Kanye West, Nazi liderine hayranlığıyla gündemde: Albümüne 'Hitler' adını vermek istemiş

İsimsiz kalmayı tercih eden birden fazla kaynak ünlü rapçinin Hitler "takıntısını" doğruladı

West 2020'de ABD başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştu (Reuters)
West 2020'de ABD başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştu (Reuters)
TT

Kanye West, Nazi liderine hayranlığıyla gündemde: Albümüne 'Hitler' adını vermek istemiş

West 2020'de ABD başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştu (Reuters)
West 2020'de ABD başkanlık seçimlerine adaylığını koymuştu (Reuters)

Eskiden Kanye West'le yakından çalışan birden fazla kişi, ünlü rapçinin uzun zamandır Adolf Hitler'e hayranlık duyduğunu ve hatta 2018'de çıkardığı albüme Nazi liderinin adını vermek istediğini söyledi.
CNN'e konuşan bir yönetici, West'in uzlaşılması zor bir çalışma ortamı yarattığını ve Hitler takıntısını çok fazla gösterdiğini öne sürdü.
İş ortamındaki şikayetleri yüzünden görevinden ayrılan yönetici, imzalanan gizlilik anlaşması ve ünlü rapçinin kendisini hedef alması endişesiyle ismini açıklamamayı tercih etti.
Yönetici şunları söyledi:
"Bu kadar büyük bir gücü elinde tutmasının ne kadar inanılmaz olduğunu söyleyerek Hitler'i överdi. Onun ve Nazi Partisi'nin Alman halkı üstünde başardığı harika şeyleri anlatırdı."
Aynı kaynak, West'in yakın çevresinin rapçinin Hitler'e olan ilgisinin "tamamen farkında olduğunu" ekledi.
CNN'e konuşan 4 farklı kaynak, West'in 2018'de piyasaya çıkan albümü Ye için ilk başta "Hitler" adını önerdiğini doğruladı. Bu kaynaklar da benzer kaygılarla isimlerinin açıklanmamasını istedi.
Yahudi düşmanı açıklamaları yüzünden pek çok marka yakın zamanda West'le işbirliğini sonlandırmıştı.
10 yıldan uzun süredir West'le çalışan Alman spor giyim markası Adidas, salı günü (25 Ekim) artık West'le çalışmayacaklarını ve ünlü rapçinin tasarladığı Yeezy ayakkabıların artık üretilmeyeceğini duyurmuştu.
Bunun üstüne ikinci el Yeezy piyasasında hareketlilik yaşanmıştı.
Adidas'ın açıklamasının ardından Google'da yapılan "Yeezy sat" aramaları yüzde 581 artmıştı.

West'e kızıp 15 bin dolarlık ayakkabı koleksiyonunu yaktı
Yeezy sahipleri ayakkabıları en kârlı şekilde değerlendirmeye çalışırken West'in son açıklamalarına kızan bir hayranı, tepkisini farklı şekilde gösterdi.
Şimdiye kadar 40 çift Yeezy modeli alan ABD'li Danny Shiff, 15 bin dolar değerindeki ayakkabı koleksiyonunu ateşe verdi.

O anların videosunu sosyal medyada paylaşan Shiff şöyle konuştu:
"Yapabileceğim çok fazla şey yok diye düşündüm. 40 çift Yeezy almıştım, şimdi de hepsini yakacağım."
ABD'nin Florida eyaletinde yaşayan adam, "West'i artık asla desteklemeyeceğim ve bu ayakkabıları giymeyeceğim" dedi.
Viral olan video çeşitli tepkiler aldı.
Bir kullanıcı, "West senin paranı zaten almış, keşke yakmak yerine ayakkabıları satıp o parayı bağışlasaydın" diye yorum yaptı.
Başka biri de videonun altına, "Bir şey kanıtlamak adına çevreyi kirliliği yaratmak çok anlamsız. West senin ayakkabılarla ne yaptığını umursamıyor, paranı zaten aldı" diye yazdı.
Ünlü rapçi, Adidas, Balenciaga ve GAP gibi markaların işbirliklerini sonlandırmasının ardından 2 milyar dolar kaybettiğini söylemişti.
Independent Türkçe, CNN, 7 News Miami



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais