ABD Donanması Beşinci Filo Komutanı Koramiral Brad Cooper’dan Şarku’l Avsat’a özel açıklamalar: Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulundu

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı Komutanı Koramiral Brad Cooper (ABD Donanması)
ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı Komutanı Koramiral Brad Cooper (ABD Donanması)
TT

ABD Donanması Beşinci Filo Komutanı Koramiral Brad Cooper’dan Şarku’l Avsat’a özel açıklamalar: Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulundu

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı Komutanı Koramiral Brad Cooper (ABD Donanması)
ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı Komutanı Koramiral Brad Cooper (ABD Donanması)

ABD Deniz Kuvvetleri Merkez Komutanlığı Komutanı ve Beşinci Filo Komutanı Koramiral Brad Cooper, bölgedeki tüm müttefiklerle çeşitli görüşmelerin yapıldığını bildirerek, dünyanın ilk insansız deniz aracı (İnsansız Yüzey Araçları) filosunu kurmak için önemli ilerleme kaydedildiğini açıkladı.
Cooper Şarku’l Avsat’a yaptığı özel açıklamalarda, bölgedeki deniz güvenliğini artırmak için ortaklık, teknoloji ve inovasyon üzerinde çalışıldığını söyledi.
2023 yazına kadar 100 deniz aracını içerecek yeni insansız deniz aracı filosunun, sadece bir yıl önce tanıtılan bir teknolojiye dayandığını söyleyen Cooper, “Deniz seviyesinin üstü ve altındaki tehditlerin izlenmesinin doğruluğunu artırarak, Körfez sularının güvenliğini benzeri görülmemiş bir şekilde artırmaya katkıda bulunacak” dedi.
ABD’nin Ortadoğu’nun güvenliğine olan bağlılığını vurgulayan Cooper, Ağustos ayına kadar 50 ortak askeri tatbikatın düzenlendiğine dikkati çekti ve geçen yıla göre belirgin bir artış kaydedildiğini ifade etti.


Kızıldeniz’de bir deniz tatbikatı kapsamında konuşlandırılan insansız deniz aracı gemisi, 21 Nisan 2022 (ABD Donanması)

Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliğine övgüde bulunan Cooper, bu adımı ikili ilişkiler, caydırıcılık ve deniz güvenliği çalışmalarına ortak bağlılığın pekiştirilmesi olarak değerlendirdi.

İnsansız deniz aracı filosu
Koramiral, yaklaşık otuz dakikalık açıklaması sırasında bıkmadan usanmadan ‘ortaklık ve inovasyon’ kelimelerini tekrarladı.
Bahreyn’de 5. Filo’ya ev sahipliği yapan askeri üste yaptığı açıklamada, “Görevimiz iki ana sütuna dayanıyor. Bunlar bölgesel ortaklıkların güçlendirilmesi, inovasyon ve teknolojinin hızlandırılması” dedi.
Bunların sadece vaatler değil, eylemle desteklenen gerçekler olduğuna vurgu yapan Koramiral açıklamasına şöyle devam etti;
“İnsansız deniz araçları inovasyon açısından dünyada türünün ilk örneği olacak. 20 yıldır insansız hava araçları (İHA), 10 yıldır da insansız su altı araçları kullanılıyor. İnsansız yüzey araçları ise yaklaşık bir yıl önce başladı. Bu araçlar, radarlar, olağandışı hareketleri veya şüpheli faaliyetleri tespit etmelerini sağlayan yapay zeka ve her saniye bir resim çekebilen 360 derecelik kameralarla donatılmıştır. Bu araçlar uydu aracılığıyla ülkelerin komuta merkezlerine veri göndererek onları uyarmakta ve uygun kararı vermelerini sağlamaktadır.”
İnsansız deniz araçlarını da ikiye ayıran Cooper, “Birincisi, arka arkaya 200 gün boyunca deniz seviyesinin üzerinde kalma yeteneğiyle, diğeri ise yaklaşık 100 deniz miline ulaşan yüksek hızlı tepki ile karakterize ediliyor” diye ekledi.

İnsansız deniz aracı MAST-13

Cooper, bölge ülkelerinin bu yeni teknolojiye ne ölçüde ilgi gösterdiği konusunda ise, “Bölgedeki tüm ortaklarımızla farklı seviyelerde görüşmeler yapıyoruz. Ortaklarımızla yakın işbirliği içinde çalışarak önemli ilerlemeler kaydettik” diyerek, herkesin ilgilendiğini ima etti.
Bu araçların bölgedeki yoğun nakliye trafiğinin yarattığı zorluğu çözdüğünü söyleyen Cooper, “Normalde bir ülke, mevcut sensörleri kullanarak kıyılarından 30 kilometreye kadar etkili bir şekilde keşif yapabilir. Bugün insansız deniz araçları sayesinde görüş mesafesi 60 veya 90 kilometreye kadar çıkıyor” diye konuştu.


