Suriye muhalefeti Türkiye’nin SMDK’dan ülkeyi terk etmesini istediğine ilişkin iddiayı yalanladı

Türkiye’deki Suriyeliler: Geçici koruma kartına sahip bir grup sınır dışı edildi

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, geçen salı günü Şam’da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile yaptığı görüşmede (AP)
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, geçen salı günü Şam’da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile yaptığı görüşmede (AP)
TT

Suriye muhalefeti Türkiye’nin SMDK’dan ülkeyi terk etmesini istediğine ilişkin iddiayı yalanladı

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, geçen salı günü Şam’da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile yaptığı görüşmede (AP)
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, geçen salı günü Şam’da Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile yaptığı görüşmede (AP)

Suriye muhalefetinin uluslararası toplumdaki meşru temsilcisi  Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Salim el-Muslat, Rus haber ajansı Sputnik tarafından ortaya atılan, Türkiye’nin SMDK’dan ülkeyi terk etmesini istediğine ilişkin iddiayı yalanladı.
SMDK Başkanı Muslat, Türk yetkililerin koalisyona bu yıl sonundan önce ülke topraklarından başka bir yere ayrılmaları çağrısı yaptığı yönünde Rus medyasında yayınlanan haberlerin hiçbir gerçek yanı olmadığını açıkladı.
Konuya ilişkin bugün bir açıklama yapan el-Muslat, Türkiye’nin Suriye devrimini ve Suriye halkının özgürlük, adalet ve demokrasi taleplerini destekleme noktasındaki tavrında bir değişim olmadığını dile getirdi.
Muslat açıklamasında, herhangi bir Türk yetkiliden kendilerine bu minvalde herhangi bir talep gelmediğini belirten el-Muslat, SMDK hakkında son günlerde ortaya atılan iddiaların gerçekle yakından uzaktan alakası olmadığının altını çizdi.
Muslat, 14 Eylül’de yaptığı açıklamada Türkiye’nin tutumunun Suriye devrimiyle ve Suriye halkının özgürlük, haysiyet ve demokrasiye ulaşma taleplerini destekleme açısından tutarlı olduğunu dile getirdi.
Sputnik Haber Ajansı’nın iddiasına göre kimliği belirsiz bir kaynak, Türkiye istihbaratının SMDK’ya bu yıl sonundan önce Türkiye topraklarından ayrılması gerektiğini bildirdiğini söyledi. Faaliyetleri Türkiye merkezli olan bu oluşuma dair bu ayrıntılı çağrının, Rusya’nın himayesinde Suriye - Türkiye yakınlaşmasının arka planında Türkiye’de son günlerde alınan siyasi bir kararın ardından geliştiğine dikkat çekildi.
Sputnik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümetinin SMDK’nın tüm ofislerini kapatmaya ve bu yılın sonunda sona eren bir takvime göre üyelerine fon sağlamayı durdurmaya karar verdiğini belirtti. Ajansa göre hükümet, ülkede Türk vatandaşlığı veya daimî ikametgahı olan liderlerinin herhangi bir siyasi faaliyette bulunmadan kalmalarına izin verecek ve koalisyon, Türkiye yerine başka alternatif seçenekleri tartışmaya başladı bile.
Salim el-Muslat, Rus ajansı tarafından öne sürülen iddiaların doğru olmadığını ve herhangi bir Türk yetkili tarafından koalisyon hakkında herhangi bir açıklama yapılmadığını vurguladı. Ayrıca son günlerde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimi ile ilan edilen temasların perde arkasında Türkiye’nin Suriye muhalefetine dair tutumunda değişiklik yaşandığıyla ilgili yayınlanan haberlerin hiçbir gerçek yanı olmadığını vurguladı.
