Rusya destekli 8.Tugay, Dera kırsalında yeni gruplar oluşturdu

8. Tugay, 2018 yılında Dera'da yapılan uzlaşı anlaşması öncesinde ‘eş-Şebab es-Sünne Güçleri’ olarak adlandırılan önde gelen Suriyeli muhalif gruplardan biriydi (Şarku’l Avsat)
8. Tugay, 2018 yılında Dera'da yapılan uzlaşı anlaşması öncesinde ‘eş-Şebab es-Sünne Güçleri’ olarak adlandırılan önde gelen Suriyeli muhalif gruplardan biriydi (Şarku’l Avsat)
TT

Rusya destekli 8.Tugay, Dera kırsalında yeni gruplar oluşturdu

8. Tugay, 2018 yılında Dera'da yapılan uzlaşı anlaşması öncesinde ‘eş-Şebab es-Sünne Güçleri’ olarak adlandırılan önde gelen Suriyeli muhalif gruplardan biriydi (Şarku’l Avsat)
8. Tugay, 2018 yılında Dera'da yapılan uzlaşı anlaşması öncesinde ‘eş-Şebab es-Sünne Güçleri’ olarak adlandırılan önde gelen Suriyeli muhalif gruplardan biriydi (Şarku’l Avsat)

Suriye’nin güneyindeki Dera’da Rusya tarafından desteklenen 8. Tugay, Dera'nın doğu kırsalındaki çeşitli bölgelerde kendisine bağlı yeni gruplar oluşturdu. Kırsal kesimdeki bu bölgelerden biri de en büyük yerleşim bölgelerinden biri olan en-Naime beldesiydi.
8. Tugay’a bağlı gruplar tarafından yapılan açıklamaya göre bu gruplar, bölgedeki güvenlik kaosunun ardından güvenliği yeniden sağlama amacıyla oluşturuldu. Cinayetlerin, suikastların, hırsızlık vakalarının ve uyuşturucu kaçakçılığının artmasının ardından bölgede ‘güvenliği ve emniyeti’ sağlamaya yönelik yeni yasalar belirlendi. Bu yasalara göre maskeli bir kişinin hiçbir koşulda bölgeye girmesine izin verilmezken, motosikletlerin okullara yaklaşması, motosikletlerle yüksek hızlar yapılması ve 15 yaşından küçüklerin yanlarında bir yakınları olmadan motosiklet kullanmaları yasaklandı. Açıklamada, hırsızların, uyuşturucu tacirlerinin ve bunların organizatörlerinin peşine düşüleceği ve ‘yasalar çerçevesinde’ sorumlu tutulacakları vurgulandı. Açıklamada ayrıca bölge sakinlerine, cinayet, hırsızlık ve uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlananların kendilerine bildirilmesi ve yerel gruplara bölgedeki görevlerini yerine getirmelerinde iş birliği yapmaları çağrısında bulunuldu.
Dera’da 8. Tugay’dan bir unsur, yaptığı açıklamada, bu grupların Dera’daki güvenlik kaosunu azaltmak ve bunları engellemekten sorumlu yetkililerin yokluğunda cinayet, suikast, silahlı soygun, hırsızlık vakaları ve uyuşturucunun yayılmasını önlemek amacıyla kurulduğunu belirtti. Bölgeyi emniyetsiz ve istikrarsız bir şekilde bırakmamanın ve ‘bölgeyi sabote etmek amacıyla yabancı vekillerini bölgeyi sürenlerin’ amaçlarına ulaşmalarını engellemenin bölge halkının görevi olduğunu vurgulayan unsur, Rusya'nın himayesinde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed rejimiyle uzlaşma imzalayan eski muhalif gruplara atıfla bölgedeki ‘uzlaşı gruplarından’ oluşan 8. Tugayın ana kalesi Busra eş-Şam’da bulunan 8. Tugay komutanlığına bağlı olduklarının altını çizdi.
Suriye'nin güneyindeki uzlaşı gruplarının ve yerel silahlı grupların en büyük oluşumlarından biri olan 8. Tugay, Dera'daki uzlaşı anlaşmasından önce ‘eş-Şebab es-Sünne Güçleri’ olarak adlandırılan önde gelen muhalif gruplardan biriydi. Grup, uzlaşı sonrası da karargahlarında ve askeri noktalarında eş-Şebab es-Sünne Güçleri’nni flamasını kullanmaya devam ediyor. Temmuz 2020'de Dera'nın doğusundaki Busra eş-Şam kentindeki Roma amfi tiyatrosunda Rus yetkililerin ve bölge sakinlerinin katılımıyla bir askeri eğitim döneminin mezuniyet töreni yapıldı. Tören sırasında Suriye bayrağı ve üzerinde ‘Suriye ordusu’ yazılı bir afiş asıldı. Ancak daha sonra 8. Tugay üyelerinin Beşşar Esed’in iktidardan düşmesi çağrısı yaptıkları sloganlar attıkları ve tutukluların serbest bırakılmasını isteyen pankartlar açtıkları protestolar gerçekleşti.
