İsrail, ABD'nin Çin ile ilişkilerini azaltma talebine yanıt verdi

Hayfa limanından bir kare (AP)
Hayfa limanından bir kare (AP)
TT

İsrail, ABD'nin Çin ile ilişkilerini azaltma talebine yanıt verdi

Hayfa limanından bir kare (AP)
Hayfa limanından bir kare (AP)

Yair Lapid hükümeti, önceki İsrail hükümetlerinden farklı olarak, Tel Aviv ve Pekin arasındaki ilişkilerin gelişmesine kısıtlamalar getirilmesi ve ABD gözetimi için bir fırsat sağlanması yönündeki acil Amerikan talebini kabul etti.
Tel Aviv'deki siyasi kaynaklar, bu onayın "pratikte, teknolojik gelişme, elektronik iletişim ve diğer stratejik konularla ilgili alanlarda İsrail-Çin ilişkilerinin seviyesinin düşürülmesi anlamına geldiğini" belirtti. Bu gelişme, Çarşamba günü başlayan ve üç gün sürecek olan ABD ve İsrail arasında teknoloji alanındaki stratejik diyaloğun başlaması ile gerçekleşti. Görüşmeye İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Eyal Hulata ile Bilim ve Modernite Bakanı Orit Farkash Hacohen'in bulunduğu üst düzey bir İsrail heyeti ve bu alanda çalışan bakanlık ve kurumların temsilcileri katılıyor. ABD heyetine Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan başkanlık ediyor.
Her iki taraftan kaynaklar, görüşmenin ana konularının başında ABD yönetimini endişelendiren İsrail-Çin ilişkilerinin geldiğini belirtti. Bu nedenle Hulata, görüşmelerin başında ülkesinin, hassas teknolojik bilgilerin kötü niyetli taraflara sızdırılması riskiyle ilgili Amerikan endişesini paylaştığını kaydetti. Çin'in adını anmamaya özen göstererek ABD'nin ilk ve en önemli müttefik olduğunu açıkça belirten Hulata, “ABD’yi endişelendiren şey bizi endişelendirir ve teknolojik bilgileri korumak ve hırsızlık tehlikeleriyle yüzleşmek için iki ülke arasındaki iş birliğini geliştirme konusunda anlaştık.” ifadelerini kullandı.
Hulata, Washington'da İsrailli gazetecilere, toplantıların amacının "teknolojiyi korumak için ortak bir savunma sistemi geliştirmek" olduğunu söyledi.
Tel Aviv ve Pekin arasında gelişen ilişkilerin ABD yönetimi ile Binyamin Netanyahu hükümetleri arasında sürekli bir anlaşmazlığa konu olduğu biliniyor. Özellikle de İsrail Çin'e başta Hayfa limanını inşa etme, arabalar ve trenler için tüneller yapma ve Çin'i ordu ve askeri teknoloji bölgelerine yakınlaştıran diğer projeler için imtiyazı verdikten sonra. O sırada Washington, Çin devlet şirketleri tarafından inşa edilen limana bitişik olduğu için savaş filosunun Hayfa askeri limanını kullanmasını durdurmakla tehdit etti.
Washington, Hindistan, Güney Kore ve Japonya ile böyle teknoloji alanında diyalog başlatırken, İsrail'in kendisiyle böyle bir diyaloğa katılımını engellemeye karar verdi. Donald Trump yönetimi bile Başkan Joe Biden yönetimi gibi İsrail'i teknoloji diyaloğuna dahil etmeyi reddetti. Ancak geçen Temmuz ayında Biden İsrail'i ziyaret ettiğinde, İsrail'in ekonomik ilişkiler de dahil olmak üzere Çin ile ilişkilerini stratejik bir perspektiften ve ulusal güvenlik çıkarı lehine okumaya başlayacağına dair Telaviv’den taahhüt aldı.
Lapid, Biden'dan İsrail'i teknoloji diyalog forumlarına dahil etmesini istedi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre konuyla ilgili görüşmek için Washington'u en az üç kez ziyaret etti. Lapid’in ısrarları sonucunda Washington, İsrail'i enerji, teknoloji, uzay araştırmaları ve iklim konularında birçok araştırma ve yeniliği içeren diyaloga dahil etmeyi kabul etti.



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.