Yeni araştırma: Favori şarkılarınız, ilişki durumunuzu ortaya çıkarıyor

"Sözler önemlidir, bu yüzden onlara dikkat edin"

Ravin Alaei, "İlişkileri yansıtan müzikler, ilişki kurma becerilerine yardımcı mı yoksa engel mi oluyor?" sorusunun cevabı için araştırmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi (Pixabay)
Ravin Alaei, "İlişkileri yansıtan müzikler, ilişki kurma becerilerine yardımcı mı yoksa engel mi oluyor?" sorusunun cevabı için araştırmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi (Pixabay)
TT

Yeni araştırma: Favori şarkılarınız, ilişki durumunuzu ortaya çıkarıyor

Ravin Alaei, "İlişkileri yansıtan müzikler, ilişki kurma becerilerine yardımcı mı yoksa engel mi oluyor?" sorusunun cevabı için araştırmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi (Pixabay)
Ravin Alaei, "İlişkileri yansıtan müzikler, ilişki kurma becerilerine yardımcı mı yoksa engel mi oluyor?" sorusunun cevabı için araştırmaya devam edilmesi gerektiğini söyledi (Pixabay)

Kanada'daki araştırmacılar, müziğin insanların ilişki durumlarında oynadığı rolü inceledi. Yapılan çalışmaya göre insanların dinlediği şarkıların sözleri, bu kişilerin bir ilişki hakkında ne düşündüğünü gösteriyor.
Araştırmada insanlar bağlanma tarzı açısından 4 gruba ayrıldı. Bunlar arasında reddedilmekten korkan ve ilişkilerinde güvence arayan "endişeli", çok samimi olmaktan rahatsızlık duyan "çekingen", iyimser bakış açısına sahip "kendine güvenli" ve kafa karıştırıcı beklentilere sahip "karma" bağlanma tarzları var.
Personel Relationships adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan çalışmada, 570 katılımcıdan favori parçalarını söylemeleri istendi. Katılımcıların, bir ilişkiye bağlanma tarzları ve kişilik özellikleri de belirlendi.
Bunun ardından yaklaşık 7 bin şarkı, söz konusu 4 gruba göre ayrıldı.
Katılımcıların seçtiği şarkılar, sözleri incelenerek bağlanma tarzlarına göre analiz edildi.
Bulgular, "endişeli" gruptaki bireylerin Adele'in ünlü parçası Someone Like You gibi kaygılarla dolu sözlere sahip şarkıları tercih ettiğini gösterdi. Kendine güvenen kişilerin, The Beatles'ın Love Me Do'su gibi şarkıları dinlediği belirlendi.
Araştırmayı yöneten Ravin Alaei, "Müziğin insanların hayatlarında oynadığı rolle ilgileniyorum. Sözler önemlidir, bu yüzden onlara dikkat edin" dedi.
İnsanların en sevdiği şarkıların sözlerinin, onların düşüncelerini ve duygularını yansıtabileceğini savunan Psikolog Alaei, "Bunlar aynı zamanda ilişkilerdeki deneyimlerinizle ilgili fark etmemiş olabileceğiniz şeyleri de ortaya çıkarabilir" diye konuştu.
Araştırmada bahsi geçen bazı şarkılar şöyle:
Çekingen şarkılar:
Beyoncé, Irreplaceable
Chris Brown, Say Goodbye 
N'Sync, Bye Bye Bye
Michael Jackson, Billie Jean
TLC, Scrubs
Rihanna, Take a Bow
The Weeknd, The Hills; Heartless
Endişeli şarkılar
Adele, Someone Like You
The Police, Every Breath You Take
Miley Cyrus, Wrecking Ball
Adele, Hello
U2, One
Seether, Broken
No Doubt, Don't Speak
Bruno Mars, When I Was Your Man
Drake, Hotline Bling
Kendine güvenli şarkılar:
Sonny & Cher, I Got You Babe
Whitney Houston, I Will Always Love You
The Beatles, Love Me Do
Ed Sheeran, Thinking Out Loud
Plain White Ts, I Love You 
John Legend, All of Me
Michael Bublé, Haven't Met You Yet
Beach Boys, Wouldn't It Be Nice
Bryan Adams, (Everything I Do) I Do It for You
Etta James, At Last
Justin Bieber, Holy
Karma şarkılar:
Carrie Underwood, Before He Cheats
Gotye, Somebody that I Used to Know
Taylor Swift, Bad Blood
Sam Smith, I'm Not the Only One
Ne Yo, So Sick
Bonnie Raitt, I Can't Make You Love Me
Adele, Rolling in the Deep
Rihanna ft. Drake, Work
Eminem ft. Rihanna, Love the Way You Lie
 
Independent Türkçe, The Telegraph, EurekAlert



‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor
TT

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

‘Pasif işitsel maruz kalma’ beyni geliştiriyor

Müziğin ve konuşmanın çocukların öğrenme yetenekleri üzerindeki olumlu etkisi bilim tarafından geniş çapta kabul edilmektedir ancak yakın zamanda, bir çocuğun çevresinden gelen belirli işitsel sinyallerin, gelişmekte olan genç beynindeki dil işleme ağlarının oluşumunda karmaşık bir rol oynadığını doğrulayan kanıtlar ortaya çıktı.

İşitsel sinyallere maruz kalma

Erken dönem beyin plastisitesi ve çocukların bilişsel ve dil gelişimi konusunda uzmanlaşan ünlü araştırmacı April Benasich, çığır açan yeni bir keşfe ışık tuttu. 6 haftalık bir deneyde, bir grup bebek kısa, sözel olmayan sesler ile bir dizi pasif işitsel içeriğe maruz bırakıldı.

Katılımcı bebekler işitsel parçaları tanımlama ve ayırt etmede yüksek oranda doğruluk gösterdi. 12 ve 18 aylıkken pasif işitsel maruziyete maruz kalmayanlara kıyasla daha yüksek dil puanlarına sahip oldukları görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Cerebral Cortex dergisinde yayınlanan çalışmadan aktardığına göre çalışmanın sonuçları önemli bir bilimsel gelişme zira sözel olmayan seslere pasif maruz kalmanın değiştirici gücünü ortaya koydu. Birkaç milisaniye içinde meydana gelen küçük ses değişiklikleriyle karakterize edilen bu işitsel uyaranlar, bebekleri dilin varlığı konusunda uyaran sinyallere benziyor ve dilin etkili bir şekilde işlenmesi için gerekli sinir bağlantılarının güçlendirilmesinde önemli bir rol oynuyor.

Benassich’in laboratuvarındaki araştırmacılar tarafından yürütülen önceki çalışmalar, etkileşimli işitsel ipuçlarının temel beyin ağları üzerindeki değiştirici etkisini olduğunu ve bunun da zamanla bebeklerde odaklanma ve dil sonuçlarının iyileşmesine yol açtığı ortaya çıkardı.

Dilsel uyaran

Ancak asıl soru hala varlığını sürdürüyor. Benzer işitsel uyaranlara pasif olarak maruz kalmak dil ağlarında benzer etkiler yaratabilir mi? Yeni çalışma, dil işleme yetenekleri ve gelecekteki dil gelişimi üzerindeki önemli etkisini doğrulayan önemli sonuçlara ulaştı.

Sonuçlar, pasif işitsel maruz kalma yoluyla bile erken gelişim yıllarında hızlı işitsel işlem yeteneklerinin geliştirilmesinin, daha sonraki dil yeterliliği üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabileceğini gösterdi.

Rutgers-Newark Moleküler ve Davranışsal Sinirbilim Merkezi’nde seçkin Sinirbilim Profesörü April Benasich “Gelişen dil ağlarını pasif olarak etkileme yeteneği ileriye doğru atılmış çok önemli bir adımdır. Pasif yol, optimal ağları teşvik etmek için daha basit ve daha ucuz bir alternatif sunarak ebeveynlere, evde tipik gelişimi destekleme fırsatı sunmanın yanı sıra, dil gelişiminde sıkıntılarla yüzleşen bebeklere klinikte veya pediatri merkezlerinde erişilebilir bir müdahale yapılmasına olanak sağlar” dedi.

Benasich’in önceki araştırmalarında, hızlı işitsel işlemleme yeteneği ölçümlerinin, en yüksek dil gecikmesi ve bozukluğu riski altındaki bebekleri tespit etmek için kullanılabileceğini ve bu duruma karşı müdahale etme ve sonuçlarını hafifletme fırsatı sağladığı sonucuna ulaşıldı.

Uzman araştırmacı “Bebeğin beyninin analiz etmesi gereken karmaşık ses farklılıkları, dil gelişimi için çok önemlidir. Beyinleri, gelen ilgili çevresel sesleri analiz edecek şekilde programlanmıştır. Eğer bu seslerin hepsi aynı frekansta ve aynı yoğunluktaysa beyin gerekli farklılıklara karşı duyarsızlaşabilir ve böylece güçlü dil ağlarının oluşumunu engelleyebilir” ifadelerini sözlerine ekledi.