Kuzey Amerika'nın en nadir yılanı, kırkayak yerken boğularak öldü

Boğazından taşan avla birlikte bulunan yılana, araştırmacılar otopsi yaptı

Bu yılan türü ilk kez 1966'da kayda geçmişti (Florida Balık ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü / Facebook)
Bu yılan türü ilk kez 1966'da kayda geçmişti (Florida Balık ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü / Facebook)
TT

Kuzey Amerika'nın en nadir yılanı, kırkayak yerken boğularak öldü

Bu yılan türü ilk kez 1966'da kayda geçmişti (Florida Balık ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü / Facebook)
Bu yılan türü ilk kez 1966'da kayda geçmişti (Florida Balık ve Yaban Hayatı Araştırma Enstitüsü / Facebook)

Kuzey Amerika'nın en nadir yılanı, 4 yıllık bir aradan sonra Florida'nın güneyindeki bir parkta görüldü. Bu normalde hayvanseverler için bir kutlama nedeni olsa da büyük üzüntü yarattı. Çünkü yılan ölüydü.
Latince adı Tantilla oolitica olan, sadece 20 santimetrelik yılanın dev bir kırkayağı yutmaya çalışırken boğularak öldüğü düşünülüyor. 
Hayvanın yutmaya çalıştığı dev kırkayak (Scolopendra alternans) henüz yavru olmasına rağmen yılanın sindirebileceğinden çok daha büyük bir tür.
T.oolitica'yla akraba olan diğer yılan türlerinin dev kırkayaklar ve akrepleri yediği biliniyor ama söz konusu nadir yılanın daha önce bu türden bir avı yutmaya çalıştığı hiç görülmemişti.
Florida Müzesi'nden araştırmacıların gerçekleştirdiği otopside yılanın, avının yaklaşık 50 milimetresini yuttuğu tespit edildi. Kırkayağın kalan 23 milimetrelik bölümüyse dışarıdaydı.
Müze araştırmacısı Jaimi Gray, "Dijital otopsi yaptık. Bu sayede kırkayak ve yılanı, yaraları ve bağırsak içerikleri de dahil olmak üzere derinlemesine inceledik ve elimize neşter almamız gerekmedi" diye konuştu.
Dijital ortamda yılanın cesedinin üç boyutlu modeli de oluşturuldu.
 

Gray ve meslektaşları bu otopsinin sonucunda yılanın boğularak öldüğüne kanaat getirdi.
Bilgisayarlı tomografiyle yapılan taramalar, kırkayağın en geniş bölgesi olan kafasının yılanın soluk borusunu sıkıştırdığını ortaya koydu.
Öte yandan araştırmacılar, kırkayağın zehrinin de yılanın ölümünde rol oynamış olabileceğinden şüphelendi.
Yılanda kırkayağın zehirli kıskaçlarının neden olduğu bir yara saptandı. Ancak bu kıskaçlar, biraz iç kanama dışında yılana çok az zarar vermiş gibi görünüyor.
Ayrıca yılanın büyük olasılıkla avının zehrine karşı direnç geliştirdiği düşünülüyor.
Florida eyalet yönetimi, 1975'te bu yılanı "tehdit altındaki türler" kategorisine eklemişti. Zira bölgedeki kentleşme, yılanın çamlık ve kayalık habitatının sadece yüzde 2'sini bozulmadan bıraktı.
Bu türden geriye yalnızca 26 bireyin kaldığı tahmin ediliyor.
Independent Türkçe, Florida Müzesi, Science Alert



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais