Cezayir, Arap Zirvesi’nde ‘niteliksel katılımı’ kazanmak üzere

Cezayir, iç siyasi boyutları olan sembolik bir tarih belirlemeyi seçti.

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, gelecek Kasım ayında yapılacak Cezayir zirvesine katılmaları için Arap liderlere davetiye gönderdi. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, gelecek Kasım ayında yapılacak Cezayir zirvesine katılmaları için Arap liderlere davetiye gönderdi. (AFP)
TT

Cezayir, Arap Zirvesi’nde ‘niteliksel katılımı’ kazanmak üzere

Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, gelecek Kasım ayında yapılacak Cezayir zirvesine katılmaları için Arap liderlere davetiye gönderdi. (AFP)
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun, gelecek Kasım ayında yapılacak Cezayir zirvesine katılmaları için Arap liderlere davetiye gönderdi. (AFP)

Cezayir hükümeti, kasım ayı başlarında yapılması planlanan Arap zirvesinin katılım açısından dahi bile en başarılı Arap zirvelerinden biri olacağı görüşünde. Cezayir, şu ana kadar davetiyelere, Arap liderlerden büyük çapta olumlu yanıt aldı.
Cezayir, ‘Sahra anlaşmazlığı nedeniyle Fas ile arasının açılması ve bazı Arap başkentlerinin Libya krizi hattına muhalif konumlardan girmesi de dahil’ Arap saflarındaki bölünme durumu ve birçok Arap ülkesi arasındaki keskin anlaşmazlıklar göz önüne alındığında zirveye sağlanan geniş katılımı olumlu bir durum olarak değerlendiriyor.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun’un elçilerinin Arap ülkelerine teslim ettiği zirve davetiyelerine olumlu cevap gelmesi, etkinliğe ‘haftalar kala tarihin tekrar ertelenmesi olasılığından korkan’ Cezayir hükümetinin beklentilerini aştığını ortaya koydu.
Cezayir, zirve vesilesiyle Suriye’nin Arap Birliği’ne geri dönmesine destek verdiğini açıklamış, daha sonra ise Şam, Cezayir Zirvesi öncesindeki tartışmalarda bu konuyu gündeme getirmek istemediğini dile getirdi. Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtane Lamamra, Kasım 2021’de isim zikretmeden ‘bazılarının Cezayir’in ev sahipliği yapacağı zirveyi engellemeye çalıştığını’ bildirmişti.
Cezayir, tüm Arap liderlerini bir araya getirme zorluğunun üstesinden gelmek için büyük diplomatik çabalar sarf etti. Bu çerçevede gözlemciler, zirveyi kendi topraklarında düzenlemenin ardındaki en önemli hedeflerinden birine ulaştığı görüşündeler. Tebbun geçen ağustos ayı başlarında, Cezayir’in ‘Arapların yeniden birleşmesi dışında bu zirveyi organize etme konusunda herhangi bir geçmişi olmadığı göz önüne alındığında’, zirvenin başarılı geçmesini beklediğini söyledi. Tebbun açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Son yıllarda Arap- Arap ilişkilerinde büyük bir bölünme olduğunu ve bazı ülkelerimiz arasında anlaşmazlıkların ortaya çıktığını biliyorum. Bu anlaşmazlıklara rağmen tüm ülkeler, hiçbir Arap ülkesiyle sorunu olmayan ve herkese saygı duyan Cezayir’de buluşacak. Önemli olan, Arap ailesinin ‘bazı anlaşmazlıkları çözmek için herkesi bir araya getiren ve arabuluculuk yapan’ Cezayir’de buluşmasıdır.”
Abdulmecid Tebbun, Suriye konusunda ise ‘yasal olarak Arap Birliği’nin kurucu ülkesi olarak kabul edildiğini ve bu nedenle zirvede bulunmasının normal olduğunu ancak siyasi açıdan bazı anlaşmazlıklar bulunduğunu’ dile getirdi. “Suriyeli kardeşler tarafında safları olduğundan daha fazla bölme sebebi olmayacaklarına yönelik bir anlayış var” ifadelerini kullandı.
Cezayir, zirvenin Arap Birliği tüzüğünde mart olarak belirlenen tarihte yapılmasının mümkün olmaması sonrasında, yıl sonundan önce düzenlenmesine bağlı olduğunu belirtirken, Fransız sömürgeciliğine karşı devriminin patlak vermesinin yıl dönümü (1954) olan 1 Kasım’ı kendisi açısından sembolik olması nedeniyle tarih olarak belirledi. Gözlemciler açısından bu sembolizm, kendi başına ilk etapta bir iç siyasi kazanç olarak görülüyor ve Tebbun bu durumu, cumhurbaşkanlığı için tekrar yarışmaya karar vermesi halinde ikinci dönem adaylığını desteklemek için bir kart olarak kullanacak.
Cezayirli diplomatlar, Şarku’l Avsat’a yaptıkları açıklamada ülkelerinin çalışmaları sırasında Filistin meselesini de tartışmaya açmaya odaklandığını, 2002 Arap barış planına dönüş ilkesini savunduğunu ve bu yaklaşım çerçevesinde ‘bazı ülkelerin İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesiyle ilgili’ Arap arenasında son zamanlarda ortaya çıkan yeni verileri de dikkate aldığını belirttiler. Zirve hazırlıklarında da yer alan kaynaklara göre Cezayirliler, zirvenin başarısını korumak için zirve sırasında bu konu üzerinde durmak istemiyorlar. Kendileri açısından en önemli konu, Filistinlilerin kendi topraklarında devletlerini kurma hakkının teyit edilmesi ve İsrail güçlerinin Filistin’de işlediği ihlallere karşı güçlü bir Arap kınaması çıkması. Bu perspektif çerçevesinde Cezayir, zirveden en az bir ay önce Filistinli grupları bir araya getirmeye odaklandı. Eğer bunu başarabilirse, bu durum kendisi için ek bir diplomatik kazanç olacak.
İsminin açıklanmasını istemeyen eski bir diplomat konuya dair şu değerlendirmede bulundu:
“Bu zirvedeki en büyük zorluk, Filistin sorununu Birleşmiş Milletler (BM) düzenlemeleri, özellikle de ‘toprak için barış’ olarak bilinen koşullar açısından yeniden gündeme getirmektir. Arap- İsrail çatışması meselesine Cezayir’in pragmatik bir yaklaşımı var.”



Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Rus heyetini kabul etti

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
TT

Suriye Savunma Bakanı, Şam'da üst düzey Rus heyetini kabul etti

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)
Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus Bek Yevkurov başkanlığındaki Rusya Federasyonu'ndan üst düzey bir heyeti kabul etti (SANA)

Suriye Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, dün Şam'da Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus-Bek Yevkurov başkanlığındaki üst düzey bir Rusya Federasyonu heyetini kabul etti.

Resmi SANA haber ajansı, görüşmede askeri iş birliği ve karşılıklı çıkarlara hizmet edecek ve her iki ülkenin beklentilerini karşılayacak koordinasyon mekanizmalarının güçlendirilmesi konularının ele alındığını bildirdi.

Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma Eğitim Dairesi Müdürü Tuğgeneral Yahya Bitar, 2 Kasım'da Tümamiral Kornenko Oleg Viktorovich başkanlığındaki bir Rus askeri heyetini kabul etti. Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre heyet, çeşitli uzmanlık alanlarından çok sayıda askeri uzmandan oluşuyordu.

Resim   Savunma Bakanlığı Hava Kuvvetleri ve Hava Savunma Eğitim Dairesi Müdürü Tuğgeneral Yahya Bitar, Tuğamiral Kornenko Oleg Viktorovich başkanlığındaki Rus askeri heyetini kabul ediyor, 2 Kasım (Suriye Savunma Bakanlığı)

Bakanlığın açıklamasına göre, Rus heyeti, Eğitim Kurumu yetkilileri ile Topçu, Hava Kuvvetleri, Ataşeler ve Zırhlı Birlik yetkilileriyle, mevcut aşamanın gereklerine ayak uydurmak ve verimlilik ile hazırlık düzeyini artırmak amacıyla bu uzmanlıkların niteliklendirilmesi ve geliştirilmesi yollarını görüştü.

