Dibeybe hükümeti, Ankara ile yapılan ‘deniz yetki alanları anlaşması’nın iptal edilmesi çağrılarını kınadı

Necla el Menguş, Borrell'e Libya'nın egemenliğini hedef alan "her türlü provokasyonu" reddettiğini bildirdi.

Menguş, Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Borrell ile Barselona'daki görüşmesi sırasında
Menguş, Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Borrell ile Barselona'daki görüşmesi sırasında
TT

Dibeybe hükümeti, Ankara ile yapılan ‘deniz yetki alanları anlaşması’nın iptal edilmesi çağrılarını kınadı

Menguş, Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Borrell ile Barselona'daki görüşmesi sırasında
Menguş, Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilcisi Borrell ile Barselona'daki görüşmesi sırasında

Abdülhamid el-Dibeybe başkanlığındaki Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH), Avrupa Parlamentosu’nun son toplantısında, Türkiye ile Libya arasında imzalanan Akdeniz'de deniz yetki alanları ve petrol aramalarına ilişkin iki mutabakat zaptının iptal edilmesi talebiyle yayınlanan tavsiyeleri kınadı.
Libya Başkanlık Konseyi eski başkanı Fayez es-Serrac, Mısır ve Yunanistan'ın itirazlarına rağmen bölgede büyük tepkilere yol açan petrol arama çalışmalarına ilişkin olarak 27 Kasım 2019'da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir mutabakat zaptı imzalamıştı.
Ulusal Birlik Hükümeti Dışişleri ve Uluslararası İş birliği Bakanı Necla Menguş, Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Josep Borrell ile önceki gün Barselona'da düzenlenen Avrupa Birliği ve Güney Komşu Ülkeler dördüncü bakanlar toplantısının oturum aralarında yaptığı görüşmede hükümetinin vizyonunu dile getirdi.
Libya Dışişleri Bakanlığı dün (Cuma), Dibeybe hükümetine bağlı “Hükümetimiz” platformu tarafından yapılan açıklamalarda, Menguş’un Borrell ile yaptığı görüşmede Libya'nın “sert ve kararlı” tutumunu dile getirdiğini belirtti. Açıklamada Libya Ulusal Birlik Hükümeti’nin, “ülke egemenliğini hedef alan ve Akdeniz'deki komşularıyla arasındaki ikili ilişkileri baltalamaya çalışan her türlü provokasyonu reddettiği ifade edildi.” denildi.
Avrupa Parlamentosu tarafından geçen hafta sonunda yayınlanan ve önceki gün Libya resmi haber ajansı WAL’de yer alan tavsiyeler arasında “petrolün siyasi bir araç olarak kullanılmaması ve tüm kuyuların ve elektrik santrallerinin açık tutulması” maddesi de bulunuyor.
Avrupa Parlamentosu, Dibeybe'nin geçtiğimiz Ekim ayının 3'ünde Ankara ile imzaladığı mutabakat zaptını, Yunanistan ve Kıbrıs dahil diğer ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinde yer alması nedeniyle yasadışı olarak değerlendirdi.
Avrupa Parlamentosu ayrıca AB üye ülkelerinin Libya'da barış ve güvenliği yeniden tesis etmeye yönelik diplomatik çabalarını yoğunlaştırmaya çağırdı. Libya olduğunda tek ses olarak, Birleşmiş Milletler'in gözetiminde, BM'nin Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathily'nin başkanlığında Birleşmiş Milletler tarafından desteklenen özgür ve adil seçimler yapılmasına yönelik yol haritasıyla ilgili müzakerelere “tam desteğini” yineledi.
AB, Libya ile ilgili tüm uluslararası aktörleri "ülkenin iç işlerine müdahale etmemeye ve doğrudan askeri müdahalelerle gerginliği alevlendirmekten kaçınmaya" çağırırken, bütün paralı askerler, savaşçılar ve yabancı güçlerin Libya topraklarından çekilmesi gerektiğini vurguladı.Avrupa Parlamentosu, Libya'daki siyasi duruma ilişkin bir dizi tavsiyeyi 454 lehte, 130 aleyhte ve 54 çekimser oyla onayladı ve bunları Avrupa Komisyonu'na, Birliğe üye devletlere ve Avrupa Birliği dış politika başkanlığına sundu.
Libya Temsilciler Meclisi Başkanı Akile Salih, Türkiye'nin Dibeybe hükümeti ile petrol ve gaz konusunda bir mutabakat zaptı imzaladığını ve bunun yasadışı ve bağlayıcı olmadığını, çünkü Dibeybe hükümetinin görev süresinin “yasal olarak sona erdiğini” söyledi. Ancak Dibeybe, mutabakatı savunarak, ülkesinin Yunanistan'a ait Girit adasındaki haklarına bağlılığını teyit etti ve "Mutabakat Muhtırası'na karşı çıkan ülkelerin tutumlarına ilgisiz olduğunu" ifade etti.
Dibeybe Hükümeti’nin Dışişleri Bakanlığı ise Menguş'un, Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi ile görüşmesinin bölgesel ve uluslararası alandaki son gelişmelere değindiğini, görüşmede, Libya'nın istikrar ve güvenliğinin “Avrupa ve bölge için önemi göz önüne alındığında Avrupa Birliği’nin öncelikleri arasında olduğunun" vurguladığını belirtti.
Avrupa Birliği Yüksek Temsilcisi sözlerini, Libya'daki seçim sürecinin "ülkenin istikrarı ve birliğinin teminatı için tek çözüm olduğu ve mümkün olan en kısa sürede" gerçekleşmesi için desteklemenin önemini vurgulayarak bitirdi.
Menguş, düzensiz göç dosyası da dahil olmak üzere birçok noktaya değinerek, bu konunun "küresel bir sorun” olduğunu belirtti. Menguş çözümün, Libya ve Avrupa Birliği arasında sürekli koordinasyon gerektirdiğini" belirterek, göçe yol açan nedenleri ele almayı amaçlayan bir plana ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.
Menguş ayrıca ülkesinin istikrarının "Akdeniz havzası ve Afrika'nın istikrarının önemli bir parçası olduğunu" ifade ederek, Libya'nın "herhangi bir arz kıtlığını gidermek için kullanılabilecek çok büyük miktarda enerji kaynağına sahip olduğunu" kaydetti.



‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
TT

‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’... Gazze Şeridi'ni neler bekliyor?

Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)
Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Deyr el-Balah'ta yerinden edilmiş Filistinliler için kurulan çadırlar (AP)

Son iki gündür Gazze Şeridi'ne ilişkin dosyada ‘Yeşil Refah’ ve ‘Yeni Gazze’ gibi yeni isimler öne çıkmaya başladı. Bu gelişme, ABD’nin arabuluculuğu ile Arap ve uluslararası desteğe rağmen İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin sekteye uğradığı bir dönemde yaşanıyor.

İsrail basınındaki haberlere göre hükümet, ABD’nin kararına boyun eğerek orduya Refah’ın doğusunda ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik saha çalışmalarına başlaması için izin verdi. İlk hazırlıklar kapsamında ağır iş makinelerinin bölgeye sokularak molozların temizlenmesi ve arazinin düzenlenmesi planlanıyor.

İsrail’in geciktirme girişimleri

İsrail medyasında yer alan bilgilere göre Tel Aviv yönetimi, bu çalışmaların henüz geçiş yapılmamış olan anlaşmanın ikinci aşamasına dahil olduğu gerekçesiyle haftalarca süren bir geciktirme çabasına girişti. Ancak Washington’un artan baskıları sonucunda İsrail, planın bir sonraki etabına yönelik hazırlıkları başlatmak zorunda kaldı.

Bu çalışmalar; işgal altındaki topraklarda Refah’ın doğusunda bir insani bölge ve yeni bir kent inşasını içeriyor. Washington yönetimi, söz konusu adımla Filistinlilere ‘umut şehri’ modelini sunmayı ve ‘Hamas’ın kontrolündeki eski, yıkılmış ve karanlık Gazze’nin’ karşısına ‘yeni, modern ve gelişen bir Gazze’ örneği koymayı hedefliyor.

İsrail, planın ikinci aşamasında atılacak bu tür adımların Refah Sınır Kapısı’nın açılmasına yol açacağı, ayrıca Gazze Şeridi’nin başka bölgelerinden çekilmeyi ve yerlerine uluslararası güçlerin konuşlanmasını gerektireceği gerekçesiyle itiraz etti. Söz konusu ülkeler, İsrail’in taleplerini karşılamanın zorluğu ve bölgedeki işgal koşulları nedeniyle kuvvet göndermeyi reddetti.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kanal 12 televizyonundan aktardığına göre, İsrail’in bu tutumu üzerine Washington yönetimi Tel Aviv’i süreci oyalamakla suçladı ve çok uluslu güce katılmaktan çekilen ülkelerin sorumluluğunu İsrail’e yükledi. Bu baskının ardından İsrail geri adım atarak yeni kentin inşasına başlanmasını kabul etti.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, İsrail’in ‘gelecek hafta bölgede geniş çaplı moloz temizliği başlatmak üzere ağır iş makinelerini Refah’a sokmaya hazırlandığını’ ve bunun ‘Hamas unsurlarından arındırılmış yeni insani bölgenin oluşturulması’ amacıyla yapıldığını bildirdi.

Silahlı milislerden destek

Habere göre İsrail ordusu, ‘İsrail’le koordineli çalışan silahlı milislere’ atılacak adımlar konusunda bilgi verdi. ABD planına göre bir sonraki aşama, ‘İsrail’in kısmen kontrol ettiği bölgelerde yabancı bir askeri gücün faaliyete geçmesini’ öngörüyor.

i24NEWS ise İsrail ordusunun Refah’ın doğusunda Filistinliler için ‘Yeşil Refah’ adıyla yeni bir kent kurulmasına yönelik geliştirme çalışmalarına fiilen başladığını bildirdi. Kanal, bölgede gelecek hafta kapsamı genişletilecek hazırlıkların sürdüğünü, bunların ‘moloz ve patlayıcı kalıntılarının temizlenmesini’ içerdiğini aktardı.

sdfrt
Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki İsrail askerleri (Arşiv – Reuters)

Maariv gazetesinin haberine göre, Refah’ta faaliyet gösteren Yaser Ebu Şebab milisleri, söz konusu yeni kentin bulunduğu bölgede İsrail güçlerinin temsilcileriyle ve ayrıca İsrail’in güneyindeki Kiryat Gat’ta bulunan ABD komuta merkezi adına bölgede bulunan sivil temsilcilerle birlikte görülmeye başladı.

Kabinede itirazlar

Siyasi kaynaklar, İsrail’in bu adımına kabinenin büyük bölümündeki bakanların karşı çıktığını, hatta tepkinin öfkeye dönüştüğünü aktardı. Bakanların, İsrail’in ‘sarı hat üzerinde inşaat yaparak Gazze çevresindeki yerleşimleri tehlikeye atmaması gerektiğini’ savunduğu belirtildi. Bazı sağ görüşlü medya organları haberi ‘utanç’ başlığıyla duyurdu.

Başbakan Netanyahu ise kararını savunarak hazırlık çalışmalarının ‘tünellere büyük miktarda beton dökme ve geniş bölgeleri izole etme’ işlemlerini içerdiğini söyledi. Netanyahu, söz konusu adımların ‘Hamas’ın askeri altyapısını yok etme yönündeki İsrail çıkarlarına hizmet ettiğini’ ifade etti.

gthy
Başbakan Binyamin Netanyahu, Ocak 2025'te İsrail kabine toplantısına başkanlık ediyor. (DPA)

Netanyahu, uluslararası güce katılmaktan vazgeçen Arap ve İslam ülkelerinin tutumunun Katar ve Türkiye’nin çıkarlarına hizmet ettiğini savundu. Bu nedenle İsrail’in ABD yönetiminin taleplerine yanıt vermesi ve Washington’la çatışmaya girmemesi gerektiğini kaydetti.

Filistin Yönetimi ve Hamas’ın itirazları

Filistin Yönetimi, İsrail’in ‘Gazze’yi yeniden inşa’ başlığı altında yürüttüğü çalışmalara karşı çıkıyor. Yönetim, farklı düzeylerde yaptığı açıklamalarda bu dosyadaki rolünü korumakta kararlı olduğunu ve Arap planına desteğini sürdürdüğünü vurguluyor.

Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa, perşembe günü bir İtalyan heyetini kabul ederken yaptığı açıklamada, “Gazze Şeridi için bir yeniden imar ve toparlanma planımız var. Bu planın bir icra programı bulunuyor ve Arap ile İslam ülkeleri tarafından benimsendi. Uluslararası toplum da New York Bildirgesi aracılığıyla destek veriyor. Kardeş Mısır’la birlikte Kahire’de bir yeniden imar ve toparlanma konferansı düzenlemek için çalışıyoruz” dedi.

Hamas, söz konusu projeyi ‘İsrail’in ateşkes anlaşmasını açık biçimde ihlal etmesini gerekçelendirmeye yönelik yeni bir aldatmaca’ olarak nitelendirdi. Hareket, yayımladığı açıklamada, “İsrail’in anlaşmayı çiğnediğini ve günlük ihlallerle daha ilk aşamayı ortadan kaldırdığını” belirtti.

Geçtiğimiz salı günü konuya ilişkin bilgi veren Mısırlı bir kaynak, Gazze’nin erken toparlanması ve yeniden inşasına yönelik Kahire Konferansı’nın kasım ayı sonunda yapılmasının planlandığını ancak toplantının erteleneceğini söyledi. Kaynak, “Konferans ay sonunda düzenlenmeyecek; biraz gecikmesi muhtemel. Özellikle şu anda paralel bir çaba yürütülüyor. Görünen o ki ABD, Refah’la ilgili kendi özel girişimini planlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Bu açıklama, İsrail’in kontrolündeki bölgelerde oluşturulması öngörülen ‘yeşil bölgeye’ işaret olarak yorumlandı.

Gazze İnsan Hakları Merkezi, ateşkesin başlamasından bu yana geçen 47 günde İsrail tarafından işlenen ihlallerde 350 Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı. Ölenler arasında 130 çocuk ve 54 kadın bulunuyor.

Merkez, aynı dönemde günlük ortalama 11’i aşan 535 ihlal kaydettiğini bildirerek ateşkesin yürürlüğe girdiği ilk andan itibaren ihlallerin sürdüğünü vurguladı.

Açıklamada, İsrail’in insani yardım girişlerini kısıtladığı, günde yalnızca 211 kamyonun geçişine izin verdiği, oysa 600 kamyona izin verildiği yönünde iddialarda bulunduğu aktarıldı. Ayrıca İsrail’in üzerinde mutabık kalınan çekilme haritasına uymadığı ve sivil bölgelere yönelik ateş kontrolünü sürdürerek zaman zaman bölgeye girdiği belirtildi.


İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
TT

İsrail’den Suriye'nin Beyt Cin kasabasına baskın: En az kişi 9 öldü

Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)
Golan Tepeleri'nde iki İsrail askeri (Arşiv fotoğrafı - Reuters)

Suriye kaynakları, İsrail devriyesinin bölgeye girmesi sonrası çatışma çıktığını; hava saldırılarının ardından yoğun sivil göç yaşandığını bildirdi.

Suriye medyası, Şam’ın güneyindeki Beyt Cin kasabasına düzenlenen İsrail baskının  ve hava saldırısının ayrıntılarını açıkladı. Suriye kaynakları, saldırılarda en az 9 kişinin öldüğünü aktardı.

Suriye’nin “El-İhbariyye” kanalı, kasabanın İsrail savaş uçaklarının yoğun bombardımanına hedef olduğunu, çok sayıda ölü ve yaralı bulunduğunu bildirdi.

Açıklamalara göre olay, İsrail’e ait bir askeri devriyenin bölgeye kara yoluyla girmesi, sakinlerle çatışma yaşanması ve devriyenin geri çekilmesi sonrası hava saldırılarının başlamasıyla tırmandı. Bölge üzerinde İsrail uçaklarının yoğun şekilde uçtuğu belirtildi.

Saldırıların ardından Beyt Cin’de büyük bir sivil göç hareketi yaşandı; çok sayıda kişi çevre kasabalara yöneldi.


Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
TT

Washington milislere: Irak'ta yeriniz yok

Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)
Süleymaniye ilindeki Çamçemal yakınlarında füze saldırısının ardından Kormor gaz sahası (Reuters)

aIrak'ın kuzeyindeki Süleymaniye'de bir doğalgaz sahasının insansız hava aracıyla (İHA) bombalanması öfkeli tepkilere yol açtı ve ABD'nin silahlı gruplara uyarıda bulunması ve hükümetin faillerin yakalanması için harekete geçmesiyle sonuçlandı.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne göre çarşamba akşamı Dana Gas tarafından işletilen Khor Mor gaz sahasını hedef alan bir İHA saldırısı, elektrik santrallerine gaz arzının tamamen kesilmesine neden oldu. ABD'nin Irak Özel Temsilcisi Mark Savaya, saldırıyı "düşmanca dış amaçlarla hareket eden yasadışı grupları" gerçekleştirmekle suçladı.

Savaya, Bağdat'ı "bu saldırının sorumlularını tespit etmeye ve adalete teslim etmeye" çağırdı ve "tam egemen bir Irak'ta bu tür silahlı gruplara yer olmadığını" vurguladı.

Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur ​​Barzani ise Washington'a "sivil altyapıyı korumak için gerekli savunma ekipmanını sağlama" çağrısında bulundu. Barzani, "Bu tür saldırıların faillerinin geçmişte olduğu gibi cezadan kaçmaması gerektiğini" vurguladı.

Saldırıyı henüz üstlenen olmadı ancak Irak yetkilileri dün saldırıyı araştırmak üzere bir komite kurulduğunu duyurdu ve askeri bir sözcü de saldırıda yer alanların "cezalandırılacağına" söz verdi.