Yeni ölçü birimleri belirlendi: Dünya'nın kütlesi 6 ronnagram oldu

Bilim insanlarına göre mevcut birimler, dünyanın "doymak bilmez veri iştahıyla" başa çıkmak için yeterli değildi

Dünyanın kütlesi şimdiye dek "5 bin 972 × 10^24 kilogram" diye ifade ediliyordu (Unsplash)
Dünyanın kütlesi şimdiye dek "5 bin 972 × 10^24 kilogram" diye ifade ediliyordu (Unsplash)
TT

Yeni ölçü birimleri belirlendi: Dünya'nın kütlesi 6 ronnagram oldu

Dünyanın kütlesi şimdiye dek "5 bin 972 × 10^24 kilogram" diye ifade ediliyordu (Unsplash)
Dünyanın kütlesi şimdiye dek "5 bin 972 × 10^24 kilogram" diye ifade ediliyordu (Unsplash)

Dünyanın dört bir yanından bilim insanı, Fransa'da bir araya gelerek, en büyük ve en küçük sayıları daha kolay ifade edebilmek için yeni ölçü birimlerini belirledi.
Böylelikle küresel standart olarak kabul edilen Uluslararası Birimler Sistemi'ne 30 yılı aşkın süre sonra ilk kez yeni örnekler eklenmiş oldu.
Yeni karara göre en büyük sayılar için "ronna" ve "quetta", en küçükler içinse "ronto" ve "quecto" kullanılacak. Bunlar gram ve metre gibi ölçü birimlerinin önüne ek olarak gelecek.
Değişiklikler, her 4 yılda bir Paris'in batısındaki Versay Sarayı'nda gerçekleşen 27. Ağırlıklar ve Ölçüler Genel Konferansı'na katılan bilim insanları ve hükümet temsilcileri tarafından oylandı.
Yeni ön eklerin getirilmesi girişimine öncülük eden Birleşik Krallık Ulusal Fizik Laboratuvarı, kararın kabul edildiğini bir bildiriyle açıkladı.
Ön ekler, büyük miktarların ifade edilmesini kolaylaştırıyor. Örneğin, bir kilometre yerine 1000 metre, bir milimetre yerine ise metrenin binde biri ifadesini kullanmak, karmaşık hesaplamalarda işleri zorlaştırabilir.
Uluslararası Birimler Sistemi, 1960'ta ilk kurulduğundan beri, bilimsel ihtiyaçlar doğrultusunda ön eklerin sayısını artırıyor. En son 1991'de, büyük moleküler miktarları ifade etmek isteyen kimyagerler, "zetta" ve "yotta" birimlerini listeye ekletmişti.
Büyük ölçümlerde kullanılan yottametre, ilgili rakamın ardına 24 sıfır ekliyor.
Ancak Birleşik Krallık Ulusal Fizik Laboratuvarı'nın yöneticilerinden Richard Brown'a göre, yotta bile dünyanın "doymak bilmez veri iştahıyla" başa çıkmak için yeterli değildi.
Brown, "Şu anda verileri, en büyük ön ek olan yottabayt cinsinden ifade ediyoruz. Ama sınıra çok yakınız" ifadelerini kullandı.

Dünyanın yeni kütlesi
Yeni ön ekler, gezegenlerin ağırlığını ifade etmede de işlevli olabilir.
Brown, "Mesafe yerine kütleyi düşünelim. Dünya'nınki yaklaşık 6 ronnagram olur" dedi. 6 ronnagram, 6'nın yanına 27 sıfır ekleneceği anlamına geliyor.
Bilim insanı, "Jüpiter ise yaklaşık iki quettagram ediyor" diye ekledi. Bu da ikinin yanına 30 sıfır eklenmesi demek.
Öte yandan, Uluslararası Birimler Sistemi tarafından onaylanmamış ama halihazırda kullanılan ekler de mevcut. Veri büyüklüğünü ifade eden rontobayt ve hellabayt bunlardan ikisi.
Google, 2010'dan beri baytlar için bu ön ekleri kullanıyor.
Brown, "Bunlar gayri resmi şekilde dolaşımda olan terimlerdi, bu yüzden bir şeyler yapmamız gerektiği açıktı" diye konuştu.
Kararın arkasındaki uzmanlar, yeni öneklerin "sistemi geleceğe hazırlayacağını" ve en azından önümüzdeki 20 ila 25 yıl boyunca bilim dünyasının ihtiyacını karşılamaya yeteceğini düşünüyor.
 
Independent Türkçe, Phys.org, AP



Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
TT

Bilim insanları Güneş'i karartmaya hazırlanıyor

Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)
Bilim insanları, iklim değişikliğini yavaşlatmak için güneş ışığını engellemeyi hedefliyor (Reuters)

Rebecca Whittaker 

Britanyalı bilim insanları, hükümetin 50 milyon sterlinlik (yaklaşık 2,5 milyar TL) bir fonla desteklediği program kapsamında küresel ısınmayla mücadelede güneş ışığını engelleme tekniklerini deneyebilir.

Birkaç hafta içinde onaylanacak jeomühendislik projesinde bilim insanları, ışığı yansıtan parçacık bulutlarını atmosfere fırlatmak veya deniz suyu spreyleri kullanarak bulutları daha parlak hale getirmek gibi teknikleri inceleyebilir.

Başka bir yöntemse, ısıyı hapseden bir battaniye görevi gören doğal sirüs bulutlarını inceltmeyi içeriyor.

Projenin başarılı olması halinde Dünya yüzeyine daha az güneş ışığı ulaşacak ve böylece yeryüzü geçici olarak soğuyacak.

Bu, gezegeni soğutmanın nispeten ucuz bir yolu olarak düşünülse de yöntemi eleştirenler, hava örüntülerinde felaketlere yol açabileceği ve hatta yağmurları, gıda üretiminde hayati önem taşıyan bölgelerden başka yerlere kaydırabileceği uyarısında bulunuyor.

Diğer bilim insanlarıysa jeomühendisliğin, iklim değişikliğinin temel nedeni olan fosil yakıtların kullanımını durdurma çabalarını azaltabileceğini söylüyor.

Proje, ARIA diye bilinen İleri Araştırma ve Buluş Ajansı tarafından finanse ediliyor.

Birleşik Krallık hükümeti tartışmalı deneye 50 milyon sterlin ayırdı ancak gelecek 4 yıl boyunca kullanmak üzere, vergi mükelleflerinin parasından verilen toplam miktar 800 milyon sterlin (yaklaşık 41 milyar TL).

Jeomühendislik projesini yöneten ARIA Program Direktörü Profesör Mark Symes "Karbonsuzlaşma hayati önem taşıyor ancak mevcut gidişatımız, sıcaklık kaynaklı çok sayıda iklim devrilme noktasını tetikleme riski taşıyor" diyor.

Bu program, iklim felaketini önlemek için gereken zaman diliminde Dünya'yı güvenli ve sorumlu bir şekilde nasıl soğutabileceğimiz (veya soğutup soğutmamamız gerektiği) konusunda kritik ve cevapsız soruları araştıracak.

ARIA'nın geçen yıl yayımladığı bir belgede Symes bu tür devrilme noktalarına örnek vermişti. Bunlar arasında Arktik kış deniz buzlarının erimesi, Amazon yağmur ormanlarının yok olması ve bunun sonucunda ekosistem kaybı, karadaki büyük buz örtülerinin çökmesi ve bunun küresel deniz seviyesinin kayda değer derecede yükselmesine yol açması yer alıyordu.

Symes, çözümün fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ve sera gazlarındaki fazlalıkların ortadan kaldırılması olduğunu ancak bunun, devrilme noktalarının başlangıcını önleyecek kadar hızlı gerçekleşmeyebileceğini söylüyor.

Bunun yerine bu projenin "karbonsuzlaşma için zaman kazanmamıza" katkı sağlayacağını umuyor.

Profesör Symes, projede zehirli maddeler kullanılmayacağını, açık hava deneyleri öncesinde çevresel etki değerlendirmesi yayımlanacağını ve bölgedeki topluluklara danışılacağını ifade ediyor.

Projelerin detaylarının gelecek haftalarda yayımlanması bekleniyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news