Scrubs ve Californication'ın yapımcısı 18 cinsel saldırı suçlamasıyla karşı karşıya

Eric Weinberg'ün "Hollywood kimliğini kullanarak" kadınları istismar ettiği öne sürüldü

Los Angeles Bölge Başsavcısı George Gascón, Weinberg'e yöneltilen suçlamalar hakkında basın açıklaması yaptı (AP)
Los Angeles Bölge Başsavcısı George Gascón, Weinberg'e yöneltilen suçlamalar hakkında basın açıklaması yaptı (AP)
TT

Scrubs ve Californication'ın yapımcısı 18 cinsel saldırı suçlamasıyla karşı karşıya

Los Angeles Bölge Başsavcısı George Gascón, Weinberg'e yöneltilen suçlamalar hakkında basın açıklaması yaptı (AP)
Los Angeles Bölge Başsavcısı George Gascón, Weinberg'e yöneltilen suçlamalar hakkında basın açıklaması yaptı (AP)

Scrubs, Californication ve Anger Management gibi dizilerde çalışan yapımcı ve yazar Eric Weinberg'e tecavüz, cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit gibi 18 farklı suçlamayla dava açıldı.
Ünlü yapımcının, fotoğraf çekimleri sırasında Hollywood kimliğini kullanarak genç kadınları istismar ettiği öne sürüldü.
61 yaşındaki yapımcı, temmuzda ABD'nin Kaliforniya eyaletine bağlı Los Angeles şehrinde tutuklandıktan sonra 3,2 milyon dolar (yaklaşık 60 milyon TL) kefalet ödeyerek serbest kalmıştı.
Salı günü (4 Ekim) yine tutuklanan Weinberg, bu kez de 5 milyon dolar (yaklaşık 92 milyon TL) kefalet ödeyerek 25 Ekim'de davası görülmek üzere salındı.
Los Angeles Bölge Savcısı dün (5 Ekim) düzenlenen basın açıklamasında, "Davalı, öne sürülen cinsel istismarlarda fotoğraf çekimlerinde genç kadınları Hollywood kimliğini kullanarak etkilemeye çalışmıştır" ifadesini kullandı.
Polisin aktardığına göre, Weinberg'e yöneltilen 18 cinsel istismar suçlaması 2014'ten 2019'a kadar yaşanan bir dizi olayı kapsıyor.
Öte yandan savcı, temmuzda Weingberg hakkındaki suçlamalar ilk defa ortaya atıldıktan sonra "onlarca" başka kadının da 2012'ye kadar uzanan cinsel saldırı iddialarıyla şikayette bulunduğunu belirtti.
Weinberg'ün yapımcısı olduğu Scrubs, 2001'den 2010'a kadar yayımlanmış ve iki Primetime Emmy Ödülü kazanmıştı.
Independent Türkçe, BBC, The Guardian



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research