Suudi Arabistan Müzik Kurumu tarihi sanat mirasını arşivliyor

Suudi Müzik Kurumu, Suudi Arabistan'daki müzik ve performans mirasını arşivlemek için en büyük sistematik program olan üç "Turuk” (Yollar) turu başlatıyor

“Müzik Kurumu”, müzikal ve performans mirasının renklerini sunmak için saha turlarına başladı.
“Müzik Kurumu”, müzikal ve performans mirasının renklerini sunmak için saha turlarına başladı.
TT

Suudi Arabistan Müzik Kurumu tarihi sanat mirasını arşivliyor

“Müzik Kurumu”, müzikal ve performans mirasının renklerini sunmak için saha turlarına başladı.
“Müzik Kurumu”, müzikal ve performans mirasının renklerini sunmak için saha turlarına başladı.

Turuk (Yollar) tarih projesi, Suudi Arabistan’daki müzik ve sahne performansı mirasını korumaya yönelik sistematik yolculuğunun üçüncü saha turunu başlattı. Suudi Arabistan, projenin küresel ve yerel olarak izlediği veri bankasına dayalı olarak, araştırmacıları ve sanatçıları onu incelemeye, kültürel ve insani değerlerinden yararlanmaya motive edecek şekilde sunuyor.
Suudi Müzik Kurumu ile Tiyatro ve Gösteri Sanatları Kurumu tarafından 2021 yılının ortalarında başlatılan “Suudi Yolları” programı, müzik ve performans mirası sanatları için en büyük sistematik belgeleme programı. Programın, Suudi Arabistan’ın tüm bölgelerine ulaşabilmesi için 2027 yılına kadar devam etmesi planlanmakta.

Müzik Kurumu ile Tiyatro ve Gösteri Sanatları Kurumu, “Yollar” programı kapsamındaki zengin müzik ve sahne performansı mirasını sunmak için Mekke’de saha gezilerine başladı. Daha sonra Suudi Arabistan'ın güneyindeki Asir bölgesine geçti ve bu sırada 10 uzman araştırmacıdan oluşan envanter ekibi, bölgenin bazı şehirlerinde geleneksel renklerin listelenmesi için çalıştı. Program, Baha bölgesindeki üçüncü turuna, değerlerin ve özgünlüğün tanığı olarak yerel halkın sanatsal mirasını koruduğu yeni bir yolculukla başladı.
“Suudi Yolları” ekibi, insanları ve Suudi bölgelerinde depolanan mirasla ilgilenenleri her bölgede yapılan belgeleme çalışmalarına katılmaya çağırdı.
Bir halk müzesinin sahibi ve kültür sektörüyle ilgilenenlerden biri olan Halil Arab, ülkenin sahip olduğu geniş coğrafi alanı ve uzun yıllardır ihmal edilen zengin ve çeşitli sanatsal mirası, gözetlemek, takip etmek ve canlandırmak için yoğun ve katlanarak artan bir çaba gerektiğini söyledi. Ülkenin uzun sosyal tarihi boyunca bildiği sanatsal mirasına ve folkloruna yeni bir soluk getirmek için de çaba sarf edilmesi gerektiğini kaydetti.
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre proje, UNESCO standartlarına uygun olarak Kültür Bakanlığı'ndaki "Kültür Arşivi" metodolojisini takip ediyor. Proje ekibi, gezisi sırasında genel olarak halkla, kültürel mirasla ilgilenenlerle, bölgedeki geleneksel sanatlarla uğraşanlarla, müzik ve vurmalı çalgı yapanlarla, tarihçilerle, uzmanlarla ve araştırmacılarla buluşmak için çalışıyor. Zira yaklaşık 10 ay süren ve geleneksel çeşitliliğin yüksek üretim standartlarıyla belgelendiği bir sonraki aşamaya hazırlık olarak bu çeşitliliğin envanterinin çıkarılması amaçlanıyor. Envanter çıkarma çalışması, halkın kadim mirasına ışık tutan video, ses, müzik notaları, sahne performansları, belgeseller ve araştırmacıların çalışmalarında yararlandıkları özel görsel ve işitsel materyalleri içeriyor. Sanatçılar müzik, tiyatro, performans ve genel olarak sanatsal çalışmalarında bu materyallerden ilham alıyor.



Efsanevi yönetmen kendini niye tamamen Avatar'a adadığını açıkladı

Ateş ve Kül'den sonra, sırasıyla Aralık 2029 ve Aralık 2031'de gösterime girecek iki Avatar filminin daha yapılması bekleniyor (20th Century Studios)
Ateş ve Kül'den sonra, sırasıyla Aralık 2029 ve Aralık 2031'de gösterime girecek iki Avatar filminin daha yapılması bekleniyor (20th Century Studios)
TT

Efsanevi yönetmen kendini niye tamamen Avatar'a adadığını açıkladı

Ateş ve Kül'den sonra, sırasıyla Aralık 2029 ve Aralık 2031'de gösterime girecek iki Avatar filminin daha yapılması bekleniyor (20th Century Studios)
Ateş ve Kül'den sonra, sırasıyla Aralık 2029 ve Aralık 2031'de gösterime girecek iki Avatar filminin daha yapılması bekleniyor (20th Century Studios)

1997'de vizyona girip ödülleri silip süpüren Titanik (Titanic) sonrasında yalnızca Avatar filmleri için kamera arkasına geçen ünlü yönetmen James Cameron, neden kariyerini bu seriye vakfettiğini açıkladı.

Rolling Stone'a konuşan 70 yaşındaki sinemacı şu ifadeleri kullandı:

Son 20 yıldır Avatar filmleri çekmeyi, ne kadar para kazandığımız üzerinden değil, bazı faydaları olabileceği temelinde kendime meşrulaştırdım. Bizi birbirimize bağlamayı sağlayabilir. Doğayla bağ kurmamızı sağlayan ama kaybettiğimiz tarafımızla temasa geçmemize yarayabilir.

Avatar'ın çekimleri için gittiği Yeni Zelanda'da yıllardır yaşayan Kanadalı, sözlerine şöyle devam etti:

İnsani problemleri sinemanın çözebileceğini düşünüyor muyum? Hayır, bence filmlerin bir sınırı var zira insanlar bazen yalnızca eğlenmeyi arzular ve öyle bir zorluk istemiyorlar. Kanımca Avatar, bir Truva atı gibi: Önce sizi eğlendirdiği bir noktaya sürüklüyor, sonra da beyniniz ve kalbinizi etkilemeye başlıyor.

Avatar serisinin toplam gişe hasılatı 5,24 milyar doları bulurken, 2009'da çıkan ilk yapım 2,92 milyar dolarla tüm zamanların en çok kazanan filmi olma unvanını hâlâ koruyor.

Üçüncü film Avatar: Ateş ve Kül'ün (Avatar: Fire and Ash), Avatar: Suyun Yolu'ndan (Avatar: The Way of Water) üç yıl sonra, 19 Aralık 2025'te sinemalarda olması bekleniyor.

Tıpkı Suyun Yolu'nda Pandora'nın deniz halkı Metkayinaların tanıtıldığı gibi, yeni filmde de Kül Halkı izleyicilerle buluşacak.

Filmin oyuncu kadrosunda Sam Worthington, Zoë Saldaña, Sigourney Weaver, Stephen Lang, Kate Winslet, Cliff Curtis, Britain Dalton ve Jack Champion gibi önceki filmlerden tanıdık isimler yer alıyor. Kadroya ayrıca Michelle Yeoh ve David Thewlis de dahil oluyor.

Cameron kısa süre önce Empire'a verdiği röportajda, kendini 4 ve 5. filmleri bizzat çekecek kadar sağlıklı hissettiğini söylemişti. 

Independent Türkçe, Rolling Stone, Variety