DEAŞ, Dera’ya saldırırken yerel gruplar sokağa çıkma yasağı ilan etti

Eski bir lideri ve sivilleri hedef alan bir intihar saldırısı gerçekleştirildi

 İntihar saldırısının gerçekleştiği Dera el-Beled kentindeki El-Erbain semti (Şarku’l Avsat)
İntihar saldırısının gerçekleştiği Dera el-Beled kentindeki El-Erbain semti (Şarku’l Avsat)
TT

DEAŞ, Dera’ya saldırırken yerel gruplar sokağa çıkma yasağı ilan etti

 İntihar saldırısının gerçekleştiği Dera el-Beled kentindeki El-Erbain semti (Şarku’l Avsat)
İntihar saldırısının gerçekleştiği Dera el-Beled kentindeki El-Erbain semti (Şarku’l Avsat)

Dera el-Beled kentindeki eski muhalif grupların yerel unsurları, dün bazı bölgelerde arama ve baskın operasyonları ile başlayarak şehirdeki DEAŞ hücrelerine karşı bir operasyon yürütmek amacıyla sokağa çıkma yasağı ilan etti. Şehrin bazı mahalleleri, bölgede askeri tırmanış yaşanması korkusuyla sivillerin göçüne tanık oldu.
Dera el-Beled’in El-Erbain semtinde aralarında eski bir muhalefet liderinin de bulunduğu 4 kişinin ölmesi ve 5 kişinin de yaralanmasının ardından sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Saldırı, eski muhalefet lideri Gassan Abazid'in evine bir intihar bombacısı tarafından düzenledi.
Dera el-Beled’den yerel kaynaklara göre, DEAŞ mensubu bir intihar bombacısı Gassan Abazid’in mahalle sakinleriyle görüştüğü misafirhanesine girdi. Olayda, Dera el- Beled sakinlerinden ölenler ve yaralananlar oldu.
Kaynaklara göre saldırıdaki hedef Gassan Abazid idi. Abazid daha önce Dera el-Beled ve Es-Sed Yolu’nda aylar önce kendisini fesheden Merkez Müzakere Komitesi çalışmalarının katılımcılarından biriydi.
Uzlaşma anlaşmasının uygulanmasından önce, Abazid, Güney Birlik Tugayı'nın oluşumu içindeki ılımlı muhalefet gruplarının liderlerinden biriydi.
Telegram uygulamasında DEAŞ’la bağlantılı olduğu anlaşılan birkaç hesap, olayın Dera'da rejimin eski isyancı ajanlarının bir toplantısını hedef aldığını ve güvenlik güçleriyle birlikte Casim kentinden sonra el-Yaduda kasabasında DEAŞ’la savaşmayı planladıklarını açıkladı.
Ancak saldırının gerçekleştiği mahallenin sakinleri, lider Gassan Abazid'in 2018'de Dera el-Beled şehrinde uzlaşma anlaşmasının uygulanmasından bu yana askeri işlerden çekildiğini vurguladı. Daha önce Dera şehrini temsil eden Merkez Müzakere Komitesi’nin çalışmalarında yer aldığını söyledikleri Gassan Abazid'in misafirhanesindeki görüşmenin herhangi bir askeri eylem için yapılmış bir toplantı veya planlama olmadığını, sadece arkadaşlar arasında sıradan bir toplantı olduğunu kaydettiler. Mahalle sakinleri, olaydaki tüm yaralıların ve ölenlerin daha önce veya şu anda herhangi bir askeri oluşuma katılmamış siviller olduğunu belirttiler.
Şarku’l Avsat’a konuşan Deralı yerli bir lider, Dera’nın, ister güvenlik servisleriyle bağlantılı yapay hücreler olsun isterse eski kalıntıları olsun, DEAŞ’ın bölgedeki hücrelerini hedef alan askeri operasyonlara tanık olduğunu söyledi. Böyle bir zamanda yapılan terör eylemini, DEAŞ’ın Casim kentinde yaşadığı kayıplar sonrası gerçekleştirdiği intikam eylemi olarak değerlendirdi. Casim kentindeki DEAŞ esirlerinin itiraflarından alınan bilgilerden hareketle DEAŞ’ın planlarının, çalışmalarının ve yayılım bölgesinin ortaya çıkarıldığını kaydetti. Lider, güvenlik noktalarının, kontrol noktalarının ve güvenlik gruplarının varlığına rağmen, DEAŞ’ın Es-Sed Yolu bölgesindeki Dera kentinde bölgedeki en çok aranan adamlardan birinin yardımıyla yeniden hücreler oluşturduğunu belirtti.
DEAŞ hücreleri yalnızca eski muhalifleri ve uzlaşı alanlarını hedef alarak, bu eylemleri ve bölgedeki yabancıların varlığını, elde etmek istediği bu bölgeye askeri operasyonlar düzenlemek için bahane olarak kullanan güvenlik servislerine hizmet etmiş oluyor.
Eylemin amacının bölgeye DEAŞ’ı da içine alarak yeni bir renk vermek olduğunu ve böylece bölgedeki askeri operasyonları gerekçelendirecek yeni bir aşamaya girileceğini düşünen lider, ister bölgeyi ve uzlaşma anlaşmasını tahrip etmek için yeni kurulmuş DEAŞ hücreleri olsun isterse DEAŞ’ın eski kalıntıları olsun, bu örgütün varlığının bölge için ciddi bir tehdit oluşturduğuna ve kökünün kazınması gerektiğine işaret etti.
Deralı lider, Dera’da terör saldırısını gerçekleştiren saldırganın genç biri olduğunu ve özellikle Suriye’de DEAŞ örgütünün gençlerin beynini yıkamasının kolay olduğunu belirtti. Yaşamın tüm gereksinimlerinin karşılanamaması, güvenlik sıkıntısı, işsizlik, uyuşturucu kullanımı ve yoksulluğun artması ile buna ek olarak güvenlik sorununun ve bölgedeki istikrarsızlığın devam etmesinin gençlerin kandırılması ve yıkıcı projelerde kullanılması için verimli bir alan oluşturduğunu kaydetti.
Suriye'nin güneyindeki DEAŞ’tan bahsetmişken, Casim şehri halkı dün şafak vaktinde DEAŞ liderlerinden Falih el-Azizi'nin cesedini buldu. Azizi, bölgede yerel grupların son zamanlarda kentteki DEAŞ hücrelerine yönelik düzenlediği askeri operasyonlar sırasında Dera’nın kuzey kırsalındaki Casim kentinde esir alınmıştı. Yermuk Havzası bölgesindeki eş-Şecara kasabasından gelen Azizi, 2016 yılında Havza bölgesinde kurulduğundan beri DEAŞ’a bağlıydı. Örgütle çalışmaları, 2018 yılında güney Suriye'de uzlaşı anlaşmasının uygulanmasından sonra da devam etmişti.



Suriye Dışişleri Bakanlığı yetkilisi: Hükümet ile SDG arasındaki anlaşmanın uygulanmasında ilerleme yok

Şara ve Abdi, 10 Mart 2025'te SDG'nin Suriye ordusuyla birleşme anlaşmasını imzalarken (EPA)
Şara ve Abdi, 10 Mart 2025'te SDG'nin Suriye ordusuyla birleşme anlaşmasını imzalarken (EPA)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı yetkilisi: Hükümet ile SDG arasındaki anlaşmanın uygulanmasında ilerleme yok

Şara ve Abdi, 10 Mart 2025'te SDG'nin Suriye ordusuyla birleşme anlaşmasını imzalarken (EPA)
Şara ve Abdi, 10 Mart 2025'te SDG'nin Suriye ordusuyla birleşme anlaşmasını imzalarken (EPA)

Suriye el-İhbariye televizyonu, Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkilinin dün yaptığı açıklamada, hükümet ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında geçen mart ayında imzalanan anlaşmanın uygulanmasında herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini belirtti.

Dışişleri ve Gurbetçiler Bakanlığı Amerikan İşleri Dairesi Başkanı Kuteybe İdlib, "Açık bir çözüme ulaşmak ve anlaşmayı hayata geçirmek için aklımızı kullanmaya hâlâ inanıyoruz" dedi. İdlib, anlaşmanın "aylarca sürmesi gerekmediğini, aksine onu hayata geçirmek için gerçek bir istek gerektiğini" belirtti.

İdlib, Paris'te SDG ile yapılacak istişare toplantısının, SDG liderleriyle "tam entegrasyona doğru" yürütülen müzakere turunun devamı niteliğinde olduğunu belirterek, "ABD ve Fransa, Suriye'nin birliğini koruyan tedbirlerin tamamlanmasının gerekliliğine inanıyor" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın el-İhbariye’den aktardığına göre şöyle devam etti: Fransa'nın tutumu, Paris'in Suriyelilerin istediği çözüme ulaşması için SDG'ye baskı yapmaya hazır olduğunu doğruluyor... Gerekli olan, SDG'nin Fransız ve Amerikan arabuluculuk çabalarıyla masaya oturmasıdır."

İdlib, SDG'nin Deyrizor vilayetindeki politikalarını eleştirerek, "Deyrizor'da toplumsal ve kültürel bir gerçeklik dayatmaya çalıştığını ve vilayet kaynaklarına el koyduğunu" söyledi.

Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Suriye'nin ilerlemesi için "ülkede birleşik bir liderlik" gerektiğini vurguladı.

ABD ile ilişkiler konusunda İdlib, Washington'ın Suriye hükümetiyle "tam bir anlayış" içinde olduğunu ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Şam'daki başkanlık sarayında konuşuyor (AFP)Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş Şeybani Şam'daki başkanlık sarayında konuşuyor (AFP)

Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Fransız mevkidaşı Jean-Noël Barrot ve ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Thomas Barrack, dün yaptıkları ortak açıklamada, Suriye hükümetinin siyasi geçiş sürecine ve özellikle Süveyda ve ülkenin kuzeydoğusunda ulusal uzlaşının sağlanmasına destek verdiklerini ifade ettiler.

Üç tarafın Paris'te yaptığı toplantının ardından yayınlanan ortak açıklamada, Suriye'nin bölgesel istikrarı korumak için komşularının güvenliğine herhangi bir tehdit oluşturmamaya kararlı olduğu belirtildi. Aynı zamanda, komşu ülkelerin Suriye'nin istikrarına herhangi bir tehdit oluşturmaması gerektiği vurgulandı.

Açıklamada, Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında en kısa sürede Paris'te bir dizi görüşme yapılmasının önemi vurgulandı.