G20’den tüm İslami mezheplerin bir araya geleceği R20 Dinler Zirvesi

R20 Zirvesi’nin açılışı, Doğu ile Batı arasında köprüler kurulması amacıyla düzenlenecek forum ile yapılacak. (Şarku’l Avsat)
R20 Zirvesi’nin açılışı, Doğu ile Batı arasında köprüler kurulması amacıyla düzenlenecek forum ile yapılacak. (Şarku’l Avsat)
TT

G20’den tüm İslami mezheplerin bir araya geleceği R20 Dinler Zirvesi

R20 Zirvesi’nin açılışı, Doğu ile Batı arasında köprüler kurulması amacıyla düzenlenecek forum ile yapılacak. (Şarku’l Avsat)
R20 Zirvesi’nin açılışı, Doğu ile Batı arasında köprüler kurulması amacıyla düzenlenecek forum ile yapılacak. (Şarku’l Avsat)

Bu yıl Endonezya başkanlığındaki G20 ülkeleri grubun resmi sitesinde, G20 liderlerinin başkanlar yıllık zirvesi öncesinde resmi etkinlik olarak ilk R20 Zirvesi'nin başlatılmasına onay verildiğini duyurdu.
Endonezya'nın 120 milyon takipçili en büyük İslami örgütü Nahdlatul Ulema (NU), Dünya İslam Birliği (Rabıta) Genel Sekreteri Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el-İsa’nın G20 çalışmaları kapsamındaki ilk dini zirveye eş başkanlık etmesi kararını aldı. Aynı zamanda Rabıta’nın, R20 Dinler Zirvesi’ni düzenlemek ve ev sahipliğini yapmak üzere belirlendiği bildirildi. Söz konusu zirve, 2 - 3 Kasım tarihlerinde Endonezya’nın Bali şehrinde dini ve entelektüel diyalog öncülerinin katılımıyla gerçekleştirilecek.
Mekke merkezli Rabıta, tüm İslami mezhepleri ve düşünce ekollerini bir araya getiren bir şemsiye kuruluş olarak biliniyor. Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el-İsa, G20 üye devletlerinden dini liderlerinin bir araya geleceği R20 Zirvesi’nde, NU Başkanı Şeyh Yahya Halil’e eşlik edecek. Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo, Bali'deki G20 Zirvesi'nde konuşmasını yaptıktan sonra R20 zirvesinin de açılış konuşmasını gerçekleştirecek.
Zirve başkanlığından yapılan açıklamaya göre R20 kapsamında anlayışlı ve barışçıl bir dünya, bir arada var olabilen çeşitli dini, entelektüel, kültürel ve (politik) tartışmaları incelemeye odaklanan uyumlu toplumlar ve Doğu ile Batı arasında köprüler kurulması üzerine forumlar düzenlenecek. Aynı zamanda entegrasyon ve mültecilerle ilgili çeşitli konuların ele alınacağı toplantılara dini, entelektüel, kültürel, toplumsal veya siyasi alanlardan üst düzey uzmanlar, siyasi partiler ve ilgili meclis komisyonları katılacak. Bu "nitelikli ve etkili" topluluk sayesinde, Doğu ve Batı arasında köprüler kurmaya ilişkin tüm konular, özellikle zorlukların ve fırsatların, kültürel ortak noktaların gözden geçirilmesi ve birçok uzman tarafından sunulan ve tartışılan girişimler ile deneyimler üzerinde durulacak. Bu sayede forum ile birlikte daha güvenli ve sürdürülebilir çözümlere ulaşılması bekleniyor.
R20 Zirvesi kapsamında doğu ve batı üniversitelerinde bilimsel kürsüler kurulmasına yönelik kararlar alınması, forum fikri çerçevesinde birbirleri ile pozitif iletişimi sağlayacak yönetişimin oluşturulmasına yönelik kararlar bekleniyor. Bu önemli etkinliğe katılacak akademik kurum, araştırma ve öngörü merkezlerinin yanı sıra Harvard Üniversitesi'nden bazı kıdemli akademisyenler, birçok oryantalist, "Medeniyetler Çatışması" tezinin yazarı Profesör Dr. Samuel Huntington’un meslektaşları da bulunuyor.
R20 Zirvesi’ne desteğini teyit eden Şeyh Dr. Muhammed bin Abdulkerim el-İsa, ilgili açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Rabıta, İslam toplumunda ve dünya çapında dini ve entelektüel farkındalığı teşvik etmek ve her türlü radikalizm karşısında ılımlılık değerlerini pekiştirmek için dinlerin ve kültürlerin takipçileri arasında diyalog ve iş birliği köprüleri kurmak amacıyla durmadan çalışıyor. Bu bağlamda, Rabıta ile yüksek idealleri paylaşan NU ile kardeşçe ve verimli iş birliği kaydediliyor. Büyük bir etkisi bulunan NU ile yapacağımız iş birliği, misyonumuzu pekiştirecektir. R20 Zirvesi başkanlığındaki işbirliğimiz, diyalogu teşvik etme yönünde etkili bir platformu temsil edecek ve asil misyonumuzu vurgulayacaktır.”
NU Başkanı Şeyh Yahya Halil de şu açıklamada bulundu:
“Rabıta ile iş birliğimiz sayesinde, her din ve milletten iyi niyetli kimseleri R20 Zirvesi’ne davet eden küresel bir hareketin ortaya çıkmasını sağlamayı, böylece tüm insanlık adına jeopolitik ve ekonomik güç yapılarının en yüksek ahlaki ve manevi değerlere uygun hale getirilmesine yardımcı olmayı umuyoruz.”
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Rabıta ve NU arasındaki ortaklığın, üç yıl süreyle devam etmesi planlanıyor. Söz konusu iki kuruluş, farklı toplumlar arasında bir arada yaşama ve uyumun temeli konumundaki ortak değerleri teşvik etmek için çalışacak. Rabıta’dan üst düzey bir temsilci, Endonezya'da NU liderleri tarafından kurulan ve R20’nin daimi sekreterliğini temsil eden Ortak Medeniyet Değerleri Merkezi Danışmanlar Konseyi’ne katılacak.



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.