Suudi Arabistan’ın akaryakıt desteği Yemen’e ulaştı
Suudi Arabistan’dan Yemen’e verilen petrol desteği, ülkedeki elektrik santrallerinde kullanılmak üzere Aden’e ulaştı (SPA)
Suudi Arabistan’ın Yemen’in kalkınmasına ve yeniden inşasına katkıda bulunmak, ülke nüfusunun destekte bulunmak için 200 milyon dolar değerindeki yeni petrol türevleri hibesinin ilk partisi Aden Limanı’na ulaştı.
Yemen halkı, Suudi Arabistan’ın petrol hibesinin ilk partisinin ülkeye ulaşması ile ülkenin tüm bölgelerindeki elektrik üretiminde bir iyileşme yaşanmasını umuyor. Suudi Arabistan ve Yemen’deki kaynaklar, 45 bin metrik ton dizel ve 30 bin metrik ton mazottan oluşan petrol hibesinin 70’ten fazla enerji santralini işletilmesi için kullanılacağını aktardı.
Yemen Elektrik ve Enerji Bakanı Man Yeslam bin Yamin, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğindeki Suudi Arabistan’a, çeşitli alanlarda Yemen halkına sundukları yardım ve destek için teşekkür etti.
Bakan, petrol türevleri hibesinin santrallerin işletilmesine ve elektrik sektöründeki sorunlara çözüm bulunmasına katkı sağlayacağını dile getirerek şunları söyledi:
“Yemen valiliklerindeki elektrik sisteminin rehabilite edilmesi ve verimliliğinin artırılması konusunda hibeden faydalanmak için ülke genelindeki ofislerinin yanı sıra mühendisleri ve uzmanları ile Suudi Arabistan Yemen Kalkınma ve Yeniden Yapılanma Programı’nın (SDRPY) desteğiyle ilgili tüm taraflarla koordineli bir şekilde çalışıyoruz.”
Doğrudan Destek
Yemen Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanı Dr. Vaed Ba Dib ise, petrol türevleri hibesinin Yemen halkına ve hükümetine doğrudan bir destek olduğunu vurguladı. Bakan bu hibenin, elektrik kesintilerinin devletin bütçesine ve kamu gelirlerine getirdiği yükün yanı sıra vatandaşın yükünün hafifletilmesine katkı sağladığını belirtti.
Planlama ve Uluslararası İşbirliği Bakanı, “Bu hibe, Suudi Arabistan’daki kardeşlerimizin SDRPY aracılığıyla 4,2 milyar dolar olduğu tahmin edilen önceki kalkınma projeleri ve girişimlerinin bir uzantısıdır” dedi.
Bakan Ba Dib, Suudi Arabistan’ın SDRPY aracılığıyla Aden General Hastanesi, Aden Uluslararası Havalimanı, Mahra bölgesindeki Gayda Havalimanı’nın işletilmesi ve ülkedeki sağlık sektörünün geliştirilmesi, ülkenin çeşitli bölgelerinde okullar ve diğer kalkınma projelerine destekte bulunulması için kullanılacağını açıklanacak.
Yeni petrol türevleri hibesi, Suudi Arabistan’ın kardeş Yemen halkı için güvenlik, istikrar ve kalkınma sağlama konusundaki istekliliğinin bir göstergesi olarak, en sonuncusu 422 milyon dolar olan toplam 4.2 milyar dolarlık hibelerin bir parçası.
Suudi Arabistan, Yemen’deki ithalat hareketlerine, ekonomik istikrarına, Yemen hükümetinin bütçesinin güçlendirilmesine, Yemen vatandaşının satın alma gücünün iyileştirilmesine ve ülkedeki güvenlik durumunun iyileştirilmesi için takdire şayan çalışmalarda bulundu. Riyad, Yemen’deki hizmet sektörünün ve ülke genelindeki yaşam standartlarının iyileştirilmesine, ülkedeki elektrik santrallerinin işletilmesine ve Yemen’in kendi başına yetmesine katkıda bulundu.
