Mekke'de bulunan beş tarihi cami restorasyona alınacak

Mescid-i Hızır ve Halife Ebu Cafer el-Mansur tarafından yaptırılan Biat Mescidi de proje kapsamında restore edilecek

Cumum şehrindeki el-Fetih Camii, geliştirilmesi hedeflenen camiler arasında yer alıyor (Şarku’l Avsat)
Cumum şehrindeki el-Fetih Camii, geliştirilmesi hedeflenen camiler arasında yer alıyor (Şarku’l Avsat)
TT

Mekke'de bulunan beş tarihi cami restorasyona alınacak

Cumum şehrindeki el-Fetih Camii, geliştirilmesi hedeflenen camiler arasında yer alıyor (Şarku’l Avsat)
Cumum şehrindeki el-Fetih Camii, geliştirilmesi hedeflenen camiler arasında yer alıyor (Şarku’l Avsat)

Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Tarihi Camileri Geliştirme Projesi’nin ikinci aşaması Mekke’deki beş camiyi kapsayacak.
Söz konusu proje ile camilerin tarihi dokusunun korunarak restore edilmesinin yanı sıra camilerin ömrünü uzatmak ve iklim koşullarından etkilenen mimari bütünlüğünü korumak amaçlanıyor.
Abbasi Halifesi Ebu Cafer el-Mansur tarafından akabe cemresi yakınlarında inşa edilen Biat Mescidi, projenin ikinci aşamasında Mekke bölgesinde restore edilmesi hedeflenen ilk cami olma özelliğini taşıyor. Mescidin mimari yapısı ve restorasyonu için en iyi yöntem kendi tarihi serüveninde ortaya beliriyor.
Hz. Peygamber'in hicretinin önünü açan ve akabe biatının yapıldığı yer olan Mina’daki mescit eşsiz bir mimari özelliğe sahip. Mimari ve yapı açısından bir dizi sanatsal değeri barındırıyor. Bu özellikler de söz konusu camiyi, Prens Muhammed bin Selman'ın tarihi camilerin uğradığı zararı ve tarihi dokularının bozulmasını engellemeyi amaçlayan projesinin odak noktası haline getirdi.
Biat Mescidi, h.1428'deki cemarat alanlarını genişletme projeleri kapsamında ortaya çıkarılarak Mekke-i Mükerreme'nin simge yapılarının ve kutsal mekânların görünür bir parçası haline geldi. Bundan önce Akabe Dağı'nın arkasında kalmış, adeta gizlenmişti.

Cübeyl Mescidi 300 yıldan daha eski bir tarihe sahip.
Restorasyondan sonra mescidin alanı 457,56 metrekare olarak kalacak ve aynı anda 68 kişiyi ağırlayabilecek.
Söz konusu proje kapsamında biri 900 yıl önce inşa edilmiş olan Ebu Anbe Mescidi olmak üzere Cidde'de bulunan iki caminin geliştirilmesi de amaçlanıyor. Ebu Anbe Mescidi’nin restorasyon öncesi alanı 339,98 metrekare iken, restorasyon sonrası 335,31 metrekare olacak, ayrıca 357 kişiyi ağırlayabilecek.
el-Beled semtindeki el-Zeheb Caddesi üzerinde bulunan ve Mescid-i Haram’a yaklaşık 66 km uzaklıkta olan Hızır Mescidi ise 700 yıldan fazla bir süre önce inşa edilmiş. Mescid-i Hızır’ın bulunduğu yer, Kuran-ı Kerim’de bahsi geçen Hızır’ın ilk ayak bastığı yer olduğuna inanılıyor. Ancak bazı rivayetler, önceki asırlarda bölge sakinlerinden bir adamın söz konusu mescidi inşa ettirerek ve adını verdiğini söylüyor. Restorasyon sonrası mescidin alanı 355,09 metrekare olacak ve yaklaşık 355 kişiyi ağırlayabilecek.
Cumum şehrinde bulunan el-Fetih Mescidi, Muhammed bin Selman Tarihi Camileri Geliştirme Projesi’nin ikinci aşamasında restorasyonu hedeflenen camiler arasında yer alıyor. Fetih Mescidi, Hz. Peygamber’in (a.s.m) fetih yılında namaz kıldığı mescittir. h. 1419 yılında restore edilinceye kadar geçen süre zarfında ihmal, yıkım ve tahribat ile karşı karşıya kalmıştır. Restorasyın sonrası alanı 455,77 metrekareden 553,50 metrekareye çıkacak, ayrıca kapasitesi ise 218'den 333 kişiye ulaşacak.
Taif’in güneyinde, Sakif’in merkezinde bulunan Cübeyl Mescidi de proje kapsamında geliştirilmesi hedeflenen camiler arasında yer alıyor. Cübeyl Mescidinin tarihi 300 yıldan daha eskiye dayanıyor. Söz konusu mescit de Cuma namazları kılınıyordu, ancak park yeri nedeniyle Cuma namazları başka bir camiye taşındı. Restorasyon sonrası alanı 310 metrekareye ulaşacak, ancak kapasitesi daha önce olduğu gibi 45 ile sınırlı olacak.
Muhammed bin Selman Tarihi Camileri Geliştirme Projesi’nin ikinci etabında ülke genelinde geliştirilecek toplam cami sayısı otuz. Her caminin tarihi dokusu ve özellikleri dikkatli bir şekilde değerlendirildikten sonra yapı ve mimari bütünlüğü sağlayacak şekilde modern mekanizmalara göre geliştirilecektir.



Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
TT

Suudi ekonomisi üçüncü çeyrekte yüzde 4,8 büyüdü... Petrol dışı faaliyetler büyümenin yüzde 50'sini oluşturuyor

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)
Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ın genel görünümü (SPA)

Suudi Arabistan ekonomisi, 2025’in üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 4,8’lik reel büyüme kaydetti. Bu büyüme, ülkenin olumlu ekonomik performansının devam ettiğini gösterirken, petrol dışı faaliyetlerin ana itici güç olduğu gözlendi. Mevsimsel olarak düzeltilmiş reel gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,4 arttı.

Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu’nun (GASTAT) nihai verilerine göre, yıllık büyüme oranı, ekim ayında açıklanan ön tahminlerdeki yüzde 5’lik seviyenin biraz altında kaldı. Buna rağmen 2025’in en hızlı büyümesi olarak kayda geçti.

Yıllık toplam büyümeye en büyük katkıyı, 2,4 puan ile petrol dışı faaliyetler sağladı; bu oran, toplam yüzde 4,8’lik büyümenin yüzde 50’sini oluşturuyor. Petrol faaliyetlerinin katkısı ise 2 puan oldu. GASTAT, petrol dışı faaliyetler için büyüme tahminini yüzde 4,5’ten yüzde 4,3’e düşürürken, petrol faaliyetleri büyüme tahminini ise yüzde 8,2’den yüzde 8,3’e yükseltti.

Büyümede, ağustos sonunda OPEC+ ittifakının gönüllü üretim kesintilerinin sona ermesinin ardından petrol üretimindeki kademeli artışın etkisi oldu. Suudi Arabistan, eylül ayından itibaren günlük 547 bin varil artışla üretimini yükseltti ve kasım ayında buna ek olarak günlük 137 bin varil artış gerçekleştirdi.

Bunun yanı sıra, kamu faaliyetleri ve ürünler üzerinden alınan net vergiler de büyümeye her biri 0,2 puanlık sınırlı katkı sağladı.

Mevsimsel düzeltmelerle (çeyreklik bazda) bakıldığında, petrol ve petrol dışı faaliyetler sırasıyla büyümeye 0,8 ve 0,3 puanlık katkı sağladı.

Faaliyet türlerine göre performansa bakıldığında, tüm ekonomik faaliyetler yıllık bazda pozitif büyüme kaydetti. Üçüncü çeyrekte en hızlı büyüyen sektör, yıllık yüzde 11,9 ve çeyreklik yüzde 3,9 artışla petrol rafinajı oldu. Bunu, ham petrol ve doğalgaz faaliyetleri izledi; bu sektörler yıllık yüzde 7,3, çeyreklik yüzde 3,2 büyüme gösterdi. Elektrik, gaz ve su faaliyetleri ise yıllık yüzde 6,4, çeyreklik yüzde 1 oranında büyüme kaydetti.