Türk yetkililerle son zamanlarda yapılan görüşmelerin olumlu ve yapıcı olduğunu belirten Muslat, bunların başta Cenevre Bildirisi, 2118 ve 2254 sayılı kararlar olmak üzere Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları doğrultusunda Suriye’de siyasi bir çözüme ulaşmak için koordinasyon ve işbirliği çerçevesinde gerçekleştiğini söyledi.
Muslat ayrıca, SMDK’nın Türkiye ile ilişkisinin sağlam ve istikrarlı olduğunu vurgulayarak, yayınlananların aksine Ulusal Koalisyon’un Türkiye’deki varlığını başta başkent Ankara olmak üzere birkaç şehirde yeni ofisler açarak genişlettiğini dile getirdi. Salim el-Muslat, diplomatik misyonlarla uluslararası ilişkileri canlandırmayı, Suriye devrimine dost ülkelerin temsilcileriyle yeni iletişim kanallarının açılmasına katkıda bulunmayı ve Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin hukuki işlerine sponsor olmayı amaçladıklarına dikkati çekti.
SMDK, geçen ay da İran merkezli Tesnim Haber Ajansı’nın iddialarını yalanlamıştı. Ajans, Suriye rejimi ile ilişkileri yeniden gözden geçirmeye ilişkin son açıklamaların perde arkasında Türkiye hükümetinin, koalisyona ülke topraklarını terk etmesi çağrısı yaptığını iddia etmişti.
21 sığınmacı Türkiye’den sınır dışı edildi
Öte yandan Türkiye makamları, 21 Suriyeliyi Halep’in kuzeyindeki Azaz şehri yakınlarında bulunan Bab Es-Selam sınır kapısı aracılığıyla Suriye’nin kuzeyinde muhaliflerin kontrolündeki bölgelere sınır dışı ettiğini duyurdu.
Türk makamları, geçici koruma kartına sahip 21 Suriyeli genci, geçici koruma sistemine kayıtlı oldukları şehirler dışında bulunmaları ve seyahat kurallarına uymamaları ile ilgili ihlaller nedeniyle salı gününü çarşambaya bağlayan gece geç saatlerde Bab Es-Selam sınır kapısı idaresine teslim etti.
Türk makamları, daha önce Ağustos ayında da aynı nedenlerle 100’den fazla genci sınır dışı etmişti. Türkiye makamları, yüzlerce Suriyeli mülteciyi ‘sığınma yasalarını ihlal etme ve geçici koruma kartı almama’ gerekçesiyle Halep’in kuzey kırsalında kendilerine sadık silahlı muhalif grupların kontrolü altındaki bölgelere sınır dışı etmeyi sürdürüyor.
Türkiye’den Suriye’ye dönen mültecilerin sayısında bir yandan prosedürlerin karmaşıklığı, diğer yandan kötü ekonomik koşullar ve mültecilerin varlığına karşı yürütülen kampanyalar çerçevesinde artış yaşanırken, birçok mültecinin gönüllü bir geri dönüş beyanı imzaladıktan sonra zorla sınır dışı edildiğine dair haberler yayınlanıyor.
Türkiye makamları, Suriyelilerin Ramazan ve Kurban Bayramı’nda ailelerine yapacağı ziyaretleri iptal ederek, gidenlerin bir daha geri dönemeyeceklerini vurguladı. Çok sayıda Suriyeli mülteci, geçici koruma sistemine kayıtlı olmadıkları şehirlerde bulunmaları, belge eksiklikleri ve kaçakçılık yollarıyla Türkiye topraklarına gelmeleri gibi küçük ihlaller nedeniyle zorla sınır dışı ediliyor.
Türk makamları, seçimler yaklaşırken muhalefetin hükümete yönelik baskıları nedeniyle Suriyelilerle ilgili uygulamaları sıkılaştırmaya çalışırken, bazı partiler de seçim kampanyalarında Suriyeli mülteci kartını kullanıyor ve Türkiye’ de seçimleri kazandıktan sonra mültecilerin ülkedeki varlıklarını sona erdirme vaadinde bulunuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, geçtiğimiz günlerde Suriye’ye gönüllü olarak dönen Suriyelilerin sayısının 506 bine ulaştığını açıkladı.



İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
TT

İsrail’in Tabtabai suikastı Beyrut'ta korkuları artırdı

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)
İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai ve diğerleri için büyük bir cenaze töreni düzenlendi (AFP)

İsrail'in dün Beyrut'un güney banliyölerinde Hizbullah’ın askeri kanadının lideri Heysem Ali Tabatabai’ye düzenlediği suikastın ardından önümüzdeki günlerde olası bir tırmanışa ilişkin korkular arttı. Yetkililer, bu suikastın siyasi ve güvenlik mesajları içerdiğine inanıyor.

Lübnan Cumhurbaşkanlığı'na yakın kaynakları, Beyrut’un güney banliyölerinde gerçekleşen saldırıyı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın müzakere girişimlerini önermeye başladığından beri İsrail'in benimsediği eylem planının bir parçası olarak değerlendirdi. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Haftalar önce, Cumhurbaşkanı Avn müzakere girişimini başlattığında, İsrail buna ateşle karşılık verdi ve Bekaa Vadisi ve güney bölgelerine yoğun bombardımanlar düzenledi. Şimdi de İsrail ile krize sürdürülebilir bir çözüm bulmak için bir girişim başlatmasının ardından yanıt Dahiya'ya saldırmak oldu” dediler.

Tabatabai suikastı, İsrail'in yakında gerilimi tırmandırma niyetinde olduğunu teyit eden tehdit mesajları yayınladığı, Lübnan ile kuzey sınırındaki hava savunma sisteminde alarm durumu ilan ettiği ve işgal altındaki Şebaa Çiftlikleri'nde sürpriz askeri tatbikatlar düzenlediği bir dönemde gerçekleşti.

İsrailli liderler, ABD yönetiminin bu tırmanışa itiraz etmeyeceğini ve İsrail'in bu görevi sadece suikastlarla değil, güç kullanarak da üstleneceğini öne sürdüler. Aynı yetkililer, İsrail ordusunun şu anda Lübnan'da işgal altındaki Batı Şeria'da olduğu gibi hareket ettiğini vurguladılar.


İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
TT

İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı sektördeki faaliyetlerini sonlandırdığını duyurdu

Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)
Filistinliler, 29 Mayıs 2025'te Gazze'nin merkezinde ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı'ndan aldıkları yardımı taşıyor (Reuters)

ABD ve İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı, Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’ndeki yardım dağıtım operasyonlarını sonlandırdığını duyurdu.

Kuruluş, altı hafta önce Washington’un arabuluculuğunda yürürlüğe giren ateşkesin ardından dağıtım merkezlerini kapatmıştı. Vakıf, yayımladığı son açıklamada görevini “kalıcı olarak” durdurduğunu ve misyonunu tamamladığını belirtti.

Vakıf Direktörü John Acrey, yaptığı yazılı açıklamada, “Gazze halkına yardımların ulaştırılmasında daha iyi bir yöntem olduğunu kanıtlama görevimizi başarıyla yerine getirdik” dedi.

Kısa süre faaliyet gösteren vakfın operasyonları büyük ölçüde gizlilik içinde yürütülmüştü. ABD ve İsrail destekli alternatif bir yapı olarak BM’ye bağlı UNRWA’nın yerine kurulmuş, ancak finansman kaynakları ya da yardım noktalarını yöneten silahlı yüklenicilerin kimlikleri kamuoyuyla hiç paylaşılmamıştı. Vakıf, amacının yardımların Hamas’a aktarılmasını engellemek olduğunu savunuyordu.

Ancak Filistinliler, yardım çalışanları ve sağlık yetkilileri, bu sistemin yardım almak isteyen sivilleri, İsrail askerlerinin bulunduğu kontrol noktalarından geçmek zorunda bırakarak hayatlarını riske attığını belirtiyordu.

Kurumun görevlerini, Gazze’deki ateşkesi denetlemekle sorumlu İsrail’deki ABD merkezli Sivil-Askerî Koordinasyon Merkezine devredeceğini açıklayan Acrey, “Vakıf haftalardır Koordinasyon Merkezi ve uluslararası kuruluşlarla bir sonraki adımlar konusunda temas hâlinde. Açıkça görülüyor ki bizim uyguladığımız modeli benimseyip genişletecekler” dedi.

