İran Yemen’i Husiler aracılığıyla uyuşturucu pazarına dönüştürdü

Ele geçirilen uyuşturucu miktarları, İran ve Husiler arasında büyük bir yatırım yapıldığını gösteriyor

Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
TT

İran Yemen’i Husiler aracılığıyla uyuşturucu pazarına dönüştürdü

Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)
Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında uyuşturucu sevkiyatı yapan bir İran gemisini ele geçirdi (SABA)

ABD Donanması’nın Umman açıklarında uyuşturucu kaçakçılığı yapan bir İran gemisini ele geçirdiklerini açıklamasından altı hafta sonra Yemen Donanması, Sokotra Adası açıklarında Husilere gitmekte olan uyuşturucu yüklü bir İran gemisini daha ele geçirdiklerini açıkladı. Bu durum, İran - Husi uyuşturucu yatırımının hızlandığının bir göstergesi olarak kabul edildi.
İki gün önce Sokotra takımadalarındaki Yemen donanma kuvvetleri, Sokotra Adası kıyılarında çok miktarda uyuşturucu taşıyan bir İran gemisini ele geçirmeyi başardı. Öte yandan ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), Eylül ayı başlarında Umman Körfezi’nde bir devriye sırasında 20 milyon dolar değerinde uyuşturucu taşıyan başka bir İran gemisine el koymuştu.
Yemen haber ajansı SABA’ya göre Yemen güvenlik kaynakları, Yemen’in doğusundaki el-Mahra ilinde bulunan güvenlik birimlerinin, Ekim ayı sonlarında teknelerinin denizde yanması sonrasında ABD Donanması tarafından kurtarılan üç Yemenli denizci ile soruşturma yürüttüğünü belirtti. Soruşturmalar ise uyuşturucu yüklü İran gemisinin Sokotra’nın merkezinde ele geçirilmesine katkıda bulundu.
Şarku’l Avsat’ın Associated Press’ten (AP) aktardığı habere göre ABD Donanması, 27 Ekim’de Aden Körfezi’nde batmadan hemen önce yanan bir tekneden 3 Yemenli balıkçıyı kurtardı.

Husi suç ortaklığı
Husi işgalindeki Sana’da bir yargı kaynağı, gerçeklerin bu ticaretin geçmişte popülaritesinin arttığını gösteriyor olmasına rağmen, uyuşturucu kaçakçılığı ve satışı davalarının, milislerin kontrolündeki bölgelerdeki mahkemelerde büyük ölçüde azaldığını söyledi. Kaynağa göre bu, muhtemelen milislerin kaçakçılık ve satış eyleminde suç ortaklığından kaynaklanıyor.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen yargı kaynağı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada uyuşturucu ticareti veya kötüye kullanımından tutuklananların çoğunun, savcılığa sevk edilmeden serbest bırakıldığını belirtti.
Kaynak, milislerin zaman zaman çok miktarda uyuşturucunun halkın gözü önünde alenen yakıldığı iddialarıyla dalga geçerken, “Tonlarca hizmet dışı lastik yakılıyor ve bu lastiklerin yanında hangi malzemelerin yakıldığı bilinmiyor” dedi. Kaynak ayrıca, el koyma ve imha kayıtlarının çoğunun sahte olduğunu belirtirken, bu kayıtların milisler ve yönetimleri altındaki güvenlik birimleri yetkilileri tarafından tutulduğunu vurguladı.
Darbeci Husilerin kontrolündeki bölgelere birçok yeni uyuşturucu türü yayılmış durumda. Bu uyuşturucular, piyasada açık olarak satılıyor. Yemenliler, milisleri bir yandan mali gelirlerinden yararlanmak için uyuşturucu satmak ve tanıtmakla, diğer yandan da toplum nesillerini yozlaştırmakla, onları kolay kontrol etmek ve yönlendirmek için milisler arasında uyuşturucu içmeyi teşvik etmekle suçluyor.

ABD Donanması tarafından ele geçirildi
Haziran ayı başlarında el-Mahra ilindeki güvenlik güçleri, Havf kasabası kıyılarında narkotik maddeleri indirmek amacıyla karaya yanaşan bir İran gemisine el koydu. El-Mahra polisine göre ‘metamfetamin’ tipi uyuşturucular taşıyan bir deniz botunu ele geçirebilmek için soruşturma ve takip süreci yaklaşık bir ay sürdü.
Bu operasyondan yalnızca iki hafta önce ABD Donanması, Umman Körfezi’ndeki uluslararası sularda İranlı bir mürettebat tarafından işletilen bir balıkçı teknesinden 39 milyon dolar değerinde uyuşturucu ele geçirildiğini duyurdu.
ABD Donanması, o sıralarda bir ABD Sahil Güvenlik ekibinin, suç örgütleri tarafından insan, silah, uyuşturucu ve kömür kaçakçılığı yapmak için kullanılan bir rotayı tespit ettikten sonra teknede 640 kilogram metamfetamin ele geçirdiğini belirtti.
ABD Donanması’nın o zamanki açıklamasına göre mürettebat üyeleri, USS Momsen destroyeri tekneye yaklaşırken, ele geçirilen 60’tan fazla uyuşturucu paketini imha etmeye çalıştı.
Bu operasyondan iki gün önce ABD Sahil Güvenlik’e ait hızlı müdahale ekibi, aynı bölgede 17 milyon dolar değerinde uyuşturucuya el koydu.
ABD Donanması, ‘USCGC Glen Harris’ gemisinin 182 kilogram eroin, 182 kilogram metamfetamin, 27 kilogram amfetamin tableti ve 568 kilogram esrar ele geçirdiğini, üç gün önce ise ‘USCGC Emlen’ gemisinin, Umman Körfezi’nde 10 bin dolar değerinde metamfetamin ve esrar taşıyan bir balıkçı teknesini ele geçirdiğini belirtti.
Aynı ayın 5’nde ise İngiliz Donanması, Umman Körfezi’ndeki bir balıkçı teknesinden 4 milyon dolar değerinde 95 kilogram eroine, bir başka operasyonda ise bin 41 kilogram eroine el koydu.
ABD Donanması, bu yıl ve önceki yıllarda en fazla uyuşturucu sevkiyatına el koyan güvenlik ve askeri teşkilat olarak biliniyor. Ocak ayı sonlarında Umman Körfezi’nde bir balıkçı gemisinde 150 kilogram eroin, 250 kilogram metamfetamin ve 665 kilogram esrardan oluşan ve toplam değeri 18 milyon dolar olan uyuşturucu sevkiyatı ele geçirildi.
Bir hafta öncesinde ise Birleşik Krallık Savunma Bakanlığı, Umman Körfezi’ndeki bir gemide 15 milyon euro değerinde bir tondan fazla uyuşturucuya el konulduğunu açıklarken, ABD Donanması da aynı dönemde başka bir operasyon gerçekleştirildiğini açıkladı.
Öte yandan geçen Aralık ayının ortalarında ABD Donanması, Umman Körfezi’nde botlarının patlaması sonucu yaralanan 5 İranlı denizciyi kurtardı. Ayrıca bir uyuşturucu sevkiyatına da el konuldu. Sevkiyat, bin 745 kilogram esrar, 500 kilogram metamfetamin ve 30 kilogram eroin de dahil olmak üzere 14,7 milyon dolar değerinde 2 ton uyuşturucu içeriyordu.
Aynı ayın başlarında ABD Donanması, Basra Körfezi yakınlarındaki birçok bölgede değeri 189 milyon doları aşan 67 tondan fazla uyuşturucuya el koydu. ABD Donanması, bu sevkiyatı görev gücü için bir rekor olarak nitelendirdi.

Kolombiyalı kaçakçılar
Beş yıl önce Washington Yakın Doğu Araştırmaları Enstitüsü, İran ve Kolombiyalı uyuşturucu kaçakçıları arasında silahların, eğitmenlerin ve uyuşturucuların Husi milislere ulaşmasını kolaylaştırmak için işbirliğinin var olduğunu ortaya çıkardı. Enstitü ayıca, işbirliği kapsamında Meksika’ya uyuşturucu kaçakçılığı yapmak için kullanılan küçük denizaltılar ve dalgıç teknelerin inşa edildiğini de belirtti.
Güvenlik uzmanları ve Yemen meselelerinin gözlemcileri, İran gemileriyle taşınan uyuşturucu sevkiyatlarının Yemen’in Kızıldeniz’e uzanan batı kıyısının büyük bir bölümünü kontrol eden Husi milisler başta olmak üzere İran Devrim Muhafızları’nın bölgedeki kollarına yönlendirildiğine inanıyor.
İran Devrim Muhafızları’nın yardımı ve rehberliği ile Husi milisler, her türlü kaçak mal ticaretine yatırım yapıyor. Yerel güvenlik kaynaklarına göre milisler, güvenlik birimlerini kontrol etmelerinden yararlanarak yerel kaçakçıları kendileri için çalışmaya zorladı.
Güvenlik kaynaklarının geçmiş yıllarda ‘milislerin uyuşturucu kaçakçılığı ve satışı yapan onlarca mahkûmu serbest bıraktığına’ dair açıklamaları sık sık gündeme geldi. Aktarılana göre serbest bırakılmaları karşılığında kendileri için çalışmaları şart koşuldu.
Yemen yerel basını, Eylül 2016’da milislerin 80’den fazla uyuşturucu satıcısını yargı emri olmadan serbest bıraktığını bildirdi. Suudi Arabistan Krallığı ile sınır Saada ve el-Cevf vilayetlerinde Yemen’de uyuşturucu satmak ve komşu ülkelere kaçakçılık yapmak amacıyla Husilerin yararına çalıştırılan yüzlerce esrar satıcısı tutuklandı.



Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
TT

Dürzi liderliğinde gerilim: Suveyda’da ‘darbe girişimi’ iddiasıyla din adamları gözaltına alındı

Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)
Suriye Kızılayı, Suveyda'dan tutukluların teslim edilme işlemlerini takip ediyor (SANA)

Şarku’l Avsat’a konuşan Suriye’nin Suveyda şehrinden Dürzi kaynaklar, Ulusal Muhafızlar’ın yaklaşık 10 kişiye yönelik tutuklama operasyonunun, Suriyeli Dürzilerin ruhani lideri Şeyh Hikmet el-Hicri'nin politikalarına ve projelerine karşı ‘darbe’ girişiminde bulunmak amacıyla ve ‘paralel bir akım’ oluşturmaya çalıştığı suçlaması çerçevesinde gerçekleştirildiğini açıkladılar. Kaynaklar, Suveyda’da ‘çatışma’ çıkmasından endişe duyduklarını ifade ettiler.

Kimliklerinin açıklanmamasını tercih eden yerel kaynaklar, ‘Ulusal Muhafızlar’ın, şehirde gerginliğin yüksek ve güvenlik önlemlerinin yoğun olduğu bir ortamda cumartesi günü geniş çaplı bir tutuklama kampanyası başlattığını’ söylediler.

Tutuklananlar arasında din adamı Şeyh Raid el-Mutni, Asım Ebu Fahr, Gandi Ebu Fahr ve Zeydan ailesinin bazı fertleri de vardı. Kaynaklar, Zeydan ailesinin Dürzi lider Leys el-Belus’un amcaları olduğunu belirtirken, Mutni ve Ebu Fahr ailelerinin kalabalık Dürzi aileler olduklarını ve ‘bu tutuklamaların Dürzi-Dürzi iç savaşının patlak vermesine yol açabileceğinden korkulduğunu aktardılar.


Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
TT

Batı Şeria'daki operasyonlarına devam eden İsrail ordusu Gazze'de Gazi Hamad'ın oğlunu öldürdü

Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)
Cuma günü Batı Şeria'nın Tarkumiye köyünde Filistinlilerin tarım alanlarına ulaşmasını engellemek için harekete geçti İsrailli askerler, (DPA)

İşgalci İsrail ordusu, Tubas’tan güçlerini çekmesine rağmen dün Batı Şeria'nın çeşitli bölgelerinde saldırılarına devam etti ve Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsurun öldürüldüğünü duyurdu.

