Kadınların çıktıkları erkekleri değerlendirmesi için veritabanı kuruldu

Tracy Tegan, kadınların başkalarını "ezik eski sevgilileri" hakkında uyarabilmeleri için internet sitesi kurdu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels
TT

Kadınların çıktıkları erkekleri değerlendirmesi için veritabanı kuruldu

Fotoğraf: Pexels
Fotoğraf: Pexels

ABD'de bir kadın, kadınlar çıktıkları erkeklerle yaşadıkları kötü deneyimleri paylaşabilsinler diye "eski sevgililer için Tripadvisor" dediği bir veritabanı oluşturdu.
Tracy Tegan'ın kurduğu "Eski Erkek Arkadaş Listesi", partnerlerini aldatan, onlara saygısızca davranan ya da sözlü veya fiziksel tacizde bulunacak kadar ileri giden erkeklerle ilgili hikayeleri içeriyor.
The Independent'ta yer alan habere göre internet sitesindeki bir açıklamada, "Hepimizin başkalarını uyarmak istediği ezik bir eski sevgilisi vardır ve artık bunu yapabilirsiniz. Bu sizin kendi kötü erkek arkadaş veritabanınız ya da bizim deyimimizle 'kötü erkek arkadaş listesi'" ifadeleri yer alıyor.
Kadınlar deneyimlerini derinlemesine paylaşmaya ve eski erkek arkadaşlarının adını, şehrini ve yaşadığı eyaleti bildirmeye çağrılıyor.
Bununla birlikte, katı talimatlar adamın özel telefon numarası, adresi, işyeri ve ailesiyle ilgili ayrıntılar dahil olmak üzere kişisel bilgilerin paylaşılmaması gerektiğini belirtiyor.
Tegan, "Burası, mutlu mutlu aşıkken kendisini yeterince önemsemeyen ve hiç fark etmediği şekillerde kendisini sömüren bir adamla beraber olan bütün kadınlar için. Oluşturduğumuz bu süreç sayesinde onun hakkındaki gerçeği ortaya çıkarabilir ve hayat kurtarabilirsiniz" dedi.
Tegan ayrıca şüpheleri olan kadınları, potansiyel partnerlerini veritabanında araştırmaya teşvik ediyor.
"Sitede arama yapın ve eğer bir şey yoksa o zaman şanslı olanlardansınız. Ama onunla ilgili bir şey bulursanız şüphelerinizin doğru olduğunu bilirsiniz" dedi.
İnternet sitesine yorum bırakan bir kadın, eski erkek arkadaşını "bencil bir kadın avcısı" olarak tanımlamış.
"Asla onun için tek olmayacaksınız. Sizi bir malzeme gibi kullanır. Her zaman yalan söyler ve yalanları yüzünden deliriyormuşsunuz gibi hissetmenize neden olur" yazmış.
Bir diğeri ise eski sevgilisinin parasını çaldığını iddia etmiş.
"Kendi işinin patronu olduğunu iddia ediyor ama neredeyse hiç çalışmıyor. Ben uyurken banka kartımın fotoğrafını çekmiş ve ben fark etmeden neredeyse bir yıl boyunca internette kullanmış" demiş.



Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
TT

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere güvenin azaldığı tespit edildi

Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)
Araştırmacılar, yanlış haberleri çürütmek için yeni yollar aranabileceğini söylüyor (Pexels)

Yanlış bilgileri çürüten gazetecilere daha az güvenildiği ortaya kondu. Hatta okuyucu bilginin yanlış olduğundan şüphelense bile, gerçeği ortaya çıkaran gazeteciye pek güvenmiyor. 

Medyaya güven azalırken dezenformasyonun arttığı bir dönemde hatalı bilgileri düzeltmek de zorlaşıyor.

Yayın kuruluşları ve gazetecilerin taraflı olduğu düşüncesiyle insanlar okudukları haberlere temkinli yaklaşıyor. Daha önceki çalışmalarda veri doğrulamanın yarattığı etkiyle ilgili çelişkili sonuçlar çıkmıştı. 

Yanlış haberleri çürütmenin ne kadar işe yaradığı ve neden etki yaratmadığını öğrenmek isteyen araştırmacılar bir çalışma yürüttü.

Communication Research adlı hakemli dergide yayımlanan çalışmada 691 katılımcıya siyasi ve ekonomik haberler okutuldu. Bu haberlerde evsizlik oranlarından fentanilin aşırı doz ölümlerindeki etkisine kadar çeşitli iddialar yer alıyordu.

Bunların doğruluğuna ne kadar inandığını belirten katılımcılar daha sonra bu iddiaları onaylayan veya çürüten doğrulamayı okudu. Ardından bu doğrulamayı yapan gazeteciye ne kadar güvendikleri soruldu. 

Daha sonra bazı ürünlerle ilgili bilgiler içeren yazılarla aynı çalışma yürütüldü. Bu sefer verilen doğrulamalara "doğruluk kontrolü" işareti konmadı. Araştırmacılar bu sayede duyulan güvenin bu etiketten etkilenip etkilenmediğini anlamaya çalıştı.

İki çalışmanın sonucunda da yanlış bilgileri çürüten gazetecilere duyulan güven kayda değer derecede daha azdı. Katılımcılar inandıkları düşünceyi doğrulayanlara daha çok güvenirken, diğerlerinde daha fazla kanıt talep ediyordu. 

Çalışmanın yazarlarından Randy B. Stein, PsyPost'a yaptığı açıklamada "Halk genel olarak gazetecilere güveniyor ve doğrulayıcı makalelere duyulan güven epey yüksek" diyerek ekliyor: 

Yani klişe düşüncenin aksine, halkın doğruluk kontrollerine ve gazetecilere hiç güvenmediği doğru değil ancak düzelten/çürüten makalelere yönelik daha fazla şüphe var.

Araştırmacılar buradaki düzeltmenin, yayın kuruluşlarının haberlerindeki hataları düzeltmek için yayımladığı tekzip metinleri olmadığını ekliyor.   

Bilim insanları ilginç bir sonuçla da karşılaştı: Katılımcılar bir bilginin doğruluğundan şüphe etse bile bunu çürüten gazetecilere güvenmiyordu. 

Araştırmacılar bir haberin çürütülmesinin şaşkınlık yaratması, insanların onaylamaya kıyasla daha çok kanıt araması ve gazetecilerin taraflı davrandığından şüphelenmesinin buna yol açtığını düşünüyor. 

Şaşırtıcı bir diğer bulguysa, haberin çürütülmesi katılımcıların iddiayla ilgili düşüncesini değiştirmesine karşın gazeteciye güvenleri yine de sarsılıyordu. 

Stein, "Yanlış bilgileri düzeltmeye çalışan gazetecilerin (ya da herhangi birinin) aleyhine bir durum var" diyor. 

Araştırmacılar, halkın yanlış bilgileri çürüten haberlere nasıl ve neden güvenip güvenmediği üzerine daha fazla araştırma yapılması gerektiğini belirtiyor.

Makalenin yazarları, Conversation için kaleme aldıkları yazıda şu ifadeleri kullanıyor:

Gazetecilerin önündeki zorluk, bilgiyi çürüten biri gibi görünmeden bunu nasıl çürüteceklerini bulmak olabilir.

Independent Türkçe, PsyPost, Conversation, Communication Research