Şubat ayında düzenlenen Ortadoğu’daki en büyük deniz tatbikatlarından bir kesit (ABD Donanması)

Cooper, bu alanda bölge ülkeleri arasındaki işbirliğinin önemine dikkat çekerek, “Birkaç ülke bu çabaları koordine ederse, keşif mesafesi artırılabilir” ifadelerini kullandı.

Bölgesel ortaklıkların güçlendirilmesi
Cooper, inovasyon ve teknolojiye ek olarak, bölgenin güvenliğini artırmak için bölgesel ve uluslararası ortaklıkların önemine vurgu yaparak, “Ağustos ayına kadar 50 ortak askeri tatbikat düzenlendi, geçen yıl bu sayı 33’dü” dedi.
Bu tatbikatlardan en öne çıkanı, Şubat ayında 60 ülkenin katıldığı Ortadoğu’daki en büyük ortak uluslararası deniz tatbikatı oldu.


16 Temmuz’da düzenlenen Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi (SPA)

ABD odak noktasını, Çin ve Rusya’nın yaratılmasına yardımcı olduğu küresel düzene yönelik tehditlere çevirirken, çoğu kişi Washington’ın Ortadoğu’ya olan bağlılığının azaldığını düşünüyor.
Cooper, Temmuz ayında düzenlenen Cidde Güvenlik ve Kalkınma Zirvesi sırasında, ABD Başkanı Joe Biden’ın bölgenin güvenlik ve istikrarına bağlılıklarını teyit ettiğini hatırlatarak, bu iddiayı reddetti.
Koramiral, ABD ve Ortadoğu’daki müttefikleri arasında denizcilik alanındaki ortaklıklara değinerek şöyle devam etti;
“İki büyük ortaklığımız var. Bunlardan ilki, 20 yıl önce kurulan Birleşik Deniz Kuvvetleri’dir (CMF). Dünyanın en büyük denizcilik ortaklığıdır ve dört müşterek görev kuvvetini içerir. Bunlar ise, ticaretin serbest akışını sağlamaya yardımcı olmak için Umman Körfezi ve Arap Denizi’nde devriye gezen CTF 150, özellikle Aden Körfezi ve Somali Havzası’na odaklanarak bölgesel düzeyde korsanlıkla mücadele eden CTF 151, çabalarını Basra Körfezi’ndeki deniz güvenliğine odaklayan CTF 152 ve 17 Nisan’da kurulan, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde deniz güvenliğine odaklanan CTF 153’dür. Ortaklıklardan ikincisi ise, Ortadoğu bölgesinde uluslararası sularda seyreden ticari gemiler için deniz seyrüsefer özgürlüğüne yönelik artan tehditlere yanıt olarak, 2019 yılında kurulan Uluslararası Deniz Seyrüsefer Özgürlüğünün Korunması İttifakı’dır ve bu esas olarak caydırıcılık ve güvenceye odaklanır.”
Cooper, her iki kuruluşta yer alan ülke sayısının arttığını belirterek, “Sadece son iki hafta içinde, farklı ülkelerin bu denizcilik ortaklıklarında liderlik rolleri üstlendiğini gördük” dedi.


Bahreyn Veliaht Prensi Selman bin Hamad Al Halife 31 Ocak’ta ABD Deniz Destek Birimi karargahını ziyareti sırasında (ABD Donanması)

Cooper, “Yaklaşık 29 ülkeden yüzlerce ortağımız her gün üssümüzde bizi ziyaret ediyor ve ortak operasyonlarımızı mümkün kılıyor” diyerek, Bahreyn’in bu büyük ve çok taraflı ortaklıkları mümkün kılmakta oynadığı önemli rolü de övdü.

Kaçakçılıkla mücadele
Kaçakçılıkla mücadele amacıyla filo tarafından başlatılan ödül programına dönüşler olduğunu söyleyen Cooper, “Bu girişimi başlatmadan önce ayda bir veya iki bilgi alıyorduk. Oysa şimdiye kadar gözle görülür bir artışla 250’ye yakın bilgi aldık” dedi.
Cooper, istihbarat hassasiyeti nedeniyle bu bilgilerin niteliği konusunda çekinceleri olsa da, bir kısmının soruşturulduğunu bildirerek, daha doğru bilgiler sayesinde gelecekte kaçak gönderilerin ele geçirme sayılarının artacağı yönündeki iyimserliğini dile getirdi.