Gazze İnsani Yardım Vakfı Mayıs ayı sonunda, İsrail’in üç ay boyunca gıda girişini durdurmasının ardından Gazze’de kıtlık eşiğine gelinmesi üzerine faaliyete başlamıştı. İsrail, BM’nin gıda dağıtım sisteminin yerine geçmesi hedeflenen bu özel kuruluşu, Hamas’ın büyük miktarda yardıma el koyduğu iddiasıyla savunmuştu; ancak BM bu iddiaları reddetmişti.

BM, söz konusu vakfın kurulmasına karşı çıkarak sistemin İsrail’e gıda dağıtımı üzerinde tam kontrol sağlayabileceğini ve Filistinlilerin yerinden edilmesine yol açabileceğini belirtmişti. Savaş süresince BM ve insani yardım kuruluşları, yüzlerce merkez üzerinden Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt ve diğer ihtiyaçların ulaştırılmasına öncülük etmişti.

Vakıf, açıklamasında Gazze’de 3 milyonun üzerinde gıda paketi dağıttığını, bunun 187 milyon öğüne denk geldiğini duyurdu.


Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
TT

Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik bombardımanının devam etmesi üzerine ‘etnik temizlik’ uygulamasını kınadı

Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail ordusunun bombaladığı bölgeyi inceleyen Filistinli bir kız çocuğu, 22 Kasım 2025 (Reuters)

Hamas Sözcüsü bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'nin doğu bölgelerinde ve orta kesiminde ‘etnik temizlik’ yaptığını söyledi.

Sözcü Hazım Kasım, “İşgal güçleri, sarı hattın dışındaki sivilleri hedef alıyor. Bu sabahtan itibaren dört vatandaş öldürüldü, yıkım operasyonları yoğunlaştı ve doğu bölgelerinden vatandaşlar yerlerinden edildi” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre, bu sabah İsrail'in Gazze ve Han Yunus şehirlerini hedef alan bombardımanında dört Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.

dcgtrhy
Gazze şehrinde İsrail ateşiyle öldürülen Filistinli genç Ahmed el-Hevari'nin cenazesine katılan Filistinliler (Reuters)

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, AFP’ye yaptığı açıklamada, “Bu sabah üç kişinin cenazesi hastanelere getirildi; ikisi Han Yunus’un doğusundaki Beni Suheyle kasabasında İsrail’e ait bir insansız hava aracı (İHA) tarafından, bir diğeri ise Gazze kentinin doğusundaki et-Tuffah mahallesinde İsrail tankının açtığı ateş sonucu hayatını kaybetti” dedi.

Han Yunus’taki Nasır Hastanesi, iki ölü ve biri ağır olmak üzere üç yaralıyı kabul ettiğini duyurdu. Gazze kentindeki Şifa Hastanesi’nin Müdürü Dr. Muhammed Ebu Selmiye de et-Tuffah mahallesinde sivillere yönelik tank ateşi nedeniyle bir ölü ve çok sayıda yaralının hastaneye ulaştığını doğruladı.

Gazze'deki bir güvenlik kaynağı AFP'ye, ‘işgal uçaklarının bu sabah Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah'ın güneydoğusundaki bölgelere birkaç hava saldırısı düzenlediğini’ söyledi. Kaynak, İsrail ordusunun ‘ez-Zeytun, Şucaiyye ve et-Tuffah (Gazze şehrinin doğusu) mahallelerinde ve Han Yunus ile Refah'ta savaş sırasında hasar gören onlarca binayı ve evi yıkmaya devam ettiğini’ belirtti.

İsrail güçleri, Refah şehrinin büyük bir kısmını ve Han Yunus'un doğu bölgelerini kontrol altında tutuyor. İsrail, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından Gazze Şeridi'ne savaş açtı. O günden bu yana, Birleşmiş Milletler'in (BM) güvenilir bulduğu Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki savaşında en az 69 bin 756 kişi hayatını kaybetti.