Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Şarku’l Avsat’a konuştu: Yabancı Kürt partilerin Suriye Kürtleri üzerindeki ‘vesayetini’ reddediyoruz

Muhiddin Şeyh Ali: Şam ile Ankara arasındaki normalleşmenin anahtarı, Türkiye’nin ordusunu uluslararası sınırlara çekmesidir

Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Muhiddin Şeyh Ali (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Muhiddin Şeyh Ali (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Şarku’l Avsat’a konuştu: Yabancı Kürt partilerin Suriye Kürtleri üzerindeki ‘vesayetini’ reddediyoruz

Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Muhiddin Şeyh Ali (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri Muhiddin Şeyh Ali (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi (Yekiti) Genel Sekreteri Muhiddin Şeyh Ali, Suriye’deki Kürtlerin koşullarının, Irak, Türkiye ve İran Kürtlerinin koşullarından farklı olduğunu söyledi.
Şeyh Ali, Suriye Kürtlerine herhangi bir ‘vesayet ve tabiiyet’ dayatılmasını reddederek, bu ülkelerdeki Kürt partilerini Suriye Kürt partilerinin ‘mahremiyetine saygı duymaya’ çağırdı.
2005’te Suriye’nin modern tarihindeki ilk muhalif güçler koalisyonu olan Şam Ulusal Demokratik Değişim Hareketi’nin kurulmasına katkıda bulunan parti, 2011 yılında da muhalefetteki Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin kuruluşunda yer aldı.
Şarku’l Avsat’a röportaj veren Şeyh Ali, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin kurulduğu 2013 yılından bu yana, ‘iç barışı korumak ve güvenlik kaosunu önlemek’ hedefiyle bölgeyle olumlu bir şekilde ilgilendiklerini söyledi.
Kürt Demokratik Birlik Partisi’nin, nüfuz alanlarında ofisler açmak için başvuruda bulunduğunu da belirtti.
Özerk Yönetimi yöneten en önemli oluşum Demokratik Birlik Partisi (PYD) ile ilişkilerinin henüz siyasi bir belge imzalayacak düzeye gelmediğini söyleyen Şeyh Ali şu ifadelerle devam etti;
“Biz Suriye Demokratik Konseyi’ne birlikte katılıyoruz ve Kürt partileri PYD ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi arasındaki diyalog ikileminin dışındayız. Çünkü Konsey liderleri bizim ve Kürt Demokratik İlerici Partisi’nin diyalog oturumlarına katılmamasını şart koştu.”
Şeyh Ali bu ifadeler ile, 2020’de ABD’nin sponsorluğunda Kürt partileri arasında başlayan ve aynı yılın sonunda sekteye uğrayan görüşmelere atıfta bulundu.
Kürt diyaloglarının Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Lideri Mazlum Abdi’nin daveti ve inisiyatifinde ve Suriye’de bulunan ABD Dışişleri Bakanlığı temsilcilerinin teşvik ve desteğinde olduğunu vurgulayan Şeyh Ali şunları söyledi;
“O dönemde Kürt hareketi (PYD ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi) arasında doğrudan görüşmeler yapılıyordu. Bu, tüm Kürt güçleri ve partilerinin katıldığı kapsamlı bir sivil yönetimin kurulmasına yol açacak 6 aylık tartışma ve toplantıların ardından siyasi bir mutabakat zaptı imzalanmasıyla sonuçlandı. Ancak aynı yılın sonunda bocaladı.”
Şeyh Ali, Suriye Demokratik Konseyi’nin (SDC) son iki yılda ülke içi ve dışında çok çeşitli muhalefet güçleri, figürleri ve partileri içeren Suriye çalıştayları ve forumları düzenleme çabalarından bahsederek şöyle devam etti;
