Iraklılar ülkenin Milli Günü’nü neden hatırlamıyor?

Iraklı göstericiler Bağdat’taki 2019 Ekim Hareketi’nin üçüncü yıldönümünü anıyor (Reuters)
Iraklı göstericiler Bağdat’taki 2019 Ekim Hareketi’nin üçüncü yıldönümünü anıyor (Reuters)
TT

Iraklılar ülkenin Milli Günü’nü neden hatırlamıyor?

Iraklı göstericiler Bağdat’taki 2019 Ekim Hareketi’nin üçüncü yıldönümünü anıyor (Reuters)
Iraklı göstericiler Bağdat’taki 2019 Ekim Hareketi’nin üçüncü yıldönümünü anıyor (Reuters)

Irak’ta 2003’ten beri hiç kimse, o tarihten öncekinin aksine, ülkenin Milli Günü’nü hatırlamıyor. Ancak Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği, pek çok kişinin aklına gelmeyecek bir olayı, Irak’ın 3 Ekim 1932’de Milletler Cemiyeti’ne katılımını hatırlattı. 
Genel Sekreterlik, Milli Gün olarak görülen bu günü resmi tatil ilan etti.
9 Nisan 2003’te Bağdat’ın düştüğü gün 60 ve üzeri yaşlarda olanlar, bu vesileyle yapılan büyük kutlamaları hatırlıyor.
1921’den 1958’e kadar olan monarşi dönemi boyunca, monarşi neredeyse tam bir istikrara tanık olmasına ve hükümetlerin iktidarı rakip siyasi partilere dayalı demokratik eylem kurallarına göre devralmasına rağmen, milli bir gün üzerinde anlaşmaya varılmadı.
Bununla birlikte, Kral I. Faysal’ın taç giyme yıl dönümü olan 23 Ağustos 1923’ü Milli Gün olarak kabul edenler olduğu gibi, 9 Şaban 1916’da Şerif Hüseyin bin Ali’nin Osmanlı İmparatorluğu’na karşı önderlik ettiği Büyük Arap İsyanı’nın başlangıcını tercih edenler de vardı.
14 Temmuz darbesinden sonra monarşiyi ortadan kaldıran cumhuriyet rejimi, o gün Kraliyet ailesinin tüm üyelerinin öldürülmesine rağmen darbe gününü milli bayram olarak kabul etti. Bu, Iraklıların büyük üzüntüyle hatırladıkları bir olaydı.
10 yıl sonra Baasçılar, 17 Temmuz 1968 darbesiyle Irak’ta iktidara geldiler.
Saddam Hüseyin, 14 Temmuz’u 1990’a kadar milli bayram olarak kabul etmesine, kutlamalar yapmasına ve dünya liderlerinden tebrikler almasına rağmen, 1990’da iktidara geldiği gün olan 17 Temmuz’u milli bayram ilan ederken, 14 Temmuz’u sadece resmi tatil olarak kutlamaya karar verdi.
İster 14 Temmuz 1958’de, ister 17 Temmuz 1968’den sonra olsun, yaşlı Iraklılar bu vesileyle yapılan büyük kutlamaları hatırlıyordu. 
Bu, 2003’te ABD ordusu başkent Bağdat’a girdikten sonra Baas rejiminin düşüşüne kadar devam etti.
2003’ten sonra ne Milli Gün, ne Milli Marş, ne bayrak, ne slogan üzerinde anlaşma sağlandı. 
Irak’ta Kraliyet döneminden bugüne 5 kez bayrak, 4 kez Milli Gün ve 3 kez Milli Marş değiştirildi. 
Aslında 2003’ten sonra, etnik, dini, mezhepsel, bölgesel ve kabilesel alt kimlikler geliştikten sonra azalan ulusal kimlik üzerinde bir anlaşmazlık yaşandı.
Ancak Başbakan Mustafa Kazımi hükümeti, Eylül 2020’de Irak’ın İngiliz Mandası’ndan ayrılıp bağımsız bir ülke olarak Milletler Cemiyeti’ne girdiği gün olan 3 Ekim 1932’yi Milli Gün olarak seçme kararı alarak, bu konudaki tartışmayı çözdü.  Ancak, Meclis henüz bunu kabul eden bir yasa çıkarmadı.
Dün ülkede sokaklarda, trafik polisi ve bazı Iraklılar ülke bayrağı sallayarak, çok küçük çapta kutlamalar gerçekleştirdi.



