Mısır’daki Müslüman Kardeşler, İstanbul Grubu’nu medya aracı olarak mı kullanacak?

Değişim Hareketi, uydu kanalı üzerinden protesto çağrıları yapmayı durdurdu

Mısır'da 2019 yılında Müslüman Kardeşler’in uzantılarından biri olan Hasm Grubu’nun suçlandığı Onkoloji Enstitüsü'nün bombalanması olayı sonrası çekilen bir kare (Reuters)
Mısır'da 2019 yılında Müslüman Kardeşler’in uzantılarından biri olan Hasm Grubu’nun suçlandığı Onkoloji Enstitüsü'nün bombalanması olayı sonrası çekilen bir kare (Reuters)
TT

Mısır’daki Müslüman Kardeşler, İstanbul Grubu’nu medya aracı olarak mı kullanacak?

Mısır'da 2019 yılında Müslüman Kardeşler’in uzantılarından biri olan Hasm Grubu’nun suçlandığı Onkoloji Enstitüsü'nün bombalanması olayı sonrası çekilen bir kare (Reuters)
Mısır'da 2019 yılında Müslüman Kardeşler’in uzantılarından biri olan Hasm Grubu’nun suçlandığı Onkoloji Enstitüsü'nün bombalanması olayı sonrası çekilen bir kare (Reuters)

Gözlemciler, Mısır’daki Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) üyelerinin, örgütün İstanbul’daki yapılarının bir araya geldiği İstanbul Grubu’nu Mısır'da protesto gösterisi düzenlenmesi çağrısında bulunmak için medya aracı olarak kullanacağını düşünüyorlar. Gözlemciler bunun nedeninin, Değişim Hareketi’nin (Muhammed Kemal Grubu) önce  ‘Hirak 11/11’ (11/11 Protestoları) adıyla açtığı, ancak daha sonra bu adı ‘Al Houria 11/11’ (Hürriyet 11/11) olarak değiştirdiği televizyon kanalının başarısız olması ve Türkiye'deki İhvan liderlerinin, Türk yetkililer tarafından tutuklanan medya profesyonellerinin serbest bırakılması için müdahale etmesi olduğunu düşünüyorlar. Köktendinci gruplarla ilgilenen güvenlik uzmanları, Değişim Hareketi’nin son dönemde medya üzerinden yaptığı provokasyonlarda bir artış olduğunu gözlemlediler.
Türkiye'deki İhvan'a bağlı televizyon kanallarının çalışanları, günlerce gözaltında tutulduktan, sorgulandıktan ve terör listelerine dahil edildikten sonra Türk yetkililer tarafından serbest bırakıldılar. Türkiye'de Müslüman Kardeşlere ve ona bağlı medya kuruluşlara yakın sayfalar ve hesaplar, geçtiğimiz Cuma günü, Türk yetkililerin 11 Kasım'da Mısır'da protesto düzenleme çağrısı yapan Müslüman Kardeşler’in 34 üyesini tutukladığı ortaya çıktı. Gözlemcilere göre Türkiye’nin Müslüman Kardeşler'in medya faaliyetlerine ilişkin Mısır yönetimine yönelik eleştiride bulunulmaması talimatlarına rağmen, İstanbul'dan yayın yapan uydu kanallarından protesto çağrıları yapıldı. İhvanla ilgili meseleleri yakından takip eden kaynaklar, İhvan’a yakın kanallarda çalışan bazı medya profesyonellerinin gösteri çağrısında bulunduklarını belirttiler.
Mısırlı araştırmacı Amr Abdulmunim, İhvan’ın artık İstanbul Grubu üzerinden hareket edeceğini söyledi. Abdulmunim’e göre bunun nedeni, Türkiye'deki İhvan üyelerinin araya girerek Müslüman Kardeşler’e yakın medya profesyonellerini serbest bırakılmasının sağlanmasından sonra, İstanbul’daki grubun önümüzdeki dönemde daha fazla başarıya imza atabileceğini anlamasıydı.
Abdulmunim, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “İstanbul Grubu üyeleri, 2021 Mart öncesinde olduğu gibi Mısır'a karşı Mekameleen kanalıyla birlikte Türkiye’den yayın yapan Al-Sharq ve Watan'ın kanalarında provokatif söylemlerine yeniden başlayabileceklerini düşünüyorlar” ifadelerini kullandı. Abdulmunim, “Müslüman Kardeşler üyesi bazı medya çalışanlarının Türk yetkililer tarafından serbest bırakıldıktan sonra gerek Türkiye'de çalıştıkları kanallardan gerekse sosyal medyadaki kişisel hesaplarından söylemlerinden vazgeçmeyeceklerini açıklamaları da bunu gösterdi” dedi. Bir diğer Mısırlı araştırmacı Ahmed Sultan, Müslüman Kardeşler’in şu anda İstanbul Grubu’nun medya provokasyonları üzerinden hareket ettiğini söyledi. Sultan, Türk yetkililerin, bu provokasyona belirli bir mekanizmaya göre yanıt verdiğine dikkati çekti.
Ankara, geçtiğimiz aylarda İhvan'ın Türkiye topraklarındaki provokatif medya ve siyasi faaliyetlerini durdurmak ve grubun medya profesyonellerinin Mısır'ı eleştirmesini engellemek için bir takım adımlar attı. Kahire, bu adımları ‘olumlu’ olarak nitelendirdi.  Daha sonra 2021 yılının Nisan ayı sonlarında İstanbul'dan yayın yapan İhvan’a ait üç televizyon kanalından biri olan ‘Mekameleen TV’, Türkiye'den artık yayın yapmayacağını duyurdu.
Mısır'ın 'düşman' olarak tanımladığı ve Türkiye'den faaliyet gösteren İhvan'a yakın televizyon kanalları, 2021 yılının Nisan ayında bazı sunucularının izne çıktıklarını açıkladı ve akıbetleri ile ilgili tüm tahminlere kapıyı açık bıraktı. Ancak bazı kanal çalışanları, Ankara'daki yetkililerin kendilerinden Kahire'ye yönelik eleştirileri durdurmalarını istediğini söylediler.
Mısır ve Türkiye, 2021 yılında ilki Mayıs ayında Kahire’de ve ikincisi Eylül ayında olmak üzere iki tur istikşafi görüşmeler gerçekleştirdi. İki ülke o dönem, istişarelere devam etme ve tartışılan konularda ilerleme sağlama konusunda anlaştılar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz Ekim ayı başlarında yaptığı bir açıklamada, Mısır ile ilişkilerin ‘ortak çıkarlar temelinde geliştiğini’ söyledi. Mısır Dışişleri Bakanı Samih  Şukri ise geçtiğimiz ayın sonlarında yaptığı bir açıklamada “Türkiye ile istikşafi görüşmeler devam ettirilemiyor. Çünkü Ankara'nın uygulamaları çerçevesinde herhangi bir değişiklik olmadı” dedi.
Araştırmacı Abdulmunim, Müslüman Kardeşler’in eski Genel Sekreteri Mahmud Hüseyin'in liderliğindeki İstanbul Cephesi, İhvan’ın bağımsız üyeleri ve Değişim Hareketi üyelerinden oluşan İstanbul Grubu’nun önümüzdeki dönemde Al-Shoob ve Al Houria 11/11 adlı televizyon kanalları ve Telegram uygulamasındaki Sarh kanalı üzerinden kısa videolar yayınlayarak provokasyonlara devam edeceğini öne sürdü. Araştırmacı Sultan ise, İstanbul Cephesi’nin protestoları kışkırttığını, ancak üyelerinin bu protestolara katılmasını istemediğini, buna karşın Değişim Hareketi’nin kendisine fon sağlama umuduyla, şiddet amaçlı değil, yalnızca propaganda amaçlı gösteriler için çağrıda bulunduğunu belitti.
Değişim Hareketi, ‘Hirak 11/11’ adlı kanalın adını ‘Al-Hurriya 11/11’ olarak değiştirmişti. Al-Hurriya 11/11 Kanalı Mütevelli Heyeti tarafından geçtiğimiz Perşembe günü yapılan açıklamaya göre kanalın Eutelsat uydusu üzerinden yapılan yayını durduruldu ve kanal 1 Kasım'dan itibaren yayına devam edecek.
Ancak Araştırmacı Abdulmunim, Al-Hurriya 11/11 kanalının sosyal medya sayfalarında dün tekrar yayına gireceğini belirten paylaşımlara rağmen öğleden sonraya kadar kanalın yayına başlamadığına dikkat çekti.  Sultan da Değişim Hareketi’ne ait kanalın harekete kaynak sağlamak amacıyla açılacağının duyurulduğunu, ancak Değişim Hareketi üyelerinin sayısının az ve finansman sorunu yaşıyor olmaları nedeniyle kanalın uzun ömürlü olmasını beklemediğini söyledi.
İstanbul Grubu’nun son hamlelerine rağmen, Londra grubu, mevcut gelişmelerden uzak duruyor gibi görünüyor. Bu da protesto çağrıları hakkındaki tutumuna dair soru işaretlerinin ortaya çıkmasına neden oldu. Sultan, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “Londra Cephesi (protestolara) katılmayı reddediyor, ama bunu net olarak açıklamadı. Daha ziyade bu çağrıyla ilgili haberleri ele alıyor ve üyeleri medyada bu konu hakkında yorum yapıyor. Çünkü Londra Cephesi kendisini uzlaşabilir bir taraf olarak sunuyor. Bunu yaparken de siyasetten uzak duruyor” ifadelerini kullandı.
İhvan Rehberlik Konseyi Başkanlığı vekili İbrahim Munir liderliğindeki Londra Cephesi, kısa bir süre önce yayınladığı bildiride, Mısır'da iktidar mücadelesine girmeyeceğini duyurmuştu. Buna karşın 2016 yılında öldürülen İhvan'ın silahlı kanadının kurucusu Muhammed Kemal tarafından kurulan Değişim Hareketi, siyasi çalışmalara devam edeceğini açıklamıştı.
 



İsrail daha önce öldürülen kişileri öldürüldüğünü iddia ederken Hamas, İsrail'in çifte bombardımanla gazetecilere yönelik katliamda ileri sürdüğü iddiaları yalanladı

TT

İsrail daha önce öldürülen kişileri öldürüldüğünü iddia ederken Hamas, İsrail'in çifte bombardımanla gazetecilere yönelik katliamda ileri sürdüğü iddiaları yalanladı

İsrail daha önce öldürülen kişileri öldürüldüğünü iddia ederken Hamas, İsrail'in çifte bombardımanla gazetecilere yönelik katliamda ileri sürdüğü iddiaları yalanladı

Hamas Hareketi tarafından dün yapılan açıklamada, İsrail’in Gazze'deki Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlediği saldırıda öldürülen Filistinlilerin silahlı olduğu iddiaları yalanlandı.

Hamas’ın medya ofisinden yapılan açıklamada, İsrail'in silahlı olduğunu iddia ettiği altı Filistinliden birinin hastaneden biraz uzaktaki el-Mevasi bölgesinde, bir diğerinin ise başka bir zamanda başka bir yerde öldürüldüğü belirtildi.

Filistinli yerel kaynaklar, pazartesi günü Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlenen ve beş gazeteci ile 20'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin İsrail ordusunun yaptığı açıklamanın çok sayıda ‘yalan’ içerdiğini vurguladı.

Açıklamada, saldırı sırasında Hamas'a üyesi altı Filistinlinin öldürüldüğü iddia edildi. Ancak Şarkul Avsat’a konuşan kaynaklar, bunlardan en az üçünün son birkaç gün içinde farklı olaylarda öldürüldüğünü ve birinin de pazartesi Nasır kompleksiyle ilgisi olmayan başka bir saldırıda öldürüldüğünü doğruladı.

Kaynaklar, Hamas'ın askeri kanadı olan İzzettin el-Kassam Tugayları üyesi Ömer Kemal Ebu Taym'ın iki gün önce Han Yunus'un merkezinde suikasta kurban gittiğini ve salı akşamı itibarıyla cesedinin olay yerinden çıkarılamadığını bildirdi.

Kaynaklar ayrıca, İsrail ordusunun Nasır Tıp Kompleksi'nde öldürdüğünü iddia ettiği kişinin, Nasır Tıp Kompleksi'ne düzenlenen saldırıdan birkaç saat önce Han Yunus’taki Mevasi el-Karara'da bir çadırın hedef alındığı bir baskında öldürülen İslami Cihat üyesi Muhammed Ebu Hedaf olduğunu açıkladı.

Kaynaklar, İsrail ordusunun Nasır Tıp Kompleksi'nde öldürdüğünü iddia ettiği isimler arasında, farklı bir olayda öldürülen üçüncü bir Filistinli olduğunu ve onun öldürüldüğü yer ile hedef aldığı noktanın ayrıntılarının doğrulandığını belirtti.

“Sıradan bir güvenlik kamerası”

Kaynaklar, İsrail ordusunun açıklamasında bahsettiği kameranın Nasır Tıp Kompleksi'ne ait bir güvenlik kamerası olduğunu, hastanede bulunan diğer birçok kamera gibi, kompleksin güvenliği ve polis tarafından hırsızlık ve diğer suç olaylarını izlemek için kullanıldığını açıkladı.

Kaynaklar, İsrail güçlerinin Nasır Tıp Kompleksi'nden yaklaşık 3 kilometre uzaklıkta bulunduğunu ve bu tür kameraların ancak 1 kilometreden az bir alanı ve sadece kompleksin içini kapsadığını belirtti.

Reuters muhabiri Husam el-Masri'nin bir siville birlikte ilk bombalanan ve yaralanan kişi olduğunu, muhabir Hatem Ömer’in ise hayatta kaldığını belirten kaynaklar gazeteciler, sağlık görevlileri, sivil savunma personeli ve vatandaşların yaralıları kurtarmak için olay yerine toplandıklarını, ancak bu esnada İsrail’in hava saldırısıyla onları vurduğunu kaydetti.

sdfrgt
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'taki Nasır Tıp Kompleksi’ne düzenlenen İsrail saldırısında gazeteciler ve diğer kişilerle birlikte öldürüldüğü yerde Filistinli foto muhabir Husam el-Masri'nin kullandığı ekipmanı kaldırıp tepki gösteren Filistinli bir adam (Reuters)

Kaynaklar, olayların sırasının saldırının asıl amacının sebepsiz ve haksız bir şekilde bölgeyi bombalamak olduğunu doğruladığını ve açıklamada adı geçen diğer kişilerin yaralıları kurtarmak için bölgede bulunduklarını ve operasyonun asıl hedefleri olmadıklarını, bunun da İsrail'in yalanlarını bir kez daha ortaya çıkardığını belirtti.

İsrail, Hamas, İslami Cihad ve diğer grupların üyelerinin orada bulunduğundan şüphelendiği için, yakınları ya da başkaları olan çocukları ve kadınları öldürerek hedef aldığını ilk kez açıklamıyor.

cdfght
Han Yunus’taki Nasır Tıp Kompleksi’nin İsrail tarafından iki kez bombalandıktan sonraki durumu (AFP)

İsrail, daha önce birçok kez Kassam Tugayları liderleri ve üyeleri gibi bazı isimlere suikast düzenlediğini doğrulayan açıklamalarını geri çekmişti.


BAE, İsrail'in Suriye'ye yaptığı saldırıları kınadı ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi çağrısında bulundu

BAE bayrağı (Reuters)
BAE bayrağı (Reuters)
TT

BAE, İsrail'in Suriye'ye yaptığı saldırıları kınadı ve uluslararası hukuka saygı gösterilmesi çağrısında bulundu

BAE bayrağı (Reuters)
BAE bayrağı (Reuters)

BAE, İsrail ordusunun Suriye topraklarında gerçekleştirdiği tehlikeli tırmanış ve ihlalleri en şiddetli bir şekilde kınadı ve Suriye'nin egemenliğine yönelik her türlü ihlali, güvenliğine ve istikrarına yönelik her türlü tehdidi kesin bir şekilde reddettiğini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Emirates Haber Ajansı’ndan (WAM) aktardığı Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, “İsrail'in tekrarlanan saldırıları, uluslararası hukuku açıkça ihlal etmekte ve İsrail'in bağlı olduğu 1974 Suriye-İsrail Ayrılık Anlaşması'nı ihlal etmektedir” ifadeleri yer aldı.

Bakanlık, BAE'nin Suriye'nin istikrarını, birliğini ve tüm toprakları üzerindeki egemenliğini destekleyen sarsılmaz tutumunu teyit ederek, BAE'nin Suriye halkının yanında olduğunu ve güvenlik, barış, onurlu bir yaşam, bir arada yaşama ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için yapılan tüm çabaları desteklediğini vurguladı.

BAE Dışişleri Bakanlığı ayrıca, uluslararası topluma, İsrail'in Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırılarını durdurmak ve gerginliği artırabilecek, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve barışı tehdit edebilecek durumu yatıştırmak için acil önlemler alması çağrısında bulundu.


İsrail'in Şam yakınlarındaki saldırısında 6 Suriye askeri öldü

Mart 2025'te Suriye'nin başkenti Şam'ın yakınlarını hedef alan önceki bir İsrail bombardımanından (Arşiv-Reuters)
Mart 2025'te Suriye'nin başkenti Şam'ın yakınlarını hedef alan önceki bir İsrail bombardımanından (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail'in Şam yakınlarındaki saldırısında 6 Suriye askeri öldü

Mart 2025'te Suriye'nin başkenti Şam'ın yakınlarını hedef alan önceki bir İsrail bombardımanından (Arşiv-Reuters)
Mart 2025'te Suriye'nin başkenti Şam'ın yakınlarını hedef alan önceki bir İsrail bombardımanından (Arşiv-Reuters)

Suriye'nin El-İhbariye televizyonu, İsrail insansız hava araçlarının (İHA) dün Şam kırsalındaki el-Kisve kasabasını hedef alması sonucu 6 Suriye askerinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre Suriye Savunma Bakanlığı'ndan bir yetkili, yaptığı açıklamada, dün başkent Şam yakınlarında İsrail'in düzenlediği İHA saldırısında üç Suriye askerinin öldüğünü söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen yetkili, "İsrail'e ait bir İHA’nın Şam'ın batı kırsalındaki el- Kisve ilçesine bağlı Harceli bölgesinde 44. Tümen'e ait bir askeri lojmanı hedef aldığını ve bunun sonucunda Suriye ordusuna bağlı 44. Tümen'den üç askerin hayatını kaybettiğini" belirtti.

İsrail'in dün Kuneytra kırsalında bulunan Taranga köyün düzenlediği saldırılarda bir gencin hayatını kaybetmesi ile ölenlerin sayısı dörde yükseldi.