“Amaç, ulusal bir proje formüle etmek ve genel bir konferans düzenlemek için şiddeti ve silahları bireysel olarak reddeden ılımlı İslami figürlerin katılımıyla, Suriye toplumunun tüm bileşenleriyle siyasi bir ortaklık kurmak. Ancak çabalarımız (Müslüman Kardeşler) ve aşırılıkçı İslami köktendinci akımın yönelimlerine ters düşüyor.”
Türkiye’yi Suriye’nin iç işlerine karışmakla ve Kürt partiler arasındaki diyalogların başarısızlığının arkasında olmakla suçlayan Şeyh Ali, “Ülke dışındaki Kürt partilerin Suriye’deki Kürt içişlerine müdahalesi de olumsuz bir rol oynadı” dedi.
Suriyeli olmayan partilerin müdahalesinin ‘yıkıcı olduğunu ve bu meselenin yeni olmadığını’ vurgulayan Kürt siyasetçi, “Irak Kürt güçlerinin Suriye Kürt meselelerini ele almaları, Irak ve bölge arenasında kendi gündemlerine göre hareket etmeleri nedeniyle başarılı olamadı” diye ekledi.
Diğer ülkelerdeki Kürt güçlerini, Suriye Kürtlerine bir tür ‘vesayet ve tabiiyet’ dayatmakla suçlayan Şeyh Ali, “Şu ya da bu arenadaki rolü ve ilişkisi ne kadar büyük olursa olsun, herhangi bir Kürt partisinin vesayetini ve ona tabi olmayı reddediyoruz” diye konuştu.
Suriye’deki Kürtlerin koşullarının, Irak, Türkiye ve İran Kürtlerinin koşullarından farklı olduğunu söyleyerek, bu ülkelerdeki Kürt partilerini Suriye Kürt partilerinin ‘mahremiyetine saygı duymaya’ çağıran Şeyh Ali şunları söyledi;
“Aradığımız, karşılıklı saygıya dayalı normal kardeşlik ilişkileridir. Biz Suriye’de sorunun sahibiyiz ve sorunu Kürt halkımızın çıkarlarına ve Suriye ulusal çerçevesi içindeki siyasi hareketinin özgünlüğüne göre çözmekle ilgileniyoruz.”
Şeyh Ali, DEAŞ’ın 2014’te Kobani (Ayn el-Arab) şehrine açtığı savaşta PKK’nın konumuna değinerek, “ PKK ve destekçileri, Suriye Kürtlerinin durumunu desteklemek için bir arı kovanına dönüştü. Bu, o savaşta konumu olan Mesud Barzani başkanlığındaki (Kürdistan Demokrat Partisi) için de geçerlidir” dedi.
Suriye ve Türkiye’nin, 911 kilometrelik uluslararası bir sınırı paylaştığına dikkat çeken Kürt siyasetçi, Şam ile Ankara arasındaki normal ilişkilerin geri dönmesinin anahtarının, Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde bir takvime göre Türkiye’nin güçlerini Suriye topraklarından uluslararası sınırlara çekmesi olduğunu ifade etti.
Kürt partilerinin Ankara ile Şam arasındaki normalleşmeden endişe etmediğini söyleyen Şeyh Ali, “İlişkilerin normalleşmesinden en çok bizler yararlanacağız, ortam ne kadar barışçıl olursa siyasi ve kültürel hareketimiz o kadar tazelenecek, savaş ve tehdit yerine siyasi hayat geri dönecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Şam Ulusal Demokratik Değişim Hareketi ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi’nin kuruluşunda yer alan Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi (Yekiti), bugün muhalefet çerçevesinin dışında çalışıyor.
Şeyh Ali, “Çalışmamız sırasında (Müslüman Kardeşler) liderliğiyle bağlantılı şahıslar ve tarafların varlığını keşfettik. Bunu ve Suriye devletinin düşmanlarının elinde bir kart olarak kullanmasını durdurmak için Genel Rehber ile koordineli olarak çalışıldı” dedi.
Böylece, Suriye Kürt Demokratik Birlik Partisi Genel Sekreteri, ‘Müslüman Kardeşler’ konusundaki tutumunu ilk kez kamuoyuna açıklamış oldu.
Şeyh Ali, Müslüman Kardeşleri, bazı muhalif grupları devlete karşı silahlı kalkışma için silahlandırmakla suçladı.



Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
TT

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Şarku’l Avsat’a konuştu: Sınır komşumuz olan Türkiye'yi kışkırtmak gibi bir niyetimiz yok

Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)
Suriye Kürt Ulusal Konseyi Başkanı Süleyman Oso (Şarku’l Avsat)

Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) Başkanı Süleyman Oso, konseyin, sınır komşusu Türkiye ile karşı karşıya gelmek istemediğini söyledi. Türkiye'nin uzun bir sınırı paylaşan komşu bir ülke olduğunu ifade eden Oso, Türkiye'nin Suriye'deki Kürt halkının mahremiyetine saygı göstereceğini umduğunu belirtti.

Oso, Türkiye-Suriye yakınlaşması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Esed arasında yakın zamanda bir görüşme yapılacağına dair çıkan söylentilerle ilgili özellikle de ENKS içinde Kürtlerin endişeli olup olmadığına ilişkin soruları yanıtladı.

Oso Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, ENKS’nin Suriye muhalefetinin bir parçası olduğunu dile getirdi. Oso kapsamlı çözümün, Suriye'deki azınlıklar ve milliyetler meselesine adil bir çözüm bulmayı da içeren uluslararası kararlarda yattığını vurguladı.

ENKS’nin Suriye devrimine katıldığından bu yana Suriye'nin ulusal çıkarlarını temel aldığına dikkat çeken Oso, “Ulusal haklarımız için endişe duyuyoruz. Bu rejim, varlıklarının anayasal olarak tanınmasını ve ulusal haklarının güvence altına alınmasını isteyen Kürt halkının taleplerini karşılamıyor. Kürt halkının ulusal haklarını halen inkâr ediyor” ifadelerini kullandı.

Oso ayrıca, Suriye'deki Kürt bölgesiyle ilgili olarak rejim ve Türkiye arasında anlaşmalar yapılacağına olan inancını dile getirdi.

sdcfvgbr
Halep'in kuzeyindeki el-Bab kentinde askeri karargah önünde gerçekleşen halk protestolarından (arşiv)

Oso, Türkiye'deki mültecilerin Türk nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde yaşanan ihlallere ve gösterilere maruz kalmasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “Rejim aygıtlarının baskı ve zulmü nedeniyle evlerini terk eden Suriyeli mültecilere yönelik Türkiye, Lübnan ve Irak'taki nefret söylemini endişeyle takip ediyoruz. Türk muhalefeti tarafından Suriyeli mültecilere karşı uygulanan bu söylemi şiddetle kınıyoruz.”

Oso, ‘bunun devam etmesine izin vermenin Türk devletinin çıkarına olmadığını ve mültecileri korumak için acil yasal çözümler getirilmesini beklediklerini’ vurguladı.

Özerk yönetim seçimleri

Oso, özerk yönetim belediye seçimlerine katılmayı reddetmeleri hususunda ise “Bu seçimleri boykot ettiğimizi resmî açıklamalarla duyurduk” dedi.

asdf
Ed-Derbasiye kasabası sakinleri Suriye'nin kuzeydoğusundaki yerel seçimler için yapılan ön seçimlerde oylarını kullandı. (Şarku’l Avsat)

Oso sözlerini şöyle sürdürdü: “Üzerinde mutabık kaldığımız maddelerden biri de yerel seçimlerin düzenlenmesiydi. O dönemde, seçim maddesi de dahil olmak üzere siyasi anlaşmanın yüzde 70'inden fazlasını tamamlamıştık. Bu maddede iktidar ortaklığı, ortak bir yönetim kurulması, ENKS'nin geçiş döneminde 11 ay boyunca bölge yönetiminde gerçek bir ortak olması, uygun koşulların yaratılması, vatandaşlar arasında güvenli bir atmosfer oluşturulması, yönetimin bölgedeki tüm siyasi bileşenleri temsil ettiği konusunda onlara güven verilmesi ve bölge sakinlerinin sandığa gidip özgürce oylarını kullanmaları için güvenlerinin arttırılması konusunda anlaşmıştık. Ancak, bu müzakereler, karşı tarafın uzlaşmazlığı nedeniyle kısa sürede sekteye uğradı ve çöktü.”

sdvfr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

ENKS’nin son seçimlere katılmayı reddetmesinin nedenine ilişkin olarak Oso, “Suriye'de seçimlerin yapılması için 2254 sayılı uluslararası kararla belirlenen koşullar mevcut değildi. Baskı ve otoriter yönetimin varlığında da hiçbir zaman bu güvenli koşullar olmayacak. İster özerk yönetim belediye seçimleriyle ilgili olsun, ister Suriye Halk Meclisi seçimleriyle ilgili olsun hepsinin sonuçları iktidar partileri lehine belirleniyor” açıklamasında bulundu.

Oso, yönetim seçimlerinin başka askeri işgallere yol açacağından korktuğunu ifade etti. Yönetim seçimlerine devam ederse kuzeyde yeni bir Türk askeri operasyonu konusunda ciddi endişeler olduğunu vurgulayan Oso, Türkiye'nin daha önce Afrin'i almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini, ayrıca Rasulayn ve Tel Abyad'ı almakla tehdit ettiğini ve tehdidini gerçekleştirdiğini belirtti.