Suriye'deki Arap aşiretlerinden 50 bin savaşçı Süveyda şehrine yaklaşıyor

 Suriyeli aşiret savaşçıları Süveyda’ya doğru yola çıkmaya hazırlanıyor (Reuters)
Suriyeli aşiret savaşçıları Süveyda’ya doğru yola çıkmaya hazırlanıyor (Reuters)
TT

Suriye'deki Arap aşiretlerinden 50 bin savaşçı Süveyda şehrine yaklaşıyor

 Suriyeli aşiret savaşçıları Süveyda’ya doğru yola çıkmaya hazırlanıyor (Reuters)
Suriyeli aşiret savaşçıları Süveyda’ya doğru yola çıkmaya hazırlanıyor (Reuters)

Suriye'deki Arap aşiretleri dün, Suriye'nin güneyindeki Süveyda vilayetindeki Bedevi aşiretlerinin yardımına koşmak üzere genel seferberlik ilan etti.

Alman Haber Ajansı'nın (DPA) bir nüshasını elde ettiği açıklamada, ”Suriyeli aşiretlerin üyeleri olarak bizler, el Hicri terörist milislerinin Süveyda vilayetindeki Bedevi aşiretlere karşı işlediği suçları ve masum insanların yerlerinden edilmesini büyük bir endişeyle takip ediyoruz. Ahlaki ve kabilevi görevimize dayanarak, Suriye hükümetini, ezilenleri savunmak, kadınlara, çocuklara ve yaşlılara yönelik saldırıyı püskürtmek için meşru haklarını kullanan Bedevi aşiretlerinden kardeşlerini desteklemek üzere bölge dışından gelen savaşçıların hareketine müdahale etmemeye ya da engellememeye çağırıyoruz" ifadeleri yer aldı.

Açıklamada, “Bu savaşçılara yönelik herhangi bir eylem, suçların faillerine yönelik açık bir önyargıdır ve katliamların devam etmesinden ahlaki ve tarihsel olarak arkasındakileri sorumlu tutar. Suriyeli aşiretler, savundukları evlatlarının arkasında birlik içinde durmaktadır ve onlara karşı herhangi bir önyargı, taviz verilmeyecek birleşik bir duruşla karşılanacaktır” denildi.

Aşiret savaşçıları Süveyda kentine saldırmaya başladı, başta el Mazraa kasabası olmak üzere bir dizi köy ve kasabayı kontrol altına aldı ve Şam yolunun kuzey tarafından Süveyda'ya yaklaştı. Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığına göre Aşiret güçlerinden bir kaynak, saldırıya katılan aşiret savaşçılarının sayısının 50 bini aştığını ve bugün (Cuma) şafak vakti Suriye'nin doğusundan, Halep vilayetinden ve kırsalından on binlerce kişinin daha gelmesinin beklendiğini ifade etti.

Kaynak, “41 aşiretin savaşlara katıldığını ve bu aşiretlerin Suriye nüfusunun %70'inden fazlasını oluşturduğunu” ve “aşiret mensuplarının Ürdün Kralı Abdullah II ve Irak'taki Anbar aşiretlerinin ileri gelenlerine başvurmasının ardından Irak, Ürdün ve Lübnan'daki Arap aşiretlerinin Süveyda'ya gitmeye hazırlandığını” belirtti.

Aşiret kaynaklarına göre dün Şeyh Hikmet el Hicri'ye bağlı gruplar tarafından düzenlenen saldırıda 100'den fazla kişi öldürüldü ve on binlerce kişi köylerinden sürüldü ve evleri yakıldı.