Kiev’de 130 bin kişi elektriksiz

Rusya, Çarşamba günü Ukrayna'nın enerji altyapısını onlarca füzeyle hedef aldı (AP)
Rusya, Çarşamba günü Ukrayna'nın enerji altyapısını onlarca füzeyle hedef aldı (AP)
TT

Kiev’de 130 bin kişi elektriksiz

Rusya, Çarşamba günü Ukrayna'nın enerji altyapısını onlarca füzeyle hedef aldı (AP)
Rusya, Çarşamba günü Ukrayna'nın enerji altyapısını onlarca füzeyle hedef aldı (AP)

Kiev'deki yetkililer, şiddetli Rus saldırılarının ardından Ukrayna’nın başkentinde yaşayan on binlerce kişinin elektriksiz kaldığını duyurdu.
Kiev Askeri Yönetimi, üç milyon nüfuslu başkentte yaklaşık 130 bin kişinin elektrik kesintilerinden etkilenmeye devam ettiğini, onarımların son 24 saat içerisinde tamamlanacağını bildirdi.
Açıklamada, tüm ısınma sitemlerinin tekrar çalışabileceği aktarıldı.
Geçtiğimiz Çarşamba günü, Rusya, Ukrayna'nın enerji altyapısını onlarca füze ve seyir füzesi ile hedef alarak büyük hasara yol açtı.

Elektrik, su ve ısıtma hizmetleri ülkenin birçok yerinde vatandaşlara ulaştırılamıyor. Önümüzdeki aylarda temel hizmetlerin düzgün çalışmayacağına dair büyük endişeler var.
Öte yandan, İngiliz askeri istihbaratı bugün yaptığı açıklamada, Rusya'nın eskiyen nükleer seyir füzelerinden nükleer savaş başlıklarını çıkardığını ve bunları Ukrayna'ya ateşlediğini bildirdi.
İngiltere Savunma Bakanlığı, "Açık kaynak görüntülerinde nükleer saldırı için tasarlanmış 1980’lerden kalma havadan karaya ateşlenen AS-15 KENT füzesinin sahada kullanıldığı görülüyor" açıklamasında bulundu.
Savaş başlıkları sökülen füzelerin hasar ve etki konusunda çok başaralı olamayacağı vurgulanan İngiliz istihbarat raporunda Bakanlık, “Rusya'nın amacı ne olursa olsun, bu doğaçlama eylemler, uzun menzilli füze stoklarının ne düzeyde tükendiğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre, raporda, söz konusu füzelerin, Ukrayna hava sahasında tuzak olarak kullanılabileceği ifade edildi.



BM yaşlanırken... Dünyada "Birleşen Milletler Toplulukları" çağı

Görünüşe bakılırsa BM, tedavisi olmayan bir hastalığa tutuldu (AFP)
Görünüşe bakılırsa BM, tedavisi olmayan bir hastalığa tutuldu (AFP)
TT

BM yaşlanırken... Dünyada "Birleşen Milletler Toplulukları" çağı

Görünüşe bakılırsa BM, tedavisi olmayan bir hastalığa tutuldu (AFP)
Görünüşe bakılırsa BM, tedavisi olmayan bir hastalığa tutuldu (AFP)

Refik Huri 

Sözleşmesine göre uluslararası güvenliği ve barışı koruma konusunda Birleşmiş Milletler'in (BM) sahip olduğu rolden geriye ne kaldı?

New York'taki cam kibrit kutusundaki 78'inci sonbahar oturumunda bu uluslararası örgütün sonbaharına da şahit olunmadı mı?

Kralların, devlet başkanlarının, bakanların ve büyükelçilerin oluşturduğu kalabalığa hitaben en yüksek uluslararası kürsüden yapılan konuşmanın ve yetkililer arasındaki ilişkilerin, hesapların ve kibarlıkların taşıdığı perde arkası görüşmelerin ötesine geçen bir şey var mı?

Doğrusu, bu uluslararası örgüt yaşlandı ve durumu pek parlak değil.

Dünya koşullarının bir aynasından ibaret hale gelen bu kuruluş, tedavisi olmayan hastalıklarla boğuşuyor.

Bu hastalıkların önde gelen altı tezahürü şu: 

Sadece küçüklerin çatışmalarında işe yarıyor.

Büyükler çatıştığında ya da anlaşmazlığa düştüğünde felce uğruyor.

'Laik bir papa' olarak nitelenen BM Genel Sekreteri, felaketler karşısında endişesini dile getirmek ve ağlamak için en büyük gözyaşı stoğuna sahip olmaya mahkûm. Böylece el-Mütenebbi'nin, 'Sanki rüzgâr altımdaymış gibi endişeleniyorum' sözü onun için geçerli hale geliyor. 

Örgütteki bürokrasi, merhum Genel Sekreter Boutros Boutros-Gali'nin de dediği gibi 'Mısır'daki bürokrasinden çok daha ileride. 

Bugünkü dünya, İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri Roosevelt, Stalin ve Churchill arasındaki bir anlaşmaya dayalı olarak bu uluslararası örgütün kurulduğu dünya değil artık. Örgütün gömleği, değişen dünyaya dar geliyor.

Büyüklerin çıkarları ve hesapları, bu örgüte bir donukluk ve damar sertliği dayatıyor. Daimi üyelere yeni ülkelerin eklenmesi için Güvenlik Konseyi'nin yapısında iyileştirme yapılacağına dair vaatler, havada kaldı. Başkan Biden'ın Brezilya'yı, Hindistan'ı, Güney Afrika'yı, Almanya'yı ve Japonya'yı daimi üyelere dahil etme yönündeki önerisinin akıbeti ise meçhul. Herhangi bir ülkenin ruh halinden veya hesaplarından korunmak amacıyla, bir karar tasarısının iptal edilmesi için veto hakkının iki veya daha fazla üye tarafından kullanımının şart koşulmasına dair öneri karanlıkta kaldı. 

Genel Sekreter Antonio Guterres'in G20 zirvesinde, "Biz gerçekten küresel bir aileysek o zaman vazifesini yerine getirmekten aciz bir aileye benziyoruz. Ayrışmalar artıyor, gerginlikler alevleniyor ve güven aşınıyor. Tüm bunlar önce dağılma, yolun sonunda da çatışma tehdidi barındırıyor" ifadelerini dile getirmesi şaşırtıcı değildi. 

Moskova ile Kiev ve beraberinde NATO arasındaki Ukrayna savaşı gibi küresel bir vekalet savaşı sırasında bu uluslararası örgütün etkisiz kalması alışılmadık bir şey değil.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşının çok kutuplu bir dünya düzenine götüreceğini düşünüyor.

Ama sorun bu düzenin doğup doğmayacağı değil, BM sisteminde bir değişikliğe yol açıp açmayacağıdır. 

BM'ye bağlı kuruluşlarla Dünya Sağlık Örgütü ve Gıda ve Tarım Örgütü'nün kalkınmada oynadığı rolün ve UNESCO'nun kültürel rolü ile uluslararası acil durum güçlerinin güvenlik rolünün önemini inkâr eden yok.

Ama pratikte dünya G7, G20, BRICS, ASEAN, Doğu Asya Grubu, IGAD, Şangay, G77+Çin ve belki de yoldaki G2 (ABD ve Çin) gibi 'Birleşen Milletler Toplulukları' aracılığıyla idare ediliyor.

Bunun yanı sıra Avrupa Birliği, Avrasya Birliği, İslam İşbirliği Teşkilâtı, Arap Birliği, Afrika Birliği ve Körfez İşbirliği Konseyi gibi bölgesel kuruluşlar da rollerini oynuyor.

Ayrıca ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık arasındaki AUCUS; ABD, Hindistan, Japonya ve Avustralya arasındaki QUAD; ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda arasındaki UKUSA (Beş Göz) ve NATO gibi askerî ve güvenlik ittifakları ile iş birliği anlaşmaları da söz konusu.

Yeni olan, şey; ABD, Güney Kore ve Japonya arasında bir eksen oluşumu ve Çin, Rusya ve Kuzey Kore arasında karşıt bir eksenin başlangıcıdır. 

Tek ama farklı bir dünya, 'örgütlerin anası' olması gereken uluslararası bir örgüt ve yönetilmesi siyaset, ekonomi ve diplomasinin ötesine geçerek askerî güç kullanımına uzanan jeopolitik çatışmalar… 

Asya'da ABD ile Çin'in Tayvan için verdiği mücadeleyi saymazsak dünya için, Avrupa'da Ukrayna'daki gibi bir savaştan daha tehlikeli bir şey yoktur.  

Independent Arabia - Independent Türkçe


Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
TT

Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)

Dağlık Karabağ ve Azerbaycan hükümetinden temsilciler, bölgenin geleceğini tartışmak üzere dün bir araya geldi.

Müzakerelerin ilk turu, bölgenin geleceğine ilişkin nihai düzenlemelerde ana hatların belirlenmesine bir yol açtı.

Ermeni kaynaklarına göre, bölgesel liderler ile Azerbaycan hükümeti arasındaki ‘zorlu görüşmeler’, bölgedeki Ermeni nüfusun Azerbaycan’a ‘yeniden entegrasyonu’ konusuna odaklandı.

Azerbaycan’ın Yevlah şehrindeki diyalog turunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Buna rağmen Bakü, yerleşim anlaşması taslağını Ermeni tarafına teslim ettiğini duyurdu.

Bakü, bölge sakinlerinin sosyal ve ekonomik entegrasyonuna yönelik bir plan açıklayarak diyaloğun önünü açtı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Özel Görevler Temsilcisi Elçin Emirbeyov, “Karabağ Ermenileri ile Azerbaycan arasındaki tüm sorunların bir toplantıda çözülmesini beklemek zor” dedi.

Erivan ile Bakü arasında çözülmemiş konular, özellikle de sınırların çizilmesi, ticaret koridorlarının açılması ve nihai bir barış anlaşmasına varılmasına yönelik mekanizmalar bu turda gündeme getirilmedi.

Bu nokta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ile yaptığı telefon görüşmesinde de konuşulan konulardan biriydi.

Kremlin, telefon görüşmesi sonrasında ‘nihai çözüme yönelik mekanizmalara ulaşmanın mümkün olacağını’ belirtti.

Putin ayrıca, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile de görüşerek, Dağlık Karabağ’daki yeni şiddet dalgasının azalmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Paşinyan kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın ‘Azerbaycan’ın saldırganlığını durduramamasından’ duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, Rus barış güçlerinin görevinde başarısız olduğunu öne sürdü.


Çin, BM’ye Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
TT

Çin, BM’ye Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulundu

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)
Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu önünde konuşuyor (AFP)

Çin, Birleşmiş Milletler’e (BM) Tayvan’a yönelik ‘güçlü iradesini’ hafife almaması çağrısında bulunarak, Pekin’in Tayvan ile ‘yeniden birleşme’ için barışçıl yolları tercih ettiğini vurguladı.

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı Han Zheng, BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Tayvan’ın Çin’in ‘vazgeçilmez bir parçası’ olduğu yönündeki tutumunu tekrarladı.

Han Zheng, konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“Çin’in tamamen yeniden birleşmesinin farkına varılması, Çin ulusunun ortak arzusudur. En büyük samimiyetle ve azami çabayla barışçıl yeniden birleşme için çalışmaya devam edeceğiz.”

Neredeyse tüm ülkeler Taipei yerine Pekin’i tanıyor, ancak ABD adanın en güçlü müttefiki ve ona önemli askeri destek sağlıyor.

Bazı ABD’li yetkililer, özellikle Tayvan’ın bağımsızlığını resmen ilan etmek için hamle yapması halinde, Çin’in adayı güç kullanarak ele geçirme hazırlıklarını hızlandıracağı yönündeki endişelerini dile getirdi.

Uzmanlar, Pekin’in, Rusya’nın işgalden bir buçuk yıl sonra hala hedeflerine ulaşamadığı Ukrayna’dan ders almış olabileceğine inanıyor.

Ukrayna’daki savaş konusunda Çin, Kremlin’e verdiği desteği açıklamış olmasına rağmen, kendisini tarafsız olarak konumlandırmaya çalışıyor.

Han Zheng, Çin’in Ukrayna’ya yönelik düşmanlıkların durdurulmasını ve barış görüşmelerinin yeniden başlatılmasını istediğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:

“Çin, Ukrayna krizinin barışçıl çözümüne yardımcı olan tüm çabaları destekliyor. Barışın bir an önce sağlanması için yapıcı bir rol oynamaya devam etmeye hazırız.”

Çin Devlet Başkanı Yardımcısı, BM Genel Kurulu’nun oturum aralarında, iki ülke arasındaki sorunlu ilişkiyi sakinleştirmek amacıyla ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken ile görüştü.


Pakistan: Artan Hindu milliyetçiliği dalgası uluslararası toplum için endişe konusu

Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
TT

Pakistan: Artan Hindu milliyetçiliği dalgası uluslararası toplum için endişe konusu

Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)
Pakistan’da geçici hükümet Başbakanı Anvarul Hak Kakar(solda), Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York’ta düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu (AA)

Dawn gazetesindeki habere göre, Kakar, Birleşmiş Milletler'in (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta, düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyinde (CFR) açıklamalarda bulundu.

Kakar, Müslüman karşıtlığından esinlenen artan Hindutva veya Hindu milliyetçiliğinin ABD dahil uluslararası toplum için derin bir endişe meselesi olduğunu ifade ederek, Hindutva ideologlarının bölgenin ötesine geçerek cesaretlendiklerini ve Kanada'da "Sih lider Hardeep Singh Nijjar'ın" öldürülmesinin bu uğursuz eğilimin bir yansıması olduğunu ifade etti.

Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin Hindu milliyetçiliği ideolojisini, Kanada'da öldürülen ayrılıkçı Sihler ile ilişkilendiren Kakar, Batı başkentlerinin ekonomik ve stratejik nedenlerden dolayı bu gerçeği görmezden gelmeyi tercih ettiğini vurguladı.

Kakar, Pakistan’ın Hindistan ile barışçıl ilişkiler kurma arzusunun devam ettiğine dikkati çekerek, bu arayışın Yeni Delhi hükümetinin karşılıklı samimiyetini gerektirdiğini belirtti.

Hindistan'ın 5 Ağustos 2019'da Cammu Keşmir’in özel statüsünü kaldırmasına atıfta bulunan Kakar, Yeni Delhi’nin adımlarının tüm bölgeyi karanlığa sürüklediğini dile getirdi.

Kakar, Cammu Keşmir'de kötüleşen insan hakları ihlallerinden endişe duyduklarını ifade ederek, ABD'ye Cammu Keşmir sorununun barışçıl ve bölge halkının istekleri doğrultusunda çözümü için Hindistan üzerindeki nüfuzunu kullanma çağrısında bulundu.

"Herhangi bir politik kampta yer almak istemiyoruz"

Güçlü Pakistan-ABD ilişkisinin Güney Asya ve ötesinde istikrar ve ilerleme için bir güç olabileceğini belirten Kakar, İslamabad'ın, Washington ve barışçıl, müreffeh dünya vizyonuna sahip tüm partnerler ile çalışmaya hazır olduğunu vurguladı.

Pakistan'ın hem ABD hem de Çin ile ilişkilerini sürdürme kararlılığına dikkati çeken Kakar, ülkesinin herhangi bir politik kampta yer almak istemediğini kaydetti.


Senegal: Nijer’de diplomatik çözüm ‘hala mümkün’

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
TT

Senegal: Nijer’de diplomatik çözüm ‘hala mümkün’

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)
Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde yaptığı konuşma sırasında (AFP)

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, seçilmiş cumhurbaşkanını deviren askeri darbeden yaklaşık iki ay sonra Nijer’de diplomatik bir çözümün ‘hala mümkün’ olduğunu söyledi.

Senegal’in de üyesi olduğu Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS), ülkede diplomatik baskının sivil yönetimi yeniden tesis etmede başarısız olması halinde Nijer’e askeri müdahalede bulunma tehdidinde bulundu.

Nijer ordusu 26 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum’u devirdi ve Bazum o tarihten bu yana ailesiyle birlikte evinde gözaltında tutuluyor.

Sall, Radio France Internationale’a ve France 24’e verdiği röportajda “Umarım sonunda akıl galip gelir (...) Akılcı bir şekilde ilerleyerek çözüme ulaşmak hâlâ mümkün” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Fransız haber ajansı AFP’den aktardığı habere göre Sall, Nijer’deki darbe liderlerine ‘onları askeri müdahale olacak nihai karara itmemeleri’ çağrısında bulundu.

New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantılarının oturum aralarında Sall “Bu son askeri seçenek ve ancak tüm yollar gerçekten tüketildiğinde gerçekleştirilebilir” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Bola Tinubu’nun ECOWAS başkanlığını yürüttüğü Nijerya’nın diplomatik çözüm bulmak için elinden geleni yaptığını da vurguladı.

Ayrıca “Kendisinden farklı yaklaşımlarının sonuçlarını bize bildirmesini bekliyorum ki bunları değerlendirip ortak bir karara varabilelim” ifadelerini de sözlerine ekledi. ECOWAS liderleri, Nijer’in Mali, Burkina Faso ve Gine’den sonra 2020’den bu yana darbeye tanık olan dördüncü Batı Afrika ülkesi olduğunu, bu nedenle harekete geçmelerinin gerektiğini söyledi.


NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'den ABD'ye "Çin" tavsiyesi

Jens Stoltenberg (AA)
Jens Stoltenberg (AA)
TT

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'den ABD'ye "Çin" tavsiyesi

Jens Stoltenberg (AA)
Jens Stoltenberg (AA)

Stoltenberg, Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu için bulunduğu New York'ta önde gelen düşünce kuruluşlarından Dış İlişkiler Konseyi'nin (CFR) düzenlediği panele katıldı.

Kuzey Amerika ve Avrupa bölgesinin küresel tehditlerle karşı karşıya olduğunu belirten Stoltenberg, bu nedenle NATO'nun Avustralya, Yeni Zelanda ve Japonya gibi ülkelerle ortaklıklar kurduğunu ancak bunun İttifak'ın buralara genişleyeceği anlamına gelmediğini söyledi.

Stoltenberg, "NATO, bölgesel bir ittifak olarak kalacak. Bu, NATO'nun Kuzey Amerika ve Avrupa ittifakı olarak kalacağı anlamına geliyor. Eğer bir genişleme olacaksa bu Avrupa ülkeleriyle olacak. NATO küresel kolektif savunma örgütü olmayacak" dedi.

Ukrayna'daki savaşın müttefiklere yönelttiği tehditle ilgili Stoltenberg, "Eğer ABD, Çin ile ilgili endişe duyuyorsa, Putin'in Ukrayna'daki savaşı kazanmayacağını garantilemeli" dedi.

Stoltenberg, Ukrayna'nın savaşı kazanması halinde NATO'nun Avrupa'nın ikinci büyük ordusuna sahip olacağını, Avrupa ülkelerinin son dönemde artırdığı savunma harcamalarıyla birlikte bakıldığında Çin ile ilgili daha az endişe duyulması gereken bir durumun ortaya çıkacağını anlattı.

NATO Genel Sekreteri, Ukrayna'nın kazanmasını garanti altına almasının ABD'nin çıkarına olduğunu, bunun Çin ile baş etmesini kolaylaştıracağını vurguladı.


Azerbaycan Başsavcılığı, Karabağ'da ölen Rus askerlerle ilgili açıklama yaptı

(AA)
(AA)
TT

Azerbaycan Başsavcılığı, Karabağ'da ölen Rus askerlerle ilgili açıklama yaptı

(AA)
(AA)

Azerbaycan Başsavcılığı, Karabağ'da antiterör operasyonu gerçekleştiren Azerbaycan askerlerinin, yasa dışı Ermeni güçlerin aracı zannederek ateş açtığı araçta bulunan 5 Rus askerinin yaşamının yitirdiğini, Ermeni güçlerin açtığı ateşte de 1 Rus askerinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Karabağ'da ölen Rus askerlerle ilgili şu ifadelere yer verildi:

20 Eylül'de antiterör operasyonuna katılan bir grup Azerbaycan askeri, Terter ilinin Canyatak köyü kırsalında, Rus Barış Gücü askerlerini taşıyan bir araca, zorlu arazi koşulları, yağmur ve sis nedeniyle yasa dışı Ermeni güçlere ait araç zannederek ateş açmıştır. Olay sonucu, Rus Barış Gücü'nün 5 personeli hayatını kaybetmiştir. Bunun dışında aynı gün ve aynı köyün arazisinde, Rus Barış Gücü'ne ait kamyona yasa dışı Ermeni güçlerce ateş açıldı. Olayda, Rus Barış Gücü personeli 1 asker öldü, 1 asker yaralandı.

Her iki olayla ilgili soruşturma başlatıldı

Açıklamada, her iki olayla ilgili soruşturma başlatıldığı, Azerbaycan ve Rusya başsavcılarının telefon görüşmesi yaparak soruşturmanın kapsamlı ve yoğun temasta bulunularak yürütülmesi konusunda mutabakata vardığı kaydedildi.

Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Rus Barış Gücü'nü taşıyan araca ateş açılması sonucu araçtaki askerlerin hayatını kaybettiğini bildirmişti.

Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le yaptığı telefon görüşmesinde, sorumluların gereken cezayı alacağını, mağdurların ailelerine mali yardım sağlamaya hazır olduğunu belirtmişti.


İran’da Mahsa Amini’yi anma etkinliklerinde 600’den fazla kadın gözaltına alındı

İranlı bir kadın, Tahran’daki Karçak Hapishanesi’nin kadınlar bölümü girişinden geçiyor  (Mizan)
İranlı bir kadın, Tahran’daki Karçak Hapishanesi’nin kadınlar bölümü girişinden geçiyor (Mizan)
TT

İran’da Mahsa Amini’yi anma etkinliklerinde 600’den fazla kadın gözaltına alındı

İranlı bir kadın, Tahran’daki Karçak Hapishanesi’nin kadınlar bölümü girişinden geçiyor  (Mizan)
İranlı bir kadın, Tahran’daki Karçak Hapishanesi’nin kadınlar bölümü girişinden geçiyor (Mizan)

İran’daki protestolarda gözaltına alınanların koşullarını izlemekle görevli bir komite, geçen hafta Mahsa Amini’nin ölümünün birinci yıldönümünde Tahran ve diğer şehirlerde en az 600 kadının gözaltına alındığını bildirdi.

Komite tarafından yapılan açıklamada, gözaltına alınanların çoğunun kefaletle serbest bırakıldığı, çok sayıda kişinin de aynı umutla savcılığa sevk edildiği bilgisi verildi.

Şarku’l Avsat’ın İran medyasından aktardığı habere göre, soruşturma sürecinin tamamlanmasını ve akıbetlerinin belirlenmesini bekleyen 130 kadın Karçak Hapishanesi’ne nakledildi.

Komite, güvenlik güçlerinin protestocuların sokağa çıkmasını engellemek için uyguladığı sıkı güvenlik önlemleri sırasında gözaltına alınan 118 kadının kimliğinin tespit edildiğini kaydetti.

İranlı genç Kürt kadın Mahsa Amini, başörtüsünü kurallara uygun takmadığı gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınmıştı. 22 yaşındaki kadın, üç gün sonra hayatını kaybetti.

Ölümüne duyulan öfke, özellikle kadınların önderlik ettiği, haftalarca süren ve kadınların rejime açıkça meydan okuyarak başörtülerini çıkarması gibi tabuların yıkıldığı öfkeli protestolara yol açtı.

Norveç merkezli İran İnsan Hakları Örgütü’ne (IHR) göre, 68’i çocuk ve 49’u kadın olmak üzere 551 protestocu, güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. 22 binden fazla kişi ise gözaltına alındı. IHR bu durumun, birkaç ay sonra protestoların ivmesini azalttığını kaydetti.

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, protestoları Batılı ülkelere bağladı.

Mahsa Amini’nin ölüm yıldönümünde yüzlerce kadının gözaltına alındığını belirten açıklamayla ilgili İran hükümeti veya yargısından herhangi bir açıklama gelmedi.

BBC Farsça’nın haberine göre, zorunlu başörtüsünü protesto eden mühendis Zeynep Kazemi gözaltına alındı.

Kazemi, İran Mühendisler Birliği’nin Genel Kurulunu seçmek için düzenlediği konferansta başörtüsünü çıkardığı için bu ayın başında 74 kırbaç cezasına çarptırılmıştı.

Kazemi, Mahsa Amini’nin ölüm yıldönümü dolayısıyla yeni bir video çekerek, haksızlığa karşı adalet talebini dile getirmekten hiçbir zaman pişmanlık duymadığını ve sessiz kalmayacağını söylemişti.

Polis ve güvenlik güçleri, protestolarda hayatını kaybedenlerin ailelerinin gösteri düzenlemesini engellemek için sıkı önlemler aldı.

Tahran’ın batısındaki Kazvin şehrindeki güvenlik güçleri, hayatını kaybedenleri anmaya çalışan insanları dağıtmak için göz yaşartıcı gaz kullandı.

Geçtiğimiz yıl güvenlik güçleri tarafından öldürülen Cevad Haydari’nin kız kardeşi Fatima Haydari, herhangi bir anma töreni yapılmasını önlemek için emniyetin evlerini güvenlik kordonuna aldığını ve göz yaşartıcı gaz kullandığını söyledi.

İran Parlamentosu salı günü yaptığı oylamada, başörtüsü yasağına uymayan kadınlara daha sert cezalar öngören yasa tasarısını onayladı.

İran medyasına göre, başörtüsü yasağını ihlal edenlere karşı para cezası, bankacılık hizmetlerinin engellenmesi ve adli işlem öngören yasanın deneme amaçlı 3 yıl süreyle uygulanmasına karar verildi.


Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan'dan HDK'nin "terörist grup" kabul edilmesi çağrısı

Burhan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde konuştu (AP)
Burhan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde konuştu (AP)
TT

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı Burhan'dan HDK'nin "terörist grup" kabul edilmesi çağrısı

Burhan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde konuştu (AP)
Burhan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu önünde konuştu (AP)

Burhan, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 78. Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkede 15 Nisan'dan beri ordu ve HDK arasında yaşanan çatışmalara değindi.

Abdulfettah el-Burhan, şöyle konuştu:

Sudan halkı, 15 Nisan'dan beri Hızlı Destek milisleri ve ona bağlı gruplarla karşı karşıyadır. Bu isyancı güçler, Sudan dışından getirdiği paralı askerlerden yardım alıyor. Bu gruplar, cinayet, yağma, hırsızlık, tecavüz gibi ağır suçlar işlediler. Vatandaşların evlerine ve mülklerine el koydular. Hizmet tesisleri, hastaneler, devlet daireleri dahil sivil nesneleri yok ettiler. Müzelere, antikalara, tapu, nüfus ve mahkeme kayıtlarına ve havaalanlarına saldırarak Sudan halkının tarihini ve kimliğini yok etmeye çalıştılar. Bankaları, kamu ve özel şirketleri yağmaladılar. Terör gibi suçlardan hapishanelerde tutuklananları serbest bıraktılar.

Burhan, HDK'nin Darfur'da "etnik temizlik, cinsel şiddet, ırka dayalı öldürme, işkence ve savaş suçu sayılabilecek her şeyi yaptığına" dikkati çekerek, "Bütün bunlar için uluslararası toplumu, bu güçleri terörist grup olarak tanımlamaya çağırıyoruz" dedi.

"Çatışmalar, tüm bölgeyi yakacak bir kıvılcım"

Bazılarının savaşın sadece iç çatışmalardan ibaret olduğunu düşündüğünü söyleyen Burhan, "Bu gruplara yardım eden bölgesel ve uluslararası güçlerin müdahalesi apaçık. Bu çatışmalar tüm bölgeyi yakacak bir kıvılcımdır" değerlendirmesini yaptı.

Burhan, ordunun, "isyancı güçler" hastaneleri, vatandaşların evlerini ve sivil tesisleri boşalttığı takdirde, Suudi Arabistan ve ABD'nin çözüm girişimi kapsamında müzakereleri sürdürmeye hazır olduğunu kaydetti.

"Savaşı durdurmak için her yola başvurduk"

Savaşı durdurmak için her yola başvurduklarını belirten Burhan, "Kardeşlerimizin sunduğu tüm girişimlere olumlu bakıyoruz. Halkımızın acılarının dindirilmesi için hala barış elimizi uzatıyoruz" ifadelerini kullandı.

Burhan, savaş bittikten sonra iktidarı, halk tarafından seçilen sivil bir hükümete devretme konusundaki kararlılıklarını vurguladı.

Sudan'da ordu ile HDK arasındaki çatışmalar

Doğu Afrika ülkesi Sudan'da, 15 Nisan'da ordu ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında çatışmalar başlamıştı.

Birleşmiş Milletlere göre, en az 5 bin kişinin hayatını kaybettiği ve 12 bin kişinin yaralandığı çatışmalar nedeniyle 5 milyondan fazla kişi yerinden edildi.

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Burhan, 6 Eylül'de, devlete karşı isyan ettiği, vatandaşlara karşı ağır ihlallerde bulunduğu ve ülkenin altyapısını kasıtlı olarak sabote ettiği gerekçesiyle HDK'yi feshetme kararı almıştı.


Biden: Önümüzdeki hafta ilk ABD Abrams tankları Ukrayna'ya teslim edilecek

Beyaz Saray'daki görüşmeleri öncesinde Biden, Zelenskiy ile el sıkıştı (AP)
Beyaz Saray'daki görüşmeleri öncesinde Biden, Zelenskiy ile el sıkıştı (AP)
TT

Biden: Önümüzdeki hafta ilk ABD Abrams tankları Ukrayna'ya teslim edilecek

Beyaz Saray'daki görüşmeleri öncesinde Biden, Zelenskiy ile el sıkıştı (AP)
Beyaz Saray'daki görüşmeleri öncesinde Biden, Zelenskiy ile el sıkıştı (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, gelecek hafta ilk ABD Abrams tanklarının Ukrayna'ya teslim edileceğini duyurdu.

Biden ve eşi Jill Biden, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile eşi Olena Zelenska'yı Beyaz Saray'da ağırladı. Liderler, ikili ve heyetler arası görüşmeleri sonrası kameraların karşısına geçti.

Ukrayna halkının gösterdiği cesareti öven Biden, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Ukrayna ve NATO'yu yıkabileceğine dair görüşlerinde yanıldığını söyledi.

Biden, müttefikler ve ortaklarıyla birlikte ABD'nin, Ukrayna'ya topraklarını geri alması için askeri desteğin yanı sıra insani yardım sağlamaya devam edeceğini vurguladı.

Ukrayna'nın egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı duyan, adil ve kalıcı bir barışı destekledikleri mesajını yineleyen Biden, Rusya'nın barışa engel olduğunu ve istese savaşı bugün bitirebileceğini kaydetti. Biden, bunun yerine Rusya'nın, İran ve Kuzey Kore'den daha fazla silah almanın peşinde olduğunu savundu.

"Ukrayna'nın yanında olmaya devam edeceğiz"

ABD'nin Ukrayna'ya 325 milyon dolarlık yeni askeri yardımını duyuran Biden, paketin daha fazla mühimmat ve ekipman içerdiğini bildirdi.

Biden, "Önümüzdeki hafta ilk ABD Abrams tankları Ukrayna'ya teslim edilecek." dedi.

Ukrayna'nın hava savunma yeteneklerini de güçlendirmeye odaklandıklarını söyleyen Biden, bu kapsamda ilave ekipman sağlayacaklarından bahsetti.

Ukrayna'nın geleceği kapsamında reform ve finansman desteği de sağlayacaklarını anlatan Biden, bu ülkenin yanında olmaya devam edeceklerini vurguladı.

Zelenskiy de ABD'ye yardımlarından dolayı teşekkür ederek, verimli bir görüşme gerçekleştirdiklerini ifade etti.

Ukrayna'nın savunma yeteneklerinin geliştirilmesi, kış döneminde hava savunma yeteneklerinin güçlendirilmesi ve tahıl ihracatı gibi konularda belirli adımlar üzerinde anlaştıklarını bildiren Zelenskiy, barış formülü üzerinde de çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti.