Görevdeyken bazı resmi belgeleri Beyaz Saray'ın tuvaletine attığı iddia edilen Trump, Kovid-19'dan ölmekten korkmuş

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
TT

Görevdeyken bazı resmi belgeleri Beyaz Saray'ın tuvaletine attığı iddia edilen Trump, Kovid-19'dan ölmekten korkmuş

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

New York Times'ta, gazeteci Maggie Haberman tarafından Trump hakkında yazılan "Güven Adamı: Donald Trump'ın doğuşu ve Amerika'nın çöküşü" adlı kitap bugün okuyucuyla buluşuyor.
Trump'ın Beyaz Saray'daki dönemine dair ilginç notların yer aldığı kitapta, periyodik olarak tuvaletin basılı kağıtlarla tıkandığını keşfeden Beyaz Saray personelinin, bu kağıtları tuvalete Trump'ın atarak sifonu çektiğine inandığı kaydediliyor.
Trump'ın, Başkanlık Kayıtları Yasası'na aykırı olarak bazen resmi belgeleri yırtarak yok ettiği öne sürülen kitapta, Başkan'ın Florida'daki Mar-a-Lago malikanesine yapılan FBI baskını ile gündem olan Beyaz Saray'daki Ulusal Arşivlere ait kayıp belgeler iddiasına ilişkin devam eden soruşturmaya da işaret ediliyor.
Başkanlık Kayıtlar Yasası, görevi sırasında bir başkan tarafından oluşturulan veya elde edilen bütün resmi belgelerin, ABD hükümetinin mülkü olduğunu ve başkanlık sona erdikten sonra ABD Ulusal Arşivleri tarafından ele alınmasını zaruri kılıyor.

"Rudy, tamam, yetki sende, çılgınca işler dahil istediğin her şeyi yap"
Haberman'ın kitabında, 2020 Başkanlık seçim sonuçlarına dair de ilginç notlar bulunuyor.
Kitapta, rakibi Joe Biden'a karşı seçimleri kaybedeceğini anlayan Trump'ın, New York eski Belediye Başkanı ve özel avukatı Rudy Giuliani'yi yanına çağırarak "Rudy, tamam, yetki sende, çılgınca işler dahil istediğin her şeyi yap, umurumda değil." dediği öne sürülüyor.
Trump'ın seçim sonuçlarını tersine çevirme talebini, Giuliani dışında diğer avukatlarının ise çok fazla ileri gitme endişesiyle kabul etmediği savunularak, Trump'ın "Benim avukatlarım çok berbat." diye şikayette bulunduğu ileri sürülüyor.
Kitapta ayrıca, o dönemde Trump'ın komplo teorilerine iyice kendini kaptırdığı ve bu konuda danışmanlarının aldatıldığını düşündüğü için kendine yeni avukatlar aradığı değerlendirilmesi de yapılıyor.

Trump, Kovid-19'dan ölmekten korktu
Eski başkanın Ekim 2020'de Kovid-19 virüsüne yakalandığı döneme dair notlara da yer verilen kitapta, Trump'ın durumunun ağırlaştığı anlarda ölüm korkusuna kapıldığı aktarılıyor.
Kitapta, Özel Kalem Müdür Yardımcısı Tony Ornato'nun bir ara Trump'ı, sağlığı daha da kötüleşmesi durumunda hükümetin sürekliliğini sağlamak için harekete geçirmek zorunda kalacağı konusunda uyardığı kaydediliyor.
Trump'ın, virüs nedeniyle ölüm korkusu yaşamasına rağmen, Kovid-19'un, imajını ve siyasi motivasyonlarını olumsuz etkilediğinden endişe ettiği, bunun için de çevresindeki yardımcılarından maskelerini çıkarmalarını istediği de öne sürülüyor.

Kızı ile damadını Twitter üzerinden işten kovacaktı
Çoğunlukla Trump'ın başkanlığı dönemine odaklanan kitapta ayrıca, eski başkanın beyaz ırkçıları reddetmeye karşı nasıl direndiği ve Meksika'da uyuşturucu üreten bir imalathanenin bombalanmasını istediği şeklinde iddialar da yer alıyor.
İlk kopyası geçen hafta duyurulan söz konusu kitapta Trump'ın, Beyaz Saray'da görev yaptığı sırada başdanışmanları olan kızı Ivanka Trump ile damadı Jared Kushner'in işine neredeyse Twitter üzerinden son vermeyi düşündüğü manşetlere yansımıştı.
Trump'ı bu hareketinden, Beyaz Saray'da dönemin Özel Kalem Müdürü olan John Kelly'nin engelleyerek böyle bir paylaşımdan önce kızı ve damadı ile kendisinin konuşmak için izin istediği kaydedilmiş, o günden sonra da bir daha bu konunun açılmadığı aktarılmıştı.
Trump'ın ayrıca damadı Kushner'i "verimsiz" görerek sık sık küçümsediği ve onunla alay ettiği de ileri sürülmüştü.
Trump'ın sözcüsü Taylor Budowich ise söz konusu haberler üzerine kitabı "yanlışlarla dolu ve sıkıcı" olarak nitelendirmiş ve "Başkan Trump ise Amerika'yı kurtarmaya odaklanmış durumda ve yalan haberler konusunda yapabileceği hiçbir şey yok." ifadesini kullanmıştı.
Haberman'ın, 607 sayfalık kitabı için 3 kez Trump ile olmak üzere bazı yardımcıları ve danışmanları dahil 250 kişiden fazla kişi ile mülakat yaptığı bilgisi paylaşılıyor.



Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
TT

Ukrayna ordusu, Rusya'nın güneyindeki büyük bir kimyasal tesisi hedef aldığını duyurdu

Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)
Stavropol bölgesinde yangın (Arşiv)

Ukrayna ordusu, dün yaptığı açıklamada, Rusya'nın güneyindeki Stavropol bölgesinde büyük bir kimyasal tesise saldırı düzenleyerek yangına neden olduğunu bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Telegram uygulaması üzerinden yaptığı açıklamada, Nevinnomısski Azot tesisinin dün bombalandığını, tesisin patlayıcı madde bileşenleri ürettiğini ve Rusya'daki türünün en büyük tesislerinden biri olduğunu belirtti.

Rus yetkililerden henüz bir açıklama gelmedi ve Reuters, Ukrayna ordusunun iddialarını bağımsız olarak doğrulayamadı.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen tekneyi hedef alan saldırısında 4 kişi öldü

ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Venezuela açıklarında ABD hava saldırısı sonucu yanan bir tekneyi gösteren videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu, dün Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı yaptığı düşünülen bir tekneyi hedef alan hava saldırısında 4 kişinin öldüğünü açıkladı. Saldırıya yönelik eleştiriler artarken, saldırılarda şu ana kadar 87'den fazla kişi hayatını kaybetti.

ABD Güney Komutanlığı, X platformunda yaptığı paylaşımda, "uluslararası sularda terör örgütü tarafından işletilen bir tekneyi hedef aldıklarını" belirterek, "istihbarat, teknenin yasadışı uyuşturucu taşıdığını ve Doğu Pasifik'te bilinen bir uyuşturucu kaçakçılığı rotasından geçtiğini doğruladı" ifadelerini kullandı.

Güney Komutanlığı, gemide bulunan 4 uyuşturucu karteli üyesinin ölümünü doğruladı ve çok motorlu bir teknenin hızla giderken patlama sonucu alev aldığını gösteren bir video yayınladı.

Ağustos ayından bu yana Trump yönetimi, uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele bahanesiyle Karayipler'deki ve Venezuela açıklarındaki ABD askeri varlığını artırıyor ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro'yu bir kaçakçılık karteline liderlik etmekle suçluyor.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, salı günü yaptığı açıklamada, ABD'nin uyuşturucu gemilerine yönelik saldırılarının "henüz başlangıç aşamada" olduğunu söyledi.

Bu saldırılar uluslararası eleştirilere maruz kaldı ve BM uzmanları tarafından "yargısız infaz" olarak nitelendirildi. Ancak Pentagon sözcüsü Kingsley Wilson salı günü saldırıların yasal olduğunu vurguladı.

Wilson, düzenlediği basın toplantısında operasyonların "ABD ve uluslararası hukuka göre yasal olduğunu ve tüm eylemlerin silahlı çatışma hukukuna uygun olduğunu" söyledi.

ABD saldırısında hayatını kaybeden Kolombiyalı balıkçı Alejandro Carranza'nın ailesi, çarşamba günü Washington merkezli Amerika İnsan Hakları Komisyonu'na (IACHR) ABD aleyhine şikayette bulunduklarını duyurdu.

Ailesinin verdiği bilgiye göre, Carranza 15 Eylül'de Kolombiya'nın kuzeyindeki Santa Marta şehrinden açık denizlerde balık tutmaya çıkmış ve birkaç gün sonra ölü bulunmuştu.

ABD güçleri, eylül ayından bu yana Karayipler ve Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığından şüphelenilen 20'den fazla tekneyi imha etti ve saldırılarda 87'den fazla kişi öldü.


Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
TT

Avrupalıların yarısı Trump’ı düşman olarak görüyor

İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)
İspanya'nın başkenti Madrid'de düzenlenen "Krallara Hayır" mitinginde Trump karşıtı pankartlar taşınmıştı (Reuters)

Avrupa Birliği'nde (AB) yapılan ankete göre vatandaşların yarısı, ABD Başkanı Donald Trump'ı Avrupa'nın düşmanı olarak görüyor. 

Fransız politika dergisi Le Grand Continent'te yayımlanan ankete Belçika, Fransa, İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya, Portekiz, Hırvatistan ve Polonya'dan yaklaşık 10 bin kişi katıldı. 

Katılımcıların yüzde 48'i Trump'ı kesin düşman gördüğünü belirtti. Bu oran Belçika'da yüzde 62, Fransa'da yüzde 57, Hırvatistan'da yüzde 37, Polonya'daysa yüzde 19 oldu.

Öte yandan Avrupalılar, ABD'yle ilişkileri stratejik açıdan önemli görüyor. AB'nin ABD yönetimine karşı hangi tutumu benimsemesi gerektiği sorulduğunda "uzlaşma" seçeneği yüzde 48'le en popüler tercih oldu. 

AB vatandaşlarının yüzde 51'i gelecek yıllarda Rusya'yla doğrudan savaş riskinin olduğunu düşünüyor. Bunun çok ciddi bir risk olduğunu savunanların oranıysa yüzde 18. 

Ülkelerin Rusya'ya coğrafi yakınlık derecesine göre görüşler büyük farklılık gösterdi. Polonyalı katılımcıların yüzde 77'si savaş riskinin yüksek olduğunu düşünürken, bu oran Fransa'da yüzde 54, Almanya'da yüzde 51, Portekiz'de yüzde 39 ve İtalya'da yüzde 34 oldu. 

Çoğu kişi AB'nin muhtemel savaşa karşı yeterince hazır olmadığını da düşünüyor. Katılımcıların yüzde 69'u ülkelerinin Rusya'ya karşı savunma kapasitesinin "zayıf kaldığını" ya da "hiç olmadığını" söyledi.

Rusya'dan gelebilecek tehditler arasında teknoloji ve dijital güvenliği etkileyecek saldırılar yüzde 28'le en üst sırada yer aldı. Askeri güvenlikse bunun ardından yüzde 25 oranındaydı.

Katılımcıların yüzde 69'u muhtemel savaş durumunda AB'nin birliğini pekiştirerek koruyucu bir rol oynaması gerektiğini söyledi.

9 ülkedeki katılımcıların büyük çoğunluğu AB üyeliğini destekledi, vatandaşların yüzde 74'ü ülkelerinin blokta kalmasını istediğini belirtti. 

Bu oran yüzde 90'la Portekiz ve yüzde 89'la İspanya'da en yüksek seviyedeyken, yüzde 68'le Polonya'da ve yüzde 61'le Fransa'da en düşük orandaydı.

Anketi düzenleyen Cluster 17 şirketinin kurucusu Jean-Yves Dormagen, AB'de "Trumpçılığın düşmanca bir güç olarak görüldüğünü" belirterek şöyle devam ediyor: 

Avrupa sadece artan risklerle karşı karşıya değil, aynı zamanda kendi tarihsel, jeopolitik ve siyasi yapısında da dönüşüm geçiriyor. Ankette çıkan genel tablo, endişeli, kendi kırılganlıklarının çok iyi farkında olan ve olumlu bir geleceği düşünebilmek için mücadele eden bir Avrupa'yı gösteriyor.

Independent Türkçe, Guardian, La Voce di New York