedi. "Dışişleri bakanı olarak geçirdiğim altı yıl boyunca diplomatik temkinli olmayı öğrendim. Temkinli olmayı severim, mikrofonlar aracılığıyla diplomasiyi sevmem. Önemli şeyler olduğunda, bitene kadar sessizce yapılmalı."

Donald Trump, Venezuela'yı ABD pazarını istila eden bir uyuşturucu kaçakçılığı operasyonu yürütmekle suçluyor. Karakas ise bunu reddederek, Washington'un asıl amacının rejim değişikliği yapmak ve Venezuela'nın petrol rezervlerinin kontrolünü ele geçirmek olduğunu söylüyor.


Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
TT

Witkoff, bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Umerov ile bir araya gelecek

Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)
Ukrayna heyetinin başkanı Rustem Umerov (Arşiv- EPA)

ABD Başkanı Donald Trump'ın özel temsilcisi Steve Wittkoff ve damadı Jared Kushner, salı günü Moskova'da Vladimir Putin ile yaptıkları görüşmenin ardından bugün Florida'da Ukraynalı müzakereci Rustem Umerov ile bir araya gelecek.

Miami bölgesinde düzenlenecek görüşme, ABD Başkanı Donald Trump'ın dün Rus mevkidaşının Ukrayna'daki "savaşı bitirmek" istediğini söylemesinin ardından gerçekleşiyor.


Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
TT

Birçok Avrupalı ​​Rusya ile savaşın mümkün olduğuna inanıyor

Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha bölgesinde devriye geziyor (Arşiv- AP)

Fransız Le Grand Continent dergisinin bugün yayınladığı dokuz AB ülkesinde yapılan bir ankete göre, önemli sayıda Avrupalı, Rusya ile savaş riskinin yüksek olduğuna inanıyor.

9 bin 553 kişinin katıldığı anket, katılımcıların yarısından fazlasının (%51), önümüzdeki yıllarda Rusya ile ülkeleri arasında "yüksek" veya "çok yüksek" bir savaş çıkma riski olduğuna inandığını ortaya koydu.  Şarku’l Avsat’ın dergiden aktardığına göre ankete katılan dokuz ülke Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Polonya, Portekiz, Hırvatistan, Belçika ve Hollanda olup, her birinde örneklem büyüklüğü 1000 kişiyi aştı.

“Cluster 17” grubunun kasım ayı sonunda “Le Grand Continent” dergisine yönelttiği soru şuydu: “Sizce Rusya önümüzdeki yıllarda ülkenize savaş açabilir mi?”

Rusya ile açık çatışma riski algısı ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Rusya ve müttefiki Belarus ile sınırı olan Polonya'da, katılımcıların %77'si riskin yüksek veya çok yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da %54, Almanya'da ise %51 idi. Polonyalıların aksine, ankete katılan İtalyanların %65'i riskin düşük veya hiç olmadığını düşünüyordu.

Anket, büyük bir çoğunluğun (%81) önümüzdeki yıllarda Çin ile bir savaş çıkacağına inanmadığını gösterdi.

Öte yandan, ankete katılanlar ülkelerinin Moskova'ya karşı askeri kabiliyetleri konusunda şüphelerini dile getirdiler. Üçte ikisinden fazlası (%69) kendilerini Rus saldırganlığına karşı savunmakta "tamamen yetersiz" veya "oldukça yetersiz" hissetti.

Ancak listedeki nükleer silah sahibi tek ülke olan Fransa'da, katılımcıların %44'ü ülkelerinin kendini "bir nebze" veya "makul" ölçüde savunabileceğini belirterek daha az karamsardı. Buna karşılık, Belçikalılar, İtalyanlar ve Portekizliler ülkelerinin kendilerini savunamayacağına inanıyordu (sırasıyla %87, %85 ve %85).