Suudi Arabistan gerek iklimi gerekse topografyası bakımından eşsiz bir çeşitliliğe sahip. Kuzeyi estetik kompozisyonu ile güneydeki tepelere ve sislere benzemediği gibi doğu ile batı kıyıları da birbirine benzemiyor. Ülke eşsiz bir tarihe sahip. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı istatistiklere göre her bölge kendine has güzelliğe sahip. Birçok Suudi kentinde sayıları 400'e ulaşan mağaraların derinliklerinde, doğanın ortasında yeni bir turizm ve eğlence konsepti arayanlara ve ziyaretçilere hitap eden birçok güzellik bulunuyor. Bu mağaralar turizm rotalarına eklenmesi ve iki milyon kilometrekarelik bir alana yayılmış genişliğiyle keşif ve macera tutkunlarını kendisine çekmesinin sektöre katma değer oluşturacağı vurgulanıyor. Mağaralar özellikle Avrupa ve ABD’den maceraperestler olmak üzere yurtiçi ve yurt dışından gelen ziyaretçilerin ve turistlerin öncelikli destinasyonları arasında yer alıyor.
Suudi Arabistan’daki turizm sektöründe birçok seçenek bulunuyor.
Suudi Arabistan çok sayıdaki mağarasının tarihi, derinliği ve iklim çeşitliliği ile turizm sektöründe birden fazla seçeneğe sahip birkaç ülke arasında yer alıyor. Suudi Arabistan turizm sektöründe seçenekleri çeşitlendirmek için yakın zamanda bir dizi düzenleme yapıldı. Dünyanın farklı ülkelerinden turistik amaçlı faaliyetlerde bulunmak isteyenlere giriş süreci kolaylaştırıldı. Bir taraftan 2030 yılına kadar gelen turist sayılarına konaklama hizmeti sağlayabilmek için ülke genelinde 500 bin otel odası inşa etmeyi hedefleyen Suudi Arabistan diğer taraftan da bu mağaralarda tur rehberliği ve mağara maceraları için lojistik desteklerle 1,6 milyondan fazla kişiye iş imkanı sağlamayı amaçlıyor.
Mağaralar çok eski zamandan bu yana dinlenme, konaklama veya ibadet için kullanılıyor. Ashâb-ı Kehf’in yer aldığı mağara da söz konusu alanda bulunuyor.
Eski çağlardan günümüze kadar geçen süre ve mağaralara yapılan ziyaretin kalitesindeki farklılık nedeniyle, mağaraların özellikleri ve genişlikleri hakkında araştırmalar yapıldı. Bu mağaralarda su damlaları altında dolaşmanın ve yüzyıllar boyunca kireçtaşı da dahil olmak üzere doğal olaylara tanıklık eden iç yapıların güzelliğine tanık olmanın deneyimi eşsiz olarak nitelendiriliyor. Bunlar arasında kireçtaşı ve buzulun yanı sır denizlerin ve okyanusların kıyısındaki mağaralar da bulunuyor.
Bilimsel özelliklerinin yanı sıra ilgili ülke otoriteleri tarafından yayınlana bilgilere göre tüm dünyada, gençlik arasında mağara keşif gezilerine yönelik ilgi artıyor. Akademik çalışmalar ve bilimsel araştırmalar için kullanılabilecek bu zenginlikleri korumak ve ilerlemesini sağlamak için yapılması gerekenler listesinin başında belki de güvenlik önlemleri ve tur rehberlerinin deneyimi bulunuyor.
Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Uzmanı Mahmud eş-Şanti, Şaruk’l Avsat’a yaptığı açıklamada birçok Suudi şehrine dağılmış binlerce mağara olduğunu ve bu mağaralardan yaklaşık 400 tanesinin tespit edildiğini belirtti. Öne çıkanları ise Maker Al-Şeyahin, Umm Cersan, Ebu‘l Vaul, Ebû’l Cemacim el-Akrabu’l Esved, Merzuk, et-Tahalib, el-Habaşi ve eş-Şevims mağaraları olarak sıraladı. Şanti ayrıca mağaraları ziyaret etmek ve bu yerlerin güzelliğinin tadını çıkarmak isteyenler için hedeflenecek turistik yerler arasında 15 farklı mağara tespit edildiğini kaydetti.
Eş-Şanti açıklamasının devamında şunları söyledi:
“Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Kurumu’nun yeraltı mağaralını keşfetme alanındaki kalkınma planının uygun mağaraları tespit etmeyi ve özellikle Suudi Arabistan’daki onlarca mağaranın varlığı ile turizm açısından hazır hale getirmeyi ve çalışmayı hedefliyor. Özellikle Suudi Arabistan’da çeşitli tarihi sırlar barındıran onlarca mağaranın bulunması, mağaralardan yararlanmanın önemini ortaya koyuyor. Ekonomik bir zenginlik olarak mağaralardan yararlanmaya hız verilmesiyle eşsiz bir ekosistem üzerinde koruma ve muhafaza çalışmaları yürütülüyor. Mağaralar hakkında bilgi edinilmesi ile uçsuz bucaksız bir çöl ve dağlık ortamda gizli olan mağaralara yönelik turizmi desteklemek de başlıca hedefler arasında yer alıyor.”
Mağara uzmanı, ülkedeki bu türden zenginliklere ilişkin toplumsal farkındalık düzeyini yükseltmenin ve çöl eko-turizmini büyük ölçüde geliştirecek yeni alanlar keşfetmenin önemine dikkat ekti. ,Bu adımların, Vizyon 2030 hedefleri doğrultusunda atıldığını vurguladı.