Batı Şeria'nın Salfit, Beytullahim, El Halil, Nablus ve Ramallah şehirlerinde çok sayıda Filistinliyi gözaltına alan işgalci İsrail ordusu, Cenin Mülteci Kampı’nda 24 evi yıkmaya başladı. Cenin'in Barta’a beldesinde beş Filistinliden oluşan bir hücrenin üyelerini gözaltına aldığını duyuran İsrail ordusu, bu kişilerin yakında bir eylem hazırlığında olduğunu iddia etti.

İşgalci İsrail ordusu, Genel Güvenlik Servisi (Şabak) ve İsrail polisi tarafından yapılan ortak açıklamada, Yamam Özel Birimi’nin Menaşi Tugayı’ndan gelen ve Şabak'ın yönettiği güçlerin desteğiyle dün akşam Barta'a beldesinde bir operasyon düzenlediği ve ‘yakın gelecekte’ eylem hazırlığındaki bir hücrenin üyelerini tutukladığı belirtildi. Ancak eylemin niteliği veya hangi aşamada olduğu hakkında daha fazla ayrıntı verilmedi.

İşgalci İsrail ordusu geçtiğimiz hafta sonu Batı Şeria'nın kuzeyinde bir operasyon başlattı. Bu operasyon kapsamında Batı Şeria'nın kuzeyindeki Tubas vilayetindeki Tamun ve el-Fara’a’da yüzlerce ‘hedefe’ baskın düzenlendi. İşgalci İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamada ‘İsrail vatandaşlarına yönelik her türlü tehdidi’ önlemek ve engellemek için ‘önleyici tedbirler almaya devam edileceği’ belirtildi.

rft56y
Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ın Batı Şeria'nın Cenin kentinde öldürülmeden önce İsrailli askerlerin önünde ellerini kaldırdıklarını gösteren bir video görüntüsü (AFP)

İşgalci İsrail ordusu, operasyon sırasında Arap ve uluslararası kamuoyunun kınamasına neden olan bir hareketle, soğukkanlılıkla infaz edilen Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah da dahil olmak üzere çok sayıda Filistinliyi öldürdü. Bu arada İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, Sınır Polisi'nin gizli biriminin komutanını, biriminin üyeleri Cenin şehrinde Filistinli Yusuf Asasa ve el-Muntasir Abdullah'ı infaz ettikten sonra albay rütbesine terfi ettirmeye karar verdi.

Abdullah Hamad

İşgalci İsrail ordusu Batı Şeria'daki saldırılarına devam ederken dün geçtiğimiz ekim ayında varılan ateşkes anlaşması kapsamında geri çekildiği Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta silahlı dört unsuru öldürdüğünü duyurdu.

İsrail ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre bahsi geçen dört kişi bir yeraltı tünelinden çıktı.

The Times of Israel gazetesinin haberine göre öldürülenler arasında Hamas'ın Doğu Refah Taburu Komutanı ve yardımcısı da bulunuyordu.

Hamas’tan kaynaklar daha sonra, Hamas lideri ve müzakere heyetinin üyesi Gazi Hamad'ın oğlu Abdullah Hamad'ın Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta öldürüldüğünü doğruladı.

Muhammed Hamad, kardeşi Abdullah'ın Refah tünellerinde ‘etrafı sarıldığını ve İsrail askerleriyle girdiği çatışmada öldürüldüğünü söyledi.

Tünellerde mahsur kalanlar

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP'den aktardığı habere göre bu gelişmeler, Refah’taki tünellerde mahsur kalanların akıbeti konusunda müzakerelerin sürdüğünü belirten çeşitli kaynakların açıklamalarına eşlik etti.

Refah sorunu, cesetler meselesi ile birlikte ikinci aşamaya geçişi geciktiriyor.

frgt
Pazar günü Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus’ta bir çadırın önünde bir mülteci yemek hazırlıyor (EPA)

Katar Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Macid el-Ensari, İsrail'in iki rehinenin cesetlerinin halen Filistin topraklarında tutulduğunu bahane ederek Gazze'deki ateşkes planının ikinci aşamasına geçişi geciktirmemesi gerektiğini söyledi.

Ensari, Katar ve bölgedeki ortaklarının şu an, birinci aşamadan ikinci aşamaya geçerek Gazze Şeridi'ndeki savaş durumunu kapsamlı bir şekilde sona erdirecek sürdürülebilir bir barışa ulaşma çabasında olduğunu söyledi.

Öte yandan pazar günü Gazze Şeridi’ndeki belediyeler, İsrail'in Gazze’deki hayati tesislerin çalışması için yeterli miktarda dizel yakıtın girişini engellemesi üzerine, hızla kötüleşen yakıt krizi nedeniyle temel hizmetlerin yakında çökebileceği uyarısında bulundu.

Gazze Şeridi Belediyeler Birliği, Han Yunus Belediye Başkanı Alaa el-Bata'nın basın toplantısında okuduğu açıklamada, ateşkesin başlamasından bu yana 50 gün içinde gelen yakıtın, yolları açmak, enkazları kaldırmak ve yerinden edilmiş kişilerin hareketliliğini kolaylaştırmak amacıyla sadece beş günlük çalışma için yeterli olduğunu belirtti.

Bata, “Krizin devam etmesi, halkın hayatını tehdit ediyor” ifadelerini kullandı.


Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
TT

Papa Francis: Filistin devleti, İsrail ile yaşanan çatışmanın "tek" çözümüdür

Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)
Papa 14. Leo, Beyrut Uluslararası Havalimanı'na varışında, (Vatikan- EPA)

Papa 14. Leo dün yaptığı açıklamada, İsrail ile Filistinliler arasında on yıllardır süren çatışmanın tek çözümünün bir Filistin devletinin kurulmasını içermesi gerektiğini belirterek, Vatikan'ın bu konudaki tutumunu teyit etti.

Vatikan'ın ilk Amerikalı Papa'sı Leo, Türkiye'den Lübnan'a gitmek üzere bindiği uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada, "İsrail'in bu çözümü hâlâ kabul etmediğini hepimiz biliyoruz, ancak bunu tek çözüm olarak görüyoruz" dedi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığı habere göre Papa İtalyanca olarak yaptığı konuşmada, "Biz de İsrail'in dostuyuz ve iki taraf arasında arabulucu bir ses olarak, herkes için adaleti sağlayacak bir çözüme yaklaşmalarına yardımcı olmayı amaçlıyoruz" ifadelerini kullandı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, en yakın müttefiki olan ABD'nin Filistin bağımsızlığını desteklediğini belirtmesine rağmen, Filistin devletine karşı olduğunu yineledi.

Papa, sekiz dakikalık kısa basın toplantısı sırasında yaptığı açıklamada,perşembe günü başlayıp pazar gününe kadar devam eden Türkiye ziyaretine odaklandı. Papa, mayıs ayında Katolik Kilisesi lideri olarak seçilmesinden bu yana ilk yurt dışı seyahatini gerçekleştirdi.

Papa, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya çatışmasını görüştüğünü belirterek, Türkiye'nin her iki savaşın da sona ermesinde önemli bir rol oynadığını vurguladı.

Papa Leo Türkiye ziyareti sırasında, dünyadaki olağanüstü sayıdaki kanlı çatışma nedeniyle insanlığın geleceğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu ve din adına işlenen şiddet eylemlerini kınadı.

Gazze'deki İsrail ordusuna eleştiri

Genellikle temkinli ve diplomatik bir dil kullanmayı tercih eden Papa Leo, bu yılın başlarında İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri harekatına yönelik eleştirilerini artırdı.

Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen, aynı zamanda dünyadaki 260 milyon Ortodoks Hristiyan'ın ruhani lideri Patrik Bartholomeos'a da ev sahipliği yapıyor.

Papa, Türkiye'yi dinsel birlikteliğin bir örneği olarak övdü. Papa Leo, yarına kadar Lübnan'ı ziyaretini sürdürecek ve ardından Roma'ya dönecek.

Papa Leo, "Farklı inançlara sahip insanlar barış içinde yaşayabilir... Sanırım bu, hepimizin dünya çapında dört gözle beklediği bir örnek" ifadelerini kullandı.