8. Tugay, Rusya’nın öncülüğünde Lazkiye’nin kuzey kırsalındaki Salma beldesinde ve Suriye çölünde yapılan operasyonlara katıldığı için muhalif bir gruptan Hmeymim Hava Üssü tarafından desteklenen bir askeri oluşuma dönüştü. O tarihten beri de Dera’nın dışında askeri mevzilere sahip. Grubun askeri rolü, üst düzey yetkililerinin bir yıl önce Dera dışındaki askeri faaliyetlere katılmamakta ısrar etmesi sonucunda tugayın Suriye Askeri Güvenlik Birimi ile olan ilişkisinin değişmesiyle sona erdi.
8. Tugay, bölgenin Rusya’nın himayesinde Suriye rejimi ile yapılan uzlaşı anlaşmasına dahil olmasının ardından Dera genelindeki uzlaşı bölgelerinde meydana gelen her türlü askeri olayda Rusya’nın desteğine müdahale ediyordu. 8. Tugay, Rusya’nın 2018 yılında Suriye'nin güneyindeki bölgesel mutabakatlarından sonra müzakere sürecine dahil oldu. Bundan sonra grup, uzlaşı bölgelerindeki askeri gerginliklerle mücadele etmeye başladı. Ancak grubun lideri Ahmed el-Avde'nin bir yıl önce Ürdün'e gitmesi ve ardından Rusya'nın başkenti Moskova'da ortaya çıkmasından sonra üyelerinin aylık 200 dolar maaş aldığı grubun mali gelirlerinin kesilmesi de dahil olmak üzere çeşitli değişiklikler meydana geldi. Bölgenin 2021 yılında yeni uzlaşı anlaşmalarına tabi olmasıyla grup, önce Rusya'nın denetimindeki Suriye ordusuna bağlı 5. Kolordu’ya ardından yine Rusya’nın denetimindeki Askeri Güvenlik Birimi’ne bağlandı. Aylık olarak 400 ile 500 bin Suriye lirası arasında değişen maaş alan grup üyeleri, uzlaşı bölgelerindeki askeri olaylara ne katıldı ne de müdahale etti.
Dera’daki 8. Tugay'a bağlı yeni grupların kurulduğunun duyurulması, 8. Tugay lideri Ahmed el-Avde'nin kısa bir süre önce grubun kalesi Busra eş-Şam’a yaptığı ziyaretin ardından gelmesi dikkati çekti. Avde, ziyaretin ardından Ürdün'e geri döndü. Gözlemciler, Rusya’nın Ukrayna savaşı nedeniyle Suriye’deki rolünün azaldığına dair değerlendirmelerin ardından Avde’nin ziyaretinin Rusya yanlısı bir güç olarak varlığının devam ettiğini teyit etmeyi amaçladığını düşünüyorlar. Rusya, aynı zamanda Suriye’nin güneyinde İran’ın dolduracağı bir boşluk bırakmak istemiyor. Bölge sakinlerinin, yaşadıkları yerde İran’ın askeri varlığının olmasını istememeleri de Rusya’ya kendisine bağlı gruplara üye toplamasında kolaylık sağlıyor.



Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.


İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
TT

İsrail ordusunun Gazze'ye açtığı ateş sonucu bir kişi öldü, üç kişi yaralandı

Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)
Filistinli bir kadın, Han Yunus'taki El Nasır Hastanesi'nde İsrail saldırılarında şehit düşenlerin ardından ağlıyor- 3 Aralık (Arşiv- AFP)

Yerel medya bugün, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeybatısında açtığı ateş sonucu bir Filistinlinin öldüğünü, üç kişinin de yaralandığını bildirdi.

Filistin haber ajansı (WAFA), İsrail güçlerinin bölge yakınlarında bir grup sivili hedef aldığını, bunun sonucunda çok sayıda ölenler ve yaralananların olduğunu bildirdi.