16 Mayıs 2022’de Umman Körfezi’nde uluslararası sularda uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir balıkçı gemisini durdurma operasyonu (ABD Donanması)

Koramiral, “Programı duyururken taahhüt ettiğimiz gibi, bu bilgiler kaçakçıların ele geçirilmesine yol açarsa, yüz bin dolara kadar verilecek” dedi.
Cooper, uyuşturucu ve silah kaçakçılığıyla mücadele çabalarının çok olumlu sonuçlar verdiğini vurgulayarak, “Geçtiğimiz 18 ayda, 700 milyon dolarlık piyasa değeri olan uyuşturucuları ele geçirmeyi başardık. ABD ve müttefikleri, 2021’de yaklaşık 9.000 silaha el koydu. Bu, 2020’de ele geçirilenlerden üç kat daha fazla” diye ekledi.
Uyuşturucu sevkiyatlarının genellikle, Birleşik Görev Gücü CTF 150’nin çabalarının odaklandığı Arap Denizi ve Umman Körfezi’nde durdurulduğunu da vurguladı.

HMS Montrose tarafından ele geçirilen silahların (İngiltere Kraliyet Donanması)

Mevcut belgelere göre, el konulan silahların çoğunun İran’dan kaçakçılık için kullanılan koridorlarda ele geçirildiğini söyleyen Cooper, bu yıl ele geçirilen sevkiyatların karadan havaya füzeler ve seyir füzelerinin parçalarını içerdiğine dikkat çekti.
İngiltere Kraliyet Donanması, Temmuz ayında ABD’nin desteğiyle Umman Körfezi’nde gelişmiş silah bileşenlerine el koyduğunu duyurdu.
Donanma tarafından yapılan açıklamada, “HMS Montrose gemisi, rutin deniz güvenliği operasyonlarındayken, İran’ın güneyindeki uluslararası sularda kaçakçılar tarafından işletilen sürat teknelerindeki İran silahlarına el koydu. Ele geçirilen silahlar arasında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2216 sayılı kararına aykırı olarak, karadan havaya füzeler ve kara saldırı amaçlı seyir füzeleri için motorlar yer aldı” denildi.
Ele geçirilenler arasında seyir füzesi ve karadan havaya füzeler için roket motoru olduğu bilgisi verilen açıklamada, “Bin kilometre menzile sahip seyir füzesi, Husiler tarafından Suudi Arabistan’daki hedefleri vurmak için düzenli olarak kullanılıyor ve aynı zamanda 17 Ocak 2022’de Abu Dabi’ye saldırmak için kullanılan ve üç sivili öldüren silah türüydü” ifadeleri kullanıldı.

 

Suudi Arabistan’ın Birleşik Görev Gücü CTF 150’deki liderliği
Suudi Arabistan Kraliyet Donanması, Temmuz ayında Birleşik Görev Gücü CTF 150’nin komutasını üçüncü kez devraldı.
Suudi Arabistan Kraliyet Donanması Komutanı Tuğamiral Abdullah Mutayri, Bahreyn’deki ABD Deniz Üssü’nde düzenlenen özel bir törenle, gücün komutasını Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanı Tuğamiral Vakar Muhammed’den aldı.


Suudi Arabistan Kraliyet Donanması Komutanı Tuğamiral Abdullah Mutayri (sağda) CTF 150’nin komutasını aldıktan sonra (ABD Donanması)

Bu adımı Washington ve Riyad arasındaki ortaklık gücünün doğal bir yansıması olarak nitelendiren Cooper, “Suudi Arabistan Kraliyet Donanması ile çok yakın bir çalışma ilişkimiz var. Tuğamiral Mutayri’nin deniz güvenliği ve (kaçakçılık girişimlerinin) engellenmesi alanındaki çabalarımızı güçlendirmemize yardımcı olacağı konusunda iyimserim” dedi.
Cooper, Suudi Arabistan’ın CTF 150 liderliğinin caydırıcılık çabalarının güçlendirilmesine ve tehditler karşısında bölge ülkelerinin güvenliğine katkıda bulunduğunu vurgulayarak şu ifadelerle devam etti;
“Bu, hem ikili ilişkimizin, hem de genel olarak caydırıcılık ve deniz güvenliğine olan ortak bağlılığımızın somut bir yansımasıdır. İki ülke arasındaki denizcilik işbirliği, özellikle ortak tatbikatlar, operasyonel ve istihbarat seviyelerindeki unsurların değişimi ve deniz devriyelerinin koordinasyonu olmak üzere çeşitli yönleri içeriyor.”
İran ile yapılan nükleer görüşmeler
İran ve destek verdiği milislerin faaliyetleri, Ortadoğu’nun güvenlik ve istikrarı için en önemli tehdidi oluşturuyor.
ABD ve Avrupalı ​​müttefikleri, İran ile ‘geliştirilmiş’ bir nükleer anlaşmayı yeniden başlatmaya çalışırken, bölgedeki birçok kişi zayıf bir anlaşmanın sonuçları konusunda uyarıyor.
Cooper konuya ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı;
“Diplomatik kanallar aracılığıyla ele alınan nükleer anlaşma görüşmelerin ayrıntıları hakkında doğrudan konuşmayacağım. Ancak genel olarak, herhangi bir istikrarsızlaştırıcı faaliyetten endişe duyuyoruz. Kuvvetlerimiz, İran’dan bölgedeki vekillerine kadar, balistik füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının kaçakçılık girişimlerine özel dikkat veriyor.”

İsrail’in rolü
ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), geçtiğimiz yıl İsrail’i Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı’nın (EUCOM) yetki alanından çıkarıp, Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yetki alanına dahil ettiğini açıkladı.
Bu adım, Tel Aviv’in ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin İbrahim Anlaşmaları sonucunda bölgedeki bazı ülkelerle ilişkilerini normalleştirmesinden aylar sonra atıldı.
Cooper, “Bu adım İsrail ile yakın çalışmamıza izin verdi. İsrail donanması sofistike ve yüksek yeteneklere sahip. Onlarla işbirliği yaparak kolektif yeteneklerimiz daha iyi olacak ve bölge daha güvenli hale gelecek” dedi.


ABD destroyeri USS Cole, Mart ayındaki Intrinsic Defender tatbikatlarının başlamasından önce İsrail’in Eilat limanında (ABD Donanması)

Bu ortaklığın sonuçlarının ortaya çıkmaya başladığına dikkat çeken Cooper, “Geçen Kasım ayında ABD, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i içeren çok taraflı bir tatbikat gerçekleştirdik. O zamandan beri, Intrinsic Defender de dahil olmak üzere bir dizi tatbikat yaptık. Ayrıca yakın zamanda Kızıldeniz’de Noble Rose adı altında başka bir tatbikat daha gerçekleştirdik” ifadeleri ile özel açıklamasını noktaladı.



Suudi Arabistan İsrail'in devam eden ihlallerine karşı uyardı

Suudi Arabistan, İsrail'in soykırım suçlarının devam etmesini kategorik olarak reddettiğini yineledi. (AFP)
Suudi Arabistan, İsrail'in soykırım suçlarının devam etmesini kategorik olarak reddettiğini yineledi. (AFP)
TT

Suudi Arabistan İsrail'in devam eden ihlallerine karşı uyardı

Suudi Arabistan, İsrail'in soykırım suçlarının devam etmesini kategorik olarak reddettiğini yineledi. (AFP)
Suudi Arabistan, İsrail'in soykırım suçlarının devam etmesini kategorik olarak reddettiğini yineledi. (AFP)

Suudi Arabistan dün (çarşamba), Gazze'deki Nuseyrat Mülteci Kampı’nda Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) ait er-Razi Okulu'nun ve Han Yunus'taki el-Attar bölgesinin hedef alınmasını şiddetle kınadığını duyurdu. Suudi Arabistan, İsrail savaş makinesinin savunmasız sivillere yönelik tekrarlanan bir dizi ihlalinde ve iki yeni saldırıda onlarca kişinin öldüğünü ve yüzlerce kişinin de yaralandığını ifade etti.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada Suudi Arabistan, İsrail'in soykırım suçlarının devam etmesini kategorik olarak reddettiğini yineleyerek, derhal ateşkes talep etti. İsrail işgal güçlerini tüm uluslararası ve insani normları ve yasaları ihlal etmeye devam etmelerinden sorumlu tutan Suudi Arabistan, sivillerin, yardım tesislerinin ve çalışanlarının korunmasını istedi.

Açıklamada, uluslararası hesap verebilirlik mekanizmalarını harekete geçirmek ve İsrail'in uluslararası hukuku ve uluslararası meşruiyet kararlarını sürekli ihlal etmesine son vermek için uluslararası toplumun yasal, insani ve ahlaki sorumluluğu vurgulandı.

Suudi Arabistan, bu konuda süregelen başarısızlığın sadece uluslararası toplumun kurumlarının yetersizliğini ve zayıflığını yansıtmakla kalmayıp, aynı zamanda bu krizin ötesine geçen ve uluslararası meşruiyetin temellerini ve güvenilirliğini, gelecekte bölgesel-uluslararası güvenlik ve istikrarı sürdürme kabiliyetini etkileyen sonuçların habercisi olduğu uyarısında bulundu.