SDRPY’nin tarafından sağlanan hibeler, Yemen hükümetinin üzerindeki maddi yükü kaldırarak ülke genelindeki üretim kapasitesinin iki katını çıkarılmasını sağladı. Aden hükümetinin üzerindeki maddi yükün azaltılması Yemen ekonomisine katkıda bulundu. Enerji merkezlerinin üretim kapasitesinin iki katına çıkarılması ve 2 bin 828 gigawatta çıkarılmasını sağladı. Yemen Genel Elektrik Şirketi’nin toplam elektrik satışı 81,7 milyon dolar artarak Yemen’deki elektrik santrallerinin ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Elektrik satışı, önceki yıllara göre yüzde 20’lik bir artış göstererek yüzde 41’e ulaştı.
SDRPY hibeleri, Yemen Merkez Bankası’nın elektrik üretmek için petrol türevlerini satın almasına ve döviz rezervlerinin tüketilmesinin sınırlandırılmasına katkıda bulundu. Motorinin satış fiyatı yüzde 79 düşerken Mayıs 2021’den Nisan 2022’ye kadarki süre zarfı içinde dizel yakıtın fiyatı yüzde 94 azaldı.
10 bin kişi yararlanıyor
Önceki petrol türevleri hibesi, Mayıs 2021’den Nisan 2022’ye kadar, 760 bin aboneye ulaşan Yemen Genel Elektrik Şirketi’nin tüm abonelerine, abone başına ortalama 37 kilovat saat tüketimle elektrik enerjisi sağladı ve yararlanıcı sayısı 9 milyon 837 bin 44 kişiye ulaştı. Suudi Arabistan ve Yemen’in açıkladığı verilere göre Yemen Genel Elektrik Şirketi’nin gelirleri arttı ve hükümet bütçesinin yüzde 20’si karşılandı.
Yeni petrol türevleri hibesi, hastaneler, tıp merkezleri, yollar, okullar, devlet tesisleri, havaalanları ve limanların işletilmesine doğrudan yansıyan 70 enerji santralinin işletilmesine katkıda bulunuyor.
Suudi Arabistan’ın hibeleri, bazıları SDRPY üyesi Yemenli partilerden oluşan kontrol komitesi tarafından denetleniyor. Komite, elektrik santrallerinin işletilmesine, Yemen’in tüm bölgelerindeki kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine, altyapının geliştirilmesine, istihdam olanaklarının arttırılmasına, ülke ekonomisinin desteklenmesine, ticari ve endüstriyel çalışmaların güvence altına alınmasına yardımcı oluyor.
Yeni hibe yoluyla SDRPY, Yemen ekonomisinin istikrara kavuşmasının yanı sıra Yemen’deki elektrik sektörünün altyapısının iyileştirilmesine ve altyapının Yemen halkına olumlu bir şekilde etki etmesini amaçlıyor.
Daha önceki hibelerde verilen petrol desteği, ülke genelindeki 70’den fazla elektrik santralinin çalışmasına katkıda bulunarak elektrik tüketiminin artmasını sağlayarak ülke genelinde doğrudan bir etki yarattı. Petrol türevleri, teknik prosedürler ve yönetişim uygulaması yoluyla Yemen’e ulaştı.
Aden vilayetinde elektrik tüketimi yüzde 20 oranında artarken kentteki dükkanlarda ve marketlerdeki çalışma saatleri uzadı. Bu durum, bölgedeki ticaret hareketlerine olumlu etkide bulundu. Petrol türevlerinin ülke genelindeki yönetimi, diğer vilayetlerde elektrik kullanım saatleri artmasını sağladı.
Önceki hibeler, elektrik santrallerinde üretilen enerji ve ülke genelinde tüketilen enerji arasındaki elektrik kaybını yüzde 21 oranında azalttı. Santrallerin çalışma saatlerinin artması ekonomi ve ticari hareketliliğin artmasına katkıda bulundu.
Petrol türevleri hibesi, Yemen’in çeşitli valiliklerindeki eğitim, sağlık, su, enerji, ulaşım, tarım ve balıkçılık ve kalkınma programlarına ek olarak devlet kurumlarının kapasitelerinin geliştirilmesine katkıda bulunarak ülke genelinde 224 kalkınma projesi için çalışan SDRPY’nin çalışmalarının bir parçası.
Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledihttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5179308-suudi-arabistan-i%CC%87srailin-suriyeye-y%C3%B6nelik-sald%C4%B1r%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1-k%C4%B1nad%C4%B1-ve-suriyenin-toprak
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.
Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.
Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.
Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.
Arap ve İslam ülkeleri, İsrail'e karşı yasal adımlar atma ve Filistin devletinin kurulmasını destekleme konusunda fikir birliğine vardıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5179242-arap-ve-i%CC%87slam-%C3%BClkeleri-i%CC%87sraile-kar%C5%9F%C4%B1-yasal-ad%C4%B1mlar-atma-ve-filistin-devletinin
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)
Arap ve İslam ülkeleri, İsrail'e karşı yasal adımlar atma ve Filistin devletinin kurulmasını destekleme konusunda fikir birliğine vardı
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu olduğu yinelendi. (SPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dün, İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemlerin alınmasını, cezasızlığını sona erdirmek için her türlü çabayı desteklemeyi, ihlallerinden ve suçlarından sorumlu tutmayı ve ona yaptırımlar uygulamayı talep etti. Ayrıca, İsrail'e silah, mühimmat ve askeri teçhizatın tedarik, transfer veya transit geçişinin durdurulması, İsrail ile diplomatik ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi ve İsrail aleyhine yasal işlemlerin başlatılması çağrısında bulundu.
Cidde'de düzenlenen İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme ve tam askeri kontrol altına alma planı ve herhangi bir bahaneyle Filistin halkını yerinden etme amaçlı tüm planları şiddetle kınandı. Konsey, İsrail'in Gazze Şeridi'ni tamamen işgal etme kararını, tehlikeli ve kabul edilemez bir adım ve bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışı tehdit eden yasadışı eylemlerin bir parçası olarak, yasadışı işgali sürdürme ve zorla bir fiili durum dayatma girişimi olarak değerlendirdi.
Konsey, İsrail'in işlediği tüm suçların savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım niteliğinde olduğunu ve uluslararası ceza hukuku kapsamında hesap sorulması ve yargılanması gerektiğini vurguladı. Konsey, işgalci güç olan İsrail'in, 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ve Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) danışma görüşüne ilişkin takip tedbirlerini ihlal ettiğini vurgulayarak, İsrail'in Filistin devletinde işlediği ve işlemeye devam ettiği soykırım suçlarından sorumlu tutulmasını sağlamak için UAD'ın danışma görüşüne ilişkin takip tedbirlerinin alınması gerektiğini belirtti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (SPA)
Konsey, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni, eylül ayında yapılacak BM Genel Kurulu toplantıları sırasında İsrail'in Filistin halkına yönelik saldırıları konusunda özel bir oturum düzenlemeye çağırdı.
Sistematik hedef almanın kınanması
Toplantıda, İsrail işgal güçleri tarafından Gazze Şeridi'ndeki sivil altyapının kasıtlı ve sistematik olarak hedef alınması, gıda tedarik zincirlerinin, su tesislerinin ve tıbbi hizmetlerin tahrip edilmesi, bu durumun doğrudan kıtlığın yayılmasına ve bir insani felakete yol açması şiddetle kınandı. Uluslararası hukuka uygun olarak, acil insani yardımın engelsiz bir şekilde ulaştırılabilmesi için tüm askeri operasyonların derhal durdurulması ve kısıtlama veya koşul olmaksızın ablukanın tamamen kaldırılması çağrısında bulunuldu.
Nihai açıklamada, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki soykırım suçlarından ve eşi görülmemiş insani felaketten ve kıtlıktan tam olarak sorumlu olduğu belirtildi. İsrail'e tüm sınır kapılarını açması ve Gazze Şeridi'ne acil ve koşulsuz olarak yeterli insani yardımın engelsiz bir şekilde girmesine izin vermesi, yardım kuruluşlarının hareket özgürlüğünü garanti etmesi ve uluslararası insani hukuk, uluslararası insan hakları hukuku ve ilgili BM kararlarına uyması çağrısında bulunuldu.
