Avrupa’nın gündeminde Tunus’taki insan hakları durumu var

Ziyaret, Cumhurbaşkanı Said’in talimatlarına karşı çıkan protestolarla aynı zamanda gerçekleşti.

Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi. (EPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi. (EPA)
TT

Avrupa’nın gündeminde Tunus’taki insan hakları durumu var

Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi. (EPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi. (EPA)

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Adalet Komiseri Didier Reynders, 11 Kasım’da Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Adalet Bakanı Leyla Ceffal ve İçişleri Bakanı Tevfik Şerafeddin ile görüşmek üzere planlanan Tunus ziyaretine başladı. Reynders ziyareti sırasında Dışişleri Bakanı Osman el-Cerendi ve bir dizi sivil toplum kuruluşu temsilcisini ile de bir araya gelecek. Ziyaret, 5 Temmuz 2021’den bu yana ülkede istisnai tedbirlerin kabul edilmesinin ardından ilk parlamento seçimlerinin düzenlenmesinden birkaç hafta önce gerçekleşiyor.
Hukukun üstünlüğünü garanti eden Avrupalı yetkili, Tunus ziyareti sırasında insan hakları ihlallerinin tespiti ve önlenmesi, anayasa ve seçim reformu, siyasi arenadaki gelişmeler, temel haklar, ticari adalet ve kişisel verilerin korunması için yargı sisteminde reform yapılmasına yönelik zorluklar ve beklentiler de dahil olmak üzere tartışmalı başlıkları ele alacak. Aynı şekilde Tunuslu yetkililer ile Tunus ile AB arasında hukuki ve cezai adli iş birliği meselesini de görüşecek.
Nahda Hareketi liderliğindeki muhalif Ulusal Kurtuluş Cephesi söz konusu ziyaretle eş zamanlı olarak, başkent Tunus’ta ve Fransa’nın başkenti Paris’te ‘demokrasinin restorasyonu için’ sloganıyla protesto gösterisi düzenledi. Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi, 19 Aralık’ta yapılması planlanan parlamento seçimleri sürecine yönelik birçok iç ve dış eleştiri ortasında, devletin dış güvenliğine karşı komplo kurmak suçlamasıyla adli soruşturmalara tabi tutuluyor.
Muhalefet partisinin 11 Kasım’da başkent Tunus’ta düzenlediği protesto gösterisinde Ulusal Kurtuluş Cephesi liderleri, ‘tek bir Arap baharı için’ ve ‘demokrasinin restorasyonu için’ de dahil olmak üzere değişim çağrısında bulundukları birkaç slogan attılar. Muhalefet, son haftalarda Tunus’un bazı şehirlerinde, özellikle de Tunus’un güneyindeki Kabili bölgesi ve Sidi Bouzid vilayetindeki Regueb’de protesto hareketlerini yoğunlaştırdı. Bu çerçevede Cumhurbaşkanı Kays Said ise protesto hareketini açık ve doğrudan bir şekilde eleştirdiği açıklamasında şunları söyledi:
 “Amaçları, halkın iradesini kırmak, kriz üstüne kriz yaratmak, dış güçlerin kollarına atılmaktır. Eğer iddia ettikleri gibi bir özgürlük kısıtlaması olsaydı, İsviçre’de bir araya gelemezlerdi.”
Diğer yandan 11 saatten uzun süren adli soruşturmaların ardından Tunus’ta bir mahkeme, Nahda Hareketi lideri Raşid Gannuşi hakkında serbestlik halinde ‘dijital iletişimle ilgili araştırmaların tamamlanması ve teknik testlerin sonuçlarının alınmasına kadar’ seyahat yasağı uygulanması kararı aldı. Karar, savcılığın Gannuşi ve Nahda Hareketi’nin bazı liderlerinin hapsedilmesi için bir emir çıkarılmasını talep etmesinden sonra alındı. Aynı şekilde savcılık, şartlı tahliye ile ilgili yargı kararına da itiraz etti. Gannuşi, kara para aklama ve devletin dış güvenliğine karşı komplo kurmak gibi çok sayıda ağır suçlamayla karşı karşıya.
Raşid Gannuşi, mahkemeden ayrıldıktan sonra yaptığı basın açıklamasında, serbest kalmasının ya da serbestlik halinde tutukluluk halinin sürmesinin, kendisine yönelik ‘tehlikeli olarak nitelendirdiği’ tüm suçlamaları çürüteceğini vurguladı. Gannuşi, mahkeme çıkışında yandaşlarına yaptığı konuşmada, serbestlik halinde tutukluluk halinin sürmesi kararının, Nahda ve liderliğine yöneltilen suçların yokluğunu teyit ettiğini söyledi. Savunma avukatlarının, kara para aklama ve devlet güvenliğini tehlikeye atmayla ilgili ‘Instalingo Şirketi’ davası çerçevesinde bazı kişilerle olan ilişkisiyle ilgili olarak kendisine yöneltilen tüm suçlamaları reddettiğini belirtti. Gannuşi açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
“Seçim sandıklarında Nahda’yı geçemeyenler, Burgiba ve Bin Ali dönemlerinde olduğu gibi parti ve liderlerini suçlamaya, ona karşı suçlamalar üretmeye ve uydurmaya çalışıyorlar. Ama Tunus’ta diktatörlük son günlerini yaşıyor.”



Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.


Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
TT

Irak... Sadr, Basra ve Vasit'teki “Seraya es-Selam” güçlerinin faaliyetlerini askıya aldı

Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)
Iraklı Şii milliyetçi lider Mukteda el-Sadr (Arşiv- Reuters)

Irak Şii ulusal hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, dün Seraya es-Selam'ı dondurma ve Basra ile Vasit vilayetlerindeki karargahlarını 6 aylığına kapatma kararı aldı.

Es-Sadr, “X” platformunda yaptığı bir paylaşımda, “(Seraya es-Selam'daki) mücahitlerin itibarına zarar veren tekrarlanan ihlallere bir çözüm bulunana kadar, üçüncü taraflarca yapılmış olsa bile, Basra ve Kut'taki genel merkezlerin faaliyetlerini altı aylığına dondurulmasına ve kapatılmasına karar verildi” ifadelerini kullandı.

Sadr şöyle devam etti: "Onların itibarı, benim için varlıklarından daha önemlidir. Tüm mücahitlere, disiplinli olanlara ve yozlaşmışların ve benzerlerinin ihlallerini, fitne girişimlerini ve suistimallerini bilenlere selamlarımı iletiyorum.”