Sisi: Mısır, iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan ülkelerden biri

İklim değişikliğine adapte olma çabalarına yönelik finansmanının yetersiz olduğunu söyledi.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AP)
TT

Sisi: Mısır, iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan ülkelerden biri

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi (AP)

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, ülkesinin iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan ülkelerden biri olduğunu, ancak Mısır’ın ve birçok Afrika ülkesinin iklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarında en az katkıya sahip olduğunu söyledi. Ayrıca iklim değişikliğine adapte olma çabalarının finansman eksikliği çektiğini vurguladı.
Sisi, dün (Çarşamba) ülkesinin Kasım ayında Şarm eş-Şeyh’te düzenlenecek 27. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’na (COP27) ev sahipliği yapma hazırlıkları kapsamında yeni idari başkentte Mısır Uluslararası İşbirliği ve Kalkınma Finansmanı Forumu’nun açılışını yaptı.
Mısır Cumhurbaşkanı açılış konuşmasında, dünya düşüncesinde insani kalkınma gündeminin birinci önceliği olan iklim sorununun önemini vurgulayarak “İklim değişikliğinin etkilerinin yüzde 80’inden 20 ülke sorumlu, dolayısıyla adil olan, bu ülkelerin iklim değişikliğine uyum çabalarına katkısının daha fazla olmasıdır” dedi.
Sisi, iklim değişikliklerinden en çok etkilenen olmasına rağmen bunlardan en az sorumlu olan Afrika’nın iklim değişikliklerine adapte olma çabalarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca “İklim değişikliği karşısında Afrika ülkelerini desteklemek için kapsamlı bir vizyona ihtiyacımız var. İklim değişikliğinin yansımalarıyla yüzleşmek için 2025 yılına kadar 800 milyar dolar gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı, Mısır’ın yaklaşık 60 milyon vatandaşın yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan ve sanitasyon, su arıtma, iletişim, yol ve diğer alanlar dahil olmak üzere birçok alanı kapsayan “İnsana Yakışır Yaşam” girişimine dikkat çekti. Girişimle ilgili olarak, Mısır’ın, suyun her damlasından yararlanmak için gelişmiş bir üçlü müdahale uyguladığını belirtti. Sisi, ülkesinin su arıtmada, her damla sudan yararlanmaya yönelik büyük ulusal programı tamamlamasının ardından dünyanın bir numaralı ülkesi olma yolunda ilerleyeceğini vurguladı. Mısır’daki yeşil yatırımların, toplam kamu yatırımlarının yaklaşık yüzde 40’ını oluşturduğunu da belirtti.
Sisi, Mısır’ın iklim değişikliğinin etkilerine en çok maruz kalan ülkelerden biri olduğunu açıklarken, rüzgar ve güneş enerjisi gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik programlar uyguladığını ayrıca gerek alternatif enerji gerekse yeşil hidrojen açısından dünyada temiz enerji sağlanmasına katkı sağlayabileceğini belirtti.
Birleşmiş Milletler’in iklim değişikliğinden etkilenen Afrika ülkelerine hibe sağlama çabalarının önemini vurguladı. Cumhurbaşkanı, Mısır Uluslararası İşbirliği ve Kalkınma Finansmanı Forumu’nun Kasım ayındaki Şarm Eş-Şeyh konferansına hazırlıkta artan bir ivmeyi temsil ettiğini belirtti.
2025 yılına kadar iklim değişikliğinin etkilerini azaltmanın yıllık maliyetinin yaklaşık 800 milyar dolar olacağına vurgulayan Sisi, “Dünyada sadece 20 ülke iklim değişikliğinin etkilerinin yaklaşık yüzde 80’inden sorumlular. Dolayısıyla bu ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadele çabalarını desteklemeye katkıda bulunmaları adil ve nesnel bir durum” ifadelerini kullandı.
Sisi, Afrika ülkelerinin iklim değişikliğine adapte olma imkanlarını artırmalarını desteklemek için kapsamlı bir vizyon üzerinde anlaşılması gerektiğini belirtti. Cumhurbaşkanı “İklim değişikliğinin etkilerine en az katkıda bulunan ülkeleri içermesine rağmen, Afrika bu koşullardan en çok etkilenen kıta” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Emisyonsuz bir dünya oluşturmaya katkıda bulunmak için teknolojik teknolojileri geliştirmenin ve yeniliği teşvik etmenin önemini vurgularken “Mısır’da yeni ve yenilenebilir enerji için geniş kapsamlı programlarımız var. Böylece her türden fosil enerjiye bağımlı olan istasyonların kullanımını azaltıyoruz” dedi. Cumhurbaşkanı ayrıca şu ifadelere de yer verdi:
“Bu alanda, gerek rüzgar enerjisi gerekse güneş enerjisi ile on binlerce megavat üretme imkanımız var ayrıca elektrik enerjisi ya da çok yol kat ettiğimiz yeşil hidrojen üretimi ile temiz enerji sağlamaya ciddi şekilde katkıda bulunabilecek imkanlarımız var.”
Sisi, yeni bir Mısır başkenti inşa edilmesini savunarak, bunun emisyonları tamamen azaltan akıllı 4. nesil şehirlere yönelik büyük bir programın parçası olduğunu belirtti. Mısır’ın da bu çerçevede inşa ettiği 20’den fazla şehri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı “Gerek Kovid-19 pandemisi, gerekse Rusya-Ukrayna krizi sonucu olarak, son üç yılda dünyada meydana gelen koşulların gölgesinde ekonomik olarak bize baskı oluştursa da bu seçeneği benimsedik. Ülkemize ve çok ciddi seviyedeki iklim değişikliği sorununa bakış açımız ve sorumluluğumuz çerçevesinde ekonomik yüklerine rağmen bu programa devam ettik” ifadelerini kullandı. 
Cumhurbaşkanı Sisi, Mısır’daki yeşil yatırımların toplam kamu yatırımlarının yüzde 40’ına ulaştığını ve 2024-2025 döneminde bu oranın ülkedeki toplam kamu yatırımlarının yüzde 50’sine ulaşacağını belirtti.



Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.


Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
TT

Suriye’de sivillerin üzerine varil bombası atılmasını öneren komitenin üyesi olan bir pilot tutuklandı

Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)
Suriye’de sivillere karşı varil bombası kullanılmasına karışan isimlerden Tuğgeneral Faik Miyase (Suriye İçişleri Bakanlığı)

Lazkiye'deki iç güvenlik güçleri, Suriye’deki devrimin başlangıcında savunmasız Suriye halkına karşı varil bombalarının kullanılmasını öneren eski rejimin askeri komitesinin üyesi olan Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’yi tutukladı.

Suriye Arap Haber Ajansı (SANA), Lazkiye İç Güvenlik Komutanı Albay Abdulaziz el-Ahmed, Haffah bölgesindeki İç Güvenlik Müdürlüğü birimlerinin Terörle Mücadele Şubesi ile iş birliği içinde özel bir güvenlik operasyonu gerçekleştirdiğini söylediğini ve birkaç gün süren dikkatli izleme ve takip sonucunda, Lazkiye kırsalındaki Lukmani köyünden pilot Tuğgeneral Faik Eyub Miyase’nin tutuklandığını aktardı.

Albay Ahmed, Miyase'nin askeri rütbelerde yükseldiğini, teğmen pilot rütbesiyle mezun olduğunu ve 1982 yılında Hama Askeri Havaalanı’nda çalıştığını belirtti. Suriye devriminin başlangıcında Taftanaz Askeri Havaalanı'ndaki 63. Tugay'ın komutanlığına atanan Miyase, İdlib kırsalındaki Mestuma’daki hava ve kara harekât odalarıyla birlikte hedefleri belirlemekle görevlendirildi, böylece tüm bu noktalar daha sonra helikopterler tarafından hedef alınabilecekti.

Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)Suriye rejimi tarafından Suriye'nin güneyinde bulunan Dera kentindeki İnhil beldesine atılan varil bombası (Arşiv - Reuters)

Miyase, ön soruşturmalar sırasında, devrimin başlangıcında varil bombalarının kullanılmasını öneren askeri komitenin üyesi olduğunu itiraf etti. Ayrıca, çeşitli illerde varil bombaları ve deniz mayınlarıyla hedef alınacak yerlerin belirlenmesinden de sorumluydu.

Lazkiye iç güvenlik komutanı, masumların kanıyla lekelenmiş her suçluyu adalete teslim etmek ve yasalar uyarınca hesap vermelerini sağlamak için her türlü çabayı göstereceğine dair taahhüdünü teyit etti.

Bu operasyon, İçişleri Bakanlığı ve ilgili makamların, geçiş dönemi adaletinin uygulanması, mağdurların ve ailelerinin haklarının güvence altına alınması ve hiçbir suçlunun hesap vermekten kaçmaması ilkeleri temelinde, Suriye halkına karşı işlenen suçlara ve ihlallere karışan eski rejimin simalarının peşine düşme ve hesap sorma çabaları çerçevesinde gerçekleşti.