Toplantıda, Mısır, Katar ve ABD'nin acil ve kapsamlı bir ateşkes sağlanması ve esirlerin takası konusunda anlaşmaya varılmasına yönelik çabalarının desteklendiği belirtildi. Bu, acıları hafifletmek ve İsrail işgalini tamamen sona erdirmek için gerekli bir insani adım olarak değerlendiriliyor.
Gazze Şeridi'ndeki saldırı ve yasadışı işgalin konsolidasyonundan bu yana neredeyse iki yıl geçmesine rağmen, İsrail'in arabulucuların ateşkes girişimlerine yanıt vermeyi reddetmesi ve Gazze Şeridi'ndeki suç niteliğindeki askeri operasyonlarını genişletme konusunda ısrarcı olması ve savaşı sona erdirme çağrılarını sürekli olarak görmezden gelmesi kınandı.
Bu bağlamda, Filistin tarafının onayladığı son arabuluculuk önerisine İsrail'in yanıt vermeyi reddetmesi de şiddetle kınandı. Söz konusu öneri, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması, ateşkesin sağlanması ve Gazze Şeridi'ndeki insani felaket ve kıtlıkla başa çıkmak için uluslararası kuruluşların, özellikle BM kurumlarının gözetiminde acil ve etkili bir şekilde yeterli insani yardımın ulaştırılmasını sağlayacak önemli ve hayati bir anlaşmaya yol açacaktı.
Saldırının devamından, sükûnet için atılan adımların kasıtlı olarak göz ardı edilmesinden, bunun sonucunda insani felaketin daha da kötüleşmesinden, rehinelerin ve tutukluların devam eden esaretinden ve sivil halkın temel insani yardımdan mahrum bırakılmasından İsrail sorumlu tutuldu.
Filistin'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Riyad Mansur (SPA)
İsrail'in saldırılarını sürdürmesinin acil bir çözüme ulaşma şansını zedelediği ve bölgenin güvenliğini ve istikrarını daha fazla riske attığı ifade edildi. Uluslararası topluma, bu politikaları durdurmak ve İsrail'i, daha önce kendisinin ortaya koyduğu önerilere yanıt vermeye zorlamak için yasal, siyasi ve insani sorumluluklarını üstlenmesi çağrısında bulunuldu. İsrail'in eylemlerinin ve yaklaşımının bölgede istikrarsızlığa yol açtığı, kapsamlı barışın temellerini ve fırsatlarını zayıflattığı ve bu konudaki tüm girişimleri ve yaklaşımları etkilediği yinelendi.
Uluslararası toplumun sorumluluğu
Toplantıda, uluslararası toplumun, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) kapsamında Gazze Şeridi'nde ilk kez resmen ilan edilen kıtlık ilanına sorumlu bir şekilde yanıt vermesinin önemi ve gerekliliği vurgulandı. Ülkelerin, İsrail işgalinin ablukasına son vermek ve ihtiyaç sahibi Filistin halkına insani yardım ulaştırmak için derhal yasal ve pratik önlemler almaları gerektiği belirtildi.
Gazze İnsani Yardım Vakfı da dahil olmak üzere işgale hizmet eden kuruluşların, insani yardımı kısıtlamak veya manipüle etmek için kullanılması kınandı ve bu kuruluşların, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki Filistin halkını aç bırakarak yok etme planının bir parçası olduğu kabul edildi. Bu vakıf ve yöneticileri, soykırım suçunun suç ortakları olarak değerlendirildi.
İşgalci İsrail Başbakanı’nın sözde ‘Büyük İsrail vizyonu’ ve iki devletli çözümü baltalamak amacıyla işgal altındaki Filistin topraklarındaki coğrafi ve demografik durumu değiştirmeyi amaçlayan yasadışı İsrail yerleşim planları kınandı. Bunların en sonuncusu, işgal altındaki Kudüs'ün sözde E1 bölgesinde 3 bin 400 yasadışı yerleşim biriminin inşasının onaylanmasıydı.
Uluslararası hukuk, BM kararları ve UAD’ın ilgili kararı uyarınca, İsrail'in yasadışı işgali ve sömürgeci yerleşimlerinin sona erdirilmesi için çalışılması gerektiği vurgulandı.
Toplantıda ayrıca, Gazze Şeridi'ndeki medya çalışanlarının öldürülmesi şiddetle kınandı ve bunun, İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında medya ve medya çalışanlarına karşı sistematik ihlallerinin bir parçası olarak bir savaş suçu ve basın özgürlüğüne yönelik bir saldırı olduğu ifade edildi.
İşgal altındaki Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da İsrail işgal güçlerinin koruması altındaki aşırılıkçı yerleşimcilerin terörizmi artırma tehlikesine karşı uyarıda bulunularak, yerleşimcileri suçlarından sorumlu tutmak için gerekli adımların atılması gerektiği vurgulandı. Bu adımlar arasında yerleşimcilere yaptırımlar uygulanması, terör listelerine alınmaları ve yargılanmaları da yer alıyor.
Toplantıda alınan kararlarda, Filistin Yönetimi’nin işgal altındaki tüm Filistin topraklarında yönetim ve güvenlik konusunda tam sorumluluk üstlenmesi gerektiği vurgulanırken, bu konuda İİT üyesi ülkeler ve uluslararası toplumdan tam destek alınması gerektiği vurgulandı.
Uluslararası topluma, İsrail işgal güçlerini, yasadışı olarak elinde tuttuğu Filistin vergi gelirlerini derhal ve tamamen serbest bırakmaya zorlaması çağrısında bulunuldu. Toplantıda, 28-30 Temmuz tarihleri arasında Suudi Arabistan ve Fransa başkanlığında New York'ta düzenlenen Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanması konulu üst düzey konferansın sonuçlarının uygulanması ve Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirmek için bir takvim içinde nihai belgede yer alan acil uygulama tedbirlerinin uygulanması gerektiği yinelendi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etmeye ilişkin adımları şiddetle kınandı. (SPA)
Konferans başkanları ve çalışma gruplarının başkanları tarafından sunulan Filistin sorununun barışçıl çözümü ve iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin New York Deklarasyonu ve eklerinin kabul edilmesi için ülkelere çağrıda bulunuldu.
Her türlü yerinden etme planı kategorik olarak reddedildi
İİT Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, Gazze Şeridi dahil Filistin içinde veya dışında Filistin halkının herhangi bir şekilde yerinden edilmesine veya demografik yapısının değiştirilmesine yönelik her türlü çağrı, plan veya politika reddedildi. Tüm ülkeler, İsrail'in yerinden etme planlarına doğrudan veya dolaylı olarak iş birliği yapmamaları konusunda uyarıldı. Zira bu tür bir iş birliği uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali anlamına gelecektir.
İsrail'in uluslararası hukuku ve uluslararası insani hukuku açıkça ihlal ederek işlediği tüm suç ve ihlallerden derhal sorumlu tutulması ve yasadışı İsrail işgaline son verilmesi talep edildi.
İşgal altındaki Filistin topraklarındaki kutsal mekanlara, özellikle de işgal altındaki Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa ve El Halil'deki İbrahim Camii'ne yönelik sistematik İsrail saldırıları şiddetle kınandı ve bu kutsal mekanlardaki yasal ve tarihi statükonun korunması gerektiği vurgulandı.
Toplantıda, Ürdün'ün çabaları ve Kral 2. Abdullah'ın Kudüs şehrini ve buradaki İslam ve Hristiyan kutsal mekanlarını savunma, koruma ve muhafaza etmedeki rolü vurgulandı. Ayrıca, İsrail'in şehrin Arap İslam ve Hristiyan kimliğini değiştirmeye yönelik ihlalleri ve yasadışı önlemleri karşısında Filistinli sakinlerinin topraklarında dirençlerini destekleme konusundaki rolüne de değinildi.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ndan (SPA)
9 Temmuz'da Dakar'da düzenlenen Kudüs Sorunu Uluslararası Konferansı'nın sonuçları ve özellikle de devletlerin, uluslararası sivil toplumun ve akademik çevrelerin, kutsal şehrin kültürel, dini ve demografik boyutlarını korumak için tüm yasal ve siyasi araçlarla savunuculuk ve çalışmaları güçlendirmek üzere harekete geçmeleri memnuniyetle karşılandı.
Filistin halkına destek ve yardım
Toplantıda, tüm ülkeler, Filistin halkına daha fazla destek ve insani yardım sağlamaya çağrıldı ve işgal altındaki Filistin topraklarında çalışan uluslararası insani yardım kuruluşları ve BM kurumlarının rolü övüldü.
Cezayir'in, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun liderliğinde, BM Güvenlik Konseyi dönem başkanlığı çerçevesinde, genel olarak İslami meseleleri ve özel olarak Filistin davasını desteklemek için attığı somut ve takdir edilen adımların desteklendiği ifade edildi.
Toplantıda, BM Güvenlik Konseyi üyesi olan İİT üye devletleri, Güvenlik Konseyi içinde acilen harekete geçerek Güvenlik Konseyi’ni BM Şartı kapsamındaki sorumluluklarını yerine getirmeye zorlamaya çağrıldı. Bu, İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamını askeri işgal altında tutma yönündeki yasadışı planlarını durdurmak, bölgede devam eden soykırımı sona erdirmek ve insani yardıma acil ve sürekli erişimi sağlamak için acil ve somut önlemler alınarak gerçekleştirilebilir.
Diğer yandan Pakistan'ın, BM Güvenlik Konseyi'nin geçici üyesi olarak Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkı, adalet ve güvenlik sağlanması ve İslam ülkelerinin birliğinin güçlendirilmesi için destek toplamaya yönelik çabaları da memnuniyetle karşılandı.
BM Güvenlik Konseyi, İsrail işgalinin bölgede adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanma şansını baltalamayı amaçlayan acımasız saldırılarını ve ihlallerini durdurmak için acil önlemler almaya, yasadışı İsrail işgaline son vermek için çalışmaya ve işgalci güç İsrail'in uluslararası hukuku ve uluslararası insancıl hukuku açıkça ihlal ederek işlediği tüm suç ve ihlallerden derhal hesap sormaya çağrıldı.
Ayrıca, tüm devletler, işgalci güç olan İsrail'in Filistin halkına karşı işlediği suçları sürdürmesini önlemek için mümkün olan tüm yasal ve etkili önlemleri almaya çağrıldı. İİT üye devletlerine ve UCM Roma Statüsü taraflarına, Filistin halkına karşı suç işleyenlere yönelik UCM'nin 21 Kasım 2024 tarihinde çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanmasını desteklemek için iç hukuk çerçeveleri dahilinde mümkün olan tüm önlemleri almaları görevi verildi.
Üye devletlere, işgalci güç olarak İsrail'in, UAD'ın 26 Ocak 2024 tarihinde ‘Gazze Şeridi'nde Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılmasına İlişkin Sözleşme'nin Uygulanması’ davasında verdiği geçici tedbirlere uymasını sağlamak için diplomatik, siyasi ve hukuki çabalar sarf etmeleri çağrısında bulunuldu.
Ayrıca, İsrail'in üyelik koşullarını açıkça ihlal etmesi ve BM kararlarını defalarca ihlal etmesi nedeniyle, İsrail'in üyeliğinin BM Şartı ile uyumluluğunun daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve İsrail'in BM üyeliğinin askıya alınması için koordineli bir eylem çağrısında bulunuldu.
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’ndan (SPA)
Toplantıda, İsrail işgal hapishanelerinde Filistinli tutukluların maruz kaldığı zorla kaybedilme, infaz, istismar, işkence ve tüm ihlaller kınandı. Uluslararası topluma, özellikle de BM Güvenlik Konseyi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ve UCM’ye, işgal makamlarına baskı uygulayarak gözaltında tuttukları Filistinlilerin akıbetinin açıklanması, derhal serbest bırakılmalarını sağlamak için çalışılması ve onların korunmasının sağlanması çağrısında bulunuldu. Ayrıca, Filistinli tutuklulara karşı işlenen tüm İsrail suçları ve ihlallerine ilişkin bağımsız ve şeffaf bir soruşturma yapılması ve İsrailli suçluların yargılanarak hesap vermelerinin sağlanması çağrısında bulunuldu.
Filistin halkının işgal, saldırı, her türlü yerinden edilme ve İsrail işgalinin sistematik yıkım suçlarından uluslararası koruma altına alınması gerektiği çağrısı yinelendi. Bu, uluslararası hukuka ve BM Şartı'nın amaçlarına ve ilgili kararlarına uygun olup, Filistin halkının haklı davasını ortadan kaldırma girişimlerine karşı durmak içindir.
BM İşgal Altındaki Filistin Toprakları İnsan Hakları Özel Raportörü’nün bağımsız ve tarafsız çalışmaları övgüyle karşılandı ve desteklendi. Onun görevinin insan hakları ilkelerinin ve uluslararası insani hukukun korunması için son derece önemli olduğu yinelendi.
Toplantıda, BM Genel Kurulu'nun yetkisi temelinde 6 Mart 2025 tarihinde Cenevre'de yapılması planlanan Dördüncü Cenevre Sözleşmesi'ne Taraf Devletler Konferansı'nın iptal edilmesinden duyulan güçlü memnuniyetsizlik de ifade edildi.
Toplantıda, İsrail'in Gazze Şeridi'ni işgal etme ve tam kontrol altına alma kararını reddeden uluslararası tutumlar memnuniyetle karşılandı. Ayrıca, İsrailli yerleşimcilere ve yerleşim yerlerine karşı cezai tedbirler, yasalar ve adımlar atan ülkelerin kararları da memnuniyetle karşılandı.
Filistin devletini tanıyan veya 2025 yılının Eylül ayında tanıyacağını ilan eden ülkelerin tutum ve kararları büyük takdirle karşılandı. Filistin devletini henüz tanımayan diğer ülkeler, Filistin devletini tanımaya çağrıldı.
Ayrıca, İİT ve Arap Birliği’nin, Gazze Şeridi'ne yönelik İsrail saldırganlığına son vermek, İsrail'in Filistin devletini işgaline ve yerleşimlerine son vermek için baskı uygulamak, iki devletli çözümü uygulamak ve uluslararası hukuk ve BM kararlarına uygun olarak kalıcı ve kapsamlı bir barış sağlamak için uluslararası toplumun sorumluluğunu harekete geçirme çabaları övüldü. Uluslararası hukuk ve BM kararlarına uygun olarak, bu konudaki çabaların sürdürülmesi çağrısında bulunuldu.
Adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın ancak İsrail'in sömürgeci işgalinin sona erdirilmesi, uluslararası hukuk ilkeleri, ilgili BM kararları ve Arap Barış Girişimi'ne uygun olarak, başkenti Doğu Kudüs'ü olan 4 Haziran 1967 sınırları içinde bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının sağlanmasına dayanan iki devletli çözümün uygulanmasıyla sağlanabileceği ifade edildi.
Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda İİT Genel Sekreteri bu kararın uygulanmasını takip etmek ve bir sonraki İİT Dışişleri Bakanları Konseyi toplantısına bu konuda bir rapor sunmakla görevlendirdi.
Toplantıda, Filistin davasının tüm İslam dünyası için merkezi önemine ve Filistin halkının vazgeçilmez haklarına, özellikle de kendi kaderini tayin hakkı, Filistinli mültecilerin geri dönüşü ve bağımsızlık hakkı ile bağımsız bir Filistin devleti kurulması hakkına verilen destek yinelendi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çadlı mevkidaşıyla gelişmeleri görüştühttps://turkish.aawsat.com/k%C3%B6rfez/5178845-suudi-arabistan-d%C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri-bakan%C4%B1-%C3%A7adl%C4%B1-mevkida%C5%9F%C4%B1yla-geli%C5%9Fmeleri-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Çadlı mevkidaşıyla gelişmeleri görüştü
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Dışişleri, Afrika Entegrasyonu, Uluslararası İşbirliği ve Yurt Dışındaki Çadlılar Devlet Bakanı Dr. Abdullah Fadl ile ikili ilişkileri ilgilendiren gelişme ve konuları görüştü.
Bu gelişme, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı'nın Çadlı mevkidaşı ile dün yaptığı telefon görüşmesi sırasında meydana geldi. Görüşmede taraflar ikili ilişkileri gözden geçirdi.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة