Avustralya onlarca vatandaşını Suriye’den geri almaya hazırlanıyor

Avustralya, Suriye'de gözaltına alınan onlarca vatandaşını alacak

El-Haseke'deki el-Hol kampı, aralarında “IŞİD” örgütüne ait aile üyeleri de dahil olmak üzere binlerce yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor (EPA)
El-Haseke'deki el-Hol kampı, aralarında “IŞİD” örgütüne ait aile üyeleri de dahil olmak üzere binlerce yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor (EPA)
TT

Avustralya onlarca vatandaşını Suriye’den geri almaya hazırlanıyor

El-Haseke'deki el-Hol kampı, aralarında “IŞİD” örgütüne ait aile üyeleri de dahil olmak üzere binlerce yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor (EPA)
El-Haseke'deki el-Hol kampı, aralarında “IŞİD” örgütüne ait aile üyeleri de dahil olmak üzere binlerce yerinden edilmiş kişiye ev sahipliği yapıyor (EPA)

Avustralya hükümeti yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeyinde DEAŞ militanlarının aileleri oldukları için gözaltında tutulan onlarca Avustralya vatandaşı kadın ve çocuğun anavatanlarına geri getirileceğini açıkladı. Sidney yönetimi önceliklerinin ise tüm Avustralya halkının güvenliği olduğunu vurguladı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre Londra merkezli The Guardian gazetesi Sidney hükümeti Suriye’deki kamplardan yaklaşık 20 Avustralyalı kadın ve 40 çocuğu geri getirmeye karar verdiğini aktardı. Avustralya yönetimi ise haberi doğrulamadı.
Söz konusu Avustralyalı kadın ve çocuklar, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) 2019 yılında Suriye'nin doğusundaki son kalelerinde DEAŞ'ı mağlup ettiklerini açıklamasından bu yana Kürt Özerk Yönetimi tarafından yönetilen el-Hol ve Roj kamplarında barınıyor.
Avustralya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada "Avustralya hükümetinin en büyük önceliği, ulusal güvenlik tavsiyelerine dayanarak Avustralyalıları ve Avustralya'nın ulusal çıkarlarını korumaktır" ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası örgütlerin, özellikle el-Hol kampındaki "feci" koşullara ilişkin tekrar tekrar çağrılarına ve uyarılarına rağmen, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere çoğu ülke, vatandaşlarını geri almayı reddediyor. Fransa dahil birçok Avrupa ülkesi, DEAŞ militanlarının çocuklarından sınırlı sayıda yetimi kurtarmakla yetindi. Çünkü bu insanları almak, güvenlik risklerine işaret eden önceki hükümet politikalarına tezat oluşturuyor.
Orta solda yer alan Başbakan Anthony Albanese hükümeti geçen Mayıs ayında yapılan seçimleri kazandı.
Çevre Bakanı Tanya Plibersek, Channel 7 televizyonuna verdiği demeçte, "Dünyanın en tehlikeli yerlerinden birinde yaşayan yaklaşık 40 Avustralyalı çocuk var. Özellikle çocukların Avustralya'ya döndüklerinde psikolojik yardım almalarının çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.
Save the Children Vakfı'nın Avustralya Yürütme Başkanı Matt Tinkler, kadınları ve çocukları iade alma kararı konusunda "çok iyimser" olduğunu söyledi. Tinkler, ABC Radyosu ile yaptığı röportajda, "Bu ortam, çocuklar için çok tehlikeli" dedi.
Kızı ve üç torunu Suriye'de bir kampta bulunan Kemal Debbusi ise onları geri alma planı hakkında bilgilendirilmediğini, ancak haberi memnuniyetle karşıladığını söyledi. Debbusi, ABC'ye yaptığı açıklamada, "Bütün ebeveynlerin dileği, çocuklarının güvende olmasıdır" dedi.
Eski İçişleri Bakanı Karen Andrews, Avustralyalıları geri alma planını "endişe verici" olarak nitelendirdi ve ABC'ye, radikalleşmediklerinden emin olmak için dönüşlerinde kadınların izlenmesi gerektiğini söyledi.



Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
TT

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi: Taleplerimizin reddedilmesi ve “ayrılıkçılıkla” suçlanması ‘kasıtlı bir hile’

SDG unsurları Haseke'de (Reuters)
SDG unsurları Haseke'de (Reuters)

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi (KDSDÖY) tarafından dün yapılan açıklamada, Kürtlerin taleplerinin reddedilmesini ve ‘ayrılıkçılıkla’ suçlanmasını ‘Suriye'nin otoriterliğe karşı mücadelesi gerçeğinin kasıtlı olarak çarpıtılması’ olduğu belirtilerek, Suriye topraklarının birliği konusunda taviz verilmeyeceği vurgulandı.

Reuters’ın aktardığı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün ortaya koyduğumuz talepler, yani çoğulcu demokratik sistem, sosyal adalet, cinsiyet eşitliği ve tüm bileşenlerin haklarını güvence altına alan bir anayasa yeni talepler değil, 2011 yılından bu yana Suriyelilerin uğruna sokağa döküldükleri taleplerin özüdür. Suriye halkı, on yıllardır iktidarı ve serveti tekelinde tutan, yerel yönetimleri dışlayan ve ülkeyi arka arkaya krizlere sürükleyen merkezi bir rejim altında acı çekmiştir. Bugün, yeni Suriye'nin inşasında etkin ortaklar olmayı hedefliyoruz.”

Siyasi sürece katılmanın stratejik bir tercih olduğunu vurgularken, Suriye yönetimi ile görüşmelerin başarıya ulaşması için çalışacaklarını belirten KDSDÖY, “Demokratik temeller üzerinde devlet kurumlarına entegre olmaya ve tüm Suriyelilerin beklentilerini yansıtan yeni bir anayasanın hazırlanmasına katılmaya hazır olduğumuzu ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.

Toprak bütünlüğü ilkesi

KDSDÖY, Suriye'deki tüm tarafları ‘ulusal sorumluluklarını yerine getirmeye, nefret ve şiddet söylemlerini terk etmeye ve ülkeyi yıkıcı iç çatışmalara sürüklemeye yönelik tüm girişimlere karşı çıkmaya’ çağırdı.

Suriye topraklarının birliğinin tartışılmaz bir ilke olduğunu ve demokratik özyönetim vizyonunun ve ulusal değişim projesinde bizimle birlikte olan tüm siyasi güçlerin sabit bir temeli olduğunu vurgulayan KDSDÖY, bu konuda aşırıya kaçmanın, siyasi çözüm fırsatlarını baltalamak isteyenlere yarar sağlayacağı uyarısında bulundu.

KDSDÖY, Suriye hükümeti ile ABD ve Fransa hükümetlerinin temsilcilerinin de katıldığı son toplantıların, ‘Suriye devriminin başlangıcından beri hep istediğimiz ciddi bir Suriye-Suriye diyalogu sürecini başlatmak için çok önemli bir adım’ olduğunu belirtti.

"Nefret ve ihanet"

KDSDÖY Dış İlişkiler Departmanı Eş Başkanı İlham Ahmed dün yaptığı açıklamada, resmi makamlardan yapılan bazı açıklamalarda ‘nefret ve ihanet’ söylemlerinin arttığını belirterek endişesini dile getirdi.

Kürt yetkili, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Diyaloğu zayıflatmayan, güçlendiren yapıcı bir rol oynamasını umuyoruz. Suriye'deki siyasi çözüme yönelik ABD ve Fransa'nın sürekli desteğini ve Suriyeliler arasındaki görüş ayrılıklarını gidermeye katkıda bulunmalarını takdirle karşılıyoruz” ifadelerini kullandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, geçtiğimiz günlerde SDG lideri Mazlum Abdi ve ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack ile Şam'da üçlü görüşmelerde bulunarak, geçtiğimiz mart ayında Şara ve Abdi arasında imzalanan ve Suriye'nin kuzeyindeki ve doğusundaki sivil ve askeri kurumların yıl sonuna kadar yeni Suriye yönetimi bünyesine alınmasını öngören anlaşmanın uygulanmasının önündeki engelleri kaldırmaya çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre anlaşmanın şu ana kadar, Halep'teki tutuklu takası ve Kürtlerin çoğunlukta olduğu Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin hükümet ve Kürt güçlerinin ortak kontrolü altına alınması dışındaki çoğu maddesi uygulanmadı.