Aynı dönemde Suriye Savunma Bakanlığı'ndan Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Ali en-Nasan başkanlığındaki resmi bir heyet de Rusya'nın başkenti Moskova'ya gelmişti.

Resim  Temmuz ayının sonunda Moskova'ya yaptığı ziyarette, Dışişleri Bakanı Esad Hasan eş-Şeybani, Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, Genel İstihbarat Şefi Hüseyin el-Selame ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mahir eş-Şara, eş-Şara'ya eşlik etti. (SANA)  

Savunma Bakanı Tümgeneral Murhaf Ebu Kasra, 31 Temmuz'da Rusya'nın başkenti Moskova'da Rus mevkidaşı Andrey Belousov ile bir araya geldi. Görüşmede Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanı Esad eş Şeybani ve Genel İstihbarat Şefi Hüseyin Selame de hazır bulundu. İki taraf, Suriye-Rusya ilişkilerine katkı sağlamak amacıyla bir dizi ortak askeri konu üzerinde görüşmelerde bulundu.


Suriye devlet televizyonu: Halep, "eski rejimin suçları" nedeniyle ilk kez kamuya açık bir yargılamaya sahne olacak

Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
TT

Suriye devlet televizyonu: Halep, "eski rejimin suçları" nedeniyle ilk kez kamuya açık bir yargılamaya sahne olacak

Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)
Suriye'deki savaş yıllarında hasar gören Halep Kalesi çevresindeki yıkım (Reuters)

Suriye devlet televizyonu dün yer alan bir haberde, Halep Adalet Sarayı'nın, "devrik" rejimin yönetimi sırasında işlenen suçların faillerinin ilk kez kamuya açık yargılanmasına tanıklık edeceği bildirildi.

Suriye televizyonu, kaynaklara dayandırdığı haberinde, mahkemenin Suriye kıyılarındaki olaylarda suç işlediği iddia edilen kişilerin davalarını da değerlendireceğini ifade etti.

Ancak televizyon kanalı bu kamuya açık davaların tarihi konusunda bir bilgi vermedi.


Süveyda soruşturma komitesi, olaya karışanların hesap vermesini sağlamayı taahhüt ediyor ve sürenin uzatılmasını istiyor

Geçtiğimiz temmuz ayında Süveyda'da aşiret savaşçıları ile yerel Dürzi grupları arasında çıkan çatışmalardan (DPA)
Geçtiğimiz temmuz ayında Süveyda'da aşiret savaşçıları ile yerel Dürzi grupları arasında çıkan çatışmalardan (DPA)
TT

Süveyda soruşturma komitesi, olaya karışanların hesap vermesini sağlamayı taahhüt ediyor ve sürenin uzatılmasını istiyor

Geçtiğimiz temmuz ayında Süveyda'da aşiret savaşçıları ile yerel Dürzi grupları arasında çıkan çatışmalardan (DPA)
Geçtiğimiz temmuz ayında Süveyda'da aşiret savaşçıları ile yerel Dürzi grupları arasında çıkan çatışmalardan (DPA)

Süveyde Olaylarını Araştırma Ulusal Komitesi Başkanı Hatem en-Nasan, çoğunluğu Dürzilerden oluşan vilayetteki kanlı şiddet olaylarının ardından komitenin 4 aydan fazla süredir Süveyde kentine giremediğini belirterek, komitenin çalışmalarının iki ay daha uzatılmasını talep ettiğini kaydetti.

El-Nasan, dün Şam'da düzenlediği basın toplantısında, komitenin metodolojisinin BM soruşturma komitelerinin standartlarıyla uyumlu olduğunu belirterek, "olaylara karıştığı kanıtlanan herkesin yasalara göre hesap vereceğini" vurguladı. Bu arada, İsrail'deki ideolojik sağ kanat, Binyamin Netanyahu hükümetini, Suriye'ye yönelik, salt açıklamaların ötesine geçen ve stratejik çıkarları gözeten net bir politika belirlemeye çağırdı. "Muğlak kalmanın, çıkarlarımızı dikkate almayan bir Amerikan planıyla kolayca doldurulabilecek bir boşluk yarattığı" konusunda uyardı.