Libya, göçmenleri Avrupa’ya kaçırmayı amaçlayan yabancı bir çeteyi çökertti

Libya’nın batısındaki sahil güvenlik bir operasyonda düzensiz göçmenleri yakaladı (Libya Genelkurmay Başkanlığı)
Libya’nın batısındaki sahil güvenlik bir operasyonda düzensiz göçmenleri yakaladı (Libya Genelkurmay Başkanlığı)
TT

Libya, göçmenleri Avrupa’ya kaçırmayı amaçlayan yabancı bir çeteyi çökertti

Libya’nın batısındaki sahil güvenlik bir operasyonda düzensiz göçmenleri yakaladı (Libya Genelkurmay Başkanlığı)
Libya’nın batısındaki sahil güvenlik bir operasyonda düzensiz göçmenleri yakaladı (Libya Genelkurmay Başkanlığı)

Libya’nın batısındaki güvenlik yetkilileri, ülkedeki bir grup işçiyi Avrupa’ya kaçırmaya çalışan yabancı bir çetenin çökertildiğini ortaya çıkardı.
Bu, ülkedeki yasadışı göçle mücadele yetkililerinin, Libya sınırındaki çöl ve dağ yollarından sızan çeşitli milletlerden yüzlerce göçmenin yakalandığına dair açıklamasının ardından duyuruldu.
Trablus Emniyet Müdürlüğü tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, ülkenin batındaki güvenlik güçlerinin ‘bir grup gurbetçi işçiyi bir sahil limanından Avrupa’ya götürme amacıyla’ hareket eden yabancı bir çetenin üyelerinin yakalandığı bilgisi verildi.
Söz konusu çete üyelerinin, Akdeniz’de lastik botlarla taşınmaları karşılığında her bir kişiden 2 bin 700 dolar aldığını belirten Emniyet Müdürlüğü, çete üyelerinin kimliğini ve uyruklarını açıklamadı.
Libya’da, özellikle kıyı şehirlerinin yakınında, göçmenlerin ülkenin batısına bakan sahillere değişen miktarlarda para karşılığında taşınmasını içeren kaçakçılık operasyonları düzenleniyor.
Yerel ve Batılı insan hakları örgütlerine göre Libya, denizden gelen binlerce düzensiz göçmeni, bir kısmı işkence ve insan hakları ihlali olarak nitelendirilen olayların yaşandığı sığınaklara geri gönderiyor.
Libya ve İtalya, göçmenlerin Akdeniz’i geçmesini önlemek için Avrupa Birliği (AB) sponsorluğunda bir anlaşma imzaladı.
Göç örgütleri, Libya Sahil Güvenliğini eğitmek ve donatmak için anlaşmaya varan İtalya ve AB tarafından 2017 yılında Libya ile anlaşmanın imzalanmasından bu yana yaklaşık yüz bin göçmenin engellendiğini söylüyor.
Uluslararası Göç Örgütü’ne (IOM) göre, geçen yıl 2 bin 62 göçmen öldü veya kayboldu. Bu sayı 2017’de 3 bin 140 kişi olarak kaydedilmişti.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı haberine göre, Avrupa Reform Merkezi’nden Luigi Scazzieri, “Göçmenlerin Avrupa’ya ulaşmasını önlemek için üçüncü ülke yetkilileriyle birlikte çalışmak, Avrupa politikasının ana eksenlerinden biridir” dedi.
İtalya-Libya anlaşması, en azından başlangıçta, gelenlerin sayısını azaltmak için ‘çok etkili’ olduğunu kanıtladı.
Ancak insani yardım kuruluşları, göçmenlerin Libya Sahil Güvenliği kılığına girmiş silahlı milis üyelerinden gelen riskleri kınıyor ve açık denizlerde göçmen teknelerine karşı gerçek mermi kullanıldığına dair vakaları belgeliyor.
Anlaşmayı iptal etme çağrılarına rağmen, Giorgia Meloni başkanlığındaki sağcı İtalyan hükümetinin göreve başlamasından günler sonra, Kasım ayı başında anlaşma otomatik olarak yenilendi.
Uluslararası Af Örgütü (Amnesty), Save The Children ve Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Libya’daki belgesiz göçmenlerin, cinsel şiddet veya işkenceye maruz kaldığını öne sürüyor. Ancak Libyalı yetkililer bunu reddediyor.
İnsan hakları avukatı Arturo Salerni, “Avrupa arama ve kurtarma bölgelerinden Libya’ya gelen göçmenlerin yasaklanması, eğer Avrupa devletleri buna suç ortaklığı yaparsa, AB yasalarına göre yasa dışıdır” dedi.
İnsani yardım kuruluşu ARCI’nin geçen yılki bir raporunda, İtalya’nın 2017’den bu yana Libya sahil güvenliğini desteklemek için en az 32,5 milyon euro ayırdığı ifade edildi.



İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”


Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
TT

Tunus’ta adaletsizliğe karşı ve özgürlükler talebiyle protesto yürüyüşleri düzenlendi

Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)
Tunus’ta daha fazla özgürlük ve sosyal adalet talebiyle düzenlenen protesto gösterilerinden bir kare (Reuters)

Tunus’ta çoğunluğu gençlerden oluşan protestocular, sivil toplum örgütleri, aktivistler ve bağımsız siyasetçiler dün, ‘adaletsizliğe karşı’ ve özgürlük talepleriyle bir yürüyüşe katıldı. Yürüyüş, İnsan Hakları Meydanı’ndan başlayarak başkentin merkezindeki 5. Muhammed Caddesi’ni geçerek devam etti.

Protesto yürüyüşü, Tunus’un güneyindeki Gabes'te çevre kirliliğine karşı geniş kapsamlı protestoların, sektörel grevlerin ve ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmak’ suçlamasıyla hapiste tutulan politikacılar için uzaktan yapılan duruşmalara tepki olarak düzenlendi.

Bu durum, gazetecilerin yargılanması, sivil toplum kuruluşlarının ve basın kuruluşlarının faaliyetlerinin dondurulmasına ilişkin mahkeme kararları, vergi denetim kampanyası ve siyasi partilerin faaliyetlerinde önemli bir düşüşün yaşandığı bir dönemde ortaya çıktı.

Protesto yürüyüşü organizatörlerinden oluşan komisyonun sözcüsü gazetecilere yaptığı açıklamada, “Amacımız safları birleştirmek. Bildiğiniz gibi, bugün iklim zorlu. Adaletsizliği durdurmayı ve ülkenin uçuruma sürüklenmesini önlemeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Protestolar sırasında göstericiler “Özgürlük, özgürlük, polis devleti bitti” ve “İş, özgürlük, ulusal onur” sloganları attılar. Göstericiler ayrıca üzerinde ‘Sadece adaletsizlik ve tehditleri bilen bir başkan! Halkın ve halkın isteklerinden uzaklaşan yolun nereye gidiyor?’ yazan büyük bir pankart açtılar.

Muhalefet kanadından Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Riyad Şuaybi, Alman Basın Ajansı DPA’ya yaptığı açıklamada, “Ulusal sahnede yaşanan çok yönlü siyasi, sosyal ve çevresel gelişmeler çerçevesinde, bu yürüyüş, beş yıldan fazla bir süredir durmuş olan demokrasi ve kalkınma sürecinin yeniden başlatılması hedefine ilişkin gerçek bir ulusal konsensüsü ifade ediyor” dedi.

Bu hareket, sokakta yetkililer ile Tunus'un en büyük sendikası olan Tunus Genel İşçi Sendikası (UGTT) da dahil olmak üzere çeşitli parti ve örgütlerden muhalefet kanadındaki gruplar arasındaki gerginliğin bir göstergesi olarak görülüyor.

Paris'te yaşayan Tunuslu muhalif siyasetçi ve Fransa'daki Tunuslular Demokratik Derneği Başkanı Tarık Tukabri, “Siyasi partilerin genel sekreterlerinin çoğu bugün hapiste. Siyasi görüşleri ne olursa olsun, kamu özgürlüklerini savunmak ve onların serbest bırakılmasını talep etmek önemli” ifadelerini kullandı. Tukabri, “Siyasi ve demokratik hayata dönmemiz, partilerin ve sivil toplumun rolünü yeniden tesis etmemiz ve uzaktan yargılamalara son vermemiz gerekiyor” diye ekledi.

2019 yılında iktidara gelen Cumhurbaşkanı Kays Said, muhaliflerini devleti içeriden parçalamaya çalışmakla, yabancı güçlerle bağlantıları olmakla ve devlet kurumlarında yaygın şekilde yolsuzluğa neden olmakla suçluyor.

Öte yandan Adalet Bakanı Leyla Ceffal, ifade özgürlüğüne karşı davalar veya kovuşturmalar ya da hapishanelerde muhaliflere işkence uygulandığı iddialarını reddediyor. Ancak Tunus İnsan Hakları Birliği ve Tunus Gazeteciler Sendikası gibi insan hakları örgütleri, kamusal özgürlüklerde ciddi bir gerileme olduğuna işaret ederken hapishanelerde tutuklu bulunan politikacıların sağlık durumunun kötüleştiğini vurguluyor.

Yetkililer, özgürlük kısıtlamalarını kaldırmak, kamu hizmetlerini ve yaşam koşullarını iyileştirmek ve artan fiyatlarla mücadele etmek konusunda çifte baskı altında bulunuyor.

Tukabri, yaptığı açıklamada ayrıca “Bu boşluk bir an önce kapatılmalı ve vatandaşların sağlık, çevre kirliliği, barınma ve diğer alanlardaki gerçek sorunlarına çözüm bulmaya özen gösterilmeli” diye vurguladı.


Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
TT

Sudan’da çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne sıçradı

Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)
Sudan Ordusu Komutanı Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Sudan’da Kordofan'ın kuzey bölgelerinde, özellikle stratejik öneme sahip Babnusa şehrinde şiddetli çatışmalar devam ederken çatışmalar Kuzey Eyaleti’ne de sıçradı. Kuzey Eyaleti’nin yönetim şehri Dongola, Sudan ordusu ile ‘Evlad Kamari’ adıyla bilinen yerel milisler arasında patlak veren ilk çatışmaya tanık oldu. Bu olay, yerel halk arasında terör ve korku dalgasına yol açarken, çok sayıda milis öldürüldü ve liderleri ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı.

Öte yandan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), ABD Başkanı Donald Trump'ın Sudan'daki savaşı sona erdirme isteğini memnuniyetle karşıladı. Cumartesi günü, BAE Devlet Başkanı Diplomasi Danışmanı Enver Karkaş, ‘Sudan’daki kanlı iç savaşın acilen sona erdirilmesi ve acil ateşkes’ çağrısında bulundu.

Karkaş, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı açıklamada, Sudan'ın birliğine vurgu yaparken Müslüman Kardeşler'in (İhvan-ı Müslimin) etkisinin geri dönüşünün ciddi endişe kaynağı olduğunu söyledi. Karkaş, Sudan’da çatışan her iki tarafta da ihlallere karışanların hesap vermesi gerektiğinin altını çizdi.