Harcamaların bileşenlerine gelince, yıllık ve çeyreklik karşılaştırmalarda farklılıklar gözlendi. Özel nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 2,6 artarken, çeyreklik bazda yüzde 0,6 geriledi. Buna karşın, devletin nihai tüketim harcamaları yıllık yüzde 3,1 düşerken, çeyreklik bazda yüzde 1,4 arttı.

Toplam sabit sermaye oluşumu yıllık bazda yüzde 0,7 azaldı; ancak çeyreklik bazda güçlü bir artışla yüzde 6,2 yükseldi. Bu durum, üçüncü çeyrekte yatırım harcamalarının bir önceki çeyreğe kıyasla arttığını gösteriyor.

Dış ticarette ise performans, ihracattaki güçlü artışla desteklendi. İhracat yıllık yüzde 18,4, çeyreklik yüzde 7,5 yükseldi ve Suudi ürünlerine yönelik dış talebin güçlü olduğunu ortaya koydu. İthalat ise yıllık yüzde 4,3 artarken, çeyreklik bazda yüzde 1,2 azaldı.


Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
TT

Suudi Arabistan, Fortune Global Forum'da niteliksel atılımlarını sergiliyor... Krallık: ‘Fırsatlar Ülkesi’

Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)
Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Fortune Global Forum'un açılışında konuşma yaptı. (Fotoğraf: Turki el-Akili)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği Danışmanı ve Suudi Arabistan Kongre ve Fuar Genel Kurumu (SCEGA) Başkanı Fahd er-Reşid, Krallığın bugün bir fırsatlar ülkesi haline geldiğini belirterek, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 çerçevesinde çeşitli alanlarda kaydettiği niteliksel atılımları vurguladı.

26-27 Ekim tarihlerinde ilk kez Riyad'da düzenlenen Fortune Global Forum'un açılış konuşmasında er-Reşid, kadınların işgücü piyasasına katılımının yüzde 37'ye ulaşarak 2030 için belirlenen hedefi aştığını açıkladı. Öte yandan, turizm sektörü geçen yıl 100 milyon ziyaretçi hedefi açıklanmışken, 120 milyon ziyaretçiyi ağırladı.

Er-Reşid, yaklaşık 8 milyonluk nüfusu ile dünyanın en büyük 50 şehir ekonomisi arasında yer alan Riyad şehrinin, Suudilerin hırsını ve zorlu bir ortamda inşa etme yeteneğini somutlaştırdığını belirtti. Er-Reşid, “Başarılar, Suudi halkını karakterize eden hırs, sabır ve sınırsız iyimserlik sayesinde elde edildi” ifadesini kullandı.

Er-Reşid, Vizyon 2030'un uygulanmasının tüm sektörleri kapsayan kesin performans göstergelerine dayandığını belirtti. Suudi Arabistan’ın, çeşitli bölgelerdeki erkek ve kadınların ortak çabalarıyla, küresel yetenekleri çekerek ve uluslararası ortaklıkları güçlendirerek binden fazla girişim başlattığını ve bunların yüzde 85'inin plana göre ilerlediğini kaydetti.

Suudi Arabistan’ın iş birliği ve yatırımı artırmak için dünyaya kollarını açtığını vurgulayan er-Reşid, konuşmasını şu ifadelerle tamamladı: “Buradayız, hazırız. Yeteneklerimizi artıracak ve bilgimizi derinleştirecek yeni ortaklıklar kurmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Fortune Global Forum, yapay zekâ alanındaki tarihi gelişmeler, jeopolitik gerilimler ve değişen ticaret politikalarının küresel pazarlar ve tedarik zincirleri üzerindeki etkisi dahil olmak üzere, küresel ekonomideki büyük değişikliklerin arkasındaki itici güçleri tartışıyor. Ayrıca, ekonomilerin stratejilerini enerji bağımlılığından finansal liderliği güçlendirmeye doğru yeniden yönlendirdiği, kamu-özel sektör ortaklıkları için yeni fırsatlar yarattığı ve iş ve yatırım alanlarında küresel iş birliğinin haritasını yeniden çizdiği Körfez bölgesindeki dönüşümleri de vurguluyor.


İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.