ENKS Başkanlığı’nın ABD Suriye Özel Temsilcisi ile yaptığı görüşmeye de değinen Oso, “ABD Temsilcisi, ABD yönetimi adına müzakerelerin yeniden canlandırılması için bir girişimde bulundu ve bu müzakerelerin başarıya ulaşması konusunda ciddi olduklarını söyledi. Biz de kendisine karşı tarafın, yani PYD’nin ihlalleri nedeniyle müzakerelerin durduğunu, zira daha önce SDG Komutanı Mazlum Abdi ve ABD'nin eski Suriye Özel Temsilcisi Yardımcısı David Brownstein'ın taahhütlerini içeren bir garanti belgesi imzalandığını söyledik. Garanti belgesi kapsamında müzakerelere geri dönmeye hazır olduğumuzu ifade ettik” şeklinde konuştu.

ENKS Başkanı, Kürt hareketinin iki tarafı arasındaki çıkmazda bir ilerleme sağlanmasının zor olduğunu düşünüyor. “Bugüne kadar bu çıkmazda bir ilerleme kaydedilemedi. Buradaki durumu daha da karmaşık hale getiren şey, bu ayın başlarında kaçırılan 12 üyesinin serbest bırakılması talebiyle ENKS’nin düzenlediği barışçıl toplantı sırasında ENKS destekçilerine ve üyelerine yapılan saldırı oldu” diyen Oso, söz konusu saldırının ABD'nin Kürt-Kürt müzakerelerini yeniden canlandırma çabalarını baltalamaya yönelik bir mesaj olduğunu açıkladı.

Suveyda ayaklanması

Başka bir bağlamda Oso, Suveyda’da yaşananlar hakkında şunları söyledi: “Suriye'deki Kürt halkının kıymetli vilayeti olan ve Dürzi kardeşlerimizi de içeren Suveyda’daki protestoların başlamasından bu yana ENKS, özgürlük, demokrasi ve tüm Suriyeliler yararına federal bir Suriye için yapılan bu barışçıl protestoların yanında yer aldı.”

dvfbr
Suriye seçimlerinde Şam'daki adayların kampanya afişleri (AFP)

Uluslararası topluma Suriye krizinin çözümüne yönelik kararların uygulanmasını hızlandırma çağrısında bulunan Oso, “Tüm Suriyelilerin ekonomik durumunun çok kötü olması ve mutlak çoğunluğun yoksulluk tehdidi altında yaşaması nedeniyle Suriye halkı bir bütün olarak açlığa, yoksulluğa ve yokluğa daha fazla tahammül edemez. Sığındıkları ülkelerde yerlerinden edilen Suriyeli mültecilerin ve ülke içinde yerinden edilenlerin trajedilerini unutmamalıyız” ifadelerini kullandı.

Oso, ENKS’nin Suriye muhalefetiyle kurduğu ittifakın Suriyelilerin kurtuluşu için bir seçenek olduğunu vurguladı. “Koalisyonun ve müzakere organının bir parçasıyız. Uluslararası sponsorluk altında oluşturulan anayasa komitesinin de bir parçasıyız. Kaderimiz bir bütün olarak Suriye halkıyla bağlantılı. Muhalefet saflarına katıldığımızda Suriye halkının yanında durmayı seçtik” şeklinde konuşan Oso, koalisyonda ve Suriyeli muhalif güçlerle birlikte temsil edilmelerinin her konuda aynı fikirde oldukları anlamına gelmediğini belirtti. Özellikle de Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad kentlerinde yaşanan ihlaller ve buralardaki hizipçi kaos hakkında kesinlikle farklı noktalarda olduklarını beyan eden Oso sözlerini şöyle noktaladı:

“Afrin, Rasulayn ve Tel Abyad şehirlerinden Haseke ve Kamışlı kamplarına yerleştirilen tüm yerinden edilmiş insanlar, geçici koalisyon hükümetine bağlı gruplar tarafından yönetilen evlerine dönmeyi dört gözle bekliyor. Umarım koalisyon bu konudaki karar ve politikalarını yeniden gözden geçirir ve yerinden edilen herkesin evlerine ve mülklerine dönmesi için çalışır. ENKS bu konuyu ilgili tüm taraflarla birlikte ele almak için çalışıyor.”