Filistin ile İİT, BM'nin İsrail işgalindeki bölgelere ilişkin kararını memnuniyetle karşıladı

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Japonya'nın yeni temsilcisini kabul etti (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Japonya'nın yeni temsilcisini kabul etti (WAFA)
TT

Filistin ile İİT, BM'nin İsrail işgalindeki bölgelere ilişkin kararını memnuniyetle karşıladı

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Japonya'nın yeni temsilcisini kabul etti (WAFA)
Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Japonya'nın yeni temsilcisini kabul etti (WAFA)

Filistin ile İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), Birleşmiş Milletler'in (BM) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarına yönelik aldığı kararı memnuniyetle karşıladığını açıkladı.
Filistin Dışişleri Bakanlığı, BM Genel Kurulu'nda alınan ve İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarının statüsünü, karakterini ve demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan ve uluslararası hukuka uymayan tüm faaliyetlerine son vermesine dair karara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki, BM'nin, İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarına yönelik aldığı karardan memnuniyet duyduğunu ifade ederek, Nekbe'nin 75. yıl dönümünde BM'de, Filistin meselesi kararlarında fikir birliğinin olduğunu vurguladı.
Maliki, "Nekbe'nin 75. yıl dönümünün anılmasıyla" ilgili yapılan oylamanın, BM'nin, Filistin halkının tehcir edildiği ve yarısından fazlasının mülteci durumuna düştüğü, diğer yarısının da ırkçı bir baskıya maruz kaldığı Filistin trajedisini tanıması anlamına geldiğini ifade etti.
Bu oylamanın, Filistin'in ve halkının uğradığı zararın telafi edilmesi ve tarihi zulmün düzeltilmesi yolunda bir adım olduğunu ifade eden Maliki, BM Genel Kurulu'nda tasarının kabul edilmesinin, Filistin meselesindeki uluslararası konsensüsü gösterdiğini kaydetti.

"Kararı memnuniyetle karşılıyoruz"
İİT'den yapılan yazılı açıklamada ise, "Dördü Filistin'e ilişkin 5 önemli kararın oy çocukluğuyla kabul edilmesinin memnuniyetle karşılandığı" belirtildi.
Açıklamada, "doğruluk, barış ve adalet ilkeleri doğrultusunda uluslararası hukuka ve tarihi tutumlarına bağlılığını teyit ederek karara destek veren ülkeler" takdir edildi.
Açıklamada ayrıca uluslararası toplumun, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulması konusunda, BM kararlarını uygulama çabalarını arttırması çağrısı yapıldı.

Ne olmuştu?
BM Genel Kurulu'nda 30 Kasım'da düzenlenen oturumda, Filistin meselesi ve Orta Doğu'ya ilişkin 5 karar tasarısı kabul edilmişti.
Genel Kurul'da İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarının statüsünü, karakterini ve demografik yapısını değiştirmeyi amaçlayan ve uluslararası hukuka uymayan tüm faaliyetlerine son vermesine dair karar tasarısı onaylanmıştı.
"Filistin meselesinin barışçıl çözümü" başlıklı karar kapsamında, Genel Kurul, İsrail'in tüm iskan faaliyetlerine, topraklara el koymaya ve evleri yıkmaya son vermesi gerektiğini belirterek, keyfi gözaltıları ve tutuklamaları da durdurması çağrısında bulunulmuştu.
Tasarı, 9'a karşı 153 oyla kabul edilmişti. Kanada, Macaristan, İsrail, Liberya, Marşal Adaları, Mikronezya, Nauru, Palau ve ABD tasarıya ret oyu vermişti.
"Golan Tepeleri" başlıklı karar ile de İsrail'in 1967'de işgal ettiği Golan Tepeleri'nde kendi kanunlarını uygulamasının, yasal bir hükmünün ve geçerliliğinin olmadığı